• korkumsu gerilimimsi film. çok da fazla gerememistir şahsımı. üstelik havada bıraktığı şeyler yüzünden bağlantısı kopuk ve detaydan yoksun bir film olarak ağırlığından oldukca yitirmiş, arşivde olsa da olur olmasa da denecek düzeylerde gezinen bir filmdir.

    konusu gerçek yaşamda geçen bir takim paranormal olaylardan alınmıştır. mothman adi verilen bir takım varlıkların insanlara görünüp bazı kehanetler vermesi üzerinde odaklanmiştır. aslında filmden çok bu mothman fenomeninin üzerinde durmakta yarar var.

    çok eski kayıtlarda ve çizimlerde de yer alan, insanların etrafında dolanan ama görülmeyen bir takim inorganik varlıklardır bunlar. görmek için bazı frekans uyarlamaları gerekmektedir. mothman lar çesitli kültürlerde başka başka isimlerle anılmışlardır. ilişkiye geçtiği insana bazı kehanetler bildirirler. zamanı bizim algıladığımız gibi algılamazlar. müdahale edemezler ama "boyları" bizden uzun olduğu(!) için zamanda ileriye bakabilirler ki, kehanet yetileri de buradan gelmektedir.

    belirli bir şekilleri yoktur. gören kişiye göre değişken olabilen biçimlere girebilirler. ama genelde bir çeşit güve biçimi kanatlara sahip insan formunda görülmeleri kendi tercihlerinden olsa gerek daha sık vuku bulmaktadır. ama kafayı sıyırmadan onlara bakmak da her babayiğidin harcı değildir.

    genellikle okült ilimlerle uğraşanların muhatapları olurlar. geçmişle, gelecekle ilgili her türlü faaliyetin aranan kahramanlarıdırlar. kehanet pesinde kosan kadim büyücüler mutlaka onlarla temasa geçerlerdi, ve mutlaka onlardan birini kendilerine muhatap seçerlerdi. buna pişman olanları da olmuştur. aslında iyilik ve kötülükten bizim anladiğimiz anlamda münezzehtirler cünkü bizim anlayabileceğimiz boyutlarda değillerdir.

    belli ritüellerle onlara ulaşılabilir ve muhatap olunabilir. ve bir kaç tanesiyle kalıcı bağlılık kurulabilir. okült ilim yolcuları yolun başlarındayken genellikle bunun peşindedirler ama pişmiş ustalar bu bağlantılardan pek hazzetmezler. cünkü onları kontrol edeyim derken kontrolleri altına girme riski çok yüksektir ve kehanetlerine bağımlı kalınabilir. ve ustalar iki üç kıytırık kehanet için bu bedeli çok ağır bulurlar. not: evinizde denemeyiniz.
  • bu filmi gece vakti uygun bir ses düzeniyle izlerseniz oldukça ürkütücü gelebilir.

    film, john keel'in "güveadam kehanetleri" adlı kitabından uyarlanmış. filmin başında gerçek olaylara dayandığı söyleniyor, ama çok da öyle değil aslında. gerçekte olau şu: west virginia'nın point pleasant beldesinde 1966 yılı kasım ayı ile 1967 şubat ayları arasında bir çok kişinin gördüğünü iddia ettiği bir yaratık güveadam. 2007 yılında bile görüldüğü söyleniyor. kırmızı gözlü, kanatlı, kafası olmayan ve gözleri aslında göğsünde olan güveyi andırır bir yaratık.

    film, bu olayları filmin çekildiği 2000li yılların ilk senelerine taşıyor. olaylar aynı yerlerde geçiyor, finalde yaşanan olay da her ne kadar filmin sonundaki açıklama olayı abartsa da gerçekmiş.

    filmle ilgili şunları söyleyebiliriz: filmin en olumsuz yanı richard gere. ne yazık ki yüzü bir duygu ifadesi veremeyen bir oyuncu richard gere. bu filmde öyle en azından. garip bir soğukluk hissi veriyor, ve filme yakışıyor da diyebiliriz biraz zorlayarak. filmin olumsuz ikinci yanı filmin finalinin tamamı. neden? çünkü film finale olan kısmı aslında açıklanamayan ve büyük huzursuzluk yaratan bir takım garipliklerin yarattığı gerilimler, gerginlikler, ürperti ve korku hisleri üzerinden sürüyor. filmin finaline dek karşımıza hem ses hem görüntü anlamında tekinsizlik hissi veren, ürperten, korku hissimizi kaşıyan çok fazla sahne, sekans izliyoruz. bu hisleri hissetmemiz, korku ve hatta terör duygusunu duyumsamamız isteniyor bizden. özellikle ses , ışık, mekân kullanımının çok iyi olduğunu, kurgunun gerçekten çok iyi olduğunu söyleyebiliriz. bir çok sahnede kurgunun bu korku ve ürperme hissini çok iyi verecek bir şekilde başarıldığını da söyleyebiliriz.

    elbette filmde insanlara çeşitli şekilde görünen, onlara korku veren şey ölümün ta kendisi. insanların ölüm korkularının, bir gün ölecek olmalarının onlara verdiği huzursuzluk, rahatsız hissi, konfor duygularının bozulmasının burada ne olduğunu anlayamadığımız ama bir şekilde insana kendi gösteren veya duyuran bir takım varlıklar şeklinde gösterdiğini söyleyebiliriz. belirsizlik, muğlaklık, ne olduğunu bilemediğimiz bir şekilsizlik yerine ölüm güve adam şeklimnde görülüyor, daha doğrusu seziliyor, hissediliyor, görür gibi olunuyor, "işitiliyor".

    spoıler
    richard gere karakterinin eşinin kaybetmesiyle yüzleşememesi, bu suçluluk hissini üzerinden atamaması, suçluluk hissi duyduğundan bihaber şekilde yaşadığını bile anlamadan bu beldeye bilmeden kendisiyle yüzleşmeye ve katarsisinin yaşamaya geldiğini bilmemesinin filmin temel düğümü olduğunu da söyleyebiliriz. fazla hollywood kokan ve abartılı finalde richard gere eşi için yapamadığı şeyi yapıyor ve büyük olasılıkla yeni eşi olacak kadını ölümden kurtarıyor. böylece esas düğüm çözülmüş oluyor. yani richard gere hem eşinin ölümünden kaynaklı suçluluk hissiyle ödeşmiş hem de ölümü kabullenmiş oluyor.

    spoıler sonu

    toplu psikoz gibi bir durumun yaşandığını, o beldede birbirlerinden duydukları hikâyelerle korkularını, ölüm korkularını yücelterek ve çoğaltarak ortaklaşa ve toplu bir psikolojik tutulma yaşadıklarını da söyleyebiliriz bu insanların belki de.

    izlemeli miyim derseniz; o psikozu, rahatsızlığı, huzursuzluğu, tekinsizliği iyi çekilmiş, iyi kurgulanmış ve kotarılmış bu filmi richard gere'e rağmen ve kötü bir finalle de olsam yine de isterim diyorsanız o zaman öneririm.
  • telefonda sessiz yapan güveler üstüne bir film.
  • richard gere'in güveadam'dan kurtulmak isterken lavanta gerçeğini unutarak gözardı ettiği filmdir.
  • gecenin bi koru, disarda kediler ve agaclar abuk sabuk sesler cikarirken izlenirse etkisi daha da fazla olur.. *
  • lay lay lom şekilde tvde izlendikten sonra oda kapısının kendi kendine açılmasıyla hassiktir dedirtebilen film.
  • hayatimda en fazla tirstigim filmlerden biridir.. hayir, bir de "gercek olaylara dayanmaktadir" diye bir ibare var, beni asil tasalandiran o..

    diger bir tirstirici film icin
    (bkz: the amityville horror)
  • beklenmedik derecede güzel bir film.

    film john a.keel'in yazdığı aynı isimli kitaptan uyarlanmıştır. lakin kitabın çok daha sağlam olduğunu söylemek gerekir. filmde özellikle richard gere ile uçuk-kaçık fizikçi arasında kısaca geçen hyperdimensional fizik/varlıklar üstüne diyaloglar kitapta daha sağlamdır. fizikçinin söylediği bazı şeyler uzun süredir kafamdadır bu arada; "biz hamamböcekleriyle temas kurup bakın biz insanız, sizinle beraber aynı ortamlarda yaşıyoruz deme ihtiyacı duyar mıyız?"

    (bkz: contact)
  • daş gibi gerilim filmi.

    böö yok, abartılı ses efektleri yok, kan revan yok, ucuz numaralar yok, gerçek ve sıradan insanların hayatlarının altüst oluşu var, drama var. çok korkutucu değil ama çok tedirgin edici. korkutucu odağı göstermiyor, etkilerini, gücünü, becerilerini ve sarsıcılığını gösteriyor. çok iyi görsellik, yönetmenlik, kurgu, atmosfer var. çok da büyük çok da korkutucu gibi gelmeyen bir öykü bu ama aslında başımıza gelse, valla korkudan ölürüz muhtemelen. çok iyi film ama ölçülü iş sevenlere. abartı seviyorsanız tatmin etmez.
  • what lies beneath ekolünün* takipçisi bir film. germek ya da korkutmak için her sahnede gürültülü bir efektle seyircinin suratına bir şeyi çarpmaktansa ortamın kasvetiyle yani "böö" diye bağırmadan geren filmlerden. açıkçası richard gere'ın oynadığı bir filmi bu kadar beğeneceğimi pek tahmin etmemiştim.
hesabın var mı? giriş yap