• filmi beğenmediğini söyleyenler "biliyorum çok tepki alacağım", "çok kızacaksınız bana" falan diyor. arkadaşlar size bir şey söyleyeyim mi? sizin film hakkındaki görüşlerinizi zerre sikine takan yok. sanırsın ki adam film eleştirmeni, akademi üyesi falan. sana niye tepki gösterelim amk, sen kimsin? iyi ya da kötü eleştirini yap filme sonra çek git. çok tepki alacakmış. evet sinema dünyası karışacak sen filmi beğenmediğin için, izleyecekler izlemekten vazgeçecek, "x adlı sözlü yazarı beğenmemiş, o zaman bu film iyi değildir." diyeceğiz. tövbe tövbe ya.
  • akademi'nin yerinde olsam bu filmde oscarı leonardo'ya saldıran ayıya verirdim. çıldırsın ibne.

    not: çok iyi film.
  • --- spoiler ---

    ayının saldırdığı sahnelerin özel efekt ile yapıldığına emin miyiz?
    leo kardeş oscar uğruna gerçek ayıyla boğuşmuş olmasın!

    -evet leo sen kendini sağdan sola attırıver, biz efekte gerisini hallederiz.
    +gerçek ayı gönderin
    -efendim?
    +gönder gelsin!

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    leonardo di caprio'nun bir türlü ölmemesi konulu film. ayı saldırıyor parça pinçik ediyor ölmüyor, diri diri gömüyorlar ölmüyor, çıkıyor sağa yatıyor ölmüyor, sola yatıyor ölmüyor, bakıyor olmayacak sürünmeye başlıyor, kızılderililere denk geliyor ölmüyor, şelaleden aşağı düşüyor ölmüyor, atın üstünde uçurumdn aşağı uçuyor ölmüyor, uçurumun dibinde soğuktan donacakken bu sefer atın karını yarıp içine giriyor yine ölmüyor. ölmüyor amına kodumun çocuğu, oscarı almadan ölmem diyor adeta.

    --- spoiler ---

    özet: https://twitter.com/…ugzo/status/683232551838855168
  • bir ayının di caprio'yu dinlenip dinlenip dövduğu fılm. bır yerden sonra daha dovmez dıyorsunuz ama ayı duruyor gene dovuyor. bunca yıllık ızleyıcıyım boyle agız burun cevıre cevıre doven ayı gormedım. sonuc olarak fılm guzel ama di caprio oscar alamaz. ayı alır ama.
  • --- spoiler ---

    -glass naber abi?
    +napalım kardeş, sürünüyoruz.

    --- spoiler ---
  • bu filme şişirilmiş, akıcı değil vs. diyenler var. allah akıl fikir versin diyoruz. filmle ilgili bazı bilgiler vermek istiyorum:
    - filmde tamamen doğal ışık kullanılmış, hiç bir şekilde ışıkta oynama yapılmamıştır.
    - filmde ayı sahnesi haricinde büyük çaplı efekt kullanılmamış ancak filmin bütçesi 135 milyon $
    - aslında vejetaryen olan di caprio bu film için "gerçekten" çiğ et yemiş, hatta bu filmde oynamak için steve jobs(2015) filminin başrolünü reddetmiştir. revenant filmi ayrıca leonardo di caprio'nun diğer filmlerine kıyasla en az diyalog kullandığı filmdir.
    - di caprio film çekimlerinden önce 2 yerli amerikan dilinde(pawnee ve arikara) konuşmayı, misket tüfeğiyle ateş etmeyi ve ateş yakmayı öğrenmiş, antik iyileşme teknikleri üzerine uzmanlaşmış bir doktordan bu konuda ders almıştır.
    - film daha amerika'da vizyone girmeden önce altın küre'ye aday olmuştur.
    - ınarritu'nun gerçekçilik sevdası yüzünden 80 günlük prodüksiyon mevsim şartları ve karlı mekanların erimesinden kaynaklanan filmi çekim yerinin karlı bölgelere doğru yeniden taşınmasına paralel olarak 9 ayda bitmiştir.
    ---spoiler---
    the revenant'ta gerçek bir hikayeden esinlenilmiş ve di caprio'nun canlandırdığı hugh glass karakteri gerçekten de yaşamıştır. filmde evlenip çocuk sahibi olması gibi olayların tarihsel dayanağı olmasa da bir deri avcısı olduğu ve ayı saldırısına uğradığı kayıtlara geçmiştir. filmin aksine gerçekte kendisini ayı saldırısında ölüme terk eden kişilerden intikam almamış, onları affetmiştir. söz konusu olay 1823 yazında missouri nehri kıyılarında gerçekleşmiştir. bir ayı ve 2 yavrusuna rastlayan hugh glass, ayının kendisine saldırması sonucu ağır yaralanmış, grubun liderleri john fitzgerald(filmde tom hardy'nin canlandırdığı karakter) ve jim bridger'ın grup ilerlerken yaralının başında beklemelerini ve öldükten sonra onu hristıyan inancına göre gömmelerini kararlaştırmışlardır. john ve jim hugh'un başında 2 gün beklemiş ve daha sonra gruptan daha fazla uzaklaşmamak için ona sığ bir mezar kazıp arkadaşlarını terk etmişlerdir. hugh kendine geldikten 6 hafta sonra çeşitli mücadelelerle en yakın kampa tek başına ulaşmayı başarmıştır.-
    ---spoiler---

    the revenant ve/veya di caprio oscar alır veya alamaz o ayrı. ancak bu filmdeki derin yapıyı görmemek için mahsun kırmızıgül olmak lazım.

    sonuç:
    - the revenant 12 dalda akademi ödüllerine aday olup "en iyi erkek oyuncu", "en iyi yönetmen" ve "en iyi sinematografi" dalında toplamda 3 oscar ödülü kazandı. en iyi film ödülünü ise spotlight filmi kazandı.
    - yönetmen alejandro gonzález ıñárritu, birdman(2015) the revenant(2016) ile birlikte üst üste iki kez "en iyi yönetmen" ödülünü kazanabilen 3 yönetmenden biri olmuştur.
    - leonardo di caprio the revenant'taki performansı için 32 adet ödüle layık görüldü. bunlardan birisi de "en iyi erkek oyuncu" dalında kendisinin ilk oscar'ıdır.

    kaynak:
    imdb.com
    the telegraph

    edit: ekleme.
  • koyaanisqatsi gibi filmleri sevdiğimden, konunun tekdüzeliği pek sorun olmadı, sinemada izlerken zevk aldım. fakat salondan çıkar çıkmaz filmin bendeki etkisi geometrik olarak düşmeye başladı. dışarda yağan kar altında yürürken, hikayenin imkansızlığı ve karakterlerin tekdüzelikleri içimi epey sıkıyordu. eve vardığımdaysa bir kolumda bir şırınga, diğerinde de bir fahişe vardı (bu kısmın filmle bir alakası yok, her gece böyle zaten)

    leo'nun herhalde kariyeri boyunca oynadığı en sığ karakter bu. derinlik katmak için flashbacklerle bir arkaplan yedirmeye çalışmışlar ama sorun su ki, filmin kafası fazla karışık:

    -bu, beyazlarla kızılderililer arasında kalmış birinin kimlik bulma mücadelesi mi?
    -karısının kaybından dolayı hayata küsmüş birinin bir amaç bulma hikayesi mi?
    -doğaya hükmetmeye çalışan insanın acziyetinin ifşası ve aynı anda, doğaya karşı inadının kutlanması mı?
    -bir intikam hikayesi mi?

    "senaryo kötü" diyenlerin çoğunun derdi filmin ağırlığı, ama senaryonun asıl hatası bu konuların karman çorman işlemesi.

    adamın doğaya karşı hayatta kalma mücadelesi, intikam mücadelesinden önce başladığı için, motivasyonu buğulu. halihazırda terminatörvari birini, inandırıcı bir şekilde, bir baba ve eş figürü olarak kabullenmek zor. kimlik bulma serüveni ise tamamlanmadan çöpe atılmış.

    oysa sözde kötü adam olan fitzgerald (tom hardy) ortamdaki tek 3 boyutlu karakter. film boyunca resmen onu destekledim. bir şeytan da değil, bir aziz de. o boktan şartlar altında en rasyonel kararları vermeye çalışan biri. bir iş planı var, geleceğe dönük hayalleri var. yüzbaşı gibi, emek sömürücüsü olmasına rağmen kendini onurlu sanan, ama dünyanın koşullarından habersiz biri değil (yüzbaşı: "hayatın mı daha önemli malın mı?", fitz: "bu mal olmadan benim bir hayatım yok!"). leo gibi geleceği belli olmayan bir terminator/av hayvanı karışımı da değil.

    iyi bir hikayeyi müthiş bir hikayeden ayıran şeylerden biri, "kötü adamların" çekiciliğidir. fakat esas oğlan ile bir bağ kuramadıktan sonra, bunun da önemi azalıyor.

    bu filmi kurtaran şey ne leo'nun aktörlük çileleri (o zaman jackass aktörlerini oscara boğsunlar), ne de tom hardy'e dar gelmiş olan karakter... sadece sinema perdesi ve sinematografi. (oscarı leo alır ama ben fassbenderın performansını daha çok beğendim)
  • --- spoiler ---

    -şu barsağı şöyle bi koyayım..
    -oh şu mideyi de şuraya bi kaldırayım
    -bakim
    -şu vıcık şeyleri de bi şöyle elimlen bi şey yapayım
    -heh
    -kaburgaları da bi kırayım
    -şöyle sıcacık bi sokulayım da uyuyayım hımfshımfs

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    yanarım yanarım, kurtların öldürdüğü hayvanın etini az ötede ateş yanmasına rağmen çiğ çiğ yediklerine
    yanarım.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap