• ilginctir ki, the godfather uclemesinde, portakal cok onemli bir yer tutar. tahminimce sicilyanin portakali meshur oldugu icin olsa gerek, bu film serisi bir portakalin bakis acisiyla da izlenebilir. bakiniz the godfather serisindeki portakal olgusu:
    -ilerde michael corleone'e ihanet edecek olan sal karakterini ilk defa gordugumuzde bir portakal soymaktadir, sal ilerde olecektir.
    -woltz karakteri bir sahnede bir sepet portakalla birlikte gorulur, daha sonra adamin atinin kafasi kesilir.
    -don corleone* vurulmadan hemen once manavdan iki tane portakal alir.
    -bes ailenin katildigi toplantida tattaglia ve barzininin onune birer kase portakal konur, bu kisiler olur.
    -ve en onemlisi, vito corleone olmeden once bahcede torunuyla oynamaktadir, soyle ki, portakal kabugundan takma dis yapmistir kendine, sonra o da olur.

    bu olay serinin diger iki filminde de var ve de tesaduf olamayacak kadar fazlalar, hatta ikinci filmden simdi hatirladigim bir sahne, vitoyu isinden eden mahallenin kabadayisi fanucci olmeden once portakal kasasindan bir portakal aliyordu. bu konu kesinlikle arastirilmalidir.
  • kisinin portakala bakis açisini degistirebilen film.

    don vito corleone manavdan portakal alirken tetikçileri farkeder. kaçmaya çalisirken portakallar yere dökülür. portakallarin elinden gitmesi, ondan uzaklasmasi, bir saldiriya ugrayacagini fakat sonunda kurtulacagini haber vermektedir.

    the godfather part3 te michael corleone babalar meclisinde otururken masa birden sarsilmaya baslar. michael`in önündeki portakal sarsintiyla yere düser, michael portakalin yuvarlanarak kendinden uzaklasmasini izlerken, tepeden kursunlar yagmaya baslar. portakal, michael`dan uzaklasmistir, michael saldiridan kurtulmustur.

    vito corleone torunuyla oynarken ölmüstür. ölmeden önceki hareketi de agzina portakal kabugu yerlestirmek olmustur.

    part3 te michael`in düsüp ölmeden önceki görüntüsü incelendiginde elinde tuttugu portakal farkedilecektir.

    babalar meclisinde önüne portakal konan babalar öldürülür.

    part2 de michael`a portakal ikram edilir, fakat almaz. o gece saldiriya ugrar lakin ölmez.

    part2 de fanucci öldürülmeden önce eline portakal alir.

    bu üçlemede portakalla bir sekilde iliski kurup öldürülen daha nice kisi vardir.

    etkileyici sayilabilecek bir diger sahne ise part3`te portakal suyu ile ilgilidir. michael seker komasina girince hemen portakal suyu ister. portakal suyu onu hayata döndürür. kanaatimce bu sahnede michael`in yasamak için ölümlere, düsmanlarinin kanini içmeye mahkum oldugu anlatilmaktadir.
  • stanley kubrick filmi 10 kereden fazla izlemiş ve the godfather'in gelmiş geçmiş en iyi film olduğunu söylemiş. (kaynak: imdb)

    ben ilk seferde anlamıştım keh keh :)
  • yatış pozisyonunda iken gecenin bir yarısı tv'de görür görmez oturma pozisyonuna geçtim ve ortalığı falan toparladım. sanki memleketten baba geldi.
  • filmin dvd-bd baskılarında yer alan, francis ford coppola'nın filme paralel yorumlarını vaktiyle not almıştım. bazı önemsiz beyanları dışında tamamı şöyle:

    1-açılış jeneriğinde filmin adının başına yazarın ismini koyduğu ilk film the godfather olmuş. daha sonra bu gelenekselleşmiş ve dracula, the rainmaker gibi filmlerde de bu geleneği devam ettirmiş.

    2-açılış sahnesinde neyi kullanacağını arkadaşlarıyla görüşerek karar vermiş. onlar patton’daki gibi güçlü bir açılış olması gerektiğini belirtmişler.

    3-marlon brando’nun kucağındaki kedi planda yokmuş. stüdyoda dolaşan bir kediyi marlon’a gösteren coppola olmuş. brando, hayvanları ve çocukları çok sevdiği için sahneye kediyi de dahil etmiş.

    4-coppola, bonasera’yı canlandıran salvatore corsitto’nun brando karşısında ezilmeden gerçekleştirdiği oyunu övüyor. bunun dışında abe vigoda’ya da övgülerini belirtiyor.

    5-coppola, düğün sahnesini kendi geçmişinde gördüğü italyan usülü “football wedding” diye nitelendirdiği düğünlerden yola çıkarak tasarlamış.

    6-clemenza, paulie’den şarap alırken arkada gülümseyerek dans eden kişi clemenza’yı canlandıran richard castellano’nun kardeşiymiş.

    7-tessio’nun ayağına basarak dans eden küçük kız imgesi yine coppola’nın geçmişte düğünlerde rastladığı anlardan birisiymiş.

    8-don’un ofisinde pencerenin dışından gelen beyaz ışık doğal ışık değilmiş. beyaz kağıt ve yapay ışıkla oluşturulmuş.

    9-luca brasi rolünde oynayan lenny montana, bir güreşçiymiş ve marlon brando’nun karşısında oynayacağı için heyecandan titriyormuş. kapı önünde söyleyeceklerini tekrar ettiği sahne doğaçlama olarak filme girmiş. o sahnede montana gerçekten de rolünü unutmamak için söyleyeceklerini tekrar ediyormuş.

    10-ana corleone’yi canlandıran morgana king, sicilya’da iyi tanınan bir jazz sanatçısıymış.

    11-düğün sahnesi, çekim takvimine göre prodüksiyonun ortalarında çekilmiş. çekimler esnasında coppola’ya 2,5 gün süre tanınmış, sürekli kovulma tehditleri gelmiş. bu rahatsız ortamda, normalde akşamüstü çekilen johnny fontane’in şarkı söylediği sahne gordon willis’in yetenekleri sayesinde öğle saatlerinde gibi görünmüş.

    12-johnny fontane karakteri frank sinatra’nın gençliği düşünülerek yazılmış. fontane’in sahnede şarkı söylediği sahnede sohbet eden michael ve kay’in göründüğü bölüm aslında gece çekilmiş. willis, ışıklandırma maharetini bu sahnede de konuşturmuş.

    13-the godfather 62 günde 6,5 milyon dolar bütçeyle çekilmiş.

    14-sahnede arya söyleyen kadın coppola’nın kuzenlerinden biriymiş.

    15-don’un fontane’e kızıp tokat atıp silkelediği sahnede kamera al martino’yu arkadan çekmek zorunda kalmış. çünkü martino, coppola’nın istediği mimikleri bir türlü verememiş.

    16-don, johnny fontane’i ofisinin kapısından uğurlarken arkada görünen kadınlar, çekime uygun davranmamışlar ama bu görüntü komik durduğundan coppola filme dahil etmiş.

    17-nino rota’nın bestelediği müzikleri yapımcı robert evans hiç beğenmemiş. love story’nin tema müziği gibi popüler bir müzik bestelenmesini istemiş. ama coppola rota’nın bestelerinin arkasında durarak bu müziği istemiyorsan beni kov diye blöf yapmak zorunda kalmış. daha sonra the godfather waltz’un son halini 30-40 kişilik bir gruba dinletmiş ve herkes şarkıya hayran kalmış. evans da nihayet şarkıyı kabullenmek zorunda kalmış.

    18-los angeles’taki woltz film şirketi sahnelerini coppola çekmemiş. ikinci ünite yönetmeni çekmiş. arkası dönük yürüyen kişi robert duvall değilmiş ve kamera arkasındaki kişi de gordon willis değilmiş. hagen’ın woltz’la tanıştığı çekim yapılan stüdyo aslında new york’taki don’un ofisinin çekimlerinin yapıldığı stüdyoymuş.

    19-johnny fontane’in alınmadığı film from here to eternity olarak bilinir. mario puzo’nun romanda gerçek olaylara anıştırma yaptığı konulardan biri de budur. coppola, bu bilgiyi kendi adına onaylamıyor.

    20-woltz’un malikanesinde hagen ve woltz’u yürürken gördüğümüz sahnede hagen’ı duvall oynamamış. los angeles’taki dublör oynamış. ahır sahnesi ise new york’ta çekilmiş.

    21-coppola, robert duvall, james caan ve al pacino’dan memnuniyetini dile getiriyor. bunun yanısıra stüdyonun bu isimleri beğenmemesi, hatta gulf & western şirketinin başının bizzat kendisine hakaret ettiğini ama solozzo’nun vurulması sahnesinden sonra üzerindeki baskının bittiğini söylüyor.

    22-ikinci ünite (l.a dış sahneler) çekimlerini william butler gerçekleştirmiş.

    23-hayvanseverler, coppola’ya sürekli kesik at kafasının gerçek olup olmadığını soruyormuş. coppola da onlara bir mektup yazarak at başının bir köpek maması fabrikasından geldiğini ve sanat departmanının buzda bekletmesi sonucu oluştuğunu bildirmiş.

    24-genco olive oil co. binası chinatown’da yapılmış. hala aynı binada genco olive oil co. yazısı dururmuş.

    25-don’un masasında duran anisette, coppola’nın babasının sık sık anisette içmesinden kalan bir anı olarak filme alınmış.

    26-coppola, solozzo’yu canlandıran al lettieri’nin duruşundan ve göğsünün geniş olmasından etkilenmiş. coppola’ya göre bu özellik onun dışında sadece john wayne’de varmış.

    27-don’un solozzo’yla görüştüğü sahneyi yapımcılar hiç beğenmemiş. brando’nun aceleci bir oyun ortaya koyduğunu söylemişler. coppola, yine kovulacağı yönünde dedikodular duymuş. sahneyi yeniden çekmeyi teklif etmiş, yapımcılar bunu da reddetmiş. bu olaylar olduğunda çekimlerin 3. haftası sona ermiş. aslında tantana, büyük patron charlie bludhorn’un marlon brando’yu don corleone rolünde istememesinden kaynaklanıyormuş. coppola’yı kurtaran sebeplerden biri de patton filmiyle aldığı oscar ödülüymüş.

    28-michael’la kay’in ellerinde hediyelerle alışverişten çıktıkları sahne filmin çekilen ilk sahnesiymiş ve polk’s toy store’da çekilmiş. daha sonra göreceğimiz hagen’ın oyuncakçıdan çıktığı sahne de burada çekilmiş. filmin ilk yarısının en kilit sahneleri ilk hafta çekilmiş.

    29-solozzo-luca brasi görüşmesi hotel edison’un barında çekilmiş.

    30-don’un vurulma sahnesinin yüksek açıdan çekilmesi coppola’nın fikriymiş. gordon willis bu fikri tuhaf bulmuş. coppola, hem don’un düşüşünü hem de portakalların yola saçılmasını birarada göstermesinden dolayı bu açıyı tercih etmiş. bu, orson welles’in de tarzıymış.

    31-michael’ın babasının vurulduğunu gazeteden öğrendiği sahneyi george lucas çekmiş.

    32-coppola, richard castellano’nun ikinci filmde de olmasını çok istemiş. brando’nun da ikinci filmin son dakikalarında yer almasını istediğini belirtiyor ama ikisi de olmamış.

    33-hagen’ın solozzo tarafından tutulduğu sahne, bir restoranda çekilmiş. dış sahneler çekilirken müthiş bir fırtına ve kar varmış. coppola, böyle havalarda film çekmeyi daha çok sevdiğini, çünkü doğal efekt oluştuğunu belirtiyor.

    34-coppola, kitapta lucy’nin ameliyatı bölümünü ilk başta gereksiz olarak gördüğünü daha sonra tüm hikayenin aslında böyle yan materyallerden oluştuğunu farkettiğini söylüyor. ama bu tip yan hikayeleri filme almayı da düşünmediğini belirtiyor.

    35-“take the cannoli” sözünü richard castellano’nun eşi ardell sheridan tavsiye etmiş coppola’ya. castellano da bu sözün başına “leave the gun”ı eklemiş. coppola bu kısmı “drop the gun” olarak hatırlıyor.

    36-clemenza’nın yemek yaptığı sahneyi coppola yazmış, mario puzo da düzenlemiş.

    37-deneme çekimlerine coppola, diane keaton’a michael rolünde kiminle beraber oynamayı tercih ettiğini sormuş. keaton’ın cevabı “al pacino” olmuş.

    38-don’un yattığı hastane gerçek bir hastanede çekilmiş. coppola, şüphe unsurunu daha fazla vurgulamak için boş koridor sahnelerinden daha çok çekmesi gerektiğini ama çekmediğini söylüyor.

    39-yapımcılar, al pacino’nun hastane sahnelerindeki hakimiyetinden sonra ona güven duymaya başlamış.

    40-hastane iç çekimlerde george lucas’ın coppola’ya büyük yardımları olmuş.

    41-hastane dış çekimlerinde yakın planda michael ve enzo’nun göründüğü sahneler los angeles’ta ikinci ünite tarafından çekilmiş. uzak planda gösterilenler ise new york’ta çekilmiş. planlardan birinde los angeles’taki binaya new york’taki hastanenin görüntüsü yedirilmiş.

    42-komiser mccluskey’nin arkasındaki polis the french connection’da da rolü olan yapımcı sonny grosso imiş.

    43-don’un malikanesi çekimleri birkaç farklı evde yapılmış.

    44-brando, coppola’ya çekimlerden önce gerçek mafya üyeleriyle tanışmasını ve gözlem yapmasını önermiş. coppola görüşmemiş. ama james caan rolüne hazırlanırken mafyayla görüşmeler ve gözlemler yapmış.

    45-michael’ın solozzo’yu öldürmekle ilgili planını söylediği sahnenin çekiminde coppola ve willis yine fikir ayrılığına düşmüşler. ikilinin anlaşabilmesi the godfather part 2’nun çekimleri esnasında oluşabilmiş. coppola, godfather’ın çekimleri esnasında hep mutsuz olduğunu, herkesin kendisinin karşısında olduğunu söylüyor.

    46-coppola, çekimlerde bir yemek masasının etrafına toplanan aktörlerin ilk doğaçlamaları orada gerçekleştirdiğinden bahsediyor. diğer aktörlerin brando’ya kendilerini ispat etme çabası, brando’nun şakacı kişiliği gibi gözlemlerini belirtiyor.

    47-michael, solozzo ve mccluskey’in arabada geçen sahnesi boş bir stüdyoda arabanın sallanması ve arkadan yapay ışıklar verilmesi yoluyla çekilmiş. coppola, bu sahnelerdeki gordon willis işçiliğini övüyor.

    48-coppola, sterling hayden’ı gizemli ve sıradışı bir oyuncu olarak görüyor.

    49-arabanın köprüde yön değiştirdiği sahne ikinci ünite tarafından çekilmiş.

    50-solozzo’nun öldürülmesi sahnesinin çekildiği restoranın yanında metro durağı olması sahnede duyulan tren sesinin de filme alınması fikrini doğurmuş. coppola, bu sahnenin hem kendisi hem de al pacino için stüdyonun kendilerine onay vermeme fikrinin yıkıldığı sahne olarak görüyor. bu arada al lettieri’nin sicilya aksanı ve oyunculuğunu övüyor.

    51-restoran sahnesindeki tuvalet o restoranın kendi tuvaletiymiş.

    52-coppola, restoranda michael’ın silahını doğrultmadan önce gelen ses efekti için kurgucu walter murch’ü övüyor.

    53-gazete manşetlerinin gösterildiği sahnede coppola’nın babası carmine coppola’nın çaldığı şarkı this loneliness imiş. bu sahnelerde gösterilen cinayet fotoğrafları gerçek olaylarda çekilmiş fotoğraflarmış.

    54-coppola, kasting yapımcısı fred roos’la don corleone rolü için laurence olivier ve marlon brando’yu düşünmüşler. olivier, o dönem hasta olduğu için rolü kabul edememiş, brando ise o dönem queimada ile gündemdeymiş. coppola, yapım şirketine brando’nun adını verdiğinde kesin bir dille reddedilmiş. daha sonra brando’nun oynamasını deneme çekimleri yapması, yapıma karışmayacağına dair sözleşme imzalaması gibi şartlar karşılığında kabul etmişler. deneme çekimleri bizzat brando’nun evinde yapılmış. don corleone’nin yüz ifadesi ve kısık sesi brando’nun kendi fikriymiş. brando, bu filmden alacağı para geciktirilince the godfather part 2’de oynamayı reddetmiş.
    55-yapımcılar, michael rolü için robert redford ve ryan o’neill’ı önermişler. ama coppola, onları sarışın oldukları için tercih etmemiş. coppola’ya göre pacino’nun yüzü doğal bir sicilyalı gibi görünüyormuş.

    56-coppola, michael’a sicilya’da eşlik eden çobanlar rolünde pier paolo pasolini filmlerinde de oynayan franco citti ve birçok filmde oynamış angelo ınfanti’yi övüyor ve şakacı kişiliklerini james caan’e benzetiyor.

    57-apollonia’nın babasını canlandıran saro urzi imiş. onunla michael’ın konuştuğu ve çobanın tercüme yaptığı sahnede altyazı kullanılmadan çeviri yoluyla göstermek al pacino’nun fikri olmuş.

    58-apollonia’nın babasının michael’ı dinledikten sonra omuz kemerini takması bir anlaşma yapıldığını gösteriyormuş ve fikir saro urzi’ye aitmiş.

    59-love theme from the godfather’ı coppola önceleri afrika tarzı bir müzik olarak istemiş. arkaik sicilya tarzı bir müzik olmasını beklemiş. ilk versiyonun arap melodilerine benzemesinden hoşnut kalmamış. nino roya’yla roma’da havaalanında buluştuklarında rota melodinin son ve bildiğimiz halini mırıldanınca coppola da çok beğenmiş.

    60-coppola, önceleri connie rolü için, daha sonra lucy mancini’yi oynayan jeannie linero’yu düşünmüş. yapımcı robert evans’ın da tercihiyle rol, kardeşi talia shire’a gitmiş.

    61-michael ile apollonia’nın düğün sahnesinde çalan şarkıları carmine coppola besteleyip kaydetmiş. coppola, anne ve babasının filmde birkaç yerde göründüğüne dikkat çekiyor.

    62-düğün sahnesinde coppola, pacino’dan dans etmesini ve gelini arabaya bindirmesini istemiş. pacino, dans etmeyi, araba sürmeyi ve italyanca’yı bilmediğini söylese de hepsini yapmış.

    63-apollonia rolü için uzun süre kimse seçilememiş. coppola, güzelliğinden dolayı simonetta stefanelli’de karar kılmış.

    64-kay’in malikaneye gelip michael’ı sorduğu sahne defalarca çekilmiş. coppola, sebebini hatırlayamıyor.

    65-carlo’nun connie’yi dövdüğü sahnenin çekimleri esnasında yapımcılar coppola’nın aksiyon sahnelerinde başarısız kaldığını düşünerek bir yedek yönetmen göndermişler. coppola bu stresli çekimlerde neler yapabileceğini oğlu ve kız kardeşi talia shire’ın doğaçlaması sayesinde bulmuş.

    66-sonny’nin öldürüldüğü sahne için coppola, bonnie and clyde filminin son sahnesinden esinlenmiş. carmine coppola bu sahne için “steal from the best” yorumunu yapmış.

    67-sonny’nin vurulduğu sahnede james caan’ın üzerine yüzlerce maytap bağlanmış. bu sahne hiçbir kaza yaşanmadan tamamlanmış.

    68-tom’un don’la, sonny’nin öldürülmesini konuştuğu sahnenin deneme çekimlerinde başka aktörler 40’tan fazla kez deneme yapmış. robert duvall ise 3-4 çekimde en iyi performansı vermiş.

    69-coppola, büyük oyuncularla çalışmanın yolunu onları rahat ve özgür bırakmakta bulduğunu söylüuyor. brando gibi oyunculara direktif vermesine gerek kalmaması işi kolaylaştıran bir unsurmuş.

    70-coppola, italyan oyuncularla, amerikan oyunculara göre daha rahat çalıştığını söylüyor.

    71-coppola, filmin ekonomik bir film olduğundan bahsediyor. bu kadar düşük bütçeyle, 40’lı yılları ve o yılların abd’sinin corleone ailesiyle oluşan paralelliklerini hepsi işine hakim kişilerle çalışmanın sonucu kotarabildiğini anlatıyor.

    72-çekimleri new york merkez tren istasyonu’nun toplantı odasında gerçekleştirilen mafya toplantısı sahnesinden yola çıkarak seri filmlerin ilk bölümlerinin tazeliği ve orijinalliği ile kendine has olduğundan bahsediyor.

    73-brando’nun toplantı sahnesindeki başarısı stüdyonun onun üzerinde de yarattığı baskısından kaynaklanmış.

    74-michael’ın new england’a gidip kay’le konuştuğu sahne çok sonra çekilmiş. kitapta bulunmayan bu sahnenin görüntü yönetimini gordon willis yerine bill butler yapmış.

    75-don’un ofisi, ilk sahneyle sonlardaki tessio ve clemenza’nın endişelerini bildirmek için geldiği sahne arasında farklılıklar göstermiş. coppola, 40’lı yıllarla 50’li yılların dekor anlayışı arasındaki farkı gösterebilmek için bu düzenlemeye gitmiş. baba’nın masası ve koltuğu şu an coppola’nın evinde bulunuyormuş.

    76-coppola, al neri’yi michael’ın luca brasi’si olarak gördüğünü söylüyor.

    77-las vegas sahnelerinin dış çekimler ikinci ünite tarafından vegas’ta çekilmiş. ama iç sahneler new york’ta bir otelde gerçekleşmiş. otelin girişinde görülen hippiler anlatılan yıl gereği orada olmaması gerekiyormuş.

    78-coppola, ikinci filmde tam söz sahibi olması dolayısıyla bütçe kısıtlaması faktörünün ortadan kalktığı ve çok daha iyi bir prodüksiyona sahip olduğunu anlatıyor. ilk film stüdyonun düşük bütçe anlayışından dolayı kısıtlı alanlarda çekilmiş.

    79-coppola the godfather’ın başarısının kendi hayatını büyük ölçüde etkilediğini anlatıyor. evli, üç çocuklu ve parasız bir insanken bir peri masalında olduğu gibi çok önemli bir yönetmen haline geldiğini söylüyor.

    80-coppola’ya göre fredo’nun filmdeki yaşadıkları empatiyle yaklaşılması gereken olaylardır.

    81-bob towne’nin yazdığı al pacino ve marlon brando’nun bahçedeki sohbeti sahnesini film gösterime girdikten sonra izlerken coppola, bu iki büyük oyuncuyla daha çok karşılıklı sahne çekmediğine pişman olmuş. filmi çekme savaşı verirken bunu düşünemediğini söylüyor.

    82-baba’nın öldüğü sahnede yer alan çocuk çekimlerde kontrol edilemeyince brando, portakal kabuğu şakasını aklına getirmiş. kendi çocuğuna da bu şakayı yapan brando’nun fikrine çocuk da gerçekten korkarak karşılık vermiş. yetersiz ışıkta kısa sürede çekilmesi gereken bu sahnede yapım ekibi sadece iki kameradan oluşuyormuş. sahnedeki domatesler new york’ta olmadığı için chicago’dan getirtilmiş.

    83-mezarlık sahnesinin girişi yapım tarafından kesilmiş, coppola epey emek harcadığı bu sahnenin çıkarılmasına çok bozulmuş ve daha sonra filme yeniden eklettirmiş.

    84-suikast sahneleri kitapta uzun bir yer kapladığından vaftiz sahnesiyle paralel kurguda aktararak sahneyi genişletmek fikri coppola’nınmış. vaftiz edilen bebek coppola’nın kızı sofia coppola’ymış.

    85-vaftiz sahnesinde kilise orgu çalması peter zinner’ın fikriymiş.

    86-moe greene’nin öldürülmesi sahnesinde aktörün gözlüğüne iki farklı tüp konulmuş. kan, o tüplerin birinin patlamasıyla akmış.

    87-kiliseden çıkarken bebeği öpen kadın coppola’nın annesiymiş.

    88-coppola, abe vigoda’nın son sahnesindeki mimik performansını çok başarılı buluyor.

    89-stüdyo ilk başta filmi 2 saat 15 dakika olarak tasarlamış. coppola’ya filmi bu süre için kurgulamasını söylemişler. coppola da 2 saat 20 dakikalık bir kurgu hazırlamış. ama daha sonra robert evans, filmi o haliyle beğenmeyip 2 saat 45 dakikaya onay vermiş.

    90-michael’ın çakıllı yolda yürüdüğü sahne dean tavoularis tarafından özellikle hazırlanmış. çakıllar, michael’ın geçirdiği evrimi de temsil ediyormuş.

    91-coppola, filmin son kurgusunu hazırlarken the french connection vizyona girmiş. coppola, o filmi izlediğinde the godfather’ı karanlık, sıkıcı, uzun ve birkaç adamın masa etrafında konuştuğu sahnelerden ibaret bir film olarak görmüş ve başarısızlıktan korkmuş. ama the godfather kendi kimliğini yaratan bir film olmuş.

    92-coppola, puzo’ya övgülerinden sonra onu çok özlediğini belirtiyor.

    93-insanlar the godfather’ın başarısının sırrını sorduğunda coppola, bütün ekibi tek tek övdükten sonra ben sadece onları seçtim diyor.
  • --- spoiler ---

    amerigo bonasera - amerikaya güveniyorum. servetimi amerika sayesinde yaptım. ve kızımı da bir amerikalı gibi yetiştirdim. ona özgürlük verdim ama ailesinin onurunu zedeleyecek bir şey yapmamasını öğrettim. italyan olmayan bir erkek arkadaş buldu. onunla beraber sinemaya gitti. geceleri geç geldi. karşı çıkmadım. iki ay önce diğer bir erkek arkadaşıyla kızımı gezmeye götürdüler. kızıma viski içirmişler. ve sonra ondan faydalanmaya kalkmışlar. kızım karşı koymuş. ve onurunu korumuş. bu yüzden onu bir hayvan gibi dövmüşler. hastaneye gittiğim zaman gördüm ki burnu kırılmış, çenesi parçalanmıştı. çene bir telle tutturulmuştu. çektiği acı yüzünden ağlayamıyordu bile. ama ben ağladım. neden mi ağladım? o benim hayatımın ışığı idi. çok güzel bi' kızdı. ama asla bir daha güzel olamayacak. üzgünüm. ben iyi bir amerikalı gibi polise gittim. iki çocuğu mahkemeye çıkardılar. yargıç onları üç yıl hapse mahküm etti. ama daha sonra cezalarını erteledi. cezalarını erteledi! yani o gün ikisi de serbest bırakıldılar. mahkeme salonunda aptal gibi kalakaldım. ve o iki serseri bana bakıp gülümsediler. o zaman karıma dedim ki "adalet için don corleone'ye gitmeliyiz".

    vito corleone - neden polise gittiniz? neden daha önce bana gelmediniz?

    ab - benden ne istiyorsunuz? herşeye razıyım. ama sizden istediğim şeyi yapın.

    vc - neymiş o?

    ab - o iki serserinin ölmesini istiyorum don corleone.

    vc - ben bunu yapamam.

    ab - size istediğiniz her şeyi veririm.

    vc - seninle yıllardır tanışırız. ama sen ilk kez bana bir şey danışmak ya da yardım istemek için geliyorsun. beni en son ne zaman bir fincan kahve içmek için evine çağırdığını hatırlamıyorum. karım tek çocuğunun vaftiz annesi olmasına rağmen. bence artık dürüst olalım. sen dostluğumu asla istemedin. ve bana borçlanmaktan korktun.

    ab - başımın derde girmesini istemiyordum.

    vc - seni anlıyorum. sen amerika'da cenneti buldun. işin iyiydi. iyi para kazanıyordun. polis seni koruyordu ve mahkemelerin yasaları vardı. benim gibi bir dosta ihtiyacın yoktu. ama şimdi yanıma gelip bana "corleone; adaleti sağla" diyorsun. ama bunu saygıyla yapmıyorsun. dostluğunu önermiyorsun. bana "baba" demek bile aklına gelmiyor. onun yerine kızımın evlendiği gün evime geliyor ve benden para karşılığı cinayet işlememi istiyorsun. değil mi?

    ab - senden adalet istiyorum.

    vc - bu adalet değil ki. senin kızın hala hayatta.

    ab - o halde acı çeksinler. onun çektiği gibi. bunun için ne ödeyeceğim?

    vc - bonasera; bonasera... bu kadar saygısızca davranman için sana ne yapmış olabilirim? eğer bana dostça gelseydin kızını mahveden o serseriler hemen acı çekmeye başlamış olurlardı. eğer senin gibi dürüst bir adam tesadüfen düşman kazansa bile onlar da benim düşmanım olurdu. o zaman senden korkarlardı.

    ab - dostum olur musun? baba...

    vc - güzel... bir gün -tabi o gün hiç gelmeyebilir- senden benim için bişey yapmanı isteyeceğim. ama o güne kadar bu adalet meselesini kızımın düğününde bir armağan olarak kabul et.

    ab - grazie grazie baba!

    vc - prego

    ...

    vc - bu işi şeye ver, clemenza'ya. güvenilir adam istiyorum. yani heyecana kapılmayacak adamlar. bizler cani değiliz. yani şu cenazeci öyle dese bile.

    --- spoiler ---

    *
  • bu filmde al pacinoyu her zaman diğer oyunculardan ayrı tutarım. the godfather, al pacino'nun saf yeteneğinin dışavurumudur. bir oyuncunun ulaşabildiği ve ulaşabileceği en üst seviyedir. bunun nedeni michael corleone gibi bir karaktere hayat verirken, yansıtacağınız sınırların çok dar ve kalın çizgilerle çizilmiş olmasından ileri gelir. michael diğer karakterlerin aksine çok içe dönük bir karakterdir. hatta belki de sinemanın en içe dönük karakterlerinden biridir. çoğu şeyi kafasında yaşar.

    bunu neden anlatıyorum; mesela joker'i ele alalım. sınırları çok geniş, çok fazla dışa dönük bir karakter. bu karakterin hakkını verebilecek birçok oyuncu var. nitekim canlandıran birçok aktör verdi bu güne kadar. mesela al pacino'nun canlandırdığı diğer karakter tony montana'da böyledir. bu karakterler canlandıran aktöre değerlendirmesi için zaten yeteri kadar boşluk bıramıştır.

    konu michael olunca sınırlar inanılmaz daralıyor. bazı sahnelerde sadece mimiklerini kullanmak zorunda kalıyorsun. buna ek olarak michael içinde birçok duyguyu aynı anda yaşayan bir karakter. bu duyguları hissettirirken buz gibi bir soğukkanlılıkla harmanlaman gerekiyor. böyle bir karakterin hakkını vermek al pacinonun saf yeteneğini en güzel örneklerinden biridir.

    görsel bunun en güzel örneklerinden biri bu sahnedir. bu sahnede mimikleriyle yansıttığı duygular şunlar; tehditkar, tedirgin, meydan okuyan, soğukkanlı, tedbirli. belki daha zorlarsam aktardığı birçok duyguyu sayabilirim.

    al pacino'nun bu filmdeki performansı sinema tarihinde tekrarlanması çok ama çok zor olan performansından biridir. bu yüzden the godfather defalarca izlediğim nadir filmlerden biri olmuştur.
  • çook enteresan insanlar var lan. 47 yıllık filme klişe demek trollük yapmak değil gerzeklik etmek oluyor.

    edit: kendi kendime sinirlenip yazmışım gibi duruyor ama buraya bu filme "klişe" diyen bir hırt yüzünden sinirlenip yazmıştım. silip kaçmış zırtapoz.
  • roman, balzac'in su sozleriyle baslar : "her buyuk servetin arkasinda bir suc gizlidir."
  • filmi her seferinde izlediğimde aklımda hep şu soru oluyordu: ''filmin başlangıcındaki don vito'nun kızının düğün sahnesine neden bu kadar yer vermişler.'' sonra sonra taşlar yerine oturdu. düğün sahnesinin başlangıcından bitimine kadar olan sahneler adeta filmin tamamının spoileri gibiydi ve her bir karakterin aslında nasıl birer kişiliğe sahip olduklarının gerek doğrudan gerek de sembolizmle anlatılmasıydı. bu öyle ki en ufak yan karakterden tutun da ana karakterlere kadar tam bir sanat eseri tadında tuvalin her bir karesinde anlamlar olduğunu gördüm. dilerseniz adım adım ilerleyelim. bütün karakter analizlerini yapacağım fakat vito'nun analizini sona bıraktım ki onun emareleri bir hayli fazla.

    --- spoiler ---

    giriş sekansında şu cenaze levazımatçısının vito'dan talebi ve vito'nun bu talebi kabul etmesi ve akabinde senden birgün bir şey isteyeceğim derken hemen öncesinde cenazeci ve sonny'nin aynı kadraja girmesiyle ileride haliyle sonny'nin delik deşik olan vücudunun onarım işini cenazeciye yaptırması. cenazeci check

    cenazecinin kızına hoş olmayan hareketlerde bulunan adamların biletinin kesilme işinin adeta dillere pelensk olan ''bu işi clamenza'ya ver.'' demesinde en güvenilir adamının clamenza olduğunun işaretinin verilmesi ki clamenza baba'ya hiçbir zaman ihanette bulunmamıştır. hatta günlük hayatta bu cümleyi ben de sıkça kullanırım. güvenilir birine bir şey yaptıracaksam bu işi clamenza'ya verelim demek hoşuma gidiyor nedense. clamenza check

    portakal mevzusunu tekrar tekrar anlatmaya gerek yok. portakalı eline alan ya da portakal ile yanyana gelen direkt ölüyor ya da ölümün kıyısından dönüyor bunu biliyoruz. düğün sahnelerinden birinde ihanetçilerin en büyük yüzlerinden biri olan tessio masada eline portakal alıp havaya atıyor. tessio'nun ileride öleceğini biliyoruz fakat ihanetini farklı bir sahneden anlıyoruz. küçük bir kızı ayaklarının üstüne alarak dans ettiği sahneye bakın derim. burada yapılan sembolizm tessio'nun küçük kızla dans etmesi yani kendi ailesi dışında daha küçük ailelerle temasa geçme isteğini sembolize eder. tessio check

    diğer ihanetçi, vito'yu satan pauile'nin ihanet içinde olacağının en net ifadelerinden biri, connie'nin düğün için hediye para zarflarını torbasına atarken ki büyük iştahı olduğunu net görüyoruz. bu adam para için her şeyi yapabilirdi ki nitekim de yaptı. pauile check

    düğün sahnenelerinde sonny'nin karısı dışında uçan sinekle dahi cilveleşmesi zaten aile babası olamayacağının en net göstergelerinden biriydi ki zira vito'da bunu kendisine söylemişti. bunun dışında fotoğrafçı elemanın kamerasını kırması ve akabinde bu öfkesini kapatmak için adama para atması çok manidardır. öfkesinin sonuçlarını parayla kapatmak ister ama o müthiş öfkesinin sonuçlarını ileride parayla kapatamaz ki adamları(daha doğrusu eniştesi) kendisine ihanet eder ve ömrü bir kelebek kadar kısa olur. sonny check

    barzini'nin düğüne gelişinde corleone ailesini çökertmek için en zayıf halka arayışında gözü hemen fredo'ya ilişir. fredo, ailesini satacak kadar karaktersiz değildir belki ama zayıf bir kafaya sahip olduğu için içeriden kapıyı fredo açacaktır. fredo'nun yine kendinde olmadığı ve ailenin sarhoş adamı olduğunu michael'ın daha taze sevgilisi kay'e sarkarken görüyoruz. yani efendim fredo zayıftır, kendinde değildir ve aileye ihanet edecektir. fredo check

    michael'ın ailenin yeni lideri olacağı barizdir. fredo zayıftır, sonny oynaş peşinde ve öfkelidir ki baba bir arayış içindedir. michael, kay ile birlikte düğüne geldiğinde baba pencere pervazını aralar ve michael'ı izlemeye başlar. adeta onu gözetliyordur. bu gözetleme onun arayışının sonucunun michael olduğunun güzel bir sembolizmdir. ayrıca vito'nun toplu aile fotoğrafında michale olmadan fotoğraf çektirmek istememesi onun yapbozun en önemli parçası olduğunun bir diğer işareti gibidir. michael check

    michael'ın ailesi reisi olacağı ve tom hagen'ı da ilk seferde aileden dışlayacağını kay ile olan konuşmasından anlıyoruz. kay, tom'u michael'a sorduğunda michael onun iyi bir avukat olduğunu, sanırımsam diyor consiglieri olacak şeklinde tanıtıyor. buradaki sanırım kendi kafasında tom'u iyi bir avukat olarak gördüğünü ama iyi bir consiglieri olarak görmediğini gösteriyor. ayrıca tom'un yalnızlığı da bu sahnelerde karısının yüzünün hiç gösterilmeyişiyle de tasfir edilmiş. tom hagen check

    luca brasi sadık adamdır fakat çok da ciddiye alınacak biri değildir ki nedenini söyleyeceğim. düğüne çağrılmayı bir kere beklenmediğini görüyoruz. ikincisi vito'ya şükranlarını sunarken konuşmasının en önemli yerinde çocuklar sağa sola koşuşturur. yani konuşması kendisi açısından önemlidir fakat baba onunla konuşurken onu önemsemezcesine kapıyı açık bırakmıştır. bir çeşit ciddiyetsizlik var ki vito ileride brasi'nin öleceğini bile bile onu tataglia ailesinin ağzını aramaya gönderir. brasi check

    damat carlo'nun ihanet içinde olacağını baba'nın: ''geçimini sağlayın ama asla aile işlerine karıştırmayın.'' cümlesinden çok net görebiliyoruz. adam bunu söylemişti, sakalı yok ki dinlesinler. carlo check

    ve tabii ki don vito corleone'ye geldik. tam bir aile babasıdır. kendilerinin katil olmadığını söyler ki bu en büyük hayaliydi: ileride soyisimlerinin bürokrat isimlerine gelmesi. yoğundur, yorgundur aileyi hep bir arada tutmaya çalışır. gerektiğinde çocuklarına laf sokar onları bir tartaklar. biliyor ki bu dünya zalım bir dünyadır. amaa solozzo tarafından suikaste uğrayacağı şu sahnede gayet netleşir: tom hagen, solozzo'nun görüşme isteği olduğunu söyler ama johnny'nin işinin daha önemli olduğunu söyler. sen onu hallet gelince görüşürüz der. yani düşmanını hafife alır. her ne kadar ona görüşmede kendisini çok ciddiye aldığını söylese de solozzo'yu hafife almıştır ki bedelini de ağır öder.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap