• 1988 tarihli yeniden çevrimi, zannediyorum hayatım boyunca izlediğim en iyi tekrar çevirimlerden biri. 1958'deki filme oranla özel efektlerin, fersah fersah ötede olacağını tahmin ediyordum da, the thing kalitesinde özel efekt ve maketler beklemiyordum şahsen. senaryo biraz daha derinleştirilmiş, çekildiği yıllar nedeniyle devlet komplosu da eklenmiş. kimisi bundan rahatsız olurken, ben daha çok beğendim. zira 1958 yapımı filmde, blob'un ne olduğu, nereden geldiği hakkında en ufak bir bilgi verilmemekteydi.

    escape from l.a., escape from new york tadında aksiyonlu, o seksenlerin güzel özel efektlerine sahip keyifle izlenen bir filmdir.
  • 1958 tarihli kült bilim kurgu/korku filmi. film iyidir/kötüdürden çok, sonu ile özellikle son yıllarda ciddileşen küresel ısınma'nın da etkisi nedeniyle çok kıkırdamamı sağlamıştır.

    --- spoiler ---

    bilmeyenler için, filmin sonunda yaratığı dondurup, kuzey kutbunda bir yere atarlar. "bundan sonra rahat edeceğiz" der polis memuru dave, steve de cevabı yapıştırır, "as long as the arctic stays" ve film "the end ?" ile biter.

    --- spoiler ---
  • blob uzaydan dünyaya düşen jölemsi, garip bir canlı türüdür. ne için geldigi, kim oldugu bilinmemekle beraber tek amacı önüne gelen her canlı organizmayı kendi bünyesine katarak büyümek (herhalde önce fare, sonra kedi köpek, sonra kadınlar ve çocuklar en son da erkekler ve gemi kaptanları) ve sonunda dünyayı ele geçirmektir (galiba o da kesin degil). sonuçta şuursuz, abuk yaratıgın tekidir. yani bir jölenin terör estirebilmesi kadar uyduruk bir konuya ragmen butun izleyenleri etkisi altına almış, hatta içlerini dışlarına çıkartmıştır (88 yapımı). asıl filmin kendisi bizim için komedi olarak gözükmesine ragmen zamane insanlarını baya korkutmuştur, fragmanı da şöyleydi hatta : "there is no escape!! run while you can! but where?? the blob ! (copyright mmclviii - in technicolor - coming to a theater near you)
  • basrolunde steve mcqueen'in oynadigi bir bilimkurgu
  • filmin açılışı akıllara ziyan bir şarkıyla yapılır gayet dalga geçer bir şekilde.

    [hep bir ağızdan , neşeyle]
    beware of the blob; it creeps and leaps
    and glides and slides across the floor
    right through the door and all around the wall
    a splotch, a blotch be careful of the blob , [ses kısılır] the [uzatılır] blobbb...
  • biri 1958 diğeri 1988 yapımı iki film var bu isimle. 88 yapımı olan diğerinin yeniden yapımı gibi olsa da bana kalırsa ortaya yeni bir film çıkmış. ana aks, yani gökyüzünden gelen tehlike ve buna karşı verilen mücadele aynı ama o kadar çok ekleme çıkarma vs var ki ikinci filme yeniden yapım demek hafif kaçar.

    iki filmi yan yana izlersek bir sürü ilginç ayrıntı bulabiliriz. 58 yapımı film, neşeli bir müzik eşliğinde açılış kredileri üzerine dolanan kırmızı bir sarmalla başlar. sonra ilk karede, yüzlerini göremediğimiz bir erkek ve kadının öpüşmelerini görürüz. kamera bir yay çizerek öpüşmeye tanıklık edebileceğimiz açıya geldiğinde kadın gözlerini açar ve utangaç ve huzursuz bir şekilde başını öne eğer. sonra kuyruklu yıldız geyiği başlar. (hiçbir zaman yönetmenin anlatmak istediği şudur budur demem, yine demiyorum.) bu sahne, cinsellik ve cinselliğin dışarıdan görülmesi (hem fiziki olarak izlenmesi, dikizlenmesi hem de zihinlerde edindiği yer bakımından) ile ilgili önemli bir gösterge: araba, şehir dışı (öpüşüp koklaşmak için yalnız kalınabilecek ve yıldızların gözülebileceği bir yer), genç erkek ve kadın, öpüşme, seyircinin öpüşme eylemini görememesi, görebileceği noktaya geldiğinde kadının rahatsız olup eylemi sona erdirmesi. yorum sizin.

    ikinci film, neon ışıklı krediler aktıktan sonra, ilk karede uzaydan dünyaya doğru gökyüzünden tiltle ve sonra iç içe geçmiş zoom'larla başlıyor. akabinde kendimizi bir şehirde buluyoruz. şehrin öne çıkan binaları ve yerlerinin genel planlarıyla devam ediyoruz. bu planlar önemli: açılış sahnesi aslında filmin bir özeti. öpüşme falan yok. zaten filmde öpüşen ne kadar insan varsa ölüyor. burada isteyen tarihsel koşulları, muhafazârlığın izlediği çizgiyi vs. takip edip karşılaştırmayı derinleştirebilir.

    birinci filmde james deanimsi model bir steve mcqueen var esas oğlan olarak (ki rebel without a cause'dan 3 yıl sonra yapılmış). filmin başından sonuna kadar eli orasında ergen, koruyucu-kollayıcı-sorumluluk sahibi sevgili, dünyayı kurtaran adam vs. pozlarını kesiyor. ikinci filmde (ki filmin açılışından belli) esas oğlan sandığımız oğlan tırt çıkıyor. daha amerikan futbolu (bu sporun adı değişmeli) maçında olanlardan anlıyoruz adamın yerde kalacağını. ilginç bir şekilde asi, serseri, punk vs şeklinde adlandırılan ve dönemin yuppie havasına hiç uymayan bir karakter öne çıkıp esas oğlanlığa soyunuyor. ama o da öpüşemiyor hey hat.

    kısa keseyim, iki filmde de polisin ilk sahnesi, doktor (aile hekimi kılıklı doktor) /hastane (sağlık sigortası geyikleri etrafında doktora ulaşmayı bile lütuf sayan sistem eleştirisi) sahneleri, ailelerin tanıtıldığı sahneler, sinema sahneleri, 88'deki filme eklenen hükümetin yediği boklar, soğuk savaş etrafında dönen numaralar vb. bir sürü ilginç ayrıntı var. bunların karşılaştırması yapıldığında, farklı zaman dilimlerindeki iki toplumun iki ayrı filme göre nasıl yansıtıldığını görmek mümkün. üşenmesem yapardım. stv öğrencileri saldırın.
  • artık yeni keşfedilen bir canlının da ismi. özellikleri oldukça ilginç. hayvan gibi davranan jelatinimsi bir varlık. mantara ait özellikleri de var. biyologlar henüz sınıflandıramamış.
    bir bilim adamı canlının milyonlarca yıldır var olduğunu ancak fark edilmediğini söylüyor.

    "adını kült korku filminden alan blob'un (physarum polycephalum) bir beyni yok fakat problem çözme ve bilgi paylaşma yeteneğine sahip. ağzı, midesi ve gözleri de yok. fakat algılayabiliyor ve yemek yiyebiliyor.

    eğer eğer yarıya bölünürse kendisini iki dakika içinde tamamlayabiliyor. blob'un bacakları da yok fakat bu durum saatte 4 cm mesafe kat etmesine engel değil. bu gizemli organizmanın ayrıca 720 cinsel organı var."

    ayrıntılar

    edit: paris hayvanat bahçesi'nde sergileniyor
  • benim için her filmin orjinali remake'inden iyidir mantığıyla orjinalini izlemiştim geçenlerde. fırsat bulursam remake olan filmi de izleyeceğim.

    1958 yapımı , steve mcqueen ve aneta corsaut 'un rol aldığı eğlenceli ve mesajı olan güzel bir bilimkurgu-gerilim filmi.

    7/10

    edit: puan
  • stephen king amcamin buna benzeyen bir yaratikla alakali kucuk bir hikayesi vardir. hangisi hangisinden asirmadir bilemiyecegim ama.... tarih falan hatirlamiyorum cunku.
hesabın var mı? giriş yap