• üçüncü sezonu hızlı başlayıp erken yorulan dizi. ikinci sezonda ilk sezonun çok üzerine çıkıldığı konusunda hepimiz hem fikiriz lakin her detayı yalamanın da lüzumu yok. dizinin anlatım konusunda hala sıkıntıları var.

    --- spoiler ---

    3. sezon 7. bölümde en nihayetinde bu anlatım sıkıntısına özet geçerek netlik kazandırdılar. gavur forumlarında izleyenlerin yerden yere vurdukları kısımlara tek bölümde bütün açıklamayı getirdiler. bende anladığım kadarını şöyle özetleyeceğim;

    dünyanın yok oluşuna allie 1 adlı yapay zeka sebep oluyor. insanlığı koruması gereken yapay zeka terminator'den tanış olduğumuz skynet gibi davranarak bütün dünya'ya nükleer bombayı salıyor. aradaki fark skynet dünyayı robotlar ele geçirsin derken allie 1 yazılım hatası yüzünden; bu ne kalabalık amk ya? nefes alamıyoruz kardeşim! bu böyle gitmez diyerek nükleer destekli nüfus planlamasına geçiyor. metrobüse filan bindiyse büyük ihtimalle ilk istanbul'u bombalamıştır. bence o yüzden hiç türk yok dizide.

    bu yapay zekayı geliştiren abla ise dünyanın babalara geldiğini görünce yere düşen çipi alıyor buglarını filan temizleyip üç kere öpüp anlına koyduktan sonra kulağına ezanla birlikte "allie 2" adını okuyarak yeni yapay zekanın insanlığı kurtaracağını söylüyor. çipi cebine attığı gibi o kadar yer varken on dakika önce atom bombası düşmüş alana iniyor.

    allie 1 dediğimiz, jaha dingilinin bonzaiyi çekip çekip gördüğü kırmızılı hatun. bu yapay zekanın tek amacı insanlara "raat ol be olm" diyerek koy götüne gitsin felsefesini aşılamak. allie 2 ise ne pahasına olursa olsun insanlığı kurtarmayı ve barışı hedefliyor. yalnız ortada artık internet, elektrik, tekörnek neyin teknoloji kalmadığı için usb soketinden bağlanıyor insanlara. gavurun vomm etkisi dediği kulaktan kulağa olayını kullanıyor. lexa'nın ensesinde duran zımbırtı allie 2'nin ta kendisi. dünyaya inen bilim kadını hanım bağyan ablamız ilk çipi kendisine bağlayıp sağ kalanlardan tarikatını kuruyor ve abladan bu yana bütün bilgi bu çiple bir kumandandan diğerine aktarılıyor. yalnız insanlığı nasıl kurtaracağını hala anlayamadık. çipin insan evladına bir gram hayrı dokunmamış. taktığı adam üstün zekalı olsun, halkı düzene nizama soksun, teknoloji filan getirsin diyorsun. yok. en fazla intikam kötüdür arkidişler diyerek akıl veriyor. ensesine bağlayan selahattin demirtaş'a dönüşüyor. bir yandan barış marış derken öte yandan bilmem kaçıncı klan terör estirince dişe diş kana kan diyerek tam aksi yöne hareket ediyor. aradan yüz yıl geçmiş insanoğlu hala götünü taşa siliyor. bu mu lan getireceği yeni düzen? sikeyim öyle teknolojiyi afedersin.

    neyse bu arada allie 1, bilimselli ablanın kendisinin üstüne kuma getirdiğini fark edince onu yok etmeye karar veriyor ama çevresinde onun gibi cemaati olmadığı için yıllarca nükleer bir sığınakta mal gibi saklanıyor. jaha dağı bayırı aşıp bunun mekana gelince seviniyor haliyle. allie 2'nin saçını başını yolabilmek için gerekli orduyu toplasın diye buna bi çuval ekstazi verip salıyor köyüne. benim koptuğum noktada tam burası. lan insanlığı kurtarması için yazdığın yapay zeka ilk gördüğü zenciyi torbacı yapıp kendine silahlı ordu toplamaya çalışıyor. tek mantıklı açıklaması arif'in manchester'a attığı golü ararken songül karlı videosuna denk getiren youtube yazılım ekibinin bu işte bir parmağının olması. böyle bug mı olur emenike? bu jaha dediğimiz jahal oğlu jahal da hiç sorgulamadan "city of lights merkez patlıyo herkes, şekeri atan kopmalık açıyo son ses, jaha valla diyo sigaramız enfes." şarkısıyla sıkaykuruğ (sky crew) arasında misyonerliğe başlıyor.

    totalinden anladığım kadarıyla bütün mevzu bu allie 1 ve 2 arasındaki üvey evlat kavgasına bağlanacak. jaha uzay köylülerini, allie 2'de diğer mağara adamlarını toplayıp birbirine dalacak. bizde arada clark bu hafta kime verecek onu izleyeceğiz. bu dizide böyle piç olup gidecek zira diğer karakterlerden hiç hayır kalmadı. dezmınt reyiz seçimlerde ağır hezimete uğrayarak bahçeli'ye bağladı, son beş seçimde bir kerecik zorla iktidara ortak olmuştu. o da ilk diktatör çomarlara gazı verince elinden uçtu gitti. clark'ın anası olacak doktor zevat anasına bak kızını al. bellamy desen malın bayrakla koşanı. tek taşaklı adam lincoln kaldı onu da bi kaç bölüme harcarlar. garibimin yemediği sopa vurulmadığı zincir kalmadı.

    --- spoiler ---

    mantık hataları en başından patladığı için bu saatten sonra yapabilecekleri pek bir şey yok. o yüzden kendinizi yormayın. kötü başlayıp iyi giderken yine düşürdüler. kim bilir belki gelecek sezon yine bir bölümle bütün akışını değiştirirler. şu an o kadar çok karakter var ki ilk sezonda yağan asit yağmurları, zehirli sisler veya beş bacaklı hayvanlar filan kayboldu gitti. ikisi arasında dengeyi bir türlü kuramadılar.
  • "dı yüz" diye okunan dizi.
  • dizi izlerken yapılacabilecek en büyük salaklıklardan birini yaptığım dizi. tam yeni başladım 1. sezon 1. bölüm, 2.bölüm diye izlemeye başlarken yanlışıkla 2. sezona atlayıp 3. bölümü izlemeye başlamışım. tabi başında verdikleri previously on lost kısmında bütün sezonun muhabbetini, olacakları felan öğrendim. kendi kendime spoiler yedirdim resmen.
    (bkz: saniyelik salaklıklar)
  • severek takip ettiğim dizi.
    bundan sonrasi eleştiri olacak ama spoiler agirlikli olacak haberiniz olsun.
    -s!-
    benim kafama takilan bir kaç şey var. aslinda bir kac sacmalik diyelim. bunlar dünya'da hayat var mi diyorlar ve dunya'ya insan yolluyorlar. be aqun cocuklari uzayda yaşayacak teknolojiniz var bi tane robot yollayamadiniz mi siktigimin dunyasina? yollayamadik deme bana o zenci başkan siktigimin fuzesiyle dünyaya indi siz 97 sene bi kesif araci yollayamadiniz öyle mi?

    simdi gelelim ikinci sacmaliga. ulan tamam gidemediniz eyvallah ama en azindan bi dürbün falan da mi yok aq alin bakin dünya da kimse yasiyor mu yasamiyor mu? ulan 4x zoom yapsaniz her boku göreceksiniz zaten siz ne sigir insanlarsiniz ya.

    hadi onlari da geçtim ulan madem bu dağ adamlari radyo sinyali yolluyor onu nasil kesfedemediniz? hic mi tarama yapmadiniz yaşayan kimse yok diye? sizin yoneteceginiz dunyanin da ark'in da amk.

    -s!-
  • yeni bir dizi.

    --- spoiler ---

    buyuk bir felaketten* bilmem kac yil sonra insanlari dunyaya gonderiyorsunuz, kollarina saglik durumlarini gosteren bileklikler takiyorsunuz, sekerleri dusunce bile bunu anliyorsunuz ama arada ölen bir kac kisinin radyasyondan olmedigini "tahmin" ediyorsunuz. o bileklige birde radyasyonu olcen bir sey takamadiniz mi? hatta bu insanlari oraya gondermenize gerek de yoktu. radyasyonu olcen bir kac cihazi dunyanin farkli yerlerine firlatirdiniz o cihazlar geregini yapardi. hadi dizi yapasiniz geldi diyelim daha once dedigim gibi radyasyon olcen bir cihaz niye vermediniz ellerine o garibanlarin. oturmuslar radyasyondan dolayi oluyoruzdur belki su an diye dusunuyorlar. su an biraz vasat gozukuyor dizi. bakalim ileride ne olacak...
    --- spoiler ---

    edit: --- spoiler ---

    ve diger bir sacma sey ise bilekliklerin cikarildigini anlamamalari. bileklikler hic bir bilgi gondermiyor. fakat calisiyor olsalar ölduklerini gosteren bilgi gonderirler. yani calisan bileklikler kalp atislarini vs gosteriyorsa calismayan bileklikler kalplerinin atmayisini gosterir. bilekliklerden gelen bilgileri gosteren ekranlar bildigin mavi ekran vermisler nesini anlamiyorsunuz daha?
    --- spoiler ---

    edit: dizi sonra ciddi bir şekilde evrim geçirdi. güzelleşti. sabredin ve izleyin.
  • ilk sezonu, özellikle ilk bir kaç bölümü otuzbir olsa çekilmeyecek haldeyken zamanla arap atı gibi açılmaya başlayan dizi. yoklukta gideri var kategorisinin bir tık üstünde desek yeridir. post apokaliptik ve bilimkurgu severlerin şu dizi yokluğu döneminde sarabilecekleri türden. karakter çeşitliliği, dinamik olması ve senaryonun ucunun her yöne açık olması diziyi ayakta tutan faktörler. henry ıan cusick nam-ı diğer desmond reyiz, adina porter(true blood dizisinde lettie mae karakterini şahane canlandıran abla) ve paige turco(person of interest dizisinin milfi zoe morgan) gibi oyunculuklarını kanıtlamış bir cast var. onların yanına sos olarak raven (bkz: lindsey morgan), lexa (bkz: alycia debnam carey) ve octavia (bkz: marie avgeropoulos) gibi insanın içini gıcıklayan hatunlar da artı katıyor. klasik tabirle seyircide sevgi, nefret, hayranlık vb duygular uyandırabilen karakterle dolu. yani en azından karakterlerin altını boş bırakmamışlar. mesela baş rolümüz olan sarı çiyan clarke şimdiden breaking bad'in skyler white'ı ile walking deadgillerin lori grimes'i arasında bir nefret puanına sahip. dizinin temposunun artması ve gittikçe daha karanlık bir havaya bürünmesi ergen dizisi etiketinden sıyırmayı başardı.

    gel gelelim zurnanın zırt dediği noktaya. kendi adıma bilimkurgu yapımlarını olumsuz yönde eleştirirken itin götüne sokmamaya özen gösteririm zira yazması zor bir türdür. her yapıtı kendi ortamına göre irdelemek gerekir. taş yerinde ağırdır sözünün kullanılabileceği bir mecradır kısacası. olmayan bir teknoloji veya olguyu anlatmaya çalışırken mantık hatalarının bir kısmı göz ardı edilebilir. atıyorum koca star wars evreninin içinde r2d2'nun merdiven inip çıkamıyor oluşu göze batmaz fakat vurdurarak uzay gemisinin warp motorunu çalıştıran kaptan kirk görünce kan beyninize sıçrar. birisi naiflik iken diğeri senaristin sikindirikliğidir. o nedenle şu noktadan sonra yazacaklarım olabildiğince kendi atmosferi içerisinde gözüme ilinen abukluklardan oluşmaktadır.

    --- spoiler ---

    herkesin uzun uzun değindiği bilimkurgu tarafındaki en büyük gedikten başlayalım. insanlar nükleer savaşın ortasında hangi ara böyle bir proje geliştirdiler de insanları uyduya yerleştirdiler sorusunu atlıyorum. neden uzay üssü kıvamında sabit bir gemi asıl onu merak ediyorum. mars kolonisinin kurulduğunu bizler bile göreceğiz ömrümüz yeterse. ark marsa yolculuk etmiş ve orada kolonileşmiş olsaydı bütün farazi mantık hataları derdest olabilirdi. mars yüzeyinde buz halinde bulunan suyun eritilmesi ve denizaltılarda olduğu gibi oksijene dönüştürülmesiyle insanlara gerekli bütün imkanları sunabilirdi. su ve oksijenin bulunduğu, ayağın toprağa bastığı ortamda istediğin kadar aban. liderlik çatışması, görüş ayrılıkları, dünya özlemi, anarşi vs. aklına ne gelirse yasla gitsin. alt yapı için tarım, hayvancılık, bilimsel çalışmalar, eğitim vs. vs. hertürlüsünü giydirebilirdin. çözemeyecekleri kadar büyük bir sorun patlak verdiğinde ise dünyaya dönüş veya önce 100 çocuğun gönderilmesi hikayesini başlatabilirdin sevgili senarist. ve fakat gel gör ki adam gps uydusunun uçtuğu mesafeden dünya'ya iki araştırma aracı gönderemiyor. kaç para ulan bir gayger sayacı? işin ilginci çocukların kalp atışlarını, osuruklarını filan tespit edebildikleri bileklikler takıyorlar. radyasyon seviyesini ölçmek için insan göndermek ne lan? hadi gönderdin neden üremeye en elverişli genç insanlar? gırla yaşlı doluydu koca gemi. radyo sinyallerini alamadıklarını, uyduları kullanarak dünyada olan biteni göremediklerini, bilimkurgunun bel kemiği olan teknolojinin hiç bir nimetini doğru kullanamayarak konseptin anasını siktiklerini söylersem yalan olmaz.

    yüzeye gönderdin yüz tane bebeyi. başlarında bir tane çoban yok. hayatında hayvan görmemiş insanlar bunlar. tavuk saldırsa ne yapacağını bilemez. ilk bölümlerini izlediğimde ahanda lord of the flies ortamı yaşanacak dedim fakat ağır yanıldım. yukarıda moruklar, aşağıda ergenler koca sezon kavga dövüş ve pompa izledik. clarke karakteri başlı başına süper kahraman olarak yaratıldığı için devam eden sezonda bile rahatsızlık veriyor. boğaç han mübarek. doğumunun üçüncü gününden sonra annesinden süt emmeyi bırakıp at binmeyi öğrenmiş ya o misal. karı hayatında hayvan görmemiş ama maşallah yerli halkla dört nala at binip kılıç kuşanıyor. izole bir ortamda sorunları olduğu için hapsedilmiş bir kızın son teknoloji laser pointer ile bir yerin kordinatlarının işaretlendiğini anlaması, bıçakla sniper peşine düşmesi hatta sniper kelimesinin anlamını bilmesi bile saçmayken ne hikmetse başarıyor. bir tane bile özel vasıfı yok ki olm bu karının. gözü çekik olanın teknoloji üzerine uzman olması klişesini bile kabullendim ama şu karının liderliğini sindiremedim gitti.

    en çok gözüme batan husus ise makyaj ve kostümler. the ark içerisinde yaşayan herkesin düzgün kıyafetlere sahip olmasını geçtim herkesin kıyafetinin olması bile abzürt. içeride pamuk üretmiyor veya ipek böceği beslemiyorsanız kaç nesildir herkese yetecek düzeyde yeni kıyafetleri nereden buluyorsunuz sorusu ilk bölümden beri kafamda. en kötü üç nesildir oradasınız. bebek zıbınından peygamber donuna kadar milyon çeşit ürün ihtiyacı var. ham madde üretimi için tarlalar, iplik ve boya fabrikası, tekstil atölyesi lazım. bu yapı içerisinde uzay çiftçisinden tut sayacıya kot taşlayacak garibandan son ütücülere kadar herkes lazım. eğer böyle bir yapı varsa neden yamalı kıyafet giyiyorlar. öyle bişi yok eskileri giyiyorlarsa bu nedir? genjler az evvel benetton'dan çıkmış gibi değil mi? herkesin doğa şartlarına uygun birer montu, engebeli arazi için uygun türlü türlü ayakkabısı var. hadi tekstili geçtim neden deri ceket giydiriyorsunuz olm herkese. zeytinburnu mu olm orası? yoksa sığır mı besliyorsunuz ark'ın içinde? dağın içinde olan atmosfer ark halkınınkinden daha makul. dünyada olmalarına rağmen hala elde olanları kullandıkları için rengi atmış, sağı solu tamir edilmiş kıyafetler mevcut. neden? çünkü üretim ve eldeki imkanlar kısıtlı.

    buna keza saçlar makyajlar, gelin başları, maskaralı gözler. aman yarabbim. gelinin kız kardeşi gibi geziyor cıvırlar. suyun sabunun kısıtlı olduğu ve uzun saç bite pireye yol açtığı için kadınlar dahil herkesin kafasını traşlardım ben olsam ama o kadar abartmıyorum. keşke yönetmeni de abartmadan saçlarını yağlı bırakıp iki gıdım kir pas ekletseydi yüzlerine. herkes şıkır şıkır. aga bu nedir? gemide avoncular mı çalışıyor? oraya da mı el attı ibneler? dağdakiler hariç herkesin siyah giymesi de ayrı konu. post apokaliptik deyince aklımıza ya sepia ya da siyah tonlar geliyor galiba.

    yerli kardeşlerimizin mad max tadında kıyafetleride aynı kafayla hazırlanmış o yüzden onların üstüne başına hiç girmiyorum. yerlilerin asıl sıkıntısı zeka geriliğinde. nükleeri yiyince geri zekalı olmuş bu arkadaşlarımız. teknolojinin t'si yok adamlarda. direkt taş devrine dönüşmüşler. zaten ortamda inceden bi arog ortamı yok değil. dağdan gelen aroganlılar "en ufak medeniyette alayınızı yakarım ulan!" diyorlar. hatta aralarından bir kaç tanesini alıp mağaralarına götürüyorlar filan. tiplerde birbirine benziyor. lincoln bildiğin carlos'un ikizi. ahanda ıspatı. bi tek zafer alagöz eksik. tamam, teknolojileri dağdakilerle eşit olmasın. senaryonun bi tadı tuzu olsun ama ok atıp kılıç kuşanmak nedir lan? kabilede hiç mi dedesi mühendis olan yoktu. helikopter olmasa bile insan çakmaklı tüfek icat eder ne bileyim buharlı motor yapar bişi olur. sapanla taş atan adam vardı lan ilk sezonda. revolution dizisindeki abukluklardan farkı yok. elektrikli hiç bir aletin çalışmadığı ortamda araba motorunu farklı bir yolla ateşlemeyi akıl edemeyen bilim insanlarıyla dolu bir ortam var diyeyim gerisini siz hayal edin.

    yerli halkın teknolojik hiç bir gelişme yaşamamış olmasının altı tamamen boş. nasıl hayatta kaldıkları da aynı şekilde koca bir boşluk. beşeri ve sosyal hayatlarına dair tek bilgi finn ibişinin delirip sağa sola ateş ettiği sahneden ibaret. ne bileyim bir kaç hayvan, saman çatılı evler, ağıl filan gördük. bunlarında çocukları varmış. radyasyon yüzünden yüz yıldır böyle otuzlu yaşlarda kalmamışlar. bunun haricinde bu kadar adam ne yer ne içer, demiri nasıl işliyorlar, atları ne ara buldunuz da tekrar ehlileştirdiniz veya neden her yere atla gitmek varken mal gibi günlerce yürüdüğünüz sahneler görüyoruz. hiç bir detaya yer verilmedikleri için kitap okur gibi zihnimizde alt yapı oluşturuyoruz. tek verilen bilgi bunların ilkel fakat belli bir hiyerarşiye sahip oldukları. göçebe olmadıklarını belli başlı yaşadıkları alanlar olduğundan biliyoruz. madem göçebe değiller neden hala avcı-toplayıcı hayata devam ediyorlar? neden herkes aynı eski püskü paltoları ve botları giyiyor belli değil. lincoln heykelinin orda punk munk ikinci el eşyalar satan dükkan varmış orayı patlatmışlar sanki.

    dağda yaşayanlar şu noktaya kadar görebildiğim tek mantıklı bölge. radyasyonun saniyeler içinde yüzlerinde yaralar oluşturup öldürmesi dışında herşey makul. gerek başkan ve oğlu, gerekse insanlığın hayatta kalabilmek için diğerlerinin iliğini kemiğini kurutması akıla mantığa en yatkın hadiseler. yukarıda bahsettiğim gibi kostümler bile duruma uygun. ark'ın sahip olması gerektiği bütün niteliklere sahip. ayrıca içerideki düzen, alt yapı, sosyal hayat, yerlileri amele işlerine koşmak ve diğerlerini korkutarak sindirmek vs. gibi herşey yerli yerinde kullanılmış. eline yüzüne bulaştırmadan seyirciye aktarılmış.

    hasılı kelam, izlenir izlenmez değil. yoklukta gideri olan dizi fakat battlestar galactica ile karşılaştıran çarpılır.

    --- spoiler ---
  • 2 x 15 --- spoiler ---

    15. bölümde senaryo tam anlamıyla scmış bulunmakta. ulan adamlar köşeye sıkışmış fare sen filsin niye anlaşma yapıyorsun dag adamlarıyla lexa ? ulan gökyüzü insanları 15 vatandaşını öldürdü diye hepsini yokedecektin bu dag insanları kaç yıldır inim inim inletiyor sizi yakaladıgını bicici yapıyor sen kanları emilmiş eziyet görmüş 30-40 vatandaşını alıp bu katil sürüsünü affediyorsun üstelik müttefikligini bozuyorsun gökyüzü insanlarıyla. lann daha gecen bölüm füze attı adamlar üzerinizi yüzlerce kişi öldü..

    yaw sinirden kudurdum senaryo bu kadar berbat edilemez resmen uzatmak için sacma etnrika üretmişler.

    umarım yeni sezon onayı almazsınız umarım batarsınız.
    --- spoiler ---
  • finn rolunde kucuk onur'u izledigimiz enteresan dizi.
  • 1. sezon finaliyle sikip atmış dizidir. ergen mergen ama distopya falan gideri var derken gerçekten soluksuz izlediğim bir sezon finali yapmış adamlar.

    --- spoiler 1x13 ---

    raven ölmeyecek orası kesin, bu über teknolojik arkadaşlar onu ameliyat mameliyat kurtarırlar her türlü. malum, aşk üçgeni sells! ayrıca finn ve bellamy de ölmedi yani onu da yemedik sevgili senarist ama clarke'ın bir tür arada kalma yaşaması, hangisi için korkacağını veya endişeleneceğini şaşırması falan 2. sezon için aşk meşkte epey karışık günler geçireceğimizin sinyallerini verir gibi. ha bu arada gücü elinde bulunduran her ademoğlu gibi bu mountain men denen pezevenklerden de zerre hayırlı bir şey çıkmayacağına eminim. hatta ve hatta esas mağdur garibanın grounders çıkması ve bizim arclı ekibin onların yanında yer alması bile olası. bu arada bir tahminim de o sarışın taş grounder abla ile jasper arasında yüzde yüz sağlam seks döneceği yönünde, benden söylemesi. malum octavia da şifacı abi lincoln ile kaçtı gitti. ama tabiisi onlar da dönecek hatta okyanusun öte yanındaki kabileyi alıp gelme ihtimalleri bile olabilir ama sanırım bunu 3. sezona da saklayabilirler bilemedim. bunun dışında jaha dayıya harbiden üzüldüm. o itoğlit kane gideydi daha mı iyiydi bilmiyorum ama olasılıkla abby ile arasında aşk olayları dönecek bu yüzden o kozu harcamak istememiş olmaları yüksek ihtimal ki jaha'yı da bir yolunu bulup dünyaya indirtebilirler. neticede hayalgücünün limiti olmaz gardaş. sonuç olarak durdu durdu tam yerinde gösterip vermedi eşşoğulları. ulan 2. sezona kadar bekleycez mi şimdi piiiiiii.

    ha bir de anlayamadığım bir kaç nokta var. bir tarafta teknolojili elemanlar öte tarafta neandertalden bozma grounders. la az makul olun, bari lazer mazer olayına ya da psyko killer tarzı klasik müzik ve sanat olayına girmeyeydiniz. bu derece fark nasıl olur diyecem de neyse bugün isis'in yaptığı lanet filme biraz bakma gafletinde bulundum da yok şimdi hatırlayınca vazgeçtim harbi dünyalar kadar fark olabiliyor. ok. bekleme yapma! devam et!

    bu mountain men denen gavatlar bence tamamen askeri bazlı bir topluluk hacı. groundersla da benziyor bu yönleri ama tabii ki daha medeni ve bununla doğru orantılı olarak rahatın götlerine batmasından mütevellit daha hasta, aç gözlü ve yüksek olasılıkla orrospu çocuğu çıkacaklar. bir tür "governer" olayı burada da vuku bulabilir gibi mi acaba?

    ayrıca bütün reaperlar öldü mü la? yazık. onlar da sanıyorum radyasyondan etkilenerek mutasyona uğramış insanların evlatları. aralarında hiç hatun olmaması enteresan ama tabii.

    neyse, 2. sezonu iple çektirecek bir bölüm olmuş harbiden. bütün ergen laflarımı yuttum. üşüyoruz bellamy reyiz!

    --- spoiler 1x13 ---
  • 7x11 - etherea bölümü itibariyle sürekli yeni gezegen yeni gezegen allak bullak olduğumuz dizi. birazcık bilgileri toparlayıp kafa karışıklıklarını gidermeye çalıştım. bundan sonrasi spoiler!!

    --- spoiler ---

    4. sezonda jaha ve kane sığınak ararken önce bir sığınak buldukları fakat içindeki herkesin öldüğünü görmüşlerdi. daha sonra polis kentinin altındaki sığınağı keşfedip praimfaya’dan önce oraya yerleşmişlerdi. ilk buldukları sığınağın dışında anahtar bulmuşlardı ve üzerinde 11 rakamı vardı. daha sonra bu anahtarı ateşe attıklarında roma rakamı ile 12 yazısı belirmiş ve 12. kademeye ait sığınağı bu sayede açabilmişlerdi.

    bill cadogan bir cult sistemi kurarak ai-1’in neden olduğu praimfaya’dan 1100 kişiyi kurtarıyor. bu cult sisteminde 7.sezonda da bazı yerlerde gördüğümüz üzere seviyeler var yani 12. seviye olan en üst seviyeye gelenler ilk kıyametten kurtulabildi. daha düşük seviyeler ilk bulunan sığınakta görüldüğü gibi kurtulamadılar. hatta bill cadogan’ın kızı yani ilk flame keeper arkadaşını da almak istemişti fakat annesinin o 12. seviyede değil sözü ile bırakmak zorunda kalmıştı. peki sığınağa 1100 kişi yerleştikten sonra ne oldu? burada second dawn lideri bill cadogan’ın 7. sezon 8. bölümde (anaconda) gördüğümüz gibi sığınağa anomaly stone yerleştirmesi ile serüven başlıyor. bu anomaly stone’u peru’daki machu picchu’nun altındaki gizli bir gözlemevinde keşfedip kıyametten 10 yıl önce sığınağa getiriyor. daha sonra becca franco flame’i kullanarak (içinde kodları var-ve bill cadogan bu nedenle clarke’dan flame’i istiyor) taşı aktif hale getiriyor ve bardo’nun kodunu çözüyor. 4. sezonda sığınağı ilk bulduklarında oradaki insanlara ne oldu diye sormuştum kendi kendime meğerse anomaly stone (wormhole) ile bardo’ya gitmişler.
    bardo’da gidenler gerçek bardoluların bıraktıkları günlükleri okumaya başlıyorlar. yüzyıllar süren çalışmalardan sonra, disciples bardo dilini tercüme etmeyi başarıyor ve becca'nın "son" dediği şeyin aynısını keşfettiklerinde alev kullanarak son koda ulaşmaya çalışıyorlar. disciples’a göre son bir savaş olacağı ve bu savaştan son kodu girerek galip çıkılabileceği anlaşılıyor. fakat jordan orada başka bir şey yazdığından bahsediyordu bu durum ne olacak bilemiyorum.

    gezegenlere gelecek olursak anomaly stone ile bağlantılı 6 gezegen var;

    1) dünya: çok iyi biliyoruz. artık yaşanılabilir değil. bu nedenle clarke ve arkadaşları gezegen alpha’ya yöneldiler.

    2) alpha (sanctum): 5. sezonda raven eligius madencilik dosyalarına bakarken dünyaya inen (diyoza’nın ve mahkumların olduğu) eligius 4 olduğu fakat eligius 3’ün dosyalarının şifrelendiği ve açamadığından bahsediyordu. işte eligius 3 alpha’ya inen ve kendilerini prime olarak adlandıran kişiler. aslında ilk başta bill cadogan ve ekibi ile aynı olduklarını düşünmüştüm ama tamamen farklı amaçlar ile değişik gezegenlere gitmiş iki ayrı grup.
    becca franco bu eligius 3 grubunun kanlarını nightblood olarak yapmış. eligius 3’ün misyonunun birinci aşaması, her yaşanabilir dünyada bir yerleşimin başarılı bir şekilde hayatta kalıp kalamayacağını test etmekti. ikinci aşama, nightblood ile genetiği değiştirilmiş embriyoları kullanarak koloniyi doldurmaktı. hayatta kalmaları için her gruba nightblood, silah, yiyecek, su, inşaat malzemeleri ve diğer malzemeler gibi malzemeler verildi. eligius ııı'ün tüm orijinal üyeleri, bulgularının kaydını tutmak için becca'nın hafıza sürücüleri olarak bilinen sibernetik implant teknolojisini kullandı. mission team buraya vardıktan sonra, atmosferde nightblood olmadan hayatta kalınabileceği ortaya çıktı. görev üssü olarak hizmet verecek bir yerleşim kurdular. josephine lightbourne, güvenli ve huzurlu olduğu için buraya "sanctum" demeyi önerdi. ekip, güneş radyasyonuna karşı korumak için nightblood ile genetiği değiştirilmiş bin embriyo getirdi. embriyolar daha sonra yerleşimi oluşturmak için ekibin soyundan gelenlerle birlikte kullanıldı. sonra 6. sezonda öğrendiğimiz şeyler oldu.

    3) nakara: 7. sezon 6. bölümde clarke ve arkadaşlarının bulunduğu donmuş gezegen. nefes alınabilen bir atmosfere sahip. disciples tarafından ölüleri için bir mezarlık alanı olarak kullanılıyor. yaşayan herhangi bir kimse yok.

    4) skyring (eligius ııı için planet beta – disciples için penance): gökyüzünde görünür bir halka olan yaşanabilir bir gezegen. eligius ııı görevinin varış noktalarından biriydi. atmosferi dünya gibi. anomaly varlığı suyun altında ve koruyucu kıyafet giymeden yüzmek için çok derin dolayısıyla kolay ulaşılamıyor. zaman daha yavaş akıyor diğer gezegenlere göre. sanctum’daki saniyeler burada aylara eşit. bunun nedeni diğer gezegenlere göre kara deliğe olan uzaklığı olarak belirtiliyor. hapishane gezegeni olarak kullanılıyor. becca ve eligius ııı görev ekipleri, beta gezegeninin (skyring) zaman genişlemesine neden olan diğer görev hedef gezegenlere kıyasla ortak bir kara delikten çok uzakta olduğunu zaten biliyor. becca franko, skyring'deki zamanın, sonuç olarak diğer 4 hedef gezegene kıyasla kara delikten daha uzak olduğu için daha hızlı çalışacağını doğru bir şekilde tahmin etmiş. bu etkiden dolayı russell lightbourne, beta'nın diğer görev dünyalarına göre kara delikten çok uzakta olduğundan korkarak alpha'yı tercih etmiştir.
    bununla birlikte, mission team beta'nın nakliye gemisi gezegene düştü, doktor colin benson dışında herkesi öldü ve bu durum burada kolonileşme girişimlerini engelledi. colin, beta'da tek başına, zamansal anomali ve anomali taşı'nı inceledi ve sonunda köprüyü bardo'ya açmak için gereken kodu buldu. colin daha sonra gezegende öldü.
    sanctum'daki anomali'ye girdikten sonra charmaine diyoza ve octavia blake, beta'ya çıktı. diyoza'nın kızı hope yirmi yılını orada geçirirken, octavia anomali'den sanctum'a dönmeyi başarmadan önce gezegende on yıl boyunca mahsur kaldı. üç yaşındayken hope, skyring gezegenini gezegenin gökyüzündeki yüzüğün adını verdi. octavia, kardeşine ulaşma umuduyla anomali aracılığıyla bir şişe içinde bir mesaj gönderdikten sonra, bu mesaj bardo'ya ulaştı ve disciples’ları skyring'deki ailenin varlığı konusunda uyardı. disciples octavia ve diyoza'yı kaçırırken hope octavia tarafından saklandı. skyring, daha sonra beş yıl boyunca kanun koyucuları gönderecekleri bir hapishane dünyası haline geldi. bu, octavia ve diyoza'nın tutuklanmasından birkaç ay sonra başladı ve dev, o zamanda geldi ve hope'u eğitti.

    5) etherea: bu gezegeni 7. sezon 11. bölümde bellamy’nin gittiği yer olarak gördük. dünya'ya benzeyen yaşanabilir bir gezegen. aynı zamanda dev yumurtalar bırakan bilinmeyen bir yaşam biçimine de sahip. etherea'nın üzerinde temporal anomali bulunan birçok dik ve neredeyse geçilmez dağ var. etherea'daki hava, aylarca sürebilen kar fırtınalarıyla aşırı olabilir. bill cadogan, üç ay boyunca böyle bir fırtınada mahsur kalırken, bellamy blake ve conducter doucette en az iki ay boyunca mahsur kaldı. bill cadogan yapmak zorunda olduğu evreni keşfetmek için bu gezegene geldi. bu gezegende gerçekten bir medeniyetin kalıntılarını buldu. bu gezegene kendisine inanmadığı için bellamy’i gönderip bir şekilde bellamy’nin kendini bulacağını ve yolundan gideceğini biliyordu. nitekim bellamy inanarak geri döndü (eğer oyun oynamıyorsa) ve cadogan’ın izinden gitmeye başladı.

    6) bardo: bardonun gerçek sahibi bardolular gezegenlerini kazara yok eden dünya dışı devler. nesilleri tükenmeden yeraltı yapıları inşa ediyorlar fakat gen-9 (biyolojik silah) tarafından kristalleşiyorlar. daha sonra anders, octavia, diyoza ve hope’a bardoluların gen-9 kullanan bilinmeyen bir düşmanla savaşı kaybettiğini belitiyor. disciples’ların son savaşlarının birlikte olacağına inandıkları aynı düşman. bardolular anomaly stone kullanımları ve son kod olarak adlandırılan şeye atıfta bulunan günlüklerini geride bırakıyorlar. yaşanmaz halde bırakılan gezegenlerinin yok edilmesi nedeniyle yerli bardolular bu yeraltı sığınağını inşa ediyorlar. gezegenlerinin atmosferi o kadar kirliydi ki nefes almak için yeraltında ormanlar inşa etmek zorunda kalmışlardır. hatta teknolojiyi yağmur oluşturmak için kullandılar. bu yeraltı sığınağı, bardo'daki tek yer. bardoluların nesli tükendikten sonra, insanlık dünya'yı yok eden nükleer kıyametten kaçmak için bu yere geldi. burada disciples oldular.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap