• cary grant ve irene dunne'ın başrolleri paylaştıkları 1937 yapımı film. ikili, saçma sapan bir sebepten dolayı işi inada bindirip boşanan ama hala birbirini seven ve birbirlerinin ilişkilerini sabote etmeye çalışan bir çifti canlanırıyor. işte dönemin klasik komedilerinden, cary'nin ortalık karııştıran muzip adam tiplemesinin güzel örneklerinden birini görebilirsiniz. bir de görüp görülebilecek en uyuz ve ana kuzusu erkek arkadaş modelini de burada görebilirsiniz sanırım. irene de sürekli bir ışıltılı gece elbisesi modunda, o dönemde parıldamayanını elbiseden saymıyorlarmış anlaşılan.
    bir adet de azgın halamız bulunmakta, genel olarak filmde ne işlevi olduğunu pek çözemesem de filmin en sevdiğim esprilerinden birine imza atmıştır:

    --- spoiler ---
    'dan' leeson: i certainly learned about women from you.
    aunt patsy: [lucy'nin ayrılmak amacıyla yazdığı mektubu uzatır] here's your diploma.

    marilyn monroe'nun meşhur rüzgar+etek sahnesine ilham kaynağı olduğunu düşündüğüm bir adet şarkı söylerken alttan verilen rüzgarla eteğin havalanması sahnesi vardır bir de filmde, the seven year itch'in 1955 yapımı olduğunu düşünürsek. ama tabi belki o zamanlar eğlence dünyasında standart bir uygulamadır bu, ordan esinlenmiştir billy wilder amcamız, orasını bilemem o zaman.
    --- spoiler ---

    imdb'si:
    http://www.imdb.com/title/tt0028597/
  • "i'm still in love with that crazy lunatic and there's nothing i can do about it."

    şeklinde çok tatlı bi repliği de içinde barındıran romantik komedi klasiği.
  • ikinci sezonunun ilk bölümündeki "tokuşma kuyusu" muhabbetiyle yaran program. son başkanlık seçimlerinden önce, bütün adayların aynı vaatleri verdiklerini farkeden moore, bir grup genci kamyona doldurup bütün adayların kapısını çalmış ve eğer "rage against the machine" eşliğinde tepişen gençlerin arasına kamyondan atlamayı kabul ederse ona oy vereceklerini söylemiş. adaylardan bir tanesi (adını unuttum şimdi) atlamış ve gerçekten de oyu yükselmiş. daha sonra başkan adaylarının aralarındaki tartışmalarda diğer denyo adaylar: "rage terörist bir gruptur, böyle bir olaya nasıl alet olursunuz bidi bidi" demişler. adam da "bana ne çalınan müzikten" diye cevap vermiş.
    yalnız en komik olay şuydu: moore bush'la konuşmaya çalışırken bush : "get a real job!"*şeklinde cevap verince, moore babasını arayıp bir petrol şirketinde kendisine iş verecek bir arkadaşı olup olmadığını soruyordu...
  • an itibari ile amerikan vatandaslarinin 25% inin seri katillerin hepsinin kotu olmadigini, sadece kotu olanlarin iyilerin adini kirlettiklerini dusunduklerini ogrendigim program
  • en ka$inamaz denen yaralara kezzapla giri$en maykil muuur abimizin yaptigi deh$et $ey..
  • başrollerde: irene dunne, cary grant, ralph bellamy nin oynadığı yönetmen leo mccarey'ye 1937 en iyi yönetmen oscar'ını kazandıran hollywood komedisi.
  • reklamlarının arka planında çalan şarkı inner circle'dan bad boys'tur.
  • michael moore'un inanılmaz yaratıcılığıyla süslenip bezenmiş, izlemeye doyamadığımız bir program.

    bir bölümünde ikinci dünya savaşı sırasında nazilerin isviçre'ye kaçırdığı paraların, isviçre tarafından iç edilmesi ve savaş maduru ailelere geri verilmemesi ile dalga geçmişti.

    belkide insanlara güvenmediklerinden kendilerine teslim edilmiş paraları geri vermiyorlardır tezinden yola çıkıp parayı yatırmış olan adolf hitler'in kılığına soktukları bir elemanla isviçre bankalarına gidip parayı çekmeyi talep etmişlerdi.

    bugün izlediğim bölümünde ise michael moore bizzat kendisi bir tavuk kostümü giymiş ve ben tavuk kraker'ım, tavuk çiftliklerinin yol açtığı kirliliğe karşı savaşıyorum, tavuk kardeşlerime kötü davranılan bu çiftliklere karşı ayaklanmalıyız diye gitmediği, çalmadığı kapı bırakmamıştır. çok komik ve sıra dışı diyaloglara şahit olunan bir program.
  • 2.sezonun son bölümünde michael moore'un kameramandan kamerayı alıp set ekibini çektiği program.
  • sözkonusu rahip, (ki bunun standart donanım olarak hoşgörülü, affedici bir insan olması gerekiyor) gaylere mütemadiyen hakaret & küfür edilen "anti-faggot" gösterilerin önde gideni bayrak tutanı bir insansa; çok çabuk galeyana gelip sürü olarak hareket etmeye alışkın, ve zaten şiddet düşkünü olan amerikan toplumunda gaylere yönelik -sırf gay oldukları için olanlardan bahsediliyor burada- yaralama ve cinayetler son dönemde bu rahip gibi denyoların aragazları yüzünden artmışsa; evat efendim maykıl eyleminde son derece haklıdır ve bu eylemi tanımlarken gariban edebiyatı diye kestirip atmak ise sözlüğün popüler terimlerinden birini kullanacak olursak aymazlıktır, başka da bir şey değildir.

    bill gates hakkında yazanı/uyduranı belli olmayan zilyon tane aşağılayıcı fıkra-espri varken michael moore'un münferit laf sokma girişimleri belki parlak bir fikir değildir (banal bir konu seçmiş ne yazık ki, herkes bill gates'e giydirme çabasında), ama öyle inanılmaz derecede yanlış bir hareket de değildir. sonuç itibariyle moore ve de onunla paralel görüşü paylaşan insanların billy'den neden hoşlanmadıkları bilinmektedir.

    hepsini bir kenara bırakırsak, michael moore gibi aktivist insanların sivri dilli olması ve hatta tavırlarının bir çok kişiye rahatsız edici gelmesi de görülmemiş bir şey değildir, son olarak belirtmek isterim.
hesabın var mı? giriş yap