• mükemmel sözlere sahip olan almora şarkısı. nasıl şimdiye kadar yazan olmamış bu sözleri, şaşılacak şey.

    zamanın gözlerinde eski bir tılsım
    masalların sırrını fısıldıyor
    insanoğlu görmüyor istemedikçe
    belki de kendi rüyasından korkuyor

    oysaki kaybetse de tüm savaşları
    inandığı masallar kadar yaşıyor

    bir gün gelir, biter bu hikaye
    rüyaların seni terk ettiğinde
    gömülürsün kalbindeki
    cennet ya da cehenneme
  • almora'nın son albümü kıyamet senfonisi'ndeki en güzel şarkı. şarkının sözleri kendinden geçirir insanı. sadece o güzelim vokali fazla değişime uğratmışlar, yazık olmuş.
  • alternatif gsm operatörü ismi
  • tabiatüstü gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına inanılan şey, efsun.
  • istanbul oyuncak müzesinde klip çekilen almora şarkısı.
  • malumunuz üzere eski devirlerde banka yoktu. insanlar hazinelerini, altınlarını korumak için gömerlerdi. ancak gömülen altınların değişik yöntemlerle açığa çıkartılmaması için de ekstra bir önlem olarak hazineye tılsım yapılırdı.

    söz gelimi psişik güçleri olan biri altın bulmak için alan taraması yapsa, belki de gömülen o altınları bulabilirdi. işte tılsım bu ve benzeri tehlikelere karşı hazineyi koruyordu. tılsım ile hazineye muhafız bir cin bağlanıyordu. o yüzden eskiler "yılansız hazine olmaz" demişlerdir. oradaki yılanın yerine göre anlamı vardır. hem muhafız cine işaret eder hem de insandaki altın hırsının şeytani olduğu anlamına gelir. siz de denk gelmişsinizdir bu yöndeki filmlere... define bulan bir grup insan bir anda birbirinin kuyusunu kazmaya başlar vs...

    define bulma iştiyakı insanda güçlü bir bilinçaltı eğilimidir ve hepimizde vardır. ancak her beşer hırsının elbette bir aslı vardır. hepsinin de nihai noktası hakka çıkar. kısacası hazine ve altın bulma eğilimimiz gerçekte allah'a olan iştiyakımızın sembolik ifadesidir.

    kenz-i hafi veya kenz-i mahfi, gizli hazine saklı hazine demektir. "ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi sevdim de kainatı yarattım"...allah kendini niçin gizli hazine olarak vasıflandırmıştır? iyi, güzel, doğru adına ne varsa; değerli olarak bildiğimiz ne varsa; hepsi ilahi isimlerin birer tecellisidir de ondan...ilahi isimler de hakkın zatına bağlıdır. mesela dünyanın tüm tarım ürünleri rezzak esmasnın minik bir tecellisidir. allah ne kadar verirse versin, ne kadar ihsan ederse etsin bu hazinenin bitip tükenmesi mümkün değildir.

    işte o en büyük hazineyi bulmaya yani hakka ermeye gelince...

    elbette o hazine dahi bir tılsımla korunmuştur. şeytanlar niçin var sanıyorsunuz? işte onlar en büyük hazinenin bekçileridir. o bekçiler kimseye geçit vermezler; insanların hakka ulaşmasına mani olurlar. bunun için sayısız büyüler yapar, sayısız oyunlar oynarlar. böylece kişinin içindeki asıl niyet ortaya çıkar. pek çok kimse para, ün, şöhret, güç, iktidar vs. için en büyük hazineden seve seve feragat eder.

    "gözü hiçbir tarafa kaymadı ve sapmadı" (necm 17)

    bu ayet ne diyor biliyor musunuz?

    peygamber efendimizin gözü haktan başka hiçbir şey görmüyordu. ona "haktan vazgeç, seni tüm dünyanın imparatoru yapalım" deselerdi bile zerre kadar kale almazdı. o derece hakka batmış ve hakkın düşkünü idi. hatta onun gözü hakkı bırakıp ahiretin ve melekûtun olağanüstü güzelliklerine dahi kaymadı, ki onların güzelliği dünya nimetlerinden kıyaslanmayacak kadar üstündür.

    işte peygamber efendimiz ve onun rengine girmiş bağlıları hariç, en büyük hazinenin tılsım bekçileri olan şeytanlar asla kimseye geçit vermezler. para, güç, şöhret, bilgi ile kandırıp geriye gönderirler...
  • üst edit: “ ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi sevdim de kainatı yarattım"...allah kendini niçin gizli hazine olarak vasıflandırmıştır?” yazmış. bu adamı takip edenler ya da konuyu bilmeyenler bunu ayet zannedecek. sizce bunu böyle yazması bir hata mı? yalan olan bir hadisi ayet gibi gösterme çabası yeni değil;

    (al-i imran 3/78)” ehlikitaptan birtakımı kitaptan okuyormuş gibi dillerini eğip bükerler ki okuduklarını kitaptan sanasınız. ama kitaptan değildir. “o allah katındandır.” derler; ama allah katından değildir. allah’a karşı bile bile yalan söylerler.”

    isnetus mahlaslı allah düşmanı, müşrik, şeyhtaparın yine allah’ın ayetlerini kalbindeki sapıklığa uygun olarak kaydırarak yalan yanlış bilgiler paylaştığı başlık. yalanına bir yalan daha eklerken tabii ki ayetleri kullanmaktan korkmayacak ki insanları saptırmaya devam edebilsin. “ben gizli bir hazineydim” diye tamamen yalan olan olan bir hadisi de kaynak getirmesi, ayeti çarpıtmasının yanın da pek tabii hafif bir eylem.

    satır satır yalanlarını ve allah’a ve allah’ın dinine attığı iftiraları ifşa edeyim madem, daha ifşa edecek çok şeyim var ama zamanını bekliyorum;

    1. yalan. büyü ve bu tarz şeyler. daha dün ayetler ile olmadığını yadık. (bkz: #126397204)

    2. yalan şeytanların bu tarz şeyler yapması.

    allah onların oyunlarının zayıf olduğunu söylemekte;

    (nahl 16/99): “ zaten şeytanın, inanıp güvenen ve rablerine dayananlara boyun eğdirecek bir gücü yoktur.”

    bu isnetus denilen gibileri dost edinmeleri zaten beklenen bir şeydir;

    (nahl 16/100): “ şeytanın sadece onu dost edinenler ile allah’a ortak koşanlar üzerinde boyun eğdirecek gücü vardır.”

    bu ve benzeri kişilere ayna etkisi yaratacak bir ayet daha;

    (araf 7/202): “şeytanların kardeşlerine gelince; şeytanlar onlara yanlış kurgularda destek verir, onlar da ellerinden geleni artlarına koymazlar.”

    gelelim 3. yalana ki benim öfkemi ateşleyen de o oldu. şimdi bu şeyhtaparın yazılarına bakın hiç ayet göremezsiniz. ayet olunca da böyle bağlamdan kopartılır. necm suresi 17. ayeti konunun ortadında almış ve kafasına göre yorum yapmış. e be allah’tan korkmaz müşrik neyine güveniyorsun? motivasyon kaynağın ne? ama o kadar iyi biliyor ki ayeti yalan yanlış buraya yazınca kimsenin girip bakmayacağına. bakın bakalım o ayetler bu müşrik kafirin dediği şeyleri mi anlatıyormuş.

    (necm 53/13-18): “muhammed cebrail’i bir kez daha böyle gördü. bu defa) sidret’ül-müntehâ’nın yanındaydı. ahirette kalınacak cennet de oranın yanı başındadır. o gün o sidre’yi neler kaplamıştı, neler! gözü bir yere kaymadı, söylenenin dışına da çıkmadı. (miraç yolculuğunda) gerçekten sahibinin en büyük ayetlerini gördü.”

    bakın bakalım o yolculuk neymiş;

    (isra 17/1): “ kulunu bir gecede mescid-i haram’dan alıp, çevresini bereketli kıldığı en uzak mescide (el-mescid’ul-aksâ’ya) götüren allah, eksikliklerden uzaktır. bu yolculuk, ona bir kısım âyetleri göstermek içindir. o (allah) işitir ve görür.”

    kendime kızıyorum bazen “sert mi konuşuyorsun” diye, sonra diyorum ki allah’a düşmanlık edip insanları saptıranlara, yalanlarını allah’a atfedenlere lanet olsun!

    edit: edit: öyle bir yalan söylüyorlar ki doğrusunu söyleyebilmek için 40 tane şeyi anlatmak gerekiyor. iblis, cin şeytan ve insan şeytanlar hakkında ayetler ile bilgilerin bir kısmını okuyabilirsiniz. en azından bu ve benzeri din tacirlerinin yalanları anlamanızda yardımcı olur.

    (bkz: #122297385)

    (bkz: #122393142)

    büyü için; (bkz: #126397204)
  • vokale efekt mi uygulanmış, yoksa auto-tune bilmeyen adamların eline mi bırakılmış kestirilemeyen güzel almora şarkısı.
  • "erdem, bir nesnenin hazırlanmasında kullanılan ayrıntılı süreçlerde değil, faaliyet sırasında o nesnenin maruz kaldığı kullanım ve düşünce odaklanması yoluyla nesnenin eterik karşılığında oluşan durumda bulunur. nesne önce operatörün kişisel manyetizmasıyla manyetize olur; ikinci olarak nesne etrafında bir düşünce formları aurası oluşur; ve üçüncü olarak da hayal gücü ve iradenin doğru kullanımı yoluyla bu nesne, operatörün irtibat kurduğu ve yoğunlaştırdığı, görünmez, kozmik bir gücün fiziksel aracı hâline getirilir."
  • mükemmel bir almora parçası.

    neden ben bu parçaları bu kadar geç farkediyorum?

    http://www.youtube.com/watch?v=7bxwoqy-39m
hesabın var mı? giriş yap