• hasan söylemez kimdir, konu nedir, hakkında çok bir şey bilmeden davetli olarak gidip izlediğim belgesel film. o nedenle dışarıdan bir göz olarak objektif yorum yapabileceğimi düşünüyorum. sonuçta adamın takipçisi değilim, bir şeyi değilim. varlığından bile bu hafta sonu haberim oldu.

    girişi etkileyici, karakterler ve setup güzel tanıtılıyor, drone çekimleri temiz. film açılış bölümü sizi çok zorlu olduğu defalarca vurgulanan bir yolculuğa hazırlıyor. siz de sabırsızca yolculuk başlasın diye bekliyorsunuz.

    ama filmin ana unsuru olan yolculuk bölümü açıkçası vasattı. bir saat boyunca izleyiciyi meraklandıran, heyecanlandıran, geren vs. neredeyse ilgi çekici hiçbir şey olmuyor. kafile mola verip sohbet ediyor, çay sigara içiyor, herkesin keyfi yerinde, geyik falan yapıyorlar. tek aksilik sayılacak şey, bir kez lastik değiştiriyorlar, hepsi bu. bir de sonlara doğru arabası bozulan başka bir kafile görüyoruz. yönetmen olayı dramatize etme yolunu da seçmeyince (ki iyi yapmış) ortaya sıradan bir yolculuk hikayesi çıkmış. yani fulfilment (icra) bölümü, promise'i (vaat) tam olarak karşılamamış. kapanış sekansı da kısa geldi. film biraz apar topar bitti sanki.

    belgesel film çekmek biraz şans işi. bazen başınıza hiçbir şey gelmez, yılda yüz kere yapılan ve çoğu zorlu geçen yolculuğun en sorunsuzuna denk gelirsiniz, içeriğiniz zayıf kalır. sanki biraz öyle olmuş. bunu söylemek biraz acımasızca ama ahlakı bir kenara bırakıp gazeteci gözüyle bakacak olursak bazı ciddi badireler atlatmaları (hastalananların hatta ölenlerin olması, çölün ortasında kaybolmaları, arabanın bozulması, erzağın bitmesi, kum fırtınasına yakalanmaları, kafilede kavga çıkması vs.) filmi ortalamanın üzerine çıkarırmış. bu haliyle dünya ölçeğinde ortalama bir belgesel film diyebiliriz. tek artısı elemanın bunu tek başına çekmiş olması. emek üzerinden eser değerlendirmek de ne derece doğru, bilemiyorum.

    son olarak, gece çekimlerinde fps (kare sayısı) rahatsız edecek derecede düşüyordu. sanırım ekipman yetmemiş. bunu da filmin teknik sorunu olarak not edeyim.
  • yaptığım bir film yorumuna “o zaman sen daha iyi çek” karşılığını almayalı abartmıyorum 13-14 sene olmuştur. o çocuksu üniversite yıllarına geri döndüm. hey gidi.

    başlığı alt alta iki çöp entry ile kirletmemek adına yorum gireyim: tek kişi tarafından çekilmiş olması takdiri hak eden ortalama belgesel filmi.

    insanların değil, işlerin hayranı olun.
  • insanın canını çöl çayı çektiriyor.
  • acımasız bir dünya... bir kamyona sığdırılan hayatların yolculuğu..

    --- spoiler ---

    gece gündüz çölde yolculuk yapıyoruz.
    dünyada kimsenin bizden haberi yok...
    yoksulluğun gözü kör olsun.
    --- spoiler ---
  • farklı bir tarzla çok zorlu bir yolculuğu anlatan belgesel. izledikten sonra insan içtiği suya yadiklerine çokça şükrediyor. keşke bir miktar dış ses olarak bazı açıklamalar yada info tadında bilgiler eklenseymiş. haritalar üzerinden yolun nereden başlayıp nereden geçtiği, zaman olarak ne kadar ilerlediklerini takip edebilseydim daha çok severdim. bu arada drone çekimlerini çok başarılı buldum. beğeni düzeyim 7/10
  • hasan söylemez’in tüm çekimlerini tek başına yaptığı ve bu akşam zorlu psm’de gösterimi gerçekleştirilen belgeseli. film, nijer’in agadez şehrinden yola çıkan afrikalıların libya ve avrupa’ya ulaşmak için yaptıkları zorlu çöl yolculuğunu konu alıyor. belgesel görsel olarak oldukça etkileyici ama anlattığı konuyla ilgili yeterince detay içermiyor.
  • mubi aracılığıyla izlediğim, sahra çölünde yaşayan bedevîlerin yolculuğunu anlatan, bol hiçlik manzaralı ve susuzluk temalı belgeselimsi.

    elin zengini malum nevada çölünde toplanınca burning man festival oluyor. sahra çölünde ise koca bir hiçlik.

    içecek suyun bile bulunmadığı, sıçacak hela olmadığı , beşte biri kum gerisi moloz ve taşlıktan oluşan ve afrikanın 3/1 büyüklüğünde olan sahra çölü, total de amerika dan daha büyük bir coğrafya.

    hiçlik öyle keskin ki, allah'a şükürler olsun, insana anadolu da doğduğuna şükrettiriyor.
  • corona karantina filan dünya tersine döndü ama ilk günden beri aklımda arkaplanda bir sayaç çalışıyor. sayaç, hasan söylemez tenere'yi ne zaman halka açık şekilde yayınlayacak sayacı. sinema filan öldü o işler daha iki sene hayat yok. komşu koy bir yere makul bir ücret karşılığı da izleyelim.
  • hasan söylemez'in twitter'dan duyurduğu afrika belgeseli. bir kamyonla çölde yolculuğu işleyeceğini belirtmiş.
  • cesur bir çalışma, izlemesi bile yordu özellikle hasan söylemezin hiçbir etki etmeden olayı yaşayanlara bırakması muazzam ancak gene de altyazı olarak tarih vs gibi muhtelif bilgiler verilmesini isterdim. göç, yoksulluk, yoksunluk gibi konuları bir yolculuk özelinde yansıtmış, güçlü bir film veya belgesel değil ancak iyi bir yansıtma. belki hasan söylemezin youtube hesabı daha iyi içeriklerle doludur, bu da onu tanıtan bir fragman gibi olmuş, olumsuz eleştiriler belli ölçüde haklı, ancak yeme içme, yolculuk, günlük hayat, genel sorunlar vs gibi pek çok öge mevcut, bir türk olarak böyle bir çalışma yapılması beni gururlandırdı, umarım ilerde daha iyilerini de yapacaktır. 6/10.
hesabın var mı? giriş yap