time after time
-
eva cassidy yorumu ayri bir guzellik olan sarki.
-
sozleri:
lying in my bed i hear the clock tick,
and think of you
turning in circles confusion
is nothing new
flashback to warm nights
almost left behind
suitcase of memories,
time after
sometimes you picture me
i'm walking too far ahead
you're calling to me, i can't hear
what you have said
and you say go slow
i fall behind
the second hand unwinds
if you're lost you can look and you will find me
time after time
if you fall i will catch you i'll be waiting
time after time
if you fall i will catch you i'll be waiting
time after time
time after time
after your picture fades and darkness has
turned to grey
watching through windows i’m wondering
if you’re ok
and you say go slow
i fall behind
the drum beats out of time -
kadrosunda back to the future part iii'de clara clayton rolüyle bildiğimiz mary steenburgen'ı da barındıran 1979 yapımı fantastik gerilim, daha ziyade komedi filmi.
--- spoiler ---
filmde başrolde h. g. wells var. evet, evet cidden. şöyle ki; film 1800'lerin sonunda başlar. wells ve karındeşen jack* 4-5 kişi beraber takılan bir arkadaş grubundalar. tabi bizim jack'in katil olduğundan haberleri yok diğerlerinin.
wells bir gün jack ve diğer arkadaşlarını evine yemeğe çağırır ve yeni icat ettiği zaman makinesini arkadaşlarına anlatır. tabi arkadaşları inanmayıp bir de dalga geçerler. o esnada polis, jack tarafından o gün işlenen bir cinayetin ipuçlarını takip ederek wells'in evine kadar ulaşır. kapıda polisle bir süre konuştuktan sonra içeri alır. diğer arkadaşları oralardayken, jack ortada yoktur. wells durumu çakar ama polislere tek kelime etmeden gerisin geriye yollar. ardından "ben bir frankenstein yarattım" modunda onun peşinden 1978'e gider ve film orada devam eder.
wells'in gelecekte geldiği yer müze haline dönüştürülmüş kendi evidir. hatta zaman makinesi gelecekte wells'in koleksiyonundan bir parça olarak sergilenmektedir. esasında 19. yy. sonlarından gelen bir ingiliz beyefendisinin 1978'de yaşadıkları güzel bir komedi oluşturur. ve aslında jack, kendisinin de dediği gibi olması gereken yerdedir. çünkü wells geçmiş zamanla ilgili bir araştırma yaptığında iki dünya savaşı, sayısız diğer savaşlar ve dramlar görmüştür, yani jack şiddet dolu bir dünyadadır esasen, geldiği bu yeni dünyada da boş durmaz ve cinayetlerine devam eder. tabi ki adı da efsane olmuştur bir şekilde. fahişe cinayetleri yeniden başlar ve herbert,* jack'i gerçekte ait olduğu olduğu yere göndermeyi kendine görev edinmişken yanına modern bir kadın, peşine de bir dedektif takar. efektleri pek başarılı olmasa da eğlenceli sayılabilecek, wells ve karındeşen jack'i arkadaş kabul eden ilginç bir ürün.
--- spoiler ---
add-it: ayrıca şimdi farkına vardım, bu film star trek the wrath of khan ve star trek vi the undiscovered country'nin de yönetmeni olan nicholas meyer amcamızın yönetmen olarak ilk filmiymiş. -
chet baker'ın söylediği aynı isimdeki şarkının sözleri şu şekildedir:
time after time i tell myself that i'm
so lucky to be loving you
so lucky to be
the one you run to see
in the evening when the day is through
i only know what i know
the passing years will show
you've kept my love so young, so new
and time after time
you'll hear me say that i'm
so lucky to be loving you
i only know what i know
the passing years will show
you've kept my love so young, so new
and time after time
you'll hear me say that i'm
so lucky to be loving you -
en güzel cyndi lauper şarkısı. 1984 tarihli she's so unusual albümünden.
-
geç kalınmış olsa da eva cassidy yi keşfetmemi sağlamış, yalnızken dinlenildiği zaman özellikle sıkıntılı anlarda sizi alıp götüren, eva'nın buğulu sesiyle her zaman şarkı söylemesini istediğiniz şaheser.
-
limewire, vs. alemlerinde lauper'ın tori amos'la düeti şeklinde karşınıza çıkabilen şarkı ama inanmayınız, palavradır o... yanlışlıkla indirmişseniz de siliniz. (bkz: indirdiği dosyaları 24 saat içinde silen insan)
-
sözleri itibariyle insanı alıp uzaklara götüren, dinledikçe dinlenilesi gelinen, eva cassidy'nin yorumuyla tadından yenmez hale gelen bir şarkıdır kendisi...
dinlerken uzaktaki sevgiliye gidilir, dokunmadan sadece bakılır, hissedilir... daha çok ayrılıklarda etkilidir bu şarkı, "flashback, warm nights, almost left behind" deriz ve gözlerimiz dolu dolu olur, sıcaklık bitmiştir, soğuk eser ayrılık... özellikle eva "i fall behind" dediğinde yalnızlığa daha fazla katlanamayıp, olduğu yere yıkılası gelir insanın... yine de son bir azimle "if you're lost, you can look and you will find me time after time" ve her zaman unutma seni olduğum yerde bekliyorum , ihtiyacın olduğunda bir dosta denir... lafın özü, eğer dinlemeyen varsa, mutlaka dinlemeli dedirten, gönlümde taht kurmuş bir şarkıdır... -
cassandra wilson (ki kendisi müstesna bir sestir) yorumunun da çok güzel, çok etkileyici olduğu klasik.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap