• bir konuda danismanligina basvurulan uzmanlardan olusan grup (bkz: isvicreli bilim adamlari).
  • naomi klein'ın deyişiyle "tank yapanların, düşünsün diye para ödediği kişiler"dir. (people who are paid to think by the makers of tanks)
  • efenim think tank denen olay bir grup kisinin(konunun formatina gore belirli normlarda ve yeterlilikte) bir araya gelerek ortaya atilmis bir veya birden cok soru uzerinde birbirlerine ket vurarak, birbirlerinin fikirlerini gudumleyerek bu soruyu cevaplama, cevabi gelistirmeleridir. sadece tv tartisma programlarinda falan karsimiza cikmadiklari gibi, reklam ajanslari, yonetim kurullari vesaire gibi olusumlarin icinde de kurulurlar. bir beynin nesi var, iki beynin sesi var mantigi ile hareket edilir.
    bu tanima gore eksi sozluk de devasa bir think tank'dir.
  • ikinci dunya savasinda amerikalilarin ele gecirdikleri yerlerde guvenligi saglayip komutan tayfasina harekatin gerisini rahat rahat dusunebilsin/planlayabilsin diye verdikleri temizligi yapilmis, emniyeti alinmis oda*.
  • caramel gibi bir sarkidan sonra artik asla britpop olmayacagini dusundugum blur'un son albumu. dikkat cekmek istedigim nokta ise 7. sarki olan caravan.
  • orta doğu'nun amına koyulmasından sorumlu olanları vardır
  • özel sektörden siktir olup gittikten sonra bünyesine katıldığım, senelerdir çevremde mantıklı ve düzgün insanlar biriktirebilmemi sağlamış,
    hepsinden birşeyler öğrenebilmeme vesile olmuş,
    masa başında çürümek yerine her gün sabahtan akşama kadar beyninizi patlatmanızı gerektiren, çok emek isteyen; ama karşılığını fazlasıyla aldığınız, öğrenmenin ve öğretmenin asla bitmediği, bir veya pek çok, farklı ya da paralel amaçlar üzerinde çalışabilen akademik/profesyonel/lobisel mesleki oluşum.
  • gerçek anlamda etkili think tank kurumlarına sahip olmak neden bazı ülkelerin daha gelişmiş ve etkili olduğunun en önemli cevaplarından biridir.

    bir ideanın, haraketin, organizasyonun başarılı olabilmesi için mali sermaye ile entelektüel sermayenin bir araya gelerek sinerji yaratması gerekir. işte düşünce kuruluşları işin entelekt kısmına çözüm getirirler. bu çözümler acımasız, kötü, sert de olabilir. örneğin sevr de chatham house tarafından yazılmıştı. ama önemli olan bunu yazabilecek parlak beyinleri çalıştırabilmektir.

    az gelişmiş ülkelerin en büyük zaafı budur. mesela bir çok arap ülkesinin petrol yüzünden mali sermayesi güçlü iken bu konuda yeterince iyi olmadıkları için emperyal ülkelerin oyuncağı olmuş durumdalar.

    sevr örneğine dönelim. böyle bir anlaşma ve arkasında gelen süreci akamete uğratabilmek için kendi entelektüel sermayenizi masaya koymalısınız. işte bu yüzden kurtuluş savaşımızı ve ardından cumhuriyetin kuruluş sürecini çapı yüksek, parlak kurmay subayların yönetmiş olması çok değerlidir.

    edit : değerli yazarımız pippuri kurkua'nın uyarısı ile sevr'i yanlış yazdığımı farkettim. yorgunluğuma ve orta yaşlılığıma verin. düzeltir, özür dilerim.
  • deneyselligin dibine dogru giden bir grup olan blurun yeni cikacak olan albumu. bekledigimiz gibi apayri bir blur var karsimizda, kotu degil kesinlikle sadece alismasi zor*. ilk single'in out of time olmasi da dogru bir secim.
  • bazisi "think" yurutmekten cok "tank" yurutmeye meraklidir.
    (bkz: think about tank)
hesabın var mı? giriş yap