• psikolojik anlamda "tekrar" sıkıntılı bir süreçtir. biraz anlatmaya çalışayım.

    psikanalize göre hatalar unuttuğunuzu sandığınız kötü olayların tekrarlanmasıdır ve freud'a göre tesadüf değildir ve bir acı çekme şeklidir. şöyle açıklar:
    "insan anılardan ötürü değil, unuttuklarından dolayı acı çeker. çünkü unutma biçimleri yanlıştır, kendilerini çaresiz bırakır şekilde unuturlar". neden acı çekerler? çünkü o hatayı tekrarlar.

    tekrarlama aslında çözdüğümüzü sandığımız, unuttuğumuz hataların ortaya çıkmasıdır. yani bir beceriksizlik örneğidir. freud yine şöyle der:
    "hasta dürtüye boyun eğerek tekrar yapmaktadır ve tekrarlama artık, hatırlama dürtüsünün yerini almıştır."

    tekrar etmek geri itilmiş ya da hayata geçirelememiş gizli düşünceler bütünüdür. bunu yapmıştır çünkü kendisinin bu düşüncelerle "uyumsuz" olduğuna inanmıştır fakat genelde fark etmeden kişiler bilinçsizce yapar. zaten freud'un genel teorilerinden biri korktuğumuz ya da bize uygun olmayan şeyleri yapmaya çalıştığımız ya da bastırdığımız üstünedir. örneğin aşk temasının genelinde oedipus ve anneye bağlılık yatmaktadır ama bu gerçekleşemediği için bastırılır. bu açıdan aşkın kusurlu olduğu da söylenebilir. çünkü başka birinde bu hissi tekrarlamış oluyorsunuz.

    unutulduğunu sandığınız fakat atlamadığınız olaylar hata yapmanıza sebep olur. bir ayrılık sonrası kötü olaylar yaşayacağınız benzer özellikte birine bu sebeple aşık olabilirsiniz. dil sürtçmeleri, rüyalar, serbest çağrışım bununla ilgilidir. örneğin gereksi yere bir şeyi hatırlayıp, kötü hissedebilirsiniz.

    şöyle özetlersek: "tekrar; bastırdığınızı sandığınız düşüncelerin geri dönmesidir."

    travmalar da bu tanımla, unutamadıklarınızdır. yani öyle dışarı taşmıştır ki sizi rahatsız ederler, yakanızı bırakmazlar.

    --- spoiler ---
    unutmak neden önemidir?
    --- spoiler ---
    bir şeyi aşmanın temel yolu "unutmaktır" unutmak 2 şekilde gerçekleşir. freud bunu yemek yemeye benzetir, ya yiyerek, öğüterek içinizde çözersiniz ya da kusarak dışarı atarsınız ama tadını bildiğiniz için bir bağ kurmuşsunuzdur. burada içeri alma bilinçdışında bastırma anlamı taşır. bir savunma mekanizmasıdır. her 2 durumda başarılı uygulanırsa çözüme yardım eder.

    richard wollheim, anıları bir paketleme sistemi olarak görür. yani hatırlamak istemediğimiz bir olayı bağlantılarıyla resmedip, bir kutuya koymak gibidir. böylece o olay çevresindeki olaylardan kurtulmuş olur. burada anının subjektif tarafı önemlidir. yani anıda bize neyin acı çektirdiği önemlidir ve bu yüzden bastırılır. (kötü anıyı hatırladığımızda olayların bize hissettirdikleri bizi üzer.)

    anıların yasaklanmış arzular ve rüyalara benzer bir yanı olduğu söylenebilir. paradoksal olaraksa önce unutulmalıdır. yani unutmadığınız bir şeyi sonradan hatırlayamazsınız ve bu şekilde onu kontrol edebilirsiniz. freud'a göre psikanalizin amacı "hatırlamak değil, doyurucu unutma yöntemlerine kavuşmaktır ki tekrar olmasın."

    burada bir diğer paradoksal durum hatrlamanın yıpratırıcı sürecidir. yani sevdiğiniz birini kaybedip, ondan bahsettiğinizde ona karşı hislerinizin bitmesinden dolayı "suçluluk" duyarsınız. oysaki unuttuğunuzda bu his yok olur. demek ki bazı şeyleri unutarak, kabul edilemez ağırlıkta bazı şeyleri ise hatırladıktan sonra yeni bir anlam kazandırdırarak yok edebiliriz. olayları bilinçsizce tekrar etmeyi de böylece engelleyebiliriz.
    (bkz: kişisel gelişim kitaplarının tek cümlelik özeti/@karanlikruya)

    --- spoiler ---
    hatırlamak spontanedir
    --- spoiler ---
    özellikle bir konuyu hatırlamaya çalışmak çok anlamlı değildir. çünkü bazı olaylar görükdükten, dinlendikten sonra anlam kazanır. bu yüzden serbest çağrışım yöntemi kullanılır ve olaylar bağlantılı hale gelmeye başlar ki psikanalizin de temel çalışma yöntemi budur. genel karikatürleri düşünün: gözlüklü yaşlı bir adam oturur ve siz ise kanepede uzanırken dertlerinizi anlatırsınız. psikanalist ise sizi dikkatlice dinler ve kendi de psikanliz sürecinden geçtiği için işin içine kendini katmadan size yol göstermeye çalışır.

    adam philips kitabında " unutmayı mümkün kılan bir hatırlama yoluyla gerçekleşen iyileşmedir" şeklinde açıklar. espirili şekilde şunu da ekler: "zengin ve zamanı olanlar için en iyi metoddur."

    ileri okumalar ve referans
    adam philips - flört hakkında, ayrıntı yayınları
    sigmund freud - günlük yaşamın psikopatolojisi, oda yayınları
  • "biz tekrar tekrar yaptığımız şeyiz. o halde kemalat bir eylem değil alışkanlıktır" buyurmuş aristo.

    evet, ilmi ve irfani metinleri, güzel eylemleri sonsuz tekrar etmek,

    kötü, şer olanlardan kaçınmak hatta görmemek, duymamak, anmamak, hatırlamamak,

    esastır.
  • ıskalanmış olan "şey"i yakalayabilmek için tekrarlayıp duran öznenin her seferinde yaşamak zorunda kaldığı -iyiki de yaşadığı- rastlaşamama halidir ki onu şeyin yıkıcılığına karşı korur. nesnesine karşı ağ atan ve ıskalaması sayesinde ağlarını her seferinde gözden geçiren, geliştiren öznenin bu imkansız buluşmanın peşinden koşarken kazandığı başka hazların olmadığını nasıl söyleyebiliriz? onun yaşamını sürdürmesi ve yaşamı öğrenmesi, hatta böyle bir şeyden söz edilebilirse eğer, kendini gerçekleştirmesi, tekrar tekrar ıskalamasına, nesnesinin peşinden koşmasına (üstelik önündeki değil, ardında bıraktığı nesnenin) bağlı değil midir?

    intiharın ıskalamayan tek edim olduğunu kavrayabildiğimizde, tekrar tekrar yaşanan başarısızlıkların yaşamın tarafında olduğunu düşünmek mümkün hale gelir.
  • eyleme dönüşmeyen bilgi değersizdir; tekrar tekrar mülahaza edilen bilgi, insanı şah damarından yakalar ve adeta zor kullanarak eyleme, harekete, çalışmaya sevk eder.
  • "hafıza-i beşer nisyan ile maluldür" demiş eskiler.

    bu yüzden hakikatleri tekrar etmek zorundayız. tekrar edilmeyen hakikatler su üzerine yazı yazmaktan farksızdır.

    ayrıca çoğu zaman bir hakikatin duyulduğu anda bilince mâl olması mümkün değildir. zira kişi henüz o hakikati değerlendirecek olgunluğa ulaşamamıştır. o hakikatin bilince nakşolması, kökleşmesi ve filizlenmesi için zaman gerekir. işte bu noktada kritik olan nokta tekrardır. zira tekrar edilmeyen hakikatler saman alevi gibi gelip geçerler.

    o yüzden mesnevi'nin ve çok geniş bir tasavvuf literatürünün tarama ve değerlendirilmesi hükmündeki isnetus entrylerinin tekrar tekrar okunmasını salık veririm.

    isnetus entryleri büyük kolaylıktır. zira çok geniş tasavvuf okumalarının hem aklen hem de yaşantı yoluyla değerlendirilmesinin ürünüdürler. üstelik klasik tasavvuf ıstılahı ile değil günümüz insanının dili ile yazılmışlardır. ilaveten klasik tasavvuf metinlerinin özüne ulaşabilmek için aşılması gereken kültürel bir bariyer de mevcuttur. malum olduğu üzere eski devrin insanının kültür dünyası, algısı günümüz insanından çok çok farklıydı.
  • "insan, hiçbir şeye karşı ilgisi, hiçbir şeyden umudu kalmayınca, hayatın her gün değişmeyen tekrarı altında ezilir."
    (flaubert, "madame bovary") çev. tahsin yücel.
  • tekrar sayisi artikca ogrenmede hata miktari azalmaktadir. bu durumda ogrenme duzeyi giderek artmaktadir. tam ogrenme gerceklestikten sonra yapilan tekrarlar ogrenmeyi artirmaz. unutmayi veya sonmeyi engeller.
  • ikrarın olduğu yerde işi yoktur.
  • oyun tekrardan oluşur. yalnızca tekrarın kendisidir oyunda tekrar eden.

    'kim ki halihazırı ümitlerle aşmaya çalışıyorsa korkak biridir. kim ki sadece hatıralarla halihazırı unutmaya çalışıyorsa sefih biridir. yiğit ise, tekrar edebilme cesaretiyle halihazırı yaşayan kişidir. insan bunun şuuruna vardıkça daha da derinleşmektedir.tekrarı tercih eden kişi yalnız yaşamaktadır. tekrar gerçek olandır ve varlığın ciddiyetidir.' *
hesabın var mı? giriş yap