• spor yaparken televizyonda video mixlerini açtığım, sokakta görsem yüzüne tükürmekten bile imtina edeceğim siyasal islamcı, rtük adıyla milletten maaş alan pisliklerin kararıyla çat diye kapatılmış müzik streaming uygulaması. hayatımızın her alanında zaten devasa stresle boğuşuyoruz, rahatlamak için spor yapayım diyorsun, arkada parasını ödeyerek satın aldığın bir hizmetten müzik açıyorsun o pis elleri oraya da ulaşıyor. insanların azıcık rahatlayabildikleri hiçbir alan kalsın istemiyorlar. sıktıkça sıkıyorlar. bakalım ne zaman patlayacak.
  • bunu oturdum ölçtüm ben. gelin size sıkıcı mühendislik perspektifinden tidal mı spotify mı anlatayım.

    önce biraz bilgi vereyim *

    öncelikle kayıt-produksiyon vs yaptığım, profesyonel cihazlar (audofil oyuncakları değil) ile donattığım studyom var.

    rme marka ses kartımı 192khz 'de calıstırdım. bu cihaz piyasanın "mastering grade" sınıfındaki en bilinen ve yaygın olarak kullanılan bir adda çeviricisidir. ayrıca dijital loopback özelliği sağlar. yani istediğim sesi, ses kartının içinden istediğim girişe ya da çıkışa yönlendirmemi sağlar. yani spotify'dan çalan sesi, ses kaydı için kullandığım programa (daw) kayıpsız yönlendirebilirim. ek bir programa vs ihtiyaç olmaz (voicemeeter gibi)

    tidal ve spotify'da volume normalizasyonunu kapattım (kayıtların seviyesi ne ise onu çalıyor)
    tidal hifi üyeliğim var, spotify'da da en yüksek kaliteyi seçtim (ogg 320 kbps)

    2 tane şarkı seçtim

    birisi amy winehouse back to black diğeri billie eilish happier than ever.

    bu iki şarkıyı tidal ve spotify'dan calarak kaydettim. şarkıların loudness değerini, frekans cevabını ölçtüm.

    billie eilish'in 1/3 oktav smoothingle, 8192 çözünürlükte ortalama 10 saniyelik frekans cevabı :

    https://prnt.sc/1s9nzzu

    bu grafiğe baktığınızda dikkat etmeniz gereken noktalar:

    1-pembe cizgiler insan kulağının sınırlarını gösteriyor. teoride 20khz üstü tiz sesleri duyamazsınız. pratikte ise duyabilme sınıfırınız 20khz'e kadar tamamen lineer çalabilen bir hoparlörde bile eğer 12 yaşından büyükseniz 15-16khzler civarındadır. onu da sessiz ortamda dikkatle dinlerseniz ssss sesi olarak duyarsınız. pratikte yani 15-16khz sonrası yok gibi düşünebiliriz.
    sol tarafta görülebilen alt frekanslarda da 20hz altı bas sesleri duyamazsınız.

    şimdi spotify'ın sıkıştırılmış ogg formatındaki dosyanın 20khz sonrasında sert bir şekilde düşüp 30khz civarında -112 dbfs'de söndüğünü görebilirsiniz.
    bu kağıt üzerinde -112 dbfste 30khz frekansına kadar ses taşıyabiliyor manasına gelse de, realitede -60 -70 dbfs seviyelerinden sonraki seviyeleri duymamız imkansızdır.

    burada dbfs decibel full scale iken db desibel - ses şiddetidir.

    bunu açıklamamız lazım.

    dijital ortamdaki ses seviyesinin ölçümü dbfs birimiyle olur. bunun tepe noktası 0'dır. yani -112 dbfs dediğim zaman, dijital ortamda 0 noktasından aşağı doğru 112 desibel kadar inen bir ses dinamik aralığından bahsediyoruz.

    peki reel dünyada bu nasıl oluyor. diyelim bilgisayar karşısında hoparlör açtığımız zaman bir ses şiddeti ölçer ile (spl metre) çalan müziğin seviyesini ölçersek 70-80 desibel arası bir seviye çıkar. 85 desibel epey yüksektir. konserler mesela 110-115 desibel seviyesindedir. 85 db üstü seviyeye uzun süre maruz kalırsanız duyma hasarı olur. 120 desibel ses acı vericidir.

    şimdi sizin bilgisayar dijital ortamda üretilen 0 dbfs seviyesinde çalan bir sinyali hoparlörlere voltaja dönüştürüp gönderdiğinde siz sesi 10 üstünden atıyorum 3 açarsanız 50 db ses şiddeti olurken, sonuna kadar açarsanız atıyorum 90 db ses oluşuyor. burada dijital ortamda 0 noktasında çalan sesin şiddeti hacmi hep sabit, reel dünyada havayı ittiren hoparlörün seviyesini değiştirerek odadaki sesin şiddetini değiştiriyoruz.

    mesela 0 dbfs'te çalarken, 85db ses çıkaracak kadar hoparlörü açtık.

    bilgisayar üzerinden sesi -10 dbfs noktasına getirince, hoparlör 85 db'den 75 db'ye iniyor.
    -50 dbfs'e getirince hoparlör 35 db çalıyor. yani fısıltı seviyesinde.

    şimdi sizin, dijital ortamda -110 dbfs'teki bir sinyali duymanız için, ses 0 dbfste iken, dışarıda 110 desibel ses üretebilecek amfi hoparlöre ihtiyacınız var. bu 110 desibellik ses de gemi düdüğü gibi bir şiddete sahip.

    yani varacağım nokta şu - dinleyicilerin 99.9999999%unda bulunan ses sistemlerinde -60 dbfs seviyesinin altındaki sesleri duymanız imkansız.

    hele hele arabada, dışarıda, hatta eviniz merkezi bir yerde ise ev içindeki gürültüde bu sesleri duymanız imkansızdır.

    hele hele müzik içerisinde, daha yüksek seslerin olduğu bir yerde onlar arasından -60 db'de olan biteni duymanız imkansızdır.

    bunun kabloyla hoparlörle kulaklıkla vs hiç bir ilgisi yok. fiziksel bir olay. hava yeterince ittirilmezse o basınç kulaklarınıza ulaşmaz ve beyninize sinyal gitmez, beyniniz de gelmeyen sinyali yorumlayamadığı için hiç bir şey duyamazsınız.

    şimdi - grafiğe tekrar bakarsanız tidal master kaydının 50khz civarlarına kadar cıktığını görüyoruz. spotify ogg ise 20khzden sonra hızla düşüyor. bu demek midir tidal daha kaliteli müzik dinlemenizi sağlıyor?

    hayır.

    insan kulağının duyum sınırları 20khz. üstünü duymuyoruz 1.
    eğer sizin kullandığınız cihaz 192khz sample rate'te çalışmıyor, dolayısıyla nyquist limiti 96khz frekansında tutmuyorsa, otomatik olarak hangi sample rate'te ise ona downsample ediyor (mesela iphone'ların max sample rate'i 48khz ) ve sizin maksimum frekans olarak 24khz'e düşmenize sebep oluyor. ancak bu yine insan kulagının duyma sınırı olan 20khz'un üstünde. yani siz 20khz'e kadar lineer bir şekilde (kayıpsız) hava ittirebilen bir hoparlöre sahip olsanız bile 24khz'e düştüğünü duyamayacaksınız (çünkü kulak üstünü algılayamıyor).

    yani frekans cevabı olarak, yüksek sampling rate olması, playback esnasında size artı bir değer sunmuyor.

    sonracığıma:

    işin içinden biri olarak size kayıtların 99.9999%unun 48khz sampling rate ile yapıldığını söyleyebilirim. bu ne demek?

    şu demek: enstrümanı-sesi gerçek dünyadan dijitale çevirme amaçlı mikrofonla kayıt alırken, analogdan dijitale çeviren cihaz (adc) , 48khz sampling rate'e ayarlı oluyor. bu da 24khz üzeri tiz sesleri kayıt altına almaması manasına geliyor. 24khz üzeri sesler eğer mikrofon tarafından elektrik voltajına çevrildi ise bile, bu elektrik sinyalini sample alarak dijitale çevirmeden önce, keskin bir bir filtre uygulayıp (low pass filtre) 24khz üzerini kesiyor, altında kalan kısmını kayıt altına alıyor.

    yani sizin en baştan 48 khz ile kaydedilmiş bir kaydı, zaten 48 khz üzeri bir sampling rate ile çalmanızın hiç bir manası yok.

    ölçebildiğiniz şey duyabildiğiniz şey demek değil. yüksek sampling rate ve bit derinliği ile kaydedilmiş müzikte bu yüksek rakamlardan faydalanan frekansları zaten çalacak alet sınırlı, duyabilecek kulak daha da sınırlı.

    peki 16 bit 24 bit nanesi?

    16 bit kaydın dinamik aralığı 96 dbfs. başta anlattığım gemi düdüğü olayını hatırlatırım.
    24 bit dinamik aralığı 144 dbfs.

    bu iki şarkıyı loudness değeleri olarak da karşılaştırdım. sürekli tekrarlanan "tidal daha dinamik geliyor çünkü 24bit 192khz" yorumlar var.

    analogdan dijitale çeviren cihazların üzerindeki line girişlerinin dinamik aralığı 120 desibel. yani bu cihazlar zaten max 120 desibel civarında fiziki olarak sınırlandırılıyorlar.

    peki 24 bit kaydı 120 desibellik bir dinamik aralıkta kaydetsek iyi olmaz mı?

    eğer -120 dbfs'ten 0 dbfs'e kadar farklılık gösteren bir sinyal kaydetmek lazımsa evet. zira 16 bit kaydın 96 db'lik aralığı, altta kalan 24 desibellik sesi kaydedemeyecek.

    ama burada müzikten bahsediyoruz.

    perspektif olsun diye standart pop müziğin dinamik aralığı sadece 8-9 desibel. yani dinlediğiniz pop şarkıların en kısık olduğu yerle en yüksek olduğu yer arasındaki fark 8 desibel kadar. yani sizin şarkı çalarken max 0 noktasına vuruyorsa, en az vurduğu yer de -8 desibel falan.

    bunun altında kalan 100 desibellik bir alan var. bu ne işe yarıyor? noise floor dediğimiz dip gürültüyü aşağı ittirmeye yarıyor.

    bant kasetleri hatırlayın walkman'e takınca ssssssss diye bi ses gelirdi ya? hah işte o noise floor. bantın elektroniklerin sesi. kasetlerin en en en iyi deck kasetçalarda, dolby noise reduction ile elde edebildiği dinamik aralık 60 db. gençken elimizdeki volkmenlerde bu tahminen 40 db falandır.

    özetle 16 bitlik cd kalitesi, -96 dbfs seviyesine ittirdiği dip gürültü ile, 24 bit'ten sornaki en temiz kayıt formatı.

    kaldı ki, biz kayıtları yaparken kullandığımız mikrofonlar, preamplar, odanın sesi, elektrik gürültüsü vs gibi şeyler üst üste binince noise floor zaten 80 dbfs civarlarında oluyor. özetle 16 bit fazlasıyla yeter ve artar bir dinamik aralık.

    şimdi geri geliyorum tidal ve spofity'a -

    yaptığım ölçümlerde gördüm ki, tidal, 1:1 aynı master kaydın, sadece sample rate ve bit depth'i yüksek versiyonu. "daha dinamik" diye bişey yok. 1:1 aynı loudness, 1:1 aynı peak to loudness ratio var her iki formatta da.

    billie eilish şarkının son nakaratından aldığım ölçüm.
    spotify : https://prnt.sc/1saedie
    tidal: https://prnt.sc/1saegj8

    özetle - spotify high quality dinleyen sonra "tidal bariz daha iyi abi" diyen birisi ne dediğini bilmiyor. dijital sampling nasıl çalışır bilmiyor. duyduğu ses nasıl dijitale aktarılıyor, nasıl tekrar yaratılıyor ve kulagımıza geliyor, bilmiyor.

    pahalı alet aldım, kagıt üstünde spesifikasyonları çok yüksek 768 khz sample rate'te calısıyor diye daha iyi duyuyorum sanıyor. duymuyor.

    bunun da testi çok kolay (daw programı ve hofa blind test diye bir plugin lazım).

    alıyorsunuz kanalları, blind test pluginini açıp randomize ediyorsunuz sonra arada basıyorsunuz kanallar arası bir fark duyabiliyor muyum diye.

    ben, daha önce bahsettiğim mastering grade dac'ımın beslediği, frekans cevabı ölçüm mikrofonu ve dsp ile düzeltilmiş 3 yollu referans hoparlörlerim, akustik düzenlemesi yapılmış odamda da, audeze lcd2 kulaklıklarımda da, ne dinlemem gerektiğini bilmeme rağmen kör testte bir fark duyamıyorum.

    bu iş için tasarlanmış test tonları kullansak beeeelki farkı duyarım. ama kaydedilmiş mikslenmiş müziklerde yüksek kalite spotify ile tidal master arasında bir fark yok. sanatçılar ve plak şirketleri tüm stream platformlarına 1:1 aynı master'ı veriyorlar. spotify aldığı masterı kompresliyor sadece. kompres tekniği de fazlasıyla transparan. ölçümlerde görünen farklar da duyulabilir aralık dışında.

    özetle evet, yüksek sample rate ve bit depth matematiksel olarak daha çok veri taşıyan bir format, ancak muzik dinlemek için 16 bit 44.1khz - yani cd kalitesi fazlasıyla yeterli. çünkü duyulabilir aralık 20khz ile sınırlı, çünkü insanların duyumları yaşla birlikte hızla düşüyor ve efektif duyma tavanı 15-16khz'lerde oluyor, çünkü 24 bit'in sağladığı yüksek dinamik aralık reel dünyada faydasını görebileceğimiz bir seviye değil.

    spotify ya da tidal ya da başka bir servis seçmenin ana sebebi ses kalitesinden ziyade keşif özellikleri, playlistlerin kalitesi, uygulama stabilitesi ve akıllı cihazlarla uyum (tvler bt hoparlörler, ev sinema receiverları vs) olmalı. "kalite" tavanı 80lerde cd format standardı ile çoktan yakalandı.

    *sampling rate'ten bahsederken de khz, frekans cevabından bahsederken de khz birimini kullanıyoruz.

    bir tanesi, analog sinyali dijitalize ederken saniye başına alınan örneklem sayısı (saniyede 44100 kez örnek alırsa 44.1khz sample rate diyoruz, saniyede 192000 kez örnek alırsa 192khz diyoruz)
    diğeri havanın saniyede titreşme hızını temsil eden frekans değeri. 20hz diyorsak saniyede 20 kez titriyor, 1000hz dersek 1000 kez, 24khz dersek 24000 kez titriyor demektir. sesler tizleştikte daha hızlı titrer. 10khz 1000hz'den daha tiz bir ses üretir.
    sampling rate'in örneklem alınabilen en yüksek ses frekansına etkisi vardır. bunun için nyquist teoremine bakabilirsiniz. buna göre - bir analog sinyali, aslında sadık bir şekilde dijitale çevirip, tekrar analoga çevirmek için en yüksek frekanstaki sinyalin minimm 2 katı kadar sample rate kullanmanız lazım.
    yani 10khz bir sinyali aslında sadık dijitale çevirmek istiyorsak, 20khz sampling rate kullanmamız lazım.
    44.1khz (cd standardı) insan kulagının maksimum duyabildiği frekans olan 20khz ı yaklayacak ve üst frekanslarda bozulmaya sebep olan aliasing distortion etkisini yok edecek bir filtreye (anti aliasing filter) yer açmak için 22050 hz'i yakalayacak olan sampling rate olarak philips ve sony arasında görüşülüp seçilen bir standart. daha fazla detay isteyene wiki
  • rakiplerinden farklı olarak high definition müzik deneyimi sunan müzik platformu.

    spotify premium ya da apple music kullanicisinin aldığı ses kalitesiyle tidal hi-fi arasında dağlar kadar kalite farkı vardır. örneğin spotify'da 320kbps bir yayın alirken bu seviye tidal hi-fi da 1411kbps'dir. o yüzden eğer bi fark göremiyorum bunlar arasında, anlamıyorum aynı bunlar diyorsanız, ya bluetooth desteğiniz ldac'i kapsamıyor, ya hifi kulaklığınız ya da sisteminiz yok, ya tidal ayarlardan masters secmediniz, ya da müzik kulağınız yoktur. eğer gerçek hifi sistemlere sahip değilseniz, bluetooth üstünden yanlış codeclerle dinlemeye kalkışıyorsanız ve cihazlarınız ldac'ı desteklemiyorsa farkı ayırt etmeniz pek mümkün degildir. ancak aradaki farkı yüksek volume'lerde daha az gürültü ve daha keskin ses olarak fark etmeniz olasıdır. bunun nedeni ise bluetooth bağlantılarda bitrate belli bi eşeği geçemezken, sample rate ve bitdepthlerin artabiliyor olmasıdır.

    masters ile hifi'dan farklı olarak stüdyo kalitesine yakın ses alırsınız. bu ne demek daha keskin müzik daha az gürültü. bunun karşısında sadece "iyi bi turntable + yepyeni plak(piyasada gezen bi çok plak dvdden aktarımdır, bahsettiğim gerçek plaklar) + hi-fi amfi + çok iyi hoparlör birimlerini" koyabilirsiniz. zaten masters sayısının azlığının nedeni işin zorluğundan tutun da artistlerin bunla ilgili ayrı anlaşma yapmalarının gerekmesine kadar gidiyor. ancak bunlar zaten tepe noktalar, bulduğunuz masters şarkıyı zevk alıp dinlersiniz, gerisini zaten hifi. zaten hifi'dan tek farkı sample rate ve bitdepth farklılıkları. 360 denilen tür ise hifi kayıtların adındanda anlaşılacağı gibi ortamda bulunma deneyimi vermesi gözetilerek hazırlanmış hali. yani müziği sadece ayrı kanallardan duymuyorsunuz aşağıdan yukarıdan 360derecede geliyor. normalde bunu destekleyen film bile bulmak zor. takdire değer bi çalışma.

    peki tidal alınır mı:

    - günlük müzik için tercih edilmesi birçokları için anlamlı değildir, kim bluetooth codec'i ne biliyor ki? zaten bunları biliyorsanız, audiophile iseniz, tidal hifi'i duymamış kullanmamış olamazsınız. masters ve hifi kullanıyorsanız bluetooth kullanacaksanız illa, ldac codec'i kullansanız bile hifi bitrate'inin %66'sine ancak ulaşırsınız. kablosuz bağlanacaksanız airplay desteğine ihtiyaç vardır, ancak airplay veya wifi üstünden bağlanabiliyorsanız sesi gerçek haliyle duyarsınız. ya da optik ve hdmi kablo ile bağlanmanız gerekir.

    - normal müzik sistemlerinde, çoğu 5+1 surround sistemlerde, soundbarların çoğunda, apple kulaklıklarda, jabralarda (75t de bile) vs vs hicbi sey anlamazsınız. hifi sistemlere sahip olmanız gerekir. hatta 360 icin dolby atmos veya sony 360 destegi gerekir.

    o yüzden bunlarla uğraşırım diyorsanız, yeterli ekipmanınız varsa, hifi sizin için bir tutkuysa ve r&b rap listelerinin gözünüze sokulmasından hoşlanıyorsanız, bi şarkı mobil datamdan 25mb helal olsun diyorsanız, alınır. ben kendi adıma apple music family + tidal kullanarak optimum bi çözüm yakaladım. bu yüzden illa alınacaksa yanında bi başka platformla kullanılması tarafımca tavsiye olunur.
  • güzel icat. şu an hem spotify hem tidal hifi sahibi biri olarak ikisini karşılaştırmak istiyorum izninizle. uzun uzun okumak istemeyenler için windows'ta kendinden wasapi desteği var. yani spotify'a karşılıj beraber 320kbps'lik bir şarkı dinlerken her türlü tidal daha avantajlı ses kalitesinde, tabi ayrı bir spotify istemcisi kullanmadığınızı farz ediyorum windows için.

    öncelikle azıcık bilgi; bilen biliyordur windows'un boktan bir ses işleme olayı var directsound diye. siz ne kalitede dinlerseniz dinleyin kendi mixeri sesi bozuyor. bunu aşmanın yolu wasapi veya asio denilen driverlar. isteyen araştırabilir. basitçe yaptıkları ses çıkış cihazına doğrudan bağlanıp cihazı ele geçirerek windowsun el atmasına engel olmak. bunları kullanıdğınızda o uygulamadan başka diğer yerlerden gelen sesleri duyamazsınız mesela. düzgün bir kulaklıkla dinleyin biri normal şekilde diğeri driver etkinken, farkı duymamanız imkansız, bariz fark var. audiophile filan olmanıza gerek yok yani. orta kalite bir mp3'te bile farkı anlarsınız.
    sadece bu yüzden uzun zamanlar foobar2000 ve wasapi driver'ı kullandım müzik dinlerken. sonra spotify'a terfi ettim son 1 yıldır. onda bu destek olmadığı için olduğu gibi kullanıyordum. bir iki ay önce fidelify diye bir uygulama keşfettim. bu 3. parti bir spotify istemcisi, spotify premiunuz olması gerekiyor kullanabilmek için. son birkaç senedir geliştirilmiyor, arayüz bok gibi, ama bir artısı var ki asio ve wasapi kullanabiliyorsunuz. bu dandik arayüze rağmen kullandım birkaç aydır.
    neyse gelelim tidal'e nihayetinde.
    dün 3 aylık beleş olayından nasibimi alarak tidal hifi'ye geçiş yaptım. ne kadar hifi seçsem de fidelify'deki ses kalitesini alamadım. malum directsound şeysi. internet üzerinde araştırmaya başladım nasıl wasapi/asio ekleyebilirim diye. bir de baktım ki o da ne. kendinden wasapi desteği varmış. ayarlar-streaming, sound output-cihazı seçip ayarlarına girince "use exclusive mode" var. etkinleştirdiğim gibi dünyam renklendi.
    türkçe kısmında ve fiyat konusunda spotify avantajlı, ama ses kalitesi olarak tidal kullanıcıyı düşünüyor. spotify forumlarında asio desteği gelecek mi diye sorulmuş, adamlar öyle bir düşüncemiz yok diye geçiştirmiş mesela.

    not: bu yazılanlar windows kullanığınızı düşünerek yazılmıştır, mac os veua linux'te bu olay geçersiz. ikisinden de aynı sesi alırsınız iyi anlamda.
  • nedense en çok 1000 liralık kulaklık alanları memnun etmiştir. şu amerikalılar gerçekten zeki, önce serdar ortaç dinleyen adama asgari ücretten yüksek fiyata kulaklık sat, sonra aa bu kulaklığın hakkını vermen için aylık para da vermen lazım diye bir de program sat. ihtiyacımız olmayan şeyleri ihtiyaç haline getirip, sonra da ona muhtaç kılıyorlar, nerden baksan zeka işte.
  • spotify'la yarismasi simdilik imkansiz servis.

    arada devasa bir arsiv farki var. tidal'in ayni buyuklukte bir arsivi olusturmasina, en azindan 1 sene boyunca imkan yok ki en onemli sey bu zaten. istedigin sarkiyi dinleyemedikten sonra, elde olanlari kaliteli dinlesen ne olur?

    gel gelelim kalite olayina. gencler, yillarin audiophile'i olarak konusuyorum, kulak verin. bir cogunuz muzigi telefonunuzdan iphone kulakliklarinizla ya da en "kaliteli kullaniyorum" diyeniniz bile cx 300-ii gibi max 100-150 liralik kulakliklarla dinliyorsunuz. midlerin yumusakligini, baslarin temizligini ayirt edemiyorsunuz, yemeyin beni. muzik olayi video'ya benzemez. ayni monitor'de dvd'yi cikarip 1080p bluray'i taktiginizda goreceginiz farki muzik konusunda mevcut alet edevatinizla goremezsiniz. bana inanmiyorsaniz girin favori torrent sitenize, sevdiginiz grubun bir flac albumunu indirin, bir de mp3'unu indirin bakin.

    bildigim kadariyla turkiye'de adil kullanim kotasi denen birsey var zaten, saatlerce dinlenmesi sikinti cikarir diye dusunuyorum. hadi kotan yok diyelim, kalite icin para harcamaya da hazirsin. gittin shure'lari, bose'leri de cektin kulagina. e canim niye stream muzik dinliyorsun ki? yap guzel bir arsiv, uzan kanepene dinle. stream muzik icin daha kalitelisini aramak, "kablosuz oyun mouse'u" aramak gibi geliyor bana. olmaz. eşyanın tabiatına aykırı.

    ama ben yine de cok mutlu oldum tidal'in gelisine. pazarda cekisme olmasi tuketici icin iyidir her zaman. arsiv kisminda spotify'in yakalanmasi baya zor ama getirecegi video vs. gibi yenlikler yuzunden spotify'i da daha iyiye itecektir tidal.
  • spotify ile tidal arasındaki farkı duyabilmeniz imkansızmış. yazar arkadaşın bahsettiği konu sıkıştırılmış 320 kbps ile flac, wav gibi nispeten kayıpsız formatlar arasındaki farkın duyulamayacağı. gerçekten işitme sorunu yaşamıyorsanız böyle bir olay yok. bunu neredeyse her gün deneyimleyen biri olarak söylemek istiyorum: yok aga yok böyle bir olay. bunu size hangi bilim söylüyor emin değilim ama biraz eli yüzü düzgün bir sistemle dinlenildiğinde 320 kbps'nin çöp kalitesi anında fark ediliyor.

    burada şovenlik yapmıyorum, hem spotify hem de tidal, apple music'in kayıpsız formatlarında veya flac, wav gibi formatlardaki bariz kalite farkı, tüm bunları kullanan biri olarak neredeyse sürekli deneyimliyorum. hatta kablo ile bluetooth arasındaki fark da fark ediliyor dostum. burada esas konu sadece flac format açtım, farkı duyamadım değil, bu formatları çalan ses kaynağı da önemlidir. kaliteli duyum için tüm uygun ortam sağlandığında 320 kbps ile kayıpsız format arasındaki fark barizdir. çok değil, eli yüzü düzgün bir dac ile çalan müziğin kalitesini duyduğunuzda anlayabilirsiniz. ben araba hoparlöründe bile fark ediyorum bu durumu canım kardeşim. hala burada ikna olmayanlar, aksini savunan bir kitle var. merak ediyorum: bir ses stüdyosuna gidip "neden kayıtlarınızı mp3'le almıyorsunuz?" diye basit bir soru sorabilirsiniz. eminim ki size arasındaki farkı dinleterek anlatacaklardır.

    bu konu, aynı zamanda jpeg ile raw format meselesine benzer. jpeg ile raw format arasındaki farkı herkes hemen göremeyebilir ama detaylara girdiğinizde o aradaki farkı görürsünüz. profesyonel fotoğrafçılar neden raw formatta çekim yapıyorsa aynı şekilde müzisyenler de kayıpsız formatları tercih eder ve bunu sunmaya çalışır. ha sen telefon ekranından bakıyorsan raw formatı, jpeg ile arasındaki farkı anlayamayabilirsiniz ama konu duvar ebatında dijital baskı almaksa orada raw formatın marifetlerini görürsün. mesele böyle bir mesele. senin elinde iyi bir ekipman varsa mp3 ile flac arasındaki farkı da spotify ile apple music veya tidal arasındaki farkı da duyarsın.

    duyumu etkileyen tek etmen bit rate değildir, bit depht denilen bir konu daha vardır. 16 bit flac format ile 24 bit flac format arasında da duyum farkı vardır. özellikle klasik müzik kayıtlarında 24 bit tercih edilir, hatta bir zorunluluk halini almıştır. bunun nedeni ise volume aralığının 24 bitte daha geniş olmasıdır. klasik müzik parçaları dinleyenler bilir, koca bir orkestranın yarattığı volume ile bir tane obuanın yarattığı volume arasında devasa bir fark bulunur. adamlar size sanki canlı bir biçimde bu orkestrayı dinliyormuşsunuz gibi sunabilmek için daha geniş bit depht ile kayıt alırlar. bu işin artık başka bir seviyesidir. yani özetle mp3 ile kayıpsız format arasındaki farkı anlayamazsınız, bilim bunu reddediyor demek, gerçekliği reddetmektir. hangi bilim bunu reddediyorsa da kaynak paylaşın biz de öğrenelim.

    edit: "selam ben müzik prodüktörüyüm" diye mesaj atmayın. bakın, "ben şuyum ben buyum" yazmış mıyım? yazmamışım. bu entry'nin karşı yanıtı "ben şuyum, ben buyum" veya "şöyleymiş, böyleymiş; dur ben sana atayım" değildir. bu entry'e karşı argüman sunmak istiyorsanız dinlediğiniz ses teçhizatını, kullandığınız programları vs. yazarsınız "ben bu farkı duydum" veya "ben bu farkı duyamadım" dersiniz. köre renkleri anlatmak gibi oluyor çünkü mesele.

    ben böyle adamlara gerçekten kızıyorum. adam geliyor, kim olduğunu da bilmiyoruz, çok bilmiş gibi; sanki dünyanın müzik otoritesi, abbey road'un başındaki adam, milyar dolarlık sektörün musluğunu tutan adam gibi "ben şuyum, ben buyum" diyor. öyle olsa da doğru argüman sunmadıktan sonra bende bir karşılığı olmaz. bir tane dac, bir tane yüksek empedanslı açık kulaklık alırsın takarsın kulağına dinlersin. müzikle uğraşan adam da hayatında bir daw programına tıklayıp açmıştır, bir frequency'e bakmıştır. merak ediyorum, mp3 üzerinden mi sibilans temizliyor bunlar?

    bak, bir de argüman hep şu: bir site var, kapalı duyum testi yapıyorsun bilmem ne... hani şu ekşişeyler'de paylaşılan siteyi anlatıyorlar. biri de demiyor ki "siteden duyum testi mi yapılır" diye. aynı şarkıyı açarsın, biri kayıplı biri kayıpsız dinlersin; ne dinlediğini de daw üzerinden görürsün, gerçekten kayıpsız mı dinliyorum diye. bu kadar basittir bu test. kapalı duyum için de birine rica edersin, rastgele çal diye. x sitesi sana kayıpsız müzik dinleyebildiğinin garantisini nasıl veriyor? dac bile internet tarayıcısı adam yerine koymuyor ya. amiyane tabir olacak ama ben yolda trafiğin arasındayken bile, dahası düşük empedanslı araba hoparlörüyle "ulan spotify mı açık kalmış, bu ne ya" diyip bakıyorum, gerçekten de spotify açık kalmış oluyor. telefonla bağlandığım araba teybinde, üstelik trafiğin ortasında dahi anlıyorsam bu farkı; misal marantz amfili bir çift focal'le bu farkı gözümle görecek durumda olurum.

    aradaki farkı duymak isteyen birisi, dinlerken iki konu üzerinde dursun:

    1- ben her enstrümanı açık biçimde duyabiliyor muyum?

    2- ben bu enstrümanları ne kadar gerçeklikte duyuyorum?

    elektronik müzik, synth vs. ile uğraşıyor, bunları dinliyorsan aradaki farkı anlamamak çok olağan çünkü bunlar zaten dijital sesler, birbirini işgal eden sesler. kişi, bir enstrümanın kendisi arasındaki ton farkını duyabilecek kadar kulağını eğitmişse doğal enstrümanlarda bu farkı bariz duyar. demek istediğim şu: örneğin bir kemanın ucuzu ile pahalısı arasındaki farkı duyarak anlayabiliyorsa, hangi marka telin veya eşiğin (misal kemik mi plastik mi) takılı olduğunu az biraz ayırt edebiliyorsa kendi enstrümanı olmasa bile doğal enstrümanlarda bunu duyar. tasvir ettiğim durum: gerçekten müzikle uğraşanların veya yeterince gerçek hayatta duyum yapmış insanların anlayabileceğidir. mavi ve yeşil arasındaki farkı bilmeyen, bunların ikisine de yeşil diyen birisine mavinin yeşilden farklı bir renk olduğunu anlatamazsın.

    sen gerçek hayatta bir enstrümanın nasıl tınladığı bilmiyorsan, bu enstrümanı yalnızca kayıtlardan dinleyerek hafızana yer ettirdiysen 320kbps'yi bırak, şarkıyı youtube'dan 144p ile açsak farkı duyamazsın. hayatı 5 tane synth'den mamül bir şey dinleyerek geçmiş adamın anlayabileceği bir mesele değil bu.
  • zamanında internet yasaklarına karşı duranları desteklemek yerine ahlak, din, pornocu, vs. diyerek köstek olanların sayesinde çıkarılan yönetmelikler uyarınca türkiye'den erişime engellenmiş müzik platformu.
  • hayatında hiç lossless audio veya hi-fidelity ses nedir duymamış kişilerin spotify varken bu nedir dediği uygulama.
  • kulaksız arkadaşların iddiasına göre spotify ve tidal arasındaki farkı anlamak imkansızmış. spotify'da ses kalitesi bariz düşüyor, bunu kulaklık ses çıkışı iyi bir cihaz ve in-ear monitor kulaklık ile bile fark edebilirsiniz. bırakın "dünyanın en gelişmiş ses sistemi"ni. spotify'da enstrümanların naturalliği gidiyor resmen, sırf davul/zil takibi ile dahi bunu anlayabilirsiniz. daha sönük ve metalik geliyor örneğin ziller, sibilansa uğramış gibi. ayrıca kullandığım streaming platformlar içinde en iyi ses tidal ve apple music'de idi. şu an yokluğunda deezer kullanıyorum, podcastler için de spotify var ama ne zaman müzik denesem zerre haz vermiyor. iyi bir dap ve iem sahibiyseniz zaten farkları apaçık duyarsınız detaylı şekilde. sennheiser ie 200 ile bariz hissediyorum kalite düşüklüğünü, hatta samsung galaxy buds 2 pro ile dahi.
hesabın var mı? giriş yap