• dün şaşkınbakkal şubesinde yediğim akşam yemeği ile kendisine veda ettiğim kebapçı. daha önce bir kaç kez havaalanında gitmişliğim vardı , bir kez de leventteki şubesine gitmiştim , havaalanında ayaküstü lahmacun yediğimden leventte ise zil zurna sarhoş olduğumdan beğenmememe rağmen kesin bir fikrim yoktu.

    2 hafta önce başka bir entry konusu olacak olan kaşıbeyaz ziyaretimizde yanımızdaki yabancı misafirlere rezil olunca dün gece tikeye gitmeye karar verdik. gece başlangıçlar olarak kabuğunu bile soymaya zahmet etmedikleri domateslerin üzerine ceviz ve nar ekşisi döküp gavurdağı salatası olarak getirmeleriyle başladı. ardından kaç saat önce yapıldığı belli olmayan çiğ köfteler ve üzerinde boktan bir yoğurt olan kabak çitme geldi.

    ara sıcaklarda coşacağız diye beklerken hayatımda yediğim en kalın içli köfte servis yapıldı , tadına baktık bıraktık. içine peynir koymayı unuttukları pide , kıymasını koklattıkları fındık lahmacun da beğenilmedi ama hiç yoktan iyidir denerek yendi. arkadaşım peynirin kilosu kaça , zaten mini pide daha ne kısıyorsun peynirden? yanmış pastırma basılmış humusa yabancı dostlar ilk defa yanık soğanlı humus görüyoruz tepkileri verince utandık , pastırma olduğunu açıkladık . bir yunan arkadaşımız sizin pastırmanız bundan çok daha güzel olur bu neden böyle sert ve yanık diye sorunca cevap veremedik.

    sıcaklar servis edilirken yanımızdaki yunan müşteri ilk tadına baktığı kebabın ardından daha önce daha iyilerini çeşitli ülkelerde yediğini söylemiş yanındaki yunana , dil bilen arkadaşımız ne yazık ki duymuş. sıcaklar için vasat kelimesi biçilmiş kaftan , ne etin ne pişirmenin bir özelliği var ne de tikeye özgü bir kebap çeşidi. 75 tl adam başı verilen 25 kişilik masaya karışık kebap olarak adana , sarma beyti , tike ve tavuk şiş geliyor. insan karışık kebap deyince daha farklı ve daha çeşitli bir sunum bekliyor ama olmuyor olmuyor.

    tatlı mevzusunda anlatılacak birşey yok. anlatıla anlatıla bitirilemeyen dondurmalı irmik helvası yerine kalburabastı çıkartmayı uygun gördüler ama allah için o da helva kıvamındaydı , o kadar yumuşaktı çatalla yenemiyordu. ısrarlarımızla dondurmalı irmik helvası geldi , 25 kişiye 4 porsiyon olarak . akşamın sonunda gördük ki 25 lişiden adambaşı 75 tl alan tike bu 4 porsiyon tatlıyı ekstra olarak yazmayı ihmal etmemiş. 25 kişi adambaşı 100 liraya boğazda balık yenen bir şehirde kebap için 75 tl verip , 2.000 tl hesap ödeyip , böylesine vasat böylesine özensiz ve lezzetsiz bir akşam yemeği yemekten üzgün olarak tike jübilemi yapmış bulunuyorum.
  • dünyanın bütün şehirlerinde şube açsa, bütün gurmeler tarafından dünyanın en müthiş kebapçısı olarak gösterilse bile gitmeyeceğim kebapçı. zira ikram gibi, sorgusuz sualsiz tabağa bırakılan serçe parmak ebadında pideleri, ortaya gelen ufacık ezmeyi hesaba eklemek gibi bir terbiyesizlik yapmaktadırlar. mümkünse bu hareketi kebabın doğduğu yer olan güney illerimizde de yapmalarını rica ediyorum. bakalım ne yapıyorlar adamı.
  • zekeriyakoy'deki $ubensinde fena halde kaziklandigimiz mekan. gitttigimizde ortamda westernlerde bi o yana bi bu yana ucu$an calilar eksikti bi, o kadar issizdi yani etraf. dort kafadar*girdik restorana, guzel dekore edilmi$ kucuk bir yer. hemen $arap ister misiniz diye sordular*. "oeee evet bana bir $i$e 2007 guzel marmara lutfen" demeden menuye bir goz atmak istedim. hicbir zaman donat $u masayi insani olamadim zaten. menuye bakindik ortalama kebap fiyati 20 ytl'nin ustunde*. saat itibariyle mide-egemen sisteme gecmi$ olan i$letim sistemlerimiz 3 ali nazik ve bir kaburga soyledi. tabaklara ilk once pogaca boyutlarinda pide ve findik lahmacun geldi*. ortaya salata cig kofte ve tereyagi ve ekmek de gelince* (sadece cig kofteyi ister misiniz diye sordular) iyi ikramla fiyatlardaki ucmayi telafi ettiklerini sandim (o))). hesap gelene kadar tabi.. lezzetli kebaplarimizi yedik ve hesabi istedik. 80-90 milyon gelmesi gereken hesap sagolsunlar ikram oldugunu du$undugumuz cig kofte salaata lahmacun ve pidelerle ve yine bu fiyatlarin uzerine 12 ytllik kuver ile 130 ytl'nin ustune cikti. ben de restorandan cikarken bir adet kul tablasi kirdim. biraz daha manyak olsam parmak uclarimi keser kapinin ustune gelmeyiiiiiin yazardim. buraya yazayim madem "gitmeyiiiiiin"..
  • mütebbet miydi neydi, adını her seferinde unutuyorum, öyle harika bişey yapan kebapçı. şık ve kaliteli, ancak fiyatları öyle çok da abartı olmayan, arada sırada gidilebilecek kebapçı.

    frozen mutlaka denenmeli yemekten sonra.
  • güneşlide de şubesi olan para tuzağı...
    (bkz: hesap sokmak)
  • en sonunda atinaya da bir sube acmis olan kebapci.
  • parca, lokma, dilim manasinda sozcuk.
  • tel aviv'de yeni bir restaurant ve atina'da ikinci restaurantını açmayı planlayan kaliteli kebapçı.
  • daha iyilerini yedim diye düşündüğüm, porsiyonu göze batacak kadar küçük, fiyatları da kalçaya iğne mahiyetinde batacak kadar büyük kebapçı.
  • lezzetten yana tek gecilecek bir yanı olmasa da nişantaşı şair nigar sokak şube personelinin her gelişimde samimiyetleri ve güleryüzlülüğü ile gönlümü çeldigi mekan. sebebi, "bir insan take-away almak icin geldigi restoranda paket beklerken gelen ikramlarla doyabilir mi?" sorusunun yanitinda gizli. ustanın mutfaktan gönderdigi o kadar seyden sonra mekandan hala elimde siparislerimle cikmamsa tamamen benim kibarlığımdan.
hesabın var mı? giriş yap