• tam türkler için araba üreten bir firmadır tofaş. çünkü bu arabaların ufak tefek bozuklukları en rahat yumruk ve tekme ile hallolur. aslında bir "uno" eksperi olarak durumu ayrı başlıkta inceleyebilirdim ama tempralarda da durumun böyle olduğunu bildiğimden genelleme yapayım dedim.

    bu arabaların jantlarının dandikliğinden sonra (ki bu yüzden sürekli lastik patlatır, hiç olmadı jant kapakları fırlar. çelik jant ile problem çözülür) en büyük ikinci sorunları farlarında meydana gelen temassızlıklardır. bunun için en iyi yöntem söz konusu farın önünde durarak ayak tabanımızla bir tekme atmaktır. ya da bildiğiniz ooruken de iyi sonuç verebilir (selene en çok bu yöntemi kullanır mesela)

    bundan başka tofaşınızda sigorta kutusunda da gevşemeler olacaktır. sinyal veremeyecek, göstergelerinizden bilgi alamayacaksınızdır. panik yapmayın. sigorta kutusu (uno'da) direksiyonun altında kaputu açtığınız kolun sağ tarafında bir yerdedir. debriyajı kullanmadığınız zamanlarda ayağınızın burun kısmıyla ufak tekmeler atarsanız sorun çözülür.

    ayrıca, otomatik camlar özellikle kış aylarında tutukluk yaparlar. bunun için de elinizin ayasıyla pencerenin alt kısmına, yani kapıya içten sert darbeler vurmanız gerekir. bazen kapıyı açıp, hızla kapatmak da işe yarayabilir. yine eğer hoparlörlerinizde ses gidip gelmesi sorunları yaşarsanız vücudunuzun dilediğiniz bölgesi ile hoparlörleri uyararak sesi düzeltebilirsiniz.

    dolayısıyla yollarda tofaş arabasını yumruklayan, tekmeleyen insanlar görürseniz sanmayın ki onlar sinirli, gergin, psikopat kişilerdir. şeker gibi insanlardır onlar. anlayışlı olun, gülümseyin. hatta gidin bir tekme de siz vurun ( yok yok vurmayın deli misiniz?)
  • piyasada dolaşan tofaş.mp3 adında süper bir reklamı bulunan bir araç markası..
    reklamın metnini de yazalım tam olsun...

    "-iyi günler tofaş müşteri hizmetleri nasıl yardımcı olabilirim
    -haydi güle güle iyi günler (muhtemelen güle güle müşteriye)
    -buyrun
    -nil hanım orda mı
    -efendim konu neydi ben yardımcı olayım
    -yav bırak yardımcısı ben erzurumdan arıyorum aba müslüm keçeli
    nil hanım orda mı verir misin telefona
    -efendim nil hanım yerinde yoklar
    -nerde birez önce cehenneme mi getti birez önce bennen gonuşirdi. oranın genel müdürü kim ki
    -bey efendi aracınızın plakasını rica edebilir miyim
    -yav bırak plakayı elli sefer vermişim ya ben müşderiyim ya ben diyorum ki genel müdürünüz kim sizin yetkili olduğunuz birim amiriniz. nilin üsdünde cem mi var?
    -isminizi öğrenebilir miyim
    -cem bey mi var
    -efendim cem bey de yerinde şu anda yerinde yoklar
    -ya peki cem beyin dışındaki vadandaş kim. ermeni bu. italyan mi bu kim ya bi türk değil mi kardeşim? ben araç almışım bunun üst yetkilisi kimse bana bi ulaştırabilir misiniz yaw
    -bey efendi mümkünse kaydınıza ulaşabilmemiz için aracınızın plakasını ve adınızı öğrenebilir miyim?
    -senin adın ney, benim adımı daha öyrenemediz mi? ben erzurumluyum beni daha öyrenemediz mi? her gün ariram allah belazı vere yav. bu nasıl işe düşdüm kardeşim yav. yimbeş a re beşyüzyetmişbeş... aan oriya yazın. elizin avucuzun içine yazın. bahtığızda telefon aşdığımda haberiz olsun.
    -şu anda kaydınıza ulaşmaya çalışıyorum
    -he bir ulaşıyor ölmüşleriin heyrine.. lan ne işe düşdüm yav..
    -aba müslüm keçeli ile mi görüşüyorum şu anda
    -evet he he
    -şu anda kaydınıza ulaşmaya çalışıyorum aba bey
    -yaa x'ler x'ine mi gapalı (diye bir harici ses, tam olarak ne dediği anlaşılmıyor)
    -ben nil hanıma da ı aradığınızı iletiyorum ı konu...
    -yav nili bırak bacı yav. bırak yav. allahızı seversez.
    -aba bey bizi daha önce aramışsınız
    -yav elli sefer aradım.. yav nil hanımın da babasının ağzına sıçım, sizin de babazın ağzına sıçım. yetkilisi kimse yetkilisini bağlayın bana yav. ağzına sıçtığımın evlatları şimdi nil hanımın babasının ağzına sıçtıracaksınız ha.
    -aba bey ben konuyu ben nil hanıma aktarıyorum
    -yav tamam aktar deki o
    -ulaşabileceğimiz telefonları mümkünse..
    -sen de ki o erzurumda bi tene müslüm ağabegi var dedi ki hepizin babasının ağzına sıçım. nil hanımın elli sefer sıçım yav.. de beni bir arasın ağzına sıçtığımın gızıni yav.
    -telefon numaranız aba bey 442 316 60 10 cep telefon numaranız 542 684 68 08 mi? (o esnada sirenler ötmektedir)
    -tamam senin adın ney, hanım gız
    -dilek efendim
    -dilek mi? bak ara o nil hanım kimse o telefonu üzüme gapatti. de ki onun babasının ağzına... bizim babamızın ağzına bi sefer sıçdi, senin babanın ağzına elli sefer sıçdi.
    -peki efendim, iletmiş olduğunuz bütün küfürleri isteğiniz üzerinize de nil hanıma aktaracağım
    -hayret bir şey yav, araç satmışsınız, araca sahip olun ağzına sıçtığımın çocukları, yav bu en üsdüz kim baci en üsdüz yav, en üsdüzün babasının ağzına sıçım yav. "
  • ülkemizde ağır sanayi hamlesini ne yazık 20-30 yıl ötelemiş koç grubundan bir parça. ülkemiz insanını en kötü arabalara yıllarca mahkum etmiştir. gümrük birliğine girmeseydik hala köşeli şahin'leri bizlere satacağını düşünüyorum. yaptığı şey ilk olmasından dolayı oldukça değerli bir hamledir fakat gelişen otomotiv teknolojisini takip etmeyip bizi yıllarca şahin'e, doğan'a, kartal'a mahkum ettiği için çok ah alması da bir o kadar doğaldır. donanım dahi istemiyorduk, biraz beygir, biraz konfor, biraz şekil değişikliği bize yetecekti. koç grubu bunu bize çok gördü. işte unutulmuş bir ülke gerçeği.
  • son kullanma tarihi geçmiş ezberlere konu olan şirkettir.

    80-90 öncesi devletin ithal engelleri sebebiyle oluşan rekabet düzeninin işlemediği piyasada tofaş ciddi bir ağırlığı olan firmaydı. zaten herhalde bir de renault ve ford vardı türkiye'de o dönem yaygın olarak.

    şimdi bu ezberlere göre tofaş, kuş serisi gibi kartondan arabalar yaparak bu halkı kötü araca çok para ödemeye mahkum etti. firma da zengin oldu.

    lan sanki ülkedeki ithal kısıtlamalarını yapan tofaş'ın kendisiydi. tofaş gümrükten araç sokmuyordu ülkeye. aksine türkiye'ye dışarıdan araç sokmak zor olduğu için tofaş kuruldu. içeride üretip, içeri satalım diyerek. türkiye bu anlamda dışa kapalı olmasaydı, tofaş zaten kurulmazdı. nasıl olsa her tür araç kolayca girip çıkıyorsa, içeride fabrika kurmanın bir albenisi kalmıyor. tofaş'ın kendisi de, o dönem ürettiği araçlar da bir şeyin sebebi değil, sonucudur.

    bunu zaten tofaş'ın bugünkü konumu da kanıtlıyor. adamlar bugün abd'ye otomobil ihraç ediyor. sistem adamları kuş serisi ile para kazanabiliyor kılarsa, kuş serisi üretirler. yok eğer sistem adamları para kazanmak için daha kalitelisini yapmaya iterse, abd'ye bile ihraç edilebilecek araçlar üretirler. sorun tofaş'ta değil, senin ülkenin sistemindedir.

    ayrıca tofaş ucuz araç üretmiştir hep, araçları kazık fiyatlara sahip değildir. internette bulduğum rakamlara göre 1975 yılında bir murat 131'in fiyatı 57500 liraymış. bu o dönemin dolar kuru ile 3700 dolar yapıyor. yine 1975 senesi için abd'deki otomobil fiyatlarına bakıyorum ford'lar, chevrolet'ler, dodge'lar 4250-4500 dolar arası fiyatlara satılıyor. yani murat 131'in fiyatı bariz olarak düşük.

    yani araç da belki biraz daha kalitesiz ama buna karşılık fiyatı da ucuz. zaten aracın amacı da bu. 4500 dolar olan dodge, türkiye'ye girmeye kalksa vergisiyle vs iyice pahalı olacak. tofaş ise ucuz arabayla piyasayı domine etmiş. eğer halkın 4500-5000 dolar ödeme gücü olsaydı, basar parayı dodge alırdı. tofaş da, dodge kalitesinde araç üretirdi. ama halkta para olmadığı için mecburen en alt seviyede bir araç üretildi ve satıldı.

    türkiye'de küçük beyinlere itinayla işlenen, kalitesiz araçlara çok para ödenip bir avuç insan zengin edildi söyleminin gerçekle alakası yok yani. türk halkı tofaş'a mercedes parası ödemedi, tofaş ucuza araç üretti. rakamlar ortada. araç ucuz olduğu için, tabi ki çok da kaliteli değildi.
  • test mankenlerinin korkulu rüyası!

    http://i41.servimg.com/…41/11/81/45/60/40380711.jpg
  • fiat'ın türkiye fabrikasıdır. açılımı bile fiat'ın açılımına benzer.

    fiat: italya torino otomobil fabrikaları
    tofaş: türkiye otomobil fabrikaları a.ş.
  • eğer olmasaydı asla beş kişi bir şahine doluşup karıya gidemezdik ya da on beş kişi bir kartala tıkışıp pikniğe gidemezdik ya da doğan görünümlü şahin ve hacı murat deyimlerini kullanamazdık. hayat çok boş olurdu...
  • fiat & psa ortaklığı ile kurulan stellantis şirketinin başına bela olan firma.

    stellantis her ne kadar bir ortaklıkla kurulmuş gibi görünse de özünde fiat’ın sahibi agnelli ailesinin şirketi psa’ya devretmesi gibi durum yaşandı. tüm yönetim fransızlara verildi ve patron marka peugeot oldu.

    bu fransızlar, fiat’ın daha önceden gelen ortaklıklarını da söz sahibi tamamen kendilerinde olacak şekilde değiştirmeye ve ülkelerdeki tüm markaları tek çatı altında toplamaya çalışıyor.

    bu noktada türkiye’de de;

    *ya tofaş’ın koç’taki hisselerini almak ve ardından daha önce adı “peugeot türkiye” olan, şimdi “stellantis türkiye” olarak isimlendirilen ve peugeot, citroen, opel ve ds markalarının distribütörü olan firma ile birleştirmek,
    *ya da tofaş’tan fiat’ın ve diğer markaların distribütörlüğünü alıp tofaş’a sadece üretimi bırakmak (oyak renault - renault mais formülü)

    gibi 2 alternatifli planı olduğu söyleniyor.

    ancak görünüşe göre her iki öneriyi de koç grubu ve koç grubu etkisindeki tofaş istemiyor. hatta muhtemelen tofaş’ın isteği tam tersi şekilde peugeot/citroen/ds markalarının distribütörlüğünün kendilerine bağlanması olabilir.

    en nihayetinde olay biraz çözümsüzlüğe gitmiş gibi. stellantis tüm ülkelerde yeniden yapılanmasını tamamlarken türkiye’deki süreç tıkandı.

    yeni model yatırımlarıyla ilgili ciddi soru işareti oluştu, yeni nesil doblo en azından şimdilik tofaş’tan alındı (bunda hazır bir aracın ispanya’da üretimde olmasının büyük etkisi var tabiki, ama bir sonraki doblo bu sefer tofaş’a geri dönecek mi göreceğiz).

    yeni nesil egea’dan henüz ses yok.

    bakalım türkiye’deki düğüm nasıl çözülecek.

    (benim tahminim koç’un çekişmeyi kazanıp mevcut ortaklık yapısını koruyarak tüm markaları tofaş çatısı altında toplayacağı, ancak tofaş yönetiminin de artık daha fazla stellantis etkisinde olan kişilerle güncelleneceği yönünde).
  • tofaş'tan beklenen bombalar geldi.

    > (bkz: tofaş), 400 milyon euro'ya stellantis grubu'nun türkiye'deki tüm haklarını alıyor. yani (bkz: stellantis) markalı ((bkz: peugeot), (bkz: citroen), (bkz: opel) ve (bkz: ds)) araçların ve yedek parçalarının ithalat ve satış tofaş'ın oluyor.

    > tipo/egea modelinin tofaş tarafından türkiye'de satışı ve ihracatı için üretimi 31 aralık 2025 tarihine kadar uzatılıldı.

    > 2025 yılı başından itibaren tofaş, 5 marka için yeni "k0" modelin hafif ticari araç ve "combi" versiyonlarını üretecek. tüm hakları tofaş'a ait.

    > 2023 yılı temmuz ayı içerisinde gerçekleşmesi öngörülen yeni model hazırlıklarının başlangıcına kadar türkiye'de satılmak üzere (bkz: doblo) modelinin üretimi devam edecek.

    > (bkz: fiorino) modelinin üretimi 31 aralık 2024 itibariyle sonlandırılacak.
  • avrupa kupalarındaki bir maçından önce parke temizliğinde kullanılan bir kimyasalın azizliğine uğramışlardı. cila benzeri kimyasal, parkeyi üzerinde hareket edilemeyecek kadar kayganlaştırmıştı ve saha ay gibi parlıyordu. yarım saat 45 dakika temizlemeye uğraştılar ama kayganlık giderilemeyince maç ertelendi.
hesabın var mı? giriş yap