• ilk bölümü seyretmeye başladım, ilk beş dakika itibariyle başarılı bir zeyna rip-off'u gibi duruyor herneyse de..

    abi şu sjw olayının gerçekten boku çıkmaya başladı. aynı köyün kadınlarının biri zenci, biri çinli, biri hindistan, biri norveç. lan bu nası bir köy, nasıl bir dna var lan bu insanlarda?

    yap abi köyü komple çinli, veya zenci yap bir mantığı olsun. gezerlerken komple sarışın japon bi kavimle karşılassınlar tamam o da olur ama bu nedir? aynı saçmalığı şimdi lotr dizisinde de yapacaklar. aynı köydeki hobitlerin biri zenci, biri aryan, biri japon. farklı ırklardan adam göstermek istiyorsan yap bütün elfleri çinli, bütün cüceleri meksikalılardan seç. azcık bi mantığı olsun seyrettiğimiz şeylerin ya.
  • kitaplarını okumadan fikir sahibi olduğunu zanneden yazarları ortaya çıkarmış seridir.ama gelmiş geçmiş en iyi serilerden birisidir.ülkemizde çok seveni olmasa da dizisi çıkınca insanlar bu başlığı doldurur.amazonun en çok beklenen dizi anketinde yüzüklerin efendisinden fazla oy almıştır.ancak kitapları da okuyun.15 kitaplık seri gözünüzü korkutmasın.
  • dizi başlığının artık ayrılması gereken kitap serisi.

    önce, dizi izleyicilerinin büyük kısmının tamhminimce umursamadığı, lakin nedense hakkında yazdığı bir bilgiyi paylaşmalı: zaman çarkı kitap serisi ana öyküsünün anlatıldığı, toplamda 10 bin sayfadan fazla uzunlukta 14 kitaptan oluşmakta. kitap serisinin asıl yazarı robert jordan 2007 yılında bu dünyadan göçtükten sonra bayrağı devralan brandon sanderson, yarım kalmış 12. kitap ve serinin planlanan son kitabına dair robert jordan tarafından geride bırakılan notların fazlalığı nedeniyle normalde 13 kitapta tamamlanması gereken seriyi 14 kitaba çıkaracak şekilde davrandı. bu kitapların tamamı türkçeye çevrildiler.

    ayrıca bu saganın öncesini, moiraine'in ilk yolculuğunu anlatan bir roman daha var türkçeye çevrilen: new spring(yeni bahar). lakin türkçeye çevrilmemiş ve farklı kaynaklarda yer almış kısa ön okuma(asıl serinin kitaplarından alınmış bölümler) öyküleri de mevcut. diğer taraftan, başlıbaşına bir kısa öykü olarak the strike at shayol ghul isimli bir kısa öykü daha var ve sadece bu kitap evrenine dair bir ansiklopedi gibi görünebilecek the world of robert jordan's the wheel of time kitabı içinde yer almakta.

    dizi hakkında buraya yazmak istemiyorum lakin, başta aynı adlı dizinin çekilme nedeni olan kitap serisinin bünyesindeki karakter ve olayların zenginliğini hiç tecrübe etmeden kitap serisine hakaret edilmesi de adeta, bir aylık film maratonunu tecrübe etmeden üç dakikalı kısa reklamına dayanarak olumsuz yorum yapmaya benzemekte. karşınızda koca bir atlası tarihleri, gelenekleri, ön yargıları ve kehanetleriyle dolduracak denli fazla medeniyet ve onların sürprizlere gebe öyküleri var. hiçbir film veya dizi, ne kadar uzun ve prodüksiyon bütçesi büyük olursa olsun bu öykü ve karakter zenginliğini anlatamaz.

    ayrıca sadece iyi taraftaki birkaç ana karakterin oradan oraya koşturdukları düz bir serüven asla değil bu; velhasıl, karanlığın neferlerinin kendi planlarına, düşüncelerine ve hissettiklerine de şahit oluyoruz. hatta iki tarafta da yer almayan ama bu gerçekliğin dokusu yırtılmaya devam ederken süren bu uzun savaşın sonucuna dair planlara, korkulara ve umutlara sahip nice karakterin serüvenlerine, yaşantılarına dahil oluyoruz. sadece hayatta kalmaya çalışanlara, yeminlerini bozanlara ve yüzlerce yıllık sırların açığa çıkışına tanık oluyoruz. son savaş gelmeden teknolojinin gelişimine, asırlardır benzeri görülmemiş keşiflere rastlıyoruz.

    kısacası, daha okumadıysanız umarım zaman çarkının kitap serisine yeterince zaman ayırabilirsiniz; çünkü asla pişman olmayacaksınız.
  • bir iki yıl önce başladığım ancak tamamlayamadığım bu listeye daha eklenecek, çıkartılacak, düzeltilecek ve tamamen tekrardan yazılacak bir çok şey var. hepsinin ötesinde wheel of time'ın benim için ifade ettiklerini anlatmam gereken kocaman bir yazı var. aşağıda verilen bakınızlardan birçoğu spoiler içermekte ancak spoiler içerisinde belirtilmeyen kısımlar seriye yeni başlayacaklar için oldukça faydalı olabilir.

    finallerden sonra hepsini tamamlarım umarım.

    seride adı geçen bölgeler ve ülkeler:

    altara, amadicia, andor, arad doman, arafel, cairhien, far madding, ghealdan, illian, kandor, mayene, murandy, saldaea, seanchan, shara, shienar, tar valon, tarabon, tear.

    ten nations adı altında anılan ülkeler:

    aramaelle, aelgar, almoren, arindhol, coremanda, eharon, essenia, jaramide, manetheren, safer.

    yüz yıl savaşı sırasında yok olan ülkeler:

    caralain, goaban, hardan, irenvelle, mar haddon, maredo, mosara, kintara.

    bunlar dışında kalan ülkeler ve bölgeler ise malkier, almoth, aiel waste, atha'an miere ait adalar, stedding, blight, land of the madmen,

    bazı şehirler, kasabalar ve bölgeler:

    ebou dar, amador, caemlyn, bandar eban, shol arbela, samara, chachin, lugard, maradon, fal moran, tanchico, rhuidean, two rivers, shayol ghul, tel'aran'rhiod, tower of ghenjei, falme, aringill,

    bilinmesi gereken topluluklar, terimler:

    tuatha'an, aes sedai, asha'man, blue ajah, brown ajah, green ajah, gray ajah, red ajah, yellow ajah, white ajah, black ajah, band of the red hand, children of the light, dragonsworn, warder, the kin, ji'e'toh, old tongue, daes dae'mar, damane, heron-mark sword, horn of valere, ta'veren, true power, one power, avendesora, angreal, sa'angreal, callandor, choedan kal, ter'angreal, a'dam, cour'souvra, the blood, cha faile, aelfinn, eelfinn, younglings, council of nine, guild of illuminators, legion of the dragon, ashandarei, avendoraldera, carneira, hadori, ki'sain, winged guards, sa'sara, corenne, white tower, black tower, panarch, karaethon cycle, borderlands, da'shain aiel, way of the leaf, hall of the tower, amyrlin seat, keeper of the chronicles, mah'alleinir, sul'dam, marath'damane, saidin, saidar, legion of the wall

    aiel klanları: jenn, chareen, codarra, daryne, goshien, miagoma, nakai, reyn, shaarad, shaido, shiande, taardad, tomanelle.
    aiel toplulukları: aethan dor, cor darei, duadhe mahdi'in, far aldazar din, far dareis mai, hama n'dore, rahien sorei, seia doon, shae'en m'taal, sha'mad conde, sovin nai, tain shari ve tam olarak topluluk sayılmasalar da wise ones.

    serideki karakterlerin bazıları:

    1- başlıca karakterler: rand al'thor, perrin aybara, matrim cauthon, elayne trakand, nynaeve al'meara, egwene al'vere, moiraine damodred, padan fain, faile bashere, aviendha, tuon athaem kore paendrag, lan mandragoran, thom merrilin, loial, min farshaw.

    2- aes sedai

    bazı önemli amyrlinler: elisane tishar, tetsuan, bonwhin meraighdin, deane aryman, tamra ospenya,

    blue: anaiya, cabriana mecandes, cetelia delarme, faolain orande, gitara moroso, ispan shefar, kairen stang, lelaine akashi, maigan, marith jaen, moiraine damodred, noane mosadim, rafela cindal, sheriam bayanar, siuan sanche, tamra ospenya.

    red: barasine, covarla baldene, elaida do avriny a'roihan, galina casban, javindhra doraille, katerine alruddin, liandrin, memara, pevara tazanovni, tarna fair, teslyn baradon, toveine gazal, tsutuma rath,

    brown: akarrin, adeleas namelle, danelle, doraise mesianos, eldrith jhondar, janya frende, jesse bilal, kirin melway, masuri sokawa, marillin gemalphin, movrin, nesune bihara, sareitha tomares, takima, theodrin dabei, verin mathwin.

    white: alviarin freidhen, brendas, carlinya, daigian, falion bhoda, rianna andomeran, sarene nemdahl, seaine herimon, valinde nathenos.

    green: adelorna, alanna mosvani, asne zeramene, bera harkin, bharatine, cadsuane melaidhrin, careane fransi, erian boroleos, faeldrin harella, jeaine caide, joline maza, kiruna nachiman, myrelle, seonid traighan, vandine namelle.

    yellow: berenicia morsad, chesmal emry, corele hovian, dagdara finchey, edesina, narenwin barda, nisao dachen, romanda cassin, samitsu, shemerin.

    gray: annoura larisen, beonin, coiren saeldain, delana mosalaine, jarna malari, joiya byir, merana ambrey, temaile kinderode, sierin vayu.

    geçmiş dönemde yaşamış aes sedailer: serenia latar, corianin nedeal.

    kabul edilmişler ve çömezlerden bazıları: else grinwell, nicola treehill, bodewhin cauthon, darea candwin, elise marwin, emry lewin, hilde barran, jancy torfinn, jerilin al'caar, larine ayellin, marce eldin, marisa ahan, susa al'seen.

    warders: avar hachimi, burin shaeren, croi makin, mahiro shakosa, nuhel dromand.

    3- asha'man:

    mazrim taim, corlan dashiva, damer flinn, eben hopwil, fedwin morr, jonan adley, charl gedwyn, jur grady, jahar narishma, fager neald, logain ablar, manel rochaid, atal mishraile, donalo sandomere, karldin manfor, mezar kurin, naeff, peral torval, raefar kisman, welyn kajima, deepe bhadar, androl genhald, canler, evin vinchova, jur grady, algarin pendaloan, arlen nalaam, enkazin, fager neald, jonan adley, saml al'seen, varil nensen, jonneth dowtry, jaim torfinn, hardlin, norley, arel malevin,

    4- önemli karakterler: setalle anan, tylin quintara, beslan quintara, reanne corly, rhadam asunawa, sebban balwer, dain bornhald, geofram bornhald, jaret byar, jaichim carridin, abdel omerna, einor saren, eamon valda, almen bunt, basel gill, daved hanlan, reene harfor, martyn tallanvor, modrellein mantear, luc mantear, tigraine mantear, maighdin trakand, morgase trakand, dyelin taravin, ellorian traemane, wil al'seen, galadedrid damodred, gawyn trakand, tam al'thor, bran al'vere, marin al'vere, abell cauthon, paitar nachiman, taringail damodred, lamon damodred, selande darangil, talmanes delovinde, herid fel, galldrian riatin, colavaere saighan, dobraine taborwin, idrien tarsin, alliandre kigarin, gerard arganda, mattin stepaneos den balgar, bayle domon, ethenielle cosaru noramaga, berelain sur paendrag paeron, bertain gallenne, havien nurelle, roedran almaric do arreloa a'naloy, hadnan kadare, tenobia si bashere kazadi, easar togita, ingtar shinowa, masema dagar, uno nomesta, aludra, amathera aelfdene casmir lounault, darlin sisnera, edorion selorna, estean andiama, juilin sandar, nalesean aldiaya, daerid ondin, weiramon saniago, bael, erim, indirian, mandelain, timolan, bruan, dhearic, jheran, janwin, rhuarc, han, amys, bain, bair, chiad, couladin, gaul, liah, melaine, mangin, melindhra, sevanna, shaiel, sorilea, sulin, therava, aram, bethamin, egeanin tamarath, renna emain, chel vanin, seta zarbey, suroth sabelle meldarath, turak aladon, renaile din calon, zaida din parede, harine din togara, valan luca, artur paendrag tanreall, gaidal cain, birgitte silverbow, lews therin telamon, luthair paendrag mondwin, mordeth, aemon al caar al thorin, eldrene ay ellan ay carlan, isam mandragoran, jain charin, akir mandragoran, elyas machera, someshta, olver, gregorin den lushenos, mabriam en shereed, ishara casalain, enaila, indirian, mandelain, leane sharif,

    5- forsaken: asmodean, balthamel, aginor, be'lal, demandred, graendal, ishamael, lanfear, mesaana, moghedien, rahvin, sammael, semirhage.

    6- adı geçen diğer karakterler:

    laras, jaem, tomas, alric, anjen, jisao hamora, chesa, meri, selame, chubain, ihvon, henre haslin, alise, callie, janira, melore, sumeko, lini, con aybara, adora aybara, deselle aybara, joslyn aybara, paetram aybara, natti cauthon ,daise congar, alsbet luhhan, haral luhhan, alsalam saeed almadar, ryne venamar, nerim, kin tovore, noam, lopin, andric, alteima, tedosian, muradin, alwhin, harnan, kari al'thor, ilyena therin moerelle, erith, haman, vram torkumen, yoeli,

    7- karanlık varlıkla ilişkili olanlar: mashadar, shaidar haran, myrrdraal, trolloc, darkhound, gholam, draghkar, gray man, jumara, dreadlord, machin shin.

    5 büyük kumandan: rodel ituralde, davram bashere, agelmar jagad, pedron niall, gareth bryne ve matrim cauthon.

    bazı savaşlar: battle of maradon, battle of falme, battle of dumai's wells, battle of tarwin's gap, war of power, trolloc wars, war of the hundred years, aiel war, battle of tar valon, battle of malden,
  • dizilerin sınırsız bütçeyle çekildiğini sanan polyannaları gösteren dizi. 14bin sayfa okudum diyorsun 2-3 sayfa röportaj okumaya üşeniyosun. muhafız pelerini hayali kuran arkadaş takip etseydi bunun cevabını geçen sene okurdu. benim bi müdürüm vardı bi 3d render ihtiyacımız olmuş rica minnet ücretsiz hallettirmiştim adama sununca bundan 8-9 tane daha yapsın hemen demişti. sanki klavyede render tuşu var basınca yazıcıdan hayalindeki 3d sahne çıkıyor. bu cgi denen meret çok masraflı ve vakit alan bi iş. muhafız pelerini ve loial karakteri neredeyse dizinin her sahnesinde karşımıza çıkacağı için bütçeyi tarumar edecekti. bu yüzden koymamaya karar verdiler.

    pelerin hayalleriyle yanıp tutuşan arkadaş umursamadıkları için demiş. sanıyo ki amazon dizinin haklarını aldı sonra getirin oradan rastgele bi senarist bunu uyarlasın dedi. senarist rafe judkins bu serinin hastası bi adam. sadece kendi de değil çevresi de. annesi dahil yakınındaki bi çok insan ensesinde boza pişiriyor. üstelik bu seriyi robert jordan ve karısından sonra en iyi bilen robert jordanin el yazıları ses kayıtlarıyla kitaplari tamamlayan brandon sanderson da danışman. bu adamlar muhafız pelerininin anlamını önemsemiyor, umursamıyor boşver kanka koymayalım diziye kim uğraşacak diyor senaryo toplantılarında öyle mi?

    dün okudum hbo game of thronesun öncesini anlatan dizinin ilk bölümü için 30 milyon dolar harcamış sonucu begenmeyip rafa kaldırmış. heralde her sahneye ejderha basıp bütçeyi karadeliğe çevirdiler. bütçe, sezon, bölüm ve süre sınırlaması ve izlenme oranları baskısıyla senaristin bi denge tutturmaya çalışması gerekiyor ve bu izlediğimiz şey de o dengenin sonucu. bu serinin tv'ye uyarlanması en zor serilerden biri olduğunu kabul edip keyfine varmak lazım. madem bu kadar beğenmiyorsun yok kabul et kitaplarını tekrar oku. izliyorsan da bu gerçekleri sindirip tadını çıkarmaya çalış.
  • serinin su ana kadar yazilmis olan kitaplari sunlardir:
    the eye of the world
    the great hunt
    the dragon reborn
    the shadow rising
    the fires of heaven
    lord of chaos
    a crown of swords
    a path of daggers
    winter's heart
    crossroads of twilight
    knife of dreams
    the gathering storm (brandon sanderson tarafından tamamlandı)
    towers of midnight (brandon sanderson tarafından tamamlandı)
    a memory of light (brandon sanderson tarafından tamamlandı)

    (bu entry yeni kitaplar ciktikca, sozluk durdukca ve ben yasadikca update edilecektir)

    not: pardon belirtmeyi unutmusum; seri bitti dagilabilirsiniz.
  • bir sene önce başlayıp az önce bitirdim bütün seriyi. yaklaşık 12000 sayfalık bir eserin arkasından söylenebilecek hem çok şey var, hem pek bir şey yok. zaman zaman konuların kağnı ağırlığına ulaşmasından yakındığım zamanlar oldu, tiksindiğim karakterler oldu, sevdiğim karakterlerin 'siktir lan' dediğim davranışları oldu falan filan. lakin, anlatılan o kadar büyük bir macera ki, bunlar elbette bir yerlerde olacaktı. kitabı okumadıysanız artık gönül rahatlığıyla başlayabilirsiniz, çünkü bundan önce sürekli bir sonraki kitabın çıkmasını bekleme durumu vardı. ben sadece son kitap için yaşadım, ama çok fazla kitap bekleyen arkadaşım oldu. hikayede o kadar fazla karakter, seyahat, ilişki vs. var ki, iki kitap arasında kim ne yapmıştı, en son kim nerdeydi unutmamak mümkün değil. ama dediğim gibi bundan sonrası rahat. tabi 14 cildi arka arkaya okuyabilecek dayanıklılığa sahipseniz. ben okudum, geldiğim nokta şu, misal kırıkkale nerde diye sorun, harita üzerinde bile bulmam zamanımı alır, ama sor caemlyn'i, tar valon'u, falme'yi şak diye tarif edeyim. ha marifet mi, değil, ama bugün bir matrim cauthon kolay yetişmiyor.
  • final bölümünü izledim ve çok sinir oldum çünkü bu bölümde çok güzel yerler var, yani belli, diziyi yapanlarda bir potansiyel var ama aynı zamanda öyle büyük saçmalıklar koymuşlar ki sanki birileri özellikle müdahale etmiş de mahvetmiş gibi.

    --- spoiler ---

    bölüm açılışı efsaneler çağı* ile başladı. kitap spoilerı olmadan efsaneler çağı neymiş bundan biraz bahsedeyim. ikinci çağ olarak da bilinen efsaneler çağı refahın, huzurun zirve yaptığı, teknolojiinin son noktaya ulaştığı bir çağdır. aes sedailer paaran disen şehrinden tüm dünyayı yönetirler. ta ki beidomon adında bir erkek aes sedai -ki kendisi aynı zamanda üstün bir bilim insanıdır- tek güç* dışında bir enerji kaynağı bulana kadar. beidomon bu kaynak üzerine araştırmalar yapıyor ve en sonunda başka bir bilim insanı ve aes sedai olan mierin ile birlikte bu güç kaynağına bir delik açıyor. tabii tünelin ucu pek iyi bir yere çıkmıyor, meğer bu ne olduğu anlaşılmayan güç kaynağı karanlık varlık*'ın özü, yani gerçek güç* imiş. tek güç, yaratıcı'ının özü; gerçek güç, kv'ın özü.

    delik açılınca çok büyük bir yıkım oluşuyor. beidomon'un üniversitesi patlıyor. bundan sonra da kv'ın dünya üzerindeki etkisi artıyor. yavaş yavaş bazı insanlar kv'a tabi olmaya başlıyorlar. dizide de bahsi geçen terkedilmişler* aslında efsaneler çağı'nın aes sedaileri.

    kısaca terkedilmişlerden de bahsedelim.
    ishamael: en güçlüleri bu adam. efsaneler çağı'nda filozof ve dinbilimcidir. zaman çarkı teorisini yani zaman'ın tekrar eden çağlar'dan oluştuğu teorisini öne sürmüştür. kv'ın delik'i açıldıktan sonra da kv sadece bir çağda kazanırsa hepsinde kazanmış olacağını anlayınca tekrar tekrar her çağda kv ile savaşamayız deyip kv'a katılmıştır.
    lanfear: bu az önce beidomon ile birlikte delik'i açan kadın. lews therin'in eski sevgilisidir. lews therin, lanfear'ı çok hırslı olduğu için terk etmiştir ama lanfear peşini bırakmamış, karını boşa, gel birlikte dünyayı yönetelim dedikten sonra reddedilince soluğu kv'ın yanında almıştır.
    aginor: bilim adamıdır. güç savaşı'ndan önce de hep etik-dışı deneyler yapmak istemiş ama izin verilmediğinden yapamamıştır. kv'a katılıp deneylerini özgürce yapıp gölgedöllerini (fade, trolloc vs) yaratmıştır.
    rahvin: diplomattır. insanları karizmasıyla, yakışıklılığıyla kolaylıkla etkiler. güce olan açlığından dolayı kv'a ilk katılanlardan birisi olmuştur. tek güç'te de ejder'e ve ishamael'e en yakın olanlardan biridir.
    demandred: her anlamda ejder'in hep bir adım gerisinde kalmıştır; bilgi, güç, savaşma kabiliyeti vs. hatta lews therin'in eşini bile sevmiştir bu bahtsız. eğer lews therin olmasaydı bu adam döneminin ejder'i olurdu. tabii en sonunda kıskançlıktan tepesi atmış ve kv'a katılmıştır.
    sammael: savaşçı bir kumandandır. kılıçta da iyidir. genelde yönlendirenler kılıca ihtiyaç duymazken ejder ile birlikte kılıç savaşını iyi bilenlerden birisidir.
    balthamel: kadın düşkünü, kumarbaz tarihçi. güç'te yetkin olmasa kv bile almazdı bunu yanına. karanlık'ın da bir şerefi var canım.
    asmodean: bu adamın kv'a katılma sebebi çok komik. efsanler çağı'nda asmodean'in annesi de bir aes sedai ama asmodean'in pek güçte gözü yok, sadece müzisyen olmak istiyor. iyi de bir müzisyen ama diğer müzisyenlerden yeterince takdir görmeyince "hepinizden intikam alacağım uleyn" deyip kv'a katılıyor ghjklş. ışık başka dert vermesin asmocuğum.
    be'lal: kılıç ustasıdır. aynı zamanda çok iyi bir manipülatördür. entrikalarla işini halleder. ağ-ören lakabıdır.
    semirhage: aginor'dan sonra en uç fikirleri olan terkedilmiş kadın. efsaneler çağı'nın en güçlü şifacısıdır ama aynı zamanda sadistik olduğu için hastaların acı eşiği üzerinde deneyler yapmak istemiş ama onay alamadığı için yapamamıştır. kv'a katıldıktan sonra işkenceci olmuştur.
    mesaana: bu kadının kv'a neden katıldığını diğer terkedilmişler bile bilmez. gölgeye katıldıktan sonra iyi bir yönetici olmuştur.
    graendal: psikologtur. insanların mental hastalıklarını tek güç ile iyileştirmiştir. ahlaki standartları çok yüksek olduğundan herkesin mükemmel olmasını arzulamıştır. bu amaca ulaşamayacağını anlayınca da ahlaki çöküşe girip tam tersi bir yola girmiştir. sarayında moda kataloğundan çıkmışçasına güzel/yakışıklı tiplerle sefasını sürer.
    moghedien: en güçsüz terkedilmiş. lakabı örümcek'tir. daha delik açılmadan kv'a katılıp lews therin'in sarayında çalışırken casusluk ağı kurmuştur. ufak tefek yapıda, masum görünümlü bir kadın olduğu için göze çarpmaz ve güçsüz olduğunu bildiği için de işini perde arkasından halleder.

    şimdi diziden devam ediyorum. 3000 yıl öncesi, efsaneler çağı. ama delik çoktan açılmış, ve hatta lews therin kapatma planlarına başlamış ve hatta ejder ismini bile almış. bu da demektir ki güç savaşı'nın son yılları. tamam efsaneler çağı refah dönemiydi ama son dönemleri hariç. ha sen huzur ortamını mı göstermek istiyorsun, o zaman latra'yı değil de lanfear'ı koy oraya, lews therin'i "biz bir güç kaynağı bulduk, orayı açmayı düşünüyoruz, katıl bize" diye ikna etmeye çalışsın. hem terkedilmişlerden birini tanıtmış olursun, hem de efsaneler çağı'nın refahını göstermiş olursun. halbuki sahne ne güzel başladı eski dil'de konuştular, ejder karizmatikti, siyah giyinmişti (aes sedai sembolünün ejderi simgeleyen kısmı, ejder dişinin rengi), latra da beyaz (tar valon alevini simgeleyen kısmı). sonrası saçmalık. hayır, yan kitabın yan kitabında geçen latra'yla lews therin çatışmasını unutmuyorsun, ekliyorsun belli ki boş değilsin sen de rafe. niye yani? o son 5 sn şart mıydı? orası hariç sahne mükemmel bu arada. kadın aes sedailer latra liderliğinde delik'e gitmeden sadece afet'in etrafını kapatacak kalkanlar isterken, lews therin delik'i kapatacağım diyor, kadınlar riskli buldukları için desteklerini çekince de 100 erkek aes sedai kendi başlarına gidip terk edilmişlerle savaşıp hepsini hapsediyorlar. tabii bedeli ağır oluyor, kv son anda tek güç'ün eril kısmına dokunup lekeliyor. delilik zamanı başlıyor, asıl yıkım o zaman başlıyor ve dünya kırılıyor. kadın aes sedailer olmasa daha kötüsü de olabilirdi ama latra sayesinde dünyayı kırılmış da olsa kurtarıyorlar. ha bir de lews therin'in de aslında yenidendoğan ejder olduğunu o dönem kimse bilmiyor. lews therin ejder ismini güç savaşı'ndaki başarılarından dolayı kazanıyor. ilk kitabın giriş bölümünde aslında lews therin bile ilk ejder değilmiş bunu öğreniyoruz ama latra'nın bunu bilme ihtimali yok. altyazı mı yanlış diye dinledim de aman sinnai (?) diyor. aman ejder demek. herhalde sinnai de yenidendoğan demek.

    ateş gözlü adam ve rand sahneleri de iyiydi bu arada. kitapta da annesinin ve egwene'in hayaliyle kandırmaya çalışıyordu. bu arada o adamın kv olmadığını moiraine en sonunda biraz ima etti ama zaten yönlendiren bir adam olduğu için kv olmadığı da bariz. rand'ın şapşikliği. kitapta da şaşkın şaşkın kv'ı öldürdüm diye dolanıyordu ghjklş. (rand'ı iyice benimsedim bu arada. moiraine'in ölme ihtimali olduğunu duyunca "sen burada kal" diye hemen yücegönüllülük yapıyor. görmek istediğim rand işte. zaten bence dizide moiraine-rand arasındaki inada binen çatışmayı güzel yansıtıyorlar, ikisi de birbirine tam güvenmiyor ama birbirlerine de yine zarar gelsin istemiyorlar.) neyse şimdilik ateş gözlü adam diyelim biz. o adamın erkek olmasına rağmen örgülerinde leke yoktu, çünkü tek güç'ü değil, gerçek güç'ü kullanıyor. gölgeye dönmüş erkeklerin delirme riski yok. lekesiz güç kullanıyor onlar. işte bu yüzden kadın ejder saçma. kadın ejderi gölgeye çekecek bir sebep yok ama erkeklerin böyle bir sebebi var.

    malkier'in yedi kulesini atlamamışlar bu güzel. yeşil adam çok da şart değil, hatta iyi ki kesmişler. lotr'da tom bombadil neyse burada yeşil adam o. okurken güzel de ekranda görsem eminim gülmekten yanlarım ağrırdı.

    afet'te moiraine çömezlik zamanına dair bir anısını anlattı. aes sedai'nin ismini vermedi ama kitap okuyanlar biliyor kim olduğunu. ikinci sezonda görmek dileğiyle.

    ateş gözlü adam moiraine'i siuan'ın rüyalarına girerek iyi kandırmış ama, tam ateş gözlü adamlık davranış. kv'ı öldürmeye diye çıkıp kv'ın hapseden 7 mühürden birini kırdırmak. bu kısım kitaptakinden daha mantıklıydı bu arada. önceki entrymde kötülemiştim ama bu hali kafama daha iyi oturdu. kitapta bu kısımlar çok dağınık.

    moiraine yalıtıldı kesin bu arada. dikkatle baktım önce kalkan koyuyor, sonra da yalıtıyor. moiraine 2.kitapta pek görünmediğinden rosamund pike'a boşuna para vermeyelim diye senaryo eklenmiş, çok kötü bir değişiklik değil eğer kitapları okuduysanız ne olacağını öngörebiliyorum. ama lan'ın da hissetmesi lazımdı, belki de hissetti, bilmiyoruz, moiraine yalıtılırken lan'ı göstermediler.

    ateş gözlü adam yönlendirirken üçüncü çağ aes sedaileri gibi ezik ezik el kol hareketi yapmıyor. çünkü efsaneler çağı'nda yönlendirenler gerçekten güçlü. rand'ın gücü de onlara denk, hatta daha fazla. yönlendirmeye yeni başlamış olsa bile o da şekilden şekile girmez hiçbir zaman. bu kontrastı vurgulamaları hoşuma gitti.

    gelelim bölümün en en en en saçma yerine, komple sil at, hiçbir şey kaybetmezsin. amalisa ve bizim kızların yönlendirdiği kısımlar. bak rafeciğim, sen biliyorsun aslında bunları hep ama ben yine de söyleyeyim. yönlendirirken halka kurmanın amacı ne? kullanılacak gücü artırmak ve kavrulmamak. bir nevi sa'angreal* kullanmak gibi. yani halka kurmuşken kav-rul-maz-sın. hadi diyelim sen bu kısımda değişikliğe gittin ve dizide kavruluyorlar, ben değişikliklere karşı değilim, olabilir. ama o zaman da orada en son kavrulacak kişi nynaeve. siuan gelmiş geçmiş en güçlü yönlendirenler biri dedi dizide. sen dedirttin bunu, o zaman niye bu kız kavruldu. bir de egwene de nynaeve'e şifa verecek yetenek yok. nynaeve lan'e yaptı, yapar da çünkü nynaeve istemeden gücü kullanmayı öğrenmiş yabanilerden, önceki bölümlerde nynaeve bir şey anlatmıştı egwene hakkında. çocukken ölmek üzereyken iyileştiği hikaye. ha işte hep nynaeve'in şifa yeteneği. egwene yabani değil, güçle bir travma yaşamadan moiraine'in eğitimiyle tanıştı. yani eğitimle güçlenir. moiraine gibi, alanna gibi eğitimli aes sedailer bile bu kadar yönlendiremezken iki üç eğitimsiz kadınla yüzlerce trolloc öldürmelerine girmeyeceğim, halim kalmadı. keşke hiç koymasaydın bu sahneyi.

    perrin işlevsiz kalmış diyordum ama perrin ilk kitapta zaten işlevsiz. bir tek beyazpelerin kampında iki tane beyazpelerin öldürüyordu, zaten ondan sonra kimseyi öldürmeyeceğim diye baltasına küsüyor, dizide bunun yerine karısını öldürüyor. kitaptaki perrin neyse, dizideki de o.

    loial falan bıçaklanmış çok önemli değil, aksiyon olsun diye eklenmiş, ölmediği sürece sorun yok. valere borusu biraz aceleye gelmiş, keşke bu sezon hiç bulaşmasalardı. ne olduğunu izleyici idrak edemedi bile. desenin kahramanlarını çağırıyor dediler, ejder için dediler de ejder'in açığa çıktığını onlar bilmiyor ki niye çıkarıyorlar? saçmalık.

    bölüm kapanışı çok gaza getirici olmuş izleyici için. seanchan tasarımı güzel olmuş sul'damların bileklikleri var, damane tasması yerine ağızlık olmuş, daha da ürkütücü olmuş. ölümnöbeti askerleri de var. tsunami oluşturmak biraz aşırı olmuş ama gelenlerin kötü olduğunu izleyici de anlasın diye eklenmiş sanırım. burayı spoiler vermeden açıklayamam, hiç girmeyelim. zaten damane ve sul'dam'ın ne olduğunu şimdilik bilmeye gerek yok. sadece gelenlerin bir tehlike olduğunu anla yeter, onu da çok açık göstermişler zaten.

    tam beğeneceğim, amalisalı sahneler geliyor aklıma sinir oluyorum tekrardan. bir de o kadın cidden çok kötü oyuncuymuş. iyice sinir etti.

    --- spoiler ---
  • bana artık hiçbir dizi, film, oyun, kitap ve hatta insan ırkının ürettiği hiçbir şey için “hype” yapmamam gerektiğini öğreten dizidir. çok beğendiğim ve duygusal bağ kurduğum bir fantastik roman serisinin dizisi çıkacak diye 15 yaşındaki liseli aşıklar gibi sosyal medyadan abartılı paylaşımlar yapıp durdum. fragmanı heyecanlandırdı, dizinin twitter hesabından çok güzel ve bilgilendirici paylaşımlar yapılarak bende “demek diziye önem veriyorlar” hissi uyandırdı, gittim tüm arkadaşlarıma anlattım ve onları da bu heyecana sürükledim.

    sonuç? sonuç o kadar kötü ki neresinden tutsam elimde kalıyor. yahu görsel efektleri falan geçtim, hadi pandemiden dolayı bütçe ve imkanlar kısıtlıydı diyelim. ulan hikaye anlatımı da mı bütçeyle alakalı? yani senin hikaye ve karakter anlatımındaki ve senaryo yazımındaki zekan da mı bütçeye göre artıyor veya azalıyor? yav karakter gelişimi denen bir şey yok dizide. neredeyse hiçbir karakterle bağ kuramıyorsun. her şey çok hızlı oluyor, olaylar birbirinden kopuk. ve o dünyanın temel mekaniklerine o kadar ters şeyler sokuşturulmuş ki dizi devam ettiği sürece başlarına bela olacak (örneğin o evrendeki feminen saidar, maskülen saidin şeklindeki büyü mantığının büyük oranda önemsizleştirilmesi).

    yahu dizide moraine “kadınlar da dragon reborn olabilir” diyor. ve seriyi okuduysanız bilirsiniz ki böyle bir değişiklik 14 kitaptaki birçok olayı tekrardan yorumlamayı gerektirir çünkü sadece erkeklerin dragon reborn olması, o dünyanın temel özelliklerinden biri, birçok olayı da etkiliyor. işte günümüz dünyasındaki “kadınlar da madenci, kaynakçı, tır şoförü olabilir” kafasıyla, yazarın kitapta açıkça “dragon reborn sadece erkek olabilir” yazdığı bir fantastik evreni değiştirmeye çalıştığında ortaya böyle bir garabet çıkıyor. arkadaşım, dragon reborn neredeyse bir deccalmiş gibi görülmüyor mu o dünyada? evet. e peki neden? çünkü dragon reborn’un kesinlikle delireceği ve dünyayı yıkıma sürükleyeceği düşünülüyor. bu neden? çünkü dragon reborn’un büyü gücü saidin’den geliyor ama saidin shaitan tarafından kirletilmiş, o yüzden o kaynağa dokunduklarında deliriyorlar. peki saidin’e kimler dokunabiliyor? erkek channeler’lar (ve saidin'i sadece erkeklerin kullanabildiğini dizide belirttiniz de). e o zaman dragon reborn nasıl kadın da olabiliyor? dragon reborn kadın olabiliyorsa ama saidar kirletilmediği için aes sedailer (tek güç’ü kullanabilen kadınlar, yani kadın büyücüler) delirmiyorsa o zaman dragon reborn’dan neden korkuluyor? fatal error. işte böylelikle ne saidin'in ne saidar'ın ne kadın channeler ile erkek channeler arasındaki farkların ne dragon reborn'un bir anlamı kalıyor. ve bunlar serinin temelini oluşturan kavramlar.

    ilk kitapta olan yerler ve karakterlerden birçoğu yok ama kitapta olmayan yerler ve karakterler var. şimdi güç yüzükleri’ni de amazon çekiyor ama güç yüzükleri, tolkien’in silmarillion kitabını temel alıyor ve o kitap tipik bir romandan çok bir tarih kitabı gibi. bolca boşluk var. o yüzden yapımcı ve senaristler içeriğini doldurmakta daha özgürler. ama zaman çarkı serisinin kitapları daha çok yüzüklerin efendisi tarzında. içine eklemen veya oradan çıkarman gereken pek bir şey yok. he tabi her zaman kitap uyarlaması dizilerde eklemeler ve çıkarmalar olabilir ama wheel of time dizisinde artık bunu istismar etmişler. yapımcı ve senarist habire kendi yorumunu katmış. peter jackson’ın yaptığı tarzda kaliteli bir yorumlama olsa neyse diyeceğim. tamamen anlamsız ve mantıksız değişiklikler var. mat kitaptakinden tamamen farklı ve çekilmez, tinerci gibi bi karakter olmuş, nynaeve gibi aşk duygusunu daha içinde yaşayan ve gururlu bir karakter dizide paldır küldür lan ile sevişiyor (hayret ki yedinci bölüme kadar iyi dayanmış senarist), hele ki sırf kitabı okumamış izleyicide bir heyecan yaratmak için dragon reborn’un kim olduğunu son bölüme kadar söylememeleri (kitapta daha ilk sayfalarda biliyorsun kim olduğunu) ve bu yüzden de rand karakterinin son bölüme kadar aşırı tutuk kalması (ve sonuç olarak izleyicinin ana karakterle hiçbir bağ kuramamış olması), bunlar tamamen zararlı değişiklikler. madem bu kadar temelden değiştirecektiniz, o zaman kendiniz orjinal bir senaryo yazıp onu filme çekseydiniz.

    yine de son bölüme kadar çok sorun etmedim ve ümitle karışık sabrettim. hatta bölümleri arkadaşlarla izlerken, gibi dizisindeki o salaş restoran sahnesinde herkesin moralini yüksek tutmaya çalışan optimist ersoy gibiydim. ama son bölüm o kadar kötüydü ki, artık yeter dedim. o aes sedailerin birleşip büyü yaptığı sahne, nynaeve’in büyü kaynağından aşırı güç çekip yandıktan sonra geri gelmesi ve bunu egwene’in onu heal ederek yapması (bu tarz şeyler kitap serisinde sonlara doğru var, yani 10. kitaptan sonra; ilk kitapta daha ateş bile çıkaramıyorlar, bırakın ölümün kıyısındaki birini heal ile geri getirmeyi) tamamen saçmalıktı. kitapta en önemli şeylerden biri olan rand’ın trolloc ordusunu darmaduman etmesini de yine egwene ve nynaeve’e vermişler. yav egwene ve nynaeve ilk kitapta hiç güçlü değil ki, neden onları daha ilk sezondan muazzam güçte gösteriyorsun? sjw kelimesini sevmiyorum ama diziye şöyle tüm bölümleriyle birlikte baktığımızda gerçekten de bu tarz bir ideolojiye kurban gittiğini görüyoruz.

    neyse, en azından artık hype yapmamam gerektiğini bana öğretti. bu insanoğlunun ürettiği hiçbir şey için, hele ki bu tarz eğlence endüstrisi ürünleri için bir his beslemeye değmiyor.

    ekleme: bir arkadaş son bölümde moraine’in güç kaynağından bağının kesilmesini de hatırlattı. evet, o da ayrı bir garabetti.
  • önceki üç bölüm için, kitabı okumayıp da diziye hype ile başlayanlara, spoiler olmadan bazı genel bilgiler vermek için şu entry'yi yazmıştım.

    efsane bir uykusuzluk ve hangover'a rağmen, 4. bölümü bu sabah izledim ve aynı formattan devam edeyim. müzikle devam için buradan buyurun.

    açık ve net söyleyeyim; diziyle ilgili bütün çekincelerim gitti. mükemmel olmuş. mükemmel ötesi olmuş. abartıyor diyebilirsiniz, huyumdur. çok sevdiğim bir şeyi herkes benim gözümden anlayarak sevsin isterim, doğru. ama bazılarının hayatında okuduğu kitap kadar sadece bu seriyi okumuşluğum var. açıkçası, bu kadar iyi iş çıktığına inanamıyorum. daha ilk kitabın hikayeyi kurma kısmında bile bu kadar mükemmel hale geldiyse, tüm o gelecekteki epik sahneler, savaşlar, yüzleşmeler, olay kurguları ancak ve ancak daha iyiye gidebilir.

    bazı noktalarda evet eksikler var. sjw tartışmalarını da anlamsız buluyorum bu noktadan sonra. tüm bunları çıkarırsak, bazı karakterlerin gelişimi dahil, ya kitaptakinin aynısı, ya da daha iyi. rahmetli robert jordan'a minik bir özür fatiha'sı okuyarak hemen bir önceki entry'me devam edeyim:

    aşağıdaki kısımlar spoiler içermiyor; dediğim gibi henüz kitabı okumamış arkadaşlara kamu hizmeti. spoiler içeren kısımlara ayrıca geleceğim.

    - kalkan konulması: bir tek güç kullanıcısını (kadın veya erkek) güç kaynağından kesmek kalkan koymaktır. bu sadece kaynağa erişimi engeller. kalkan, aktif olarak başka bir tek güç kullanıcısının koyması, koruması gereken bir şey. bunu nöbetler halinde 7/24 tutmaları gerekiyor. tabi kalkan koyan ve konulan kişinin görece gücü de önemli. bir aes sedai aynı anda 3-4 kişiye de kalkan koyabilir; tek bir güç kullanıcısına 3-4 aes sedai de anca kalkan koyabilir. kalkan koymaya çalışmak, buna direnmek, konulan kalkanı kırmak filan bunlar hep hikayede bazı tek güç mücadelelerinde ve savaşlarında ana element. bilek güreşi gibi düşünebilirsiniz. daha önce yazmıştım; logain çok ama çok güçlü.

    - ehlileştirme (kitapta yalıtılma / stilling) bir güç kullanıcısının kaynaktan tamamen koparılması. bu geri döndürülemez. buna aes sedailerin başı olan amerilyn makamı, bir yargı otoritesi olarak karar verebilir. herhangi bir aes sedai, buna kafasına göre karar veremez, uygulayamaz. bunu yapan aes sedai de yaptırıma maruz kalabilir. ehlileştirilen, kadın ya da erkek, herhangi bir güç kullanıcısının hayatla bağı kopar. büyük bir depresyon. tek gücü kullanabilme gibi mükemmel bir statüden normal insana dönmek, o kişiyi yıkar. genelde bu kişiler bir şekilde kendilerini öldürür. çok çok istisnai durumlarda, zombi gibi gezerler, hayattan keyif almazlar ve ancak başka meşgalelere sararak hayatta kalabilirler; ama o günleri hep özlerler.

    - erkek yönlendiriciler. daha önce yazdığım gibi, bunun sonu mutlak delilik. karanlık varlık'ın güç'ün eril tarafındaki etkisi, "temiz suyun üstünde süzülen bir yağ lekesi, nabız gibi atan bir tümör, dinginlik içinde bir kaos, ışığa gölge düşüren mutlak bir karanlık" şeklinde betimlenebilir. dişil tarafta böyle bir şey yok. burada önemli nokta, tüm erkek tek güç kullanıcıları, öyle ya da böyle, yarın ya da 10 sene sonra, mutlaka ama mutlaka ama yavaş, ama hızlı, delireceklerini biliyorlar. buna göre yaşayıp karar veriyorlar. bu psikolojiyi iyi anlamanız önemli. bu hatta genel bilgi. herhangi bir çiftçi, kral, asker veya çocuk bile biliyor. kırılış döneminde milyonları öldüren, karalarla denizlerin dağılımını değiştiren, herkesi sefalete sürükleyen ve kadın aes sedailer tarafından zar zor durdurulabilen deli erkek aes sedailerin (ejder dahil) hikayeleri, çocuklara ateş başında korku hikayesi olarak anlatılıyor.

    - kehanetler. bu kısmın biraz açıklanması lazım. kehanet bir yetenek. bazı özel insanlar, zaman zaman kehanetlerde bulunabiliyor. dizide geçen an itibariyle, tüm insanların bildiği ve inandığı kehanetler şu şekilde: karanlık varlık geri dönecek; lews therin thelamon, ejder, çarkın dönüşüyle reenkarne olacak; bir önceki çağda dünyanın kırılmasına yol açmıştı; bu sefer birleştirecek. karanlık varlıkla ejder arasında son savaş olacak. sonucu meçhul. bu kehanetleri herkes bildiği için, bazı durumlarda "kendi kendini gerçekleştiren kehanet" şeklinde de tezahür edebiliyor. yenidendoğan ejder olduğun için mi halkları, orduları kendiliğinden arkanda toplayabiliyorsun; yoksa yenidendoğan ejderin halkları, orduları arkasında toplayacağı kehanetini bildiğin için mi bu yönde çalışıyorsun; yoksa halklar ve ordular seni desteklediği için mi kendini yenidendoğan ejder ilan ediyorsun?? :)) neffis değil mi? tüm hikaye bunun üzerinden dönecek aslında. spoiler vermemek için elim kaşınıyor doğrusu.

    spoiler olan bazı başka kehanetler var. özellikle yenidendoğan ejder'in yapacaklarına dair. ilk dört bölümün konusu değil :)

    - tenekeciler (tuatha'an). daha önceki entry'mde açıklamıştım. ilave bilgi vereyim. pasifist olmaları dışında, yaprağın yolu diye bir düsturu takip ediyorlar. nedeni ağır spoiler. ilaveten, bunların kıyafetlerine, arabalarındaki boyalarına bakarak kara murat filmlerindeki gibi renkli kostüm acemiliği sanmayın. bunların özelliği o. parlak renkler, devamlı eğlence ve partiler. "bir tenekecinin gözünü yaşartacak kadar renkli" diye deyim bile var. sjw'ye uygun bir halk bu arada. spoiler olan geçmişlerini bir kenara bırakırsak, her diyardan milletten insanlar bunlara katılabiliyor. kitapta da vardı :) o kadar şiddet karşıtı ki bunlar, tüm diyarda en fazla acı çekmiş halk bunlardır. kitapta saldırmamak üzere özel olarak eğitimli, ama havlayarak veya hırlayarak korkutup kaçırmayı deneyen büyük tazıları, köpekleri var. blöf tuttu, tuttu.

    - yeşil ajah. savaş ajahı. her aes sedai, yeminlere sadık kalmak kaydıyla tek gücü öldürmek için kullanabilir. ama hem bireysel mücadelelerde hem de piyadelerin desteklenmesi, hafif süvari hücumundan önce mızrak saflarının temizlenmesi, okların saf dışı bırakılması gibi daha komplike savaş ve saha taktikleri de dahil, tek gücü savaş sanatında kullanmak üzere yeşil ajah uzmanlaşıyor. o yüzden bunlar birden fazla muhafız alıyorlar.

    - muhafız bağı. aes sedai ile muhafız bağı arasındaki dinamikleri yazmıştım. 4. bölümde daha güzel açıklanıyor. birbirlerini hissedebiliyorlar, yönlerini bile belirleyebiliyorlar. ilaveten, duygu durumlarını bile algılıyorlar. sinirli mi üzgün mü acı mı çekiyor.. biri çakır olursa diğer de etkileniyor :) ayrıca her bir aes sedai kliğinin (ajah) farklı gelenekleri var. kızıllar neredeyse hiç muhafız almıyor. kitapta da bunlar nispeten erkeklere güvenmeyen, hatta aşırı karakterlerde erkeklerden nefret eden kadınlar olarak tanımlanmış. yeşil ajah ise dediğim gibi birden fazla muhafız almasıyla, hatta bunlarla ilişki yaşama veya evlenmesiyle biliniyor. kitapta bu o kadar vurgulanan bir nokta ki, bazı çömezler (novice) hangi ajah'a katılacaklarını düşünürken, "mutlaka muhafız alacağım, kızıl ajah olamam" kafası bile yaşıyorlar. ergen kızların mutlak kontrol gerektiren aes sedai eğitiminde yaşadıkları çelişkileri bile anlatan bir kitaptan bahsediyoruz :)

    - tek güce erişmek. önemli bir not. her tek güç kullanıcısı aes sedai değil. aes sedailer bir örgüt, kuruluş, politik bir organizasyon. bir kadın kendi kendine yaşarken, şayet yetenekle doğmuşsa, hayatı boyunca tek güce erişebilir, hatta kendini geliştirebilir bile. bunlara yabani (wilder) deniyor. en azından aes sedailer öyle diyor. yani aes sedai olmayan her güç kullanıcısı yabani. dağ köylerindeki "hikmet"ler (şifacı, rüzgarı dinleyen vs) de ucundan kıyısından erişebiliyor ama farkında değiller. kendi kendine güce erişen ve kullananların çoğunluğu bir şekilde ölüyor. ama yıllarca yaşayan, kendini geliştiren ve güvenle güç yönlendiren, yine de aes sedai olmayan da bir yığın kadın var. bu noktadan sonrası da spoiler. ama aes sedailerin ana yaklaşımı, güce erişen her kadın bir şekilde teste tabi tutulacak; güçsüz veya iradesiz olanlar reddedilecek; diğerleri çömez (novice) olarak beyaz kule'ye kabul edilecek ve tek gücün güvenli bir şekilde kullanımında eğitilmeye başlanacak. tabi bunlar erkekler için geçerli değil; tüm kültürlerde bunlar ya avlanıyor, ya da intihara zorlanıyor.

    - gücün kullanımı ve bağ (link) kurmak: her güç kullanıcı her an güce erişmiyor. bunun iki aşaması var. önce kaynak'a kucak açıyorlar. yani tek gücün eril/dişil tarafına erişiyorlar. ikinci aşama bunu kullanarak örgüleri hazırlamak. bir kadın güç kullanıcı kaynak'a kucak açtığında bu diğer kadınlar tarafından görülebiliyor. ördüğü örgüler de öyle. bağ kurmak da güç kullanıcılarının güçlerini başka bir kullanıcıya ödünç vermesi gibi düşünebilirsiniz. burada bağa katılanlar örgüleri öremiyor, pil gibiler. bağı kontrol eden güç kullanıcısı, onların toplam güçlerini de kullanarak örgüleri örüyor ve yönlendiriyor. bu tam bir güven ve teslimiyet meselesi.

    - güç. herkes güçte farklı seviyede. daha önce bunu da yazmıştım. ilaveten, bu bir maksimum limit değil. tek güce erişimi olan herkes, her zaman bir irade sınavında. eğer erişebileceğinden çok fazla güç çekersen, kendini yanlışlıkla yalıtabilirsin (ehlileştirmenin kendi kendine kazara yapılan hali. tek güçten kopmak). matematikle anlatayım; bir aes sedainin gücü 100 ise, 90 çektiğinde kendini yalıtmaz; ama başka bir aes sedainin gücü 30 ise, 35 çekerse kendini yalıtır. tüm güç kullanıcıların irade kontrolü, sınırlarını bilmesi, gücünün limitlerini anlaması hikayede hep ana odak noktaları. erkek, kadın aynı.

    - shadar logoth'taki kötülük. ilk üç bölümü izlediniz diye yazıyorum; kadim bir kötülük. trolloclar ve soluklar bile ondan çekiniyor. mat oradan hançer aşırdığı için yanında getirdi.

    --- spoiler ---

    buradan sonrasına kitapları okuyan ve buraya kadar diziyi izleyen arkadaşları davet ediyorum. kendi kendimize eğleneceğiz :) ağır spoiler içerir. yine.

    4. bölüm mükemmel. söylemiş miydim?

    - yine görseller, şehirler, kamera açıları muhteşem. ghealdan özellikle. nefis :)

    - jenerikte kısa bir an tuon mu görülüyor, bilen varsa yeşillendirsin..

    - logain (logain vs moraine). ne yazsam bilemiyorum. hikayeden çok farklılaşmış. kitapta bu noktalarda logain sadece bir efsane, korku hikayesi idi. "yine bir sahte ejder çıkmış, orayı burayı yakmış, bunlar kötü zamanlar evlat". dizide ciddi şekilde bir karakter haline getirmişler. bence harika olmuş. ilaveten, eril gücün kullanımı, lekenin siyah görsel elementlerle betimlenmesi nefis olmuş :))) izlerken bile "pis bişi" hissini veriyor. bölüm başındaki tüm kulağına fısıldayan eski ejderler de tabi ki delilik :) zaten moraine ile olan sahnesinde, moraine'in önce gerçekten "what if" diye düşünmesi, sonra konsepti öğrendiğinde bunları deliliğe yorup logain'in sahte ejder olduğuna emin olması. kitaptan daha güzel bir hikaye gelişimi olmuş (utanıyorum bunu yazdığıma). edit: dizinin yapımcısının reddit ama'sından anladığım kadarıyla bunu özellikle koymuşlar. amaçları ise erkek güç kullanıcılar gözünden tek güç kullanımının bir erkek açısından nasıl olduğunu göstermek.

    - kalkan mücadeleleri nefis olmuş. logain'in sinsi gibi bekleyip kalkana karşı mücadele vermesi, aes sedailerin nöbetleşe tutma çabaları. tek başlarına güçlerinin yetmemesi. herkesin birbirini yoklaması, beklemesi, ittirmesi :)) görsellik de mükemmel. unutmayın, logain tek güçte sammael ve demandred'le aynı seviyede, lews therin'den bir tık aşağıda. aes sedailerin sadece gücüne bakıp "acaba ejder bu mu" demeleri bundan kaynaklanıyor.

    - bir önceki entry'de yazmıştım. tek gücü kim görüyor kim görmüyor.. biraz belli oldu. kadınlar eril gücün kullanımını göremiyor. senarist burada kitabın izinden gitmiş ve mükemmel olmuş. çünkü eril gücün kullanımındaki örgüleri kadınların görmemesi üstüne çok ciddi hikaye kurgusu var.

    - honorific kullanmayan muhafız olamaz. hiçbiri, ne kadar kötü düşünürse düşünsün, bir aes sedai'ye ismiyle hitap etmez. yıllarını beyaz kulede eğitimle, aes sedailer arasında geçirmiş kurtlardan bahsediyoruz. lan, liandrin'e "liandrin sedai" der. 0/10. bunları da biz mi anlatalım ya bu kadar mı düştünüz.

    - logain'in gözyaşlarıyla tom'un yeğeninin et bıçağıyla kendi boğazını kesmesi aynı duygudan kaynaklanıyor. seviyorum ben böyle minik bağlantılar çıkarmayı.

    - aes sedai ölünce muhafızının çıldırması. olmuş sanki. daha iyi oyunculuk olabilirdi. ama hikaye akışında kullanmışlar. fena değil.

    -nynaeve ve lan flörtleri. gittikçe daha iyiye gidiyor :)) çok eğlendim. sabah adam belki sıçmaya gidiyor, niye takip ediyosun :))

    - malkier :) o hüzünlü hikayenin biraz lan'ın sabah namazı şeklinde anlatılması hafif kaçmış. true blade of malkier, abdest alıyor :) umarım devamı ileride gelir. gelmeli; altın turna son savaş'a uçacak sonuçta. hikayenin beli kırılır.

    - ateş başındaki muhafız muhabbeti. nefis olmuş. muhafızların çok üst seviye savaşçılar olmalarına rağmen böyle bir hizmetkar/bodyguard görevini neden kabul ettiklerine dair çok güzel bir diyalog kurmuşlar.

    - tamam yeşil ajah iki üç muhafız alıyor, sevişiyor, evleniyor filan da... mfm grup yaptıkları yoktu hikayede. sjw işte, kimin eli kimin götünde belli değil :)

    - tek güçle ilgili yarımşar saniyelik sahneler nefis olmuş. ward örgülerinin logain'in ordusu yaklaştığında tetiklenip ışık parıltıları çakması, liandrin'in kendini yalıtma seviyesine yaklaştığında yanaklarının içten yanması filan olağanüstü detaylar. bu yüzden bu dizi epik olacak. bu detayları kontrol eden ve cgi bütçesi harcatan bir üst akıl var. bilbo'nun ayrıkvadide frodo'dan yüzüğü göstermesini istediği sahnede yarım saniye ghollum'a dönüşüp saldırmasında olduğu gibi. anlayan anladı. bana bunlarla gelin işte. egwene hintliymiş bilmemne bırakın bu saçmalıkları. yüz yıl sonra marstaki kolonide dünyanın en iyi beyinlerinin torunları medeniyeti sürdürürken asyalısı çinlisi kalmayacak.

    - kule entrikaları, kim kimden ne bilgi sızdırmaya çalışıyor, güç ve mevki mücadeleleri :) muhabbetler harika olmuş. amerilyn makamının moraine'den hazzetmediği yorumu da harika. zira tüm hikayenin bel kemiği olan, siuan vs moraine ilişkisine, sadece iki kişinin gerçek motivasyonu bilmesine o kadar erken ve o kadar zekice bir gönderme yapılmış ki gerçekten şaşırdım. serinin sıfırıncı kitabı zaten tamamen bu hikaye üstüne kurgulu. iki çömezin bir sabah amerilyn makamına (sadece sıra onlarda olduğu için) hizmet için kenarda beklerken, esnerken filan bir anda kehanetin gelmesi ve dünyanın değişmesi; bunların da tanık olması :) tüm hikaye, siuan'ın indirilmesi, hepsi zaten buraya bağlanacak. bravo senarist, bravo.

    - nynaeve. evet. herkes dalga geçmiş de o bir wilder (yabani). ve güç skalasında çok çok yukarıda. sanıyorum kişisel blokajı olan "sinirlenmeden güce erişememe" konusunu da verdiler dizide. ama emin olamadım. epik bir sahnede herkese racon koydu. daha çok da koyacak. 10/10. bu halleri bile kitaptakinden aşağı kalır değil. tabi herkesin ölmek üzere olduğu ve nynaeve bacımızın toplu iyileştirdiği sahnenin kitapla alakası yok. ama bence mükemmel bir ekleme olmuş. hikaye/karakter gelişiminde bazı kısaltma ve farklılıklara gitmeleri tabi ki kaçınılmaz. ben sahneyi gözlerim dolu dolu seyrettiysem, gerisi beni ilgilendirmez. hatta daha da iyi :) kitabı zaten biliyorum. yeni bir şey izlemiş olurum. her türlü kasa kazanır.

    - tom. evet güzel bir karakter olmuş. yeğeninin yaşadıkları sonrasında sempati duyup güç kullanıcısı mat'i (üzümlü kekim benim) korumak adına takip etmesi mükemmel olmuş. kitapta bu durum daha komplike ve evveliyatı var tabi. ama dizi için net, kestirme ve harika bir özet olmuş. son sahnede de soluk'u oyalarken geride kalması da, senaristlerin neyi değiştirirlerse değiştirsinler, kitabın ana olay örgüsünden ilerleyeceklerini de gösteriyor. kitapta bu olay whitebridge'de geçiyor yanlış hatırlamıyorsam. her kol yeninden ve ceketinden hançer de çıkarabildi :) afferim. "simple gleeman" :)) 10/10

    -tenekecilerin 20sine basınca dünyaya açılması. hoş detay olmuş. sadece kalben bağlanan geri dönüyor.

    - mat. geldik en mükemmel kısma. "seni görüyorum". hançerin etkisi yavaş yavaş artmaya başlıyordu zaten. elini sırtına götürüp hançeri kavraması vs. verildi. daha paranoyak ve şüpheci olması gerekiyordu bu noktaya kadar. her halükarda, herkes nefesini tutmuş bir şekilde "mat bu yavruya nasıl kıydı" derken hançerin de etkisiyle soluk'a posta koyması mükemmel olmuş. ya daha bu kadar kenar bir detayda bile ters köşe yaratıyorlarsa kitaptaki yüzlerce epic moment kim bilir nasıl mükemmel olacak. mat'ın kişiliğine dair ipuçları vermesi kadar kadar solukların shadar logth'taki kötülükten nasıl çekindiklerini de gösteriyor. hançer -> hastalık -> hafıza kaybı -> boşluklar -> tilkiler ve yılanlar -> tesadüfi dilek -> boşlukların dolması -> kadim anılar -> savaş lordu -> band of the red hand -> kırmızı elli adam kehaneti -> kuzgunlar prensi. kitabın sunduğu ve bence edebiyat/sinema tarihinin gelmiş geçmiş en mükemmel karakter gelişimi olan bu sürece dizi de epik bir giriş yapmış gibi gözüküyor. sadece bu yüzden bile şu anda dizi 10/10 seviyesinde.

    - soluk. vayy ince detaylar. solukların gölgede olmak kaydıyla çok hızlı hareket edebilmesi bile yapılmış. üst katta görüyorlar, yarım saniye sonra merdivenin dibinde bitiyor. çok ince görmüşler. birileri gerçekten bu işe kafa yoruyor arkadaşlar bu bir emektir. yapmak zorunda değillerdi.

    --- spoiler ---

    sanıyorum şimdilik bu kadar. 5. bölümü iple çekiyorum.
hesabın var mı? giriş yap