• bu yılın en iyi dizisi, yıl biterken şahane bir sezon finali yaptılar.

    güce sahip olmak ve başarı hırsıyla her türlü insani duyguyu yok sayarak, her şeyi ve herkesi manipüle edebileceği sanarak vicdansızca hareket edenleri kısaca günümüz medyasının kokuşmuşluğuna güzel bir tokat atan yapım. her oyuncusu, her diyaloğu, her şeyiyle dört dörtlük. izleyin, izlettirin.

    --- spoiler ---

    1x10 bölümde cory'in yayına izin vermesi ve itirafı canlı yayınlatması dizinin tüm özetiydi.

    --- spoiler ---
  • çağımızın en önemli felsefik tartışmalarından kadının rızası konusunu emine boyuna her iki tarafıyla da tartışmış dizidir. biz toplum olarak bu konuda bi 100 yıl geriden geldiğimiz, hatta gittikçe geriye doğru ilerlediğimiz için pek anlayamayabiliriz ama kadının cinsel özgürlüğü olan toplumlarda son zamanlarda çok tartışılmış bir konu bu. kadının bir cinsel aktiviteye rıza gösterdiğini nasıl anlarsın? “hayır demedikçe rıza vardır” anlayışından çok daha öte bu toplumlar, hem toplum vicdanı hem de kanun açısından. güç sahibi bir erkeğe hayır demenin zorluğu, alkolün etkisi, hayır demenin kariyere olabilecek etkisi gibi konular hesaba katılıyor.

    bu konuya ilgi duyanlar izlesin. oyunculuk ve kurgu da gayet iyi. tempo yavaş sadece. hem izlenip hem entry yazılabilir :)
  • izlediğim en iyi şeylerden biri. entrylerden birinde hakkında "bati dunyasi icinde yine belli bir kesim disinda pek de umursanmayan cinsel istismar" gibi bir ifade gördüm ve dizinin anlattıklarının gerçek hayatta teyidi gibi bir şey oldu gerçekten bu düşünce. evet sen ve senin gibiler için bu konu bile değil ancak milyonlarca kadın bunu her gün yaşıyor ve yaşamak zorunda olduğunu, bundan başka şansı olmadığına inanıyor.

    kesinlikle bir televizyon şovunun perde arkasından fazlasını anlatan dizi, vakit geçirmelik olduğunu ve senaryosunda ciddi bir şey olmadığını düşünen benim için hem cahildir hem de fanusta yaşıyordur. büyük ihtimalle de dizideki gibi bir "boys club" ın parçasıdır ve kendisi için sıkıntı yaratmayan şeylerin varlığını reddederek hayatını devam ettirmektedir.
  • sezon finali şok ediciydi. vivaldi summer ile son dakikalarda fırtınanın kopacağı belliydi. her dakikasından zevk aldım, kesinlikle kadın bakışı ve patriyarka dengeli yansıtılmış. oyunculuklar efffsane. (bkz: jennifer aniston)’ın horrible bosses filmi dışında hiçbir şeyini izlememiştim, iyi ki böyle tanışmışız. hey jen you did amazing sweetie.

    --- spoiler ---

    berbat hissettiğim tek nokta, “mitch acaba yapmamış mıdır, rızası var mıdır” demek oldu. ta ki bradley ile izleyene kadar. bu kadar kırılgan ve hassas olduğum bir noktada yine de bana bunu düşündüren patriyarkaya lanet olsun. lanet olsun, düşün yakamdan, yakamızdan. mitch’in “ben sapık değilim” cümlesi de çok komikti. programın partneri alex’e bile (bile diyorum çünkü ennnn azından onun ruhuna ve bedenine saygı duyabilirdi) sarhoşluğundan yararlanıp tecavüz etmiş, o dahil tüm çalışan kadınları manipüle etmiş ve tacizlerde cinsel davranışlarda ve tecavüz etmiş her bölüm daha ne göreceğiz dedim.

    bir de, bradley ile cory’nin yatmamasına çok sevindim. komik olurdu. 9. ya da 10. bölümdü, bradley’nin odasında cory ile bradley, mitch röportajını tartışırlarken bradley cory’nin biraz fazla yanına oturuyor ve cory hemen samimiliğine inandığım bir şekilde ceketini düzeltip ondan biraz uzağa kayıyor. ohaa dedim hiç beklemezdim, dizinin aslında en sapığı en illeti bu olabilir diyorsunuz ama çok klas bir hareketti. cory’i oynayan dünya yakışıklısı ve bu dizide oyunculuk dersi veren (bkz: billy crudup)’a sevgilerimle ...

    --- spoiler ---

    neyse, bu gibi anlarda en kötüsü de bir kadının böyle bir şeyi veya kendisine karşı herhangi bir cinsel içerikli suç unsuru olayı yaşadıktan sonra bunu asla hayatından atamaması. bununla yaşıyorsunuz. bu diziye izleyen erkeklere ve keza dizideki alex gibi umursamayan kadınlara empati dersi niteliğinde olduğu için teşekkür ederim. alex dersini çok iyi aldı ama. 10/10 dizi izleyin.
  • normalde böyle kesin yargılarda bulunmaktan hoşlanmam, ancak sezon finalini izledikten sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki the morning show 2019’un en iyi dizisi. sanıyorum konusundan dolayı amerikan medyası tarafından ısrarla görmezden geliniyor, altın küre adaylıkları en iyi oyuncu kategorileriyle geçiştiriliyor, ancak bu dizi bir noktada beklenen patlamayı yapacak. yapmalı.
  • ekside underrated dizlerde basi cekebilecek bir dizi.
    muzikler sahane, dokundugu konular cok iyi, oyunculuklar basarili, mekanlar muthis vs ama bizde begenilmedigi bile yazilmiyor inanilmaz.

    benim icin (bkz: jeneriği atlanmadan izlenen diziler) e bir ornektir kendisi.
    3. sezonu da cok iyi gidiyor araya elon musk'da serpistirdik.
  • finale dogru son adim olan 9. bolum ile agzimi bir karis acik birakmis dizidir. ilk bolumden itibaren yukselen ivmesine ragmen henuz hic bir bolumu hakkinda yazmak isteyecek kadar beni etkilememisti.

    ama 9. bolum tek kelimeyle senaryo harikasiydi, oyunculuklar, diyaloglar hersey ama hersey ust kaliteydi. kesinlikle seneye oduller icin one cikaracaklari bolum bu olmali.

    --- spoiler ---

    es zamanli donen entrikalar, takimlara adam ekleme cabalari, jennifer aniston'un oldugu sahneler (ozellikle steve carrell ile yuzyuze konustugu sahneler) ve tabii ki en sondaki steve carrell'in yaptigi konusma. bolumun her dakikasini izlemekten inanilmaz keyif aldim.

    steve carrell uzerinden yaptiklari alegori oldukca yerindeydi bence, hakikaten guc sahibi olan insanlar, ozellikle erkekler, karsilarinda olan insanlara yaptiklari tacizlere karsi koyma, kacma seceneklerinin olduklarini varsayiyolar ve buna yurekten de inaniyorlar. karsilikli riza zannettikleri durumun aslinda karsilarindaki insanlara sans tanimayan, inandiklari, hayalleri, isleri ve kariyerlerini bir kefeye, secme sansi dediklerini de diger kefeye koymalarina sebep olup, gidebilmeyi secebileceklerini dusunuyorlar.
    sanirim baska turlu vicdanlarinin agirligini tasimalari mumkun olmuyor, yaptiklari yanlislari ise daha buyuk yanlisla, kurbani olan insanlar ile empati kurmayi beceremeyerek, onlari da suclayarak, daha buyuk yanlisa dogru yonleniyorlar. mitch kessler karakteri hepimizin gunluk hayatinda heryerde gorebilecegi hatta direkt kimilerinin kendisine ayna tutabilecegi kadar tanidik bir karakter.
    ve bu karakterin eline gucu aldiginda arzulari icin, ne kadar kolayca kotuye evrilip, insanlari hic degerleri yokmuscasina manipule ederek, kullanip atacak bir insan haline gelebilecegini oldukca guzel yansittiklarini dusunuyorum.

    --- spoiler ---

    bam gum aksiyon delisi degilseniz, guzelce ama yer yer yavasca orulen hikaye yapisi uzerine kurulu dizileri izlemekten keyif aliyorsaniz, mutlaka sans vermeniz gereken dizilerden biri bence.
  • ben bu diziyi steve carell var diye izlemeye başlamıştım, ne yapsa izlerim çünkü, fakat beni bambaşka yerlerden vurdu, aslında senaryo olarak bakınca çok da basit gelebilir ama her bölümde ayrı ayrı sinirleniyorum, çünkü olanlar yıllardır yaşanan ve üstü kapatılan gerçek olaylar. bir nevi hayatımızın içinde, fakat görmüyoruz. the newsroom dizisiyle karşılaştırılmaması lazım çünkü ikisinin kulvarı çok farklı.

    --- spoiler ---

    dizi, kadınların işyerlerinde sözlü ya da fiziksel tacize uğraması, erkek hegemonyasının altında ezilmesi; kendi haklarını ararken bile “gel seni terfi ettirelim.” denilerek susturulması ve buna göz yuman hemcinslerinin de varlığı yüzünden her şeyin üstünün kapatılarak devam ettirilmesini anlatıyor, bir yandan da şirket içi bozuklukları, ast-üst ilişkilerinde oynanan oyunları da senaryoya katıyor. jennifer aniston ve reese witherspoon çok güzel oynamış. billy crudup ise muhteşem.

    --- spoiler ---

    izlenilesi.

    --- spoiler ---

    edit: 10. bölüm olan sezon finali hakkında tek bir şey söyleyebilirim: "go girls, go!"

    --- spoiler ---
  • ikinci sezonu gün itibarıyla başlamış olan dizi. boş new york sokaklarıyla ve çin'de hastalığa dair duyum haberleriyle, covid-19'un dizi sektörüne etkisini en belirgin şekilde hissettiğim ilk yapım olabilir. ilk sezondaki me too hareketine dayanan temel yeni sezonda salgını odağa alacak gibi duruyor. 2019'un son günleriyle 2020 mart'ın sonuna kadar dönemi kapsayacak olan sezonun birinci sezondaki gerilimi hissettirip hissettiremeyeceğinden emin olamadım yayınlanan ilk bölümle. 2019'un ne kadar berbat bir yıl olduğunun ve 2020'den umutlu olunduğunun altını çizen bölümün devamında pandemi kaosunu ne şekilde devam ettireceğini merak ediyorum. birinci sezonun bıraktığı yerden kanalın itibarını yeniden inşa etme ve insan ilişkilerine pandeminin yansımalarıyla nasıl odaklanacaklarını izlemek ilgi çekici olacak kesinlikle.

    not 1: reese witherspoon'un canlandırdığı bradley karakterinde artan bir narsistik eğilim hissettim. biraz itici geldi ilk sezondaki performansına kıyasla.
    not 2: benjamin clementine'ın nemesis şarkısıyla bu dizi sayesinde tanıştığımı hatırladım. iyi oldu, loop'a alındı tekrardan.
  • diziyi izleme sebebim ricky gervais'in atin kure'de nadiren yaptigi begeniydi. gerci diziyi bitirince tam da izlediginden emin degilim ama...

    diziyi genel olarak sevdim.
    yavas isleyen bir kurgusu var ama merak unsurunu bir sekilde devam ettiriyorlar

    --- spoiler ---

    sanirim en cok 8.bolumdeki hikaye cevrimini sevdim. o ana kadar karsilikli istekli gorunen iliskilerin alinda nasil guce ve statuye bagli olduklarini bolum sonunda cok iyi verdiler. o ana dek adamin komploya kurban gitmis olabilecegini dusunurken bir anda yuzumuze nasil adi biri oldugunu carptilar. tabii buna "alex'in gelmesine gerek var mi?" diyerek arkadasliginin bile sahte oldugunu, "mia'yi ekipten cikarin, alex alsin olmadi" diyerek igrencligini gostererek de katki sagladilar.
    9.bolumun sonunda da konuya mum diktiler, adamin yilda 20 milyon kazanan bir anchorman'in herhalde junior booker'i odasina cagirirken yeni bir arkadas edinme pesinde olmadigini bilirsin, sen zeki bir kizsin ifadesi bir insandan bir saniyede nasil tiksinebilecegimizi kanitladi.

    ustelik ayni adam baska bir tecavuzcu unluyle konusup destek isterken "ben senin gibi degilim, gorevimi ve pozisyonmu kotuye kullanmiyorum" demisti, kendisine yarattigi balonun icinde oldugunu dahi unutmus yani.

    sonunda da o roportaj yapmayarak programi patlatmalari, hem mitch'i hem de patronu bitirmeleri gayet guzel oldu kurgu olarak.

    cory karakteri bence dizinin en iyi yazilmis olaniydi. adam basan sona kadar zeki, oyuna gelmeyen, geldigi anlari bile kendi tarafina cevirmeyi beceren biri olarak sevdik. belli bir amaci tabii ki var, ama dizide gordugumuz bradley ve cory disinda herkesin ne olup bittiginden az da olsa haberi oldugu gercegini goze alirsak adamin motivasyonu neredeyse durust bile kaliyor. bir de bradley ile gereksiz ask-mesk islerine girmemeleri iyi oldu.

    basrol oyunculuklar ise genel olarak yerlerde surunuyor.alex'in her an sinir krizinin sigindeki kadin hali bir noktadan sonra yordu. steve carrell'i cokca severim ama karakterinin agirligini verememis sanki, ses tonlarinda komediye cok kacmis. ama adami sevmekten nefret etmye goturen bolumlerde iyiydi. bradley karakteri genel olarak bastan sonra tuttugunu koparan acar haberci oldugu icin ne yapsa kotu durmayacakti.
    sanirim duygularin en net gectigi iki kisi hannah ve cory olmus.
    chip'in de ahlaki arada kalmisligini iyi verdiler yer yer.

    dizinin bir enteresan yani daha var. karakterlerin hicbiri siyah ya da beyaz degil. ozellile alex, kendince entrikalar ceviriyor ama sonra gidip bunlari konunun ilgililerine anlatiyor. bir yani kariyerinin pesinde ahlaktan yoksun olmaya yatkin ama karakterinin daha buyuk bir kismi iyi bir insan olma cabasinda. bradley de oyle. acar, haberin pesinden giden kisi ama hannah gittiginde haberleri profesyonelce sunabiliyor. bu iki karakter bu yonleriyle cok kadinlar gercekten. en cok bunu sevmis olabilirim.

    dizi bittiginde agzinizda kalan tat buruk. ne bir zafer mutlulugu, ne bir sinir, ne de bir hirs.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap