• bu şehrin insanlarına kruikenzeiker denmektedir ki türkçe karşılığı "kavanoza işeyen" imiş.

    1800lerde hollanda'nın tekstil kenti olan tilburg'da başlayan amonyak sıkıntısı sonrasında, soruna çare olması için işçilerden evlerinde yaptıkları sidiklerini kaplarda/testilerde fabrikaya getirmeleri istenmiş. sidik içerisindeki amonyak kullanılarak sıkıntıya çare bulunmuş ve fakat şehir sakinleri bu adla anılır olmuş. çevre şehirlerin insanları bu lakabı tilburglularla dalga geçmek için kullanırlarken tilburglular bu olayı utanılacak bir şey olarak görmeyip geçmişleriyle gurur duymaktaymışlar.
  • avrupa rankinglerinde yüksek siralarda bulunan bir ekonomi graduate schooluna sahip hollanda sehri.
  • aksam dokuzda ölü bir izlenim alan sehir.o saatten sonra biryerlerde pizza yemek neredeyse mümkün değil...epey bir aranma sonrası biraz salas bir pizzacı bulunuyor o da sagolsun turk cıkıyor
  • hollanda'nin brabant bolgesinde bulunan yaklasik 200000 kisinin yasadigi ve tilburg universitesine sahiplik yapan hollandanin 6. buyuk sehridir. 2 aydir yasadigim ve 1.haftadan sonra neden geldim bu sehre, neden canim amsterdamda degilim dedirten sehir. eger sehir merkezinde yasamiyorsaniz ve sigaraniz kalmadiysa bir de ustune tiryakiyseniz bittiniz anlamina gelen sehir. efenim gas station denen dalga gece 10 da kapanir mi? birde sehrin belediye baskaninin melih gokcek ile akraba oldugunu dusundugum cok oldu, hatta bu adamin adi melih van der gokcek olabilir mi diye de sorgulattiyor adama. zira efenim sehir geldigimden beri delik desik ve bu deliklere her gun bir yenisi ekleniyor. ancak sehrin guzel yanlari da var elbette bunlar sehir dumduz ve rahatlikla bisikletle ulasim saglanabiliyor ayrica klasik bir hollanda kentinde bulundugu uzere coffeeshoplara da ulasilabiliyor. sehrin en guzel yerleri olarak grasscompany adli coffeeshop i ve tilburg universitesi icinde bulunan golu soyleyebilirim.

    (bkz: tilburg university)
  • omrumun yarisini gecirdigim sehir, hollanda`nin en boktan sehri olmasi muhtemel. bok varmis gibi ozluyorum bazen, atlayip gidiyorum, 3 gun sonra pisman olup kendime kufrediyorum.
  • hollanda'nın yozgatı olmayan şehirdir çünkü hollanda'da yozgat olması olası bile değildir zaten. çok güzel beş ayımı geçirdim tilburg'da. diğer hollanda şehirleriyle karşılaştırınca onlar kadar süslü olmadığını söyleyebilirim. merkezde sadece bir tane kanal var onun dışında doğru düzgün kanal bile yok. sade ve huzurlu. çok türk var. hollandalılar da türklere baya alışmış. türk marketlere gidip alışveriş yapan çok hollandalı gördüm. sigara böreği, döner, lahmacun seviyorlar. ben ise daha çok hollandalıların da çok sevdiği bagels & beans adlı mekanda tuna melt bagel yemekten keyif aldım. happy italy'de fiyatlarının uygun olmasıyla çok tercih edilen italyan restoranı. tilburg'daki hollandalılar ise genel olarak güler yüzlü, yardımsever insanlar ve ingilizce konuşmayı seviyorlar. gece hayatına gelice tilburg iesn'in işlettiği, iesn üyesi olmayanların giremediği carpe noctem diye bir mekan vardır ki en güzel en eğlenceli gecelerimi geçirdiğim yerdir. international öğrenciler takılır genelde, bol sohbet, bol dans. onun dışında cafe philip ve live club da iyidir güzeldir.
  • birası şahanedir. mutlaka denenmeli!
  • bisiklet terörünün hüküm sürdüğü hollanda şehri. yaya olarak yürümek imkansıza yakın, her an bir bisikletin altında kalabilirsiniz.

    the grass company adında pek güzel bir coffe shop'a da sahip. central station'ın hemen karşısında. şehrin genelinde türkler ya da faslılar tarafından işletilen ve müziğe, dekora önem verilmeyen coffee shoplardan ayrı pek şık bir mekan. kapıdaki türk* korumaya dikkat etmek gerek, türk kızlarını içeri almamak gibi bir özelliği var zira.

    hollanda'nın en bir güney illerinden olduğu için en yakın belçika köyü bisikletle 50 dakika. gidip piknik yapılabilir neşe içinde.

    herkesin ingilizce bildiği, herkesin sürekli gülümsediği şehir. alışverişte, cafelerde, yolda yürürken özellikle yaşlı teyzeler gülümseyerek selam veriyorlar. bu serin, yağışlı memlektte bu sıcaklık nereden geliyor bilemedim.

    ayrıca hala her bir yanı kazılyor. gerçekten de adeta bir şantiye halinde. sanıyorum melih van der gökçek gibi bir belediye başkanları var. bisikletin en önemli ulaşım aracı olduğu bir şehirde bisiklet sürmeyi imkansızlaştırmak nasıl bir mantık anlayamadım.
  • tipik bir hollanda $ehri.
    belki de tek ilgi cekici yapiti, bir kac sene önce in$aa edilen türk camisidir. cami ku$baki$i acisindan ay-yildiz olarak görünüyor, teyzemlere ziyarete gittigimizde mac izlemek icin kuzenle buraya gideriz, caminin icindeki cay ocaginda süper lig maclari izliyoruz falan, ho$ bir ortam var.

    $ehir ici fazla büyük degil, ama heryerde $ubesi olan ünlü magazalar tabii ki burada da bulunuyor.
    wanderboslaan diye kocaman bir ormani var bu $ehrin icinde cocuk parki, kücük bi hayvanat bahcesi falan var.

    diger hollanda $ehirlerinde durum nasil bilmiyorum ama $ehir merkezinde haftasonu geceleri bir cümbü$, bir $enlik...tilburgun bütün diskotekleri burada toplanmi$, eglencenin tek merkezi burasi, geri kalan semtlerde in cin top oynuyor hava karardiktan sonra.
    kizlar mi? güzellikleri vasatin üstüne gecemiyor, kaideyi bozmayan istisnalar var ama abazanlarin toplanma merkezi durumuna getirmez bu tilburg´u.
  • şehrin kuzey tarafında elinizi sallasanız bir türke denk gelebileceğiniz oranda türk nüfusu vardır.
hesabın var mı? giriş yap