• bu filmde bir klişe öyle bir yerde kullanılmıştır ki adama oha dedirtir. hani yaratıklı, öcülü, psikopatlı filmlerde bir kısım kaçar o da filmin kötüsü olarak bunları kovalar ya bu filmin kötüsü olarak da don olayı kovalıyor elemanları. adamlar buzdan koşarak kaçıyor amk. sonunda bi oda görüyolar kendilerini hışımla içeri atıp buzun yüzüne kapıyorlar kapıyı ki giremesin. o an ben bir kapıya tekme bir zorlama bekliyordum buzdan ama yapmadı.
  • aradan geçmiş kaç yıl, geçen tv de görünce birşeyi fark ettiğim film;

    --- spoiler ---

    abd yerle bir olup başkanı dahil herkes mantar olurken, meksika ile anlaşma yaparlar. tüm sınırları abd vatandaşlarına açmaları karşılığında meksika nın tüm borçları silinecek. şimdi ülke afedersin yarağı yemiş. ortada ne halk kalmış ne hükümet teklife bak... meksika da balıklama atlıyor. hayır 15 dakikadır hoca gelmeyince ders düşüyor zaten meksika. ne diye rapor almaya çalışıyorsun. siktir git çek üstüne de savaş ilan et. bak bütün latin amerika nasıl destekliyor seni. zaten abd lilerin yarısı sizden gitme. vatandaşları alıyorum borcu da götünüze sokun diceğine neler yaşıyorsun sen meksika. harbiden bize benzeyen sikko bi ülkesin. daha da mariachi içmem amk...
    --- spoiler ---
  • türkçülüğe göndermelerde bulunan film..
    rus gemisini kurtların bastığı sahnede gözlerim doldu..
  • -roland* abi şimdi bu esas oğlanı bir maceranın içine atmamız lazım, büyük bir tehlike, hayatını riske atsın felan sevdiği kız uğruna. ne diyorsun?
    -manhattan'ın ortasına giren dev petrol tankerini kurtlar bassın?
    -sana hiçbir şey demiyorum...
  • yönetmeninin bir röportajda "filmdeki tek bilimkurgu sahnesi, abd başkanının özür dilediği sahnedir. politikacılar asla yanıldıklarını kabul etmezler " dediği film.
  • dunya 3 gunde buzul cagi'na girmiyor olsa, filmdekiler buzul cagi'ndan kosarak kaciyor olmasalar, bir rus gemisi manhattan'daki binalarin arasinda slalom yapmiyor olsa, o geminin icinde 4-5 tane kurt nobet bekliyor olmasa, sogugun yuzune kapiyi kapatip sogugu engellemiyor olsalar, friedrich nietzsche kiz kardesini dusunup asiliyormus hadi onun kitaplarini yakalim gibi akil almaz bir diyalog olmasa, internette bile bulmak mumkun olan olan gutenberg incili ve bati uygarligi arasinda sikindirik sembolik bir baglanti kurmaya calismamis olsalar, gencecik pirlanta gibi cocuklarin aklina birbirlerine sarilarak isinma olayi gelmis olsa... aslinda iyi film.
  • film felaket filmi sevenlen için tatmin edici olabilir. o açıdan tavsiye edebilirim. sinemada izlemiştim.

    ama çok güldüğümüz bir şey vardı filmde. telsizle iletişim kuran bütün hükümet kurumları şu minvalde cümleler kullanıyorlardı: "verileri verin", "veriler nedir?", "bu bölgedeki son verileri gönderin".

    ne verisi arkadaşım?

    dünyanın çok afedersin .mına karlar yağmış (kelimenin gerçek anlamıyla), küresel ısınma dolayısıyla (artık nası ısınmaysa her yer eksi beşyüz derece) uçaklar uçamaz olmuş, gemiler donan okyanuslarda yüzemez olmuş, insanlar herhangi bir yerden kapıyı açıp çıkamaz olmuş, o meşhur new york city falan yerle yeksan olmuş sen hala veri soruyosun. tey allam. al vereyim sana veri; sıcaklık eksi yüz derece. n'apcan şimdi?
  • sikmişim mantık hatasını da, klişelerini de, meksika'nın borçlarının silinmesini de... çok eğlenceli bir filmdir izleyin. godfather'i ya da esaretin bedelini izlerken düşünebilirsin ama bunda kafa yormaya değmez. al eline cipsini, at elini sevgilinin memesine omzundan, bi taraftan da izle işte filmi. ne dertli adamlarsınız lan.

    --- spoiler ---

    edit: tamam takmayın mantık hatasına dedik ama, lan genç elemanın soğuk hava kütlesinden koşarak kaçması gerçekten efsaneydi ve gülmekten yere yattım.

    --- spoiler ---
  • amerikada yasayan pek fazla insan kalmayinca uydudaki adamin dunyaya bakarak arkadasina "look at that,have you ever seen the air so clear?" sorusunu sordugu film.*
  • felaket filmlerinde olması beklenen klişelerden birçoğunu barındırmasına rağmen gene de çok kötü sayılmayacak bir filmdi.
    teksaslı petrolcü zihniyeti yoktu en azından.
    bildiğimiz gibi amerikan milleti nerede bir felaket olsa oraya bi delik açar. bekledim ki armageddondaki gibi delik açsınlar içerde bomba patlatsınlar, the core'daki gibi dünyanın merkezine delik açıp kaşıklan karıştırıp dünyayı kurtarsınlar. ama olmadı.
    halbuki mantıklı olan da oydu bu filmde. yukarı çok soğuksa kazın aşağı inin çekirdeğe yaklaştıkça ısınır hava. olmadı atom bombası patlatsınlar üç beş tane çıtır çıtır yansın onlar bi kenarda soğuk moğuk kalmazdı.
    tahminlerime göre türkler kış uykusuna yatıp fırtına dinince uyanmış şöyle bir gerinip üzerlerinde kalan son buzları silkeleyip "bu kış soğuk yaptı be" demişlerdir.
    mangal başında rakı içerek fırtınayı geçiren türkler olduğuna da eminim.
hesabın var mı? giriş yap