the wedding singer

• sarkili turkulu 80 ruhlu romantik komedi. ana fikri sudur: adam ya da kadın ilk kez ucakla uctugunuzu ya da bir sehri ilk kez havadan goreceginizi bildigi halde, cam kenarına kendisi oturuyorsa onunla evlenmemek gerekir.
  
  ayrıca god in detail.
  ayrıca bily idol kendini oynuyor filmde kısa da olsa.
• hikayesi alışılageldik "holivud romantik komedisi" ama o çevre, kıyafetler, şarkılar... bildiğiniz dönem filmidir ve çok da güzeldir.
  
  bir de dead or alive'ın you spin me round klibini görmeyenlerin filmden önce izlemeleri şiddetle tavsiye edilmektedir.
• 80'lerden harika şarkılar dinlemek için bile izlenebilecek güzel film.
  
  --- spoiler ---
  
  hey pisikopat. bu konuda daha iyi hissetmeyeceğim. bitti. şimdi lütfen grubun içine edip ayrılmalarına sebep olmadan evvel van halen tişörtümden çık.
  
  --- spoiler ---
• 2cdlik soundtracki 80ler karma albümü gibidir,
  video killed the radio star
  do you really want to hurt me
  every little thing she does is magic
  how soon is now
  love my way
  white wedding
  blue monday
  too shy
  you spin me round
  holiday
• dvd versiyonunda bonus olaraktan karaoke bölümü de bulunmaktadır. bir de van halen t-shirt önemi vurgulanmaktadır filmde. billy idol bile gıcık olmuştur uçakta.
• adam sandlera en çok üzüldüğüm filmlerdendi sonuna kadar, tabi kaptı sonunda yine drew'i. şarkıları dolayısıyla muhteşem olan bir film bence. filmin asıl güzel yanı 80'ler müziği ve havası. adam sandler filmde bruce springsteenin darkness on the edge of town albümünün kapağındaki haliyle geziniyor ve bir sahnede patronun en sevdiğim şarkılarından biri olan hungry heart çalıyor.
  bu arada adam sandler'ın bruce springsteen kılığına girdiği bir video
• soundtrackiyle etkileyen, sahneleriyle bol bol güldüren süper eğlencelik film.^*
• adam sandler'ın söylediği iki unutulmaz parçayı bünyesinde barındıran film.
  (bkz: somebody kill me please)
  (bkz: grow old with you)
• son 15 dakikadaki romantik sahneleri saymazsak, izleyeni kopartan, güzel espri ve $arkıların oldugu ho$ bir film. vaktim oldukça oturur seyrederim vcd'de...
• seneler seneler önce yeni ingilizce öğrenirken gitmiş idim, hatta arkadaşlarımla ilk gittiğim filmdi sanırım, ama gülmemiştim. çok götüm kalkıktı afedersiniz, öyle herşeye gülmem triplerindeydim. sonra adam sandler ve türevi arkadaşların ahını almış olucam ki felaket kıkırdak bir şey oldum.
  
  bugün aklıma geldi durdum izledim. oh be. neşeli film izlemeyi özlemişim. güldüm vallahi de güldüm billahi de güldüm. adam sandler'a gülmedim sanırım yine ama steve buscemi..ah ah..kütürdetti beni. george'a bayıldım, ilk izlediğimde boy george'un ta kendisi zannetmiştim halen de öyle sanıyodum meğersem kendi içinde bir delikanlıymış.
  
  allah için şirin bir film. diyor ki evlenmeniz için öyle paraya pula lüzum yok. aşk kafi. her derde deva. ve drew barrymore öyle bir karakteri canlandırıyor ki hakikaten adam sandler'ın karakteriyle birlikte parasız pulsuz, adamın ablasının bodrumunda yaşasalar da mutlu olabilecek bir çift varsa bu ikisidir diyorsunuz. bir derinlik aramak istemiyor insan, aşıklar, evlendiler, yaşlı teyze 50. yıldönüm şarkısını söyledi, herşey nefis diyip 10 dakika sonra izlediğiniz unutacak olsanız da gülerek bitiriyorsunuz filmi. budur zaten benim bu filmden beklentim, hayatımın akışını değiştirmesini beklemiyorum da istemiyorum da. bana bi şey de katmasın. kendi janrında dört dörtlük bir film. insanlar güzel hayat güzel şarkılar güzel. tekrar diyorum oh be.
  
  not: bu adamı mihrapta bırakan linda ilen drewnün leopar donlu sevgilisi süper bir çift olabilirlerdi, yapımcılar bunu es geçmişler. bir daha çekilirse bu fikrimi bir düşünün. mesela broadwaye uyarlamışsınız hani orada belki böyle bir nüans şettirirsiniz. telif istemiyorum, gözüm tok.