• --- spoiler ---

    filmin tümü tırsınç ancak en korkuncu altı kadının hep bir ağızdan bık bık konuşup durduğu sahnelerdi.

    --- spoiler ---
  • izlerken aklima gelmeyen fakat sonra imdb forumlarinda twist'leri oldugunu okuyunca sasirdigim ciddi güzel ingiliz yapimi gerilim filmi. (korkmadım gerildim) twist fikirlerinin bazilari cok sacma bazilari daha makul. filmi izleyenler icin bunlara deginecek olursak ;

    --> spoiler <--

    -sarah kazada öldü, ondan sonra yasanan hersey hayal ürünü.

    -sarah kazadan sonra hastanede öldü, ardindan yasananlar hayal ürünü. (hastanede isiklarin sönmesi sahnesine istinaden)

    -magaraya indiler, sarah delirdi, arkadaslarini öldürdü (aslinda yaratiklar yok)

    -magaradan kacmaya calisirken kafasini yere vurup bilincini kaybettiginde disari ciktigini gördü fakat kendine geldiginde hala icerde oldugunu anlayip cildirarak orada kizinin hayaliyle kaldi. (sarah the crawler slayer - delikte sikisip kaldi diye aglayan sarah'nin muhtesem evrimi)

    -sonunda aslinda magaradan kacti fakat yanindan gecen kamyon ona ailesinin öldügü kazayi hatirlatinca zaten cildirmanin sinirlarinda olan sarah tamamen aklini kaybetti. arabada gördügü juno'nun hayaleti halüsinasyon ve en sonda kendini gene magarada gördügü sahne bir metafor - zihninde hala magarada. (ve fakat aslinda o kamyonun izleyicinin dikkatini dagitip, arka koltuktan bir yaratik cikmasini beklerken, yan koltukta beliren juno ile son korkutusu tamamladigina inananlar da var. neticede bu film horror, thriller ve hatta biraz da gore diye geciyor ve yönetmen filmin basindan itibaren kaza olsun, camdan giren mizraklar olsun, aniden ordan burdan ziplayan kadinlar olsun, yaratiga dönüsen kücük kiz olsun, asil korku temasi olan yaratiklara gelene kadar bir cok firsatla izleyiciyi korkutmayi amaclamis.)

    -filmi kendilerine ceken feministler bile var. bu fikre göre filmin basinda sarah'nin kocasiyla birlikte "erkeklik" ölüyor ve yaratiklara kadar bir daha erkek görmüyoruz. bu asamada insanlik seviyesi de göze carpiyor, öne cikan fikir: erkekler yaratiktir ! (ama bu fikri savunanlarin disi yaratigi nasil acikladigini merak ediyorum)

    cok güldügüm bir fikri de eklemeden edemiyorum; sarah magaradan kaciyor, bir süre sonra insan görünümlü fakat yaratik ruhlu bir cocuk dünyaya getiriyor, yillar gecince bu cocuk büyüyüp amerika baskani oluyor. bu fikre cevap olarak "bu gercekte de zaten olmadi mi?" demisler *

    bir de sarah'nin bayildigi anlarda kizinin hayaletiyle birlikte gördügü pastadaki mum sayisinin magaradaki karakterleri temsil ettigini söyleyenler var. (yaratiklari degil kadinlari)

    ben optimist bir insan olarak her ne kadar kactigi fikrine inanmak istesem de, bayilip rüyasinda kactigini gördügü fakat aslinda orda oldugu son daha mantikli geliyor.
    zaten filmin adinin (bu arada disent diye okunuyor, benim gibi bilmeyenlere duyrulur) cöküs, inmek vs anlamlarina gelmesi magaradan asagiya inmek degil de zihnen cökmek anlaminda kullanildigi söyleniyor.
    aslinda isin garibi herhangi bir korku filmi sayilabilecek bir filmin böyle twistlerle dolu lynch'msi bir film edasiyla ele alinmasi. cünkü twistler olacagina dair de nerdeyse hic bir isaret yok. her filmi böyle kusku icinde izlersek isimiz var canim..
    fakat kisisel fikrime gelecek olursak, the descent'ten kisa bir süre önce the cave'i izlemis biri olarak iki filmi konular itibariyle (1) magaraya inen maceraci grup. 2) o grubun magaradan cikamamasi 3) magaradaki yirtici yaratiklar) karsilastirmamam mümkün degil. fakat aslinda karsilastirma yapmak the descent'e bir hakaret olur. o derece büyük bir ucurum var bence filmler arasinda.
  • mağaradaki yaratıklar hakkındaki yorumum şu:bence bunlar karanlık çağda insanoğlu mağaralarda yaşarken, mağarada kalıp evrimini mağara canlısı olarak tamamlamış insanımsı canlılar. orada kalmışlar fazla da çoğalmamışlar nedense.
    ışık ve ateş olmaksızın insanoğlu kör ve çaresiz.
    filmin son sahnelerinde ise insan denen canlının aslında medeni bir varlık olmadığı, bilakis içindeki hayvanı hala koruduğu ve şartlar oluştuğunda ise bunu serbest bıraktığı görülüyor. ben çok sevdim. tavsiye ederim.
  • izleyicinin klostrofobik durtuleriyle oyuncak gibi oynayip 1 saniye bile rahat vermeyen, goreun tam dozajinda oldugu, amerikan kliselerinden mumkun oldugunca uzak durmaya calisan, gavurlarin jump moment dedikleri sahneleri cok guzel ve yerli yerinde kullanan, basarili bir pure horror movie*.. pure horror movie dedim cunku uzakdogunun etkisiyle, gercek korku filmi bilesenlerini birakip bir takim senaryosal oyunlarla seyiriciyi ters koseye yatirmaya calisan korku(?) filmleri bu aralar pek bi moda.. ve benim gibi bu tip filmleri komik bulan birisi icin the descent adeta ilac bir eser.. ayrica gene hollywood filmlerinde cok sik rastladigimiz basi dertte olan karakterlerin abartili oyunculuklarina ders verir nitelikte sade bir oyunculugu sarah rolundeki shauna macdonald'dan gormek mumkun..

    --- spoiler ---
    beni tek rahatsiz eden sarah, juno, paul uclusu arasindaki olayin fazla yuzeysel kalmasi oldu.. sonucta bir insanin bacagina balta saplayip onu magarada kaderine terk etmek icin biraz daha fazla nedeniniz olmali diye dusunuyorum.. ama hakkini da yemeyim filmin en mukemmel sahnesi de oydu.. bu bir hollywood filmi olsaydi sarah ve juno magaradan birbirlerine sarilip aglayarak cikarlardi..

    ayrica crawlerlari ilk gordugumde "aha gollum lan" demekten kendimi alamadim.. sictim atmosfere..

    filmin sonu da bir ikinci film olasiligini dusunduttu bana.. hayirlisi..
    --- spoiler ---
  • son zamanlarda izlediğim - uzakdoğu korku filmlerini ayrı bir kategoriye koyarsak - en iyi korku-gerilim filmlerinden. yer yer özellikle filmin sonuna doğru gore a bile kaymış. korkunun her öğesini barındırıyor. yönetmen öyle güzel bir iş yapmış ki. öncelikle hiç acele etmemiş. ilk 50 dakika, yer yer macera şeklinde gitmiş ve klostrofobik mekanların verdiği daralma ve karanlık ile izleyiciyi düşük dozda germiş. 50. dakikadan sonra ilk temas ile film birden değişiyor. 50 dakika beklediğime değecek kadar gözlerimi kırpmadan izledim.
    ve bir kan banyosu sahnesi vardı ki oyuncunun da sissy spacek e benzemesi beni carrie filmine götürdü.
    aslında film hakkında çok yazmak istiyorum ama muhakkak bir yerde spoiler a geçip yazayı okuyacak arkadaşların filmde görecekleri karşısında zevkini kaçırmamak için hiç girmiyorum.
    bu filmi görmelisiniz.
  • film hikaye yönünden zayıf kalsa da kapalı alan korkusu ve hayatta kalma mücadelesini iyi işlemiş.
    film karakterleri konusunda neredeyse hiç birşey belirtilmemiş . ama izlenir mi izlenilebilir 10/ 7

    --- spoiler ---

    sarah juno'ya neden satış yaptı anlamadım . juno'nun bir anlık refleksiyle ölen bacı , sarah'a diyor ki beni juno öldürdü güvenme ona , ee sessiz sessiz yaklaşma arkadan bacım sende , kadın zaten tırsmış , sen öyle aniden gelirsen arkadan yersin boynuna bıçağı , ha hepsi juno kahpesi yüzünden başa geldi bu olayların orası ayrı.
    --- spoiler ---
  • --- direkt spoiler---

    arabalarından inip mağaraya doğru yürürken juno'nun arkadaşlarına yaptığı klostrofobi uyarısının aslında izleyiciye yapılmış bir uyarı olduğunu görüyoruz.
    çünkü; sarah o daracık tünelimside sıkıştığında yaşadığım daralmayı ifade edemiyorum. çok yüksek ihtimalle bir kaç saniye uzun sürseydi bu film demek böyle gidecek deyip kapatacaktım.

    keşke kapatsaymışım. yaratıklar çıktı mis gibi gerilim filmi bok oldu.

    iki ihtimalli final güzel olmuş ama.

    ---direkt spoiler---
  • hikaye çok geliştirilmemiş gibi ama film yine de izletiyor kendini. hemen bitiveriyor. çıkışından tam 11 yıl sonra izlemişim. nasıl gözden kaçırdım acaba?

    bu arada üstteki entry'e bir cevap olarak; bence onlar erkek olsaydı hepsi daha filmin başında ölürdü. ufacık kadınların geçemediği daracık yerlerde o erkekler sıkışır kalırdı. film de başlamadan biterdi sanki.
  • inanılmaz bir film. orta sonda izlediğim alien dan tam 10 yıl sonra ilk defa şahsıma benzeri duygular ile beraber klostrofobi yaşatmış, ziyadesi ile memnun etmiştir. elbette ki korku filmlerindeki klişeler var ancak bu mükemmel kurgunun, gözü bir an olsun filmden çekememenin ve mükemmel sonunun yanında sırıtmıyor bile. son yıllarda çıkan balon korku filmlerinden sonra budur dedirtmiştir. 9/10

    --- spoiler ---

    yanlız o yaratıkların sesi ne öyle ya the grudge daki hırıltıları kullanmışlar.
    --- spoiler ---
  • güzel derli toplu başlayan daha sonra dağıtan filmdir. gerilim filmi olması için illede yaratıkların olması gereksiz. ayrıca yaratıkların cok korkunç ve iğrenç görünümde olmaları da şart değil.birsürü gereksiz sahneler içinde karanlık cekimlerde hiçbirşey görülmüyor. tamam yeraltı mağarası elbette karanlık olacak, belediyeden mağaranın her bölümünü, dehlizlerini şıkır şıkır lambalarla aydınlatmasını da bekleyemeyiz ama karanlık çekimler daha profosyonelce çekilebilirdi.filmi beğenen sinema eleştirmenlerinin bu kararı verirken ne içtikleri ayrıca merak konusu.karanlıkta bol bol mavi göz,sarı saç, ciyak ciyak bağrışlar, kırmızı renk ve iğrenç görünümlü yaratıklar izledik.
hesabın var mı? giriş yap