• nisan 1993'de çıkan ahmet kaya albümü. sanatçının 13. albümü. ayrıca albüm kapağında gözlük takmış bir ahmet kaya var karşımızda.

    01- munzurlu.........................(söz-müzik: ahmet kaya)
    02- tedirgin............................(söz: ali çınar, müzik: ahmet kaya)
    03- mahur..............................(söz: attila ilhan, müzik: ahmet kaya)
    04- layla.................................(söz: ali çınar, müzik: ahmet kaya)
    05- grev (dilekçe)...................(söz: attila ilhan, müzik: ahmet kaya)
    06- derin bir ah çektim...........(söz: ali çınar, müzik: ahmet kaya)
    07- yazamadım......................(söz: ali çınar, müzik: ahmet kaya)
    08- yalancı ayrılık...................(söz: seda akay, müzik: ahmet kaya)
    09- sevemezsin.....................(söz: ali çınar, müzik: ahmet kaya)
    10- ah...................................(söz: attila ilhan, müzik: ahmet kaya)
    11- elektro şok......................(söz: ali çınar, müzik: ahmet kaya)
  • ahmet kaya'nin belki de en guzel albumu diyebilirim. bu albumdeki butun sarkilarda olaganustu bir duygu yuku vardir. ali cinar'in guzel sarkilari ahmet kaya'nin essiz muzigiyle birlesince ortaya muthis guzellikte bir eser cikmistir.
  • bana göre en etkileyici kısmı:
    "...şahidim yoktur,
    perdeler örtük
    inanamazsın, ağlarsın.."
  • ahmet kaya'nın diğer tüm eserleri bir yana bu yana şeklinde oldukça özel albümü.
    tarz olarak diğer tüm yaptıklarına hareket çekmiştir..
    (bkz: allah rahmet eylesin)
  • ahmet kaya'nın en etkileyici bestelerinden biridir. eserin başlamasıyla birlikte tüyleriniz diken diken olur. tarif edilmesi zor bir ruh hali oluşturur. sonra ağlamaya başlarsınız, herşeyi bi tarafta kalır kendi kendinize bırakır. sonra şarkı yavaşça durulur. bittiğinde duygusal açıdan daha güçlüsünüzdür.
  • giriş kısmı gözleri yaşartacak kadar duyguludur. yada belki ben çok ağlağım.
  • nedense hakkı verilmemiş gibi gelen bir ahmet kaya şarkısıdır. altı dakika yirmi altı saniye sürmesinin mi, yoksa ali çınar'ın sözlerinin mi etkisi vardır bilinmez; ancak şu kesin ki "içimizdeki tedirgin çocuklar"a seslenen sayılı şarkılardan biridir.
  • bir perşembe. günlerin bölüm pörçük uyuyamamışlığı. bitmeyen davalar, kapanmayan yaralar, gözlenen yollar. rutine binmiş bir yorgunluk, bıkkınlık, keyifsizlik hali. "hiç mi geçmeyecek sahi?" diye diye dolanmalar.
    arada derede bir rüya gördüm işte, sabaha karşı. hatırlamıyorum bile. ama uyandığımdan beri dilimde, içimde bu şarkı dolanıyor. işe gelene kadar dinlememek için direndim. mırıldandım durdum. ahmet abinin sesini duyunca ne olacağını bildiğimden işte, direndim. n'oldu? açtım yine. dayanamam çünkü. bilirsin.

    şarkı, içimdeki her şeyi yerle bir etmek ister gibi hiddetle başlıyor. sonra nasıl yumuşuyor. nasıl anlatılır. sonra işte... ahmet abinin sesi usul usul içime akıyor. kurban olduğum. ben o sesi gözyaşı olarak dışarı akıtıyorum.
    ah... o nasıl güzel bir ses, tanrım. nasıl.

    tedirgin. belki de bizi en güzel betimleyecek sıfat. en ortak ruh hali.
    ve şarkı. ah şarkı. yaşadığımız hayat bu şarkı işte lan. "güvercinler muhbir, düşlerim tutsak, menekşeler solgun, perdeler örtük." yar uzak, yaren uzak. bir içimizdeki çocuk kalmış elimizde. o da tedirgin. sonrası suskunluk işte. sonrası öyle.

    ve.
    bu şehirde, onsuz kaldığım her anın özeti de var içinde.
    "betonlar boğar, nefessiz kalırım.
    inanamazsın. ağlarsın."
    (bundan sonrası yok işte. ağlarsın. kalırsın. orada, o anda. uzun süre. çünkü öyle.)
  • bana hep hrant'ın son yazısını hatırlatır.
  • ankara kışını hatırlatan, dayanılmaz bir şarkı.

    dayanılmaz çünkü öyle bir hüzün basıyor ki insanın kalbine, bir noktadan sonra dinleyemiyorsun bile. kulakların sanki sağır oluyor...

    "benim sonum dünden belli"

    http://www.youtube.com/watch?v=32mguch8_oe
hesabın var mı? giriş yap