• vakt-i zamanında, daha kısa pantalonla ortalıkta dolanırken, almıştım bu tepişkenlerden bir çift. bahçemizde güzel güzel hoplarlar, zıplarlar, neşemize neşe katarlar diye düşünmüş olmalıyım. ben ne bileyim daha o yaşta, bu hayvanat, gebeyken dahi tekrar gebe kalmayı başarabilen, günlük 'posta' niceliğinde new york merkez postanesi ile boy ölçüşebilen, bunun meyvalarını da bir ay kadar kısa bir süre sonra normalde sekizlik paketler halinde (bir batında onbeşlik dahi görülmüştür) yılda bir kaç kez dişisine teslim eden taocu bir canavarmış, beyazlarla birlikte geldiği ve doğal düşmanı bulunmadığı avustralya'nın çölleşmesine en büyük katkıyı yapanlardanmış. bir yıl kadar sonra benim o halis muhlis çiftin sayabildiğimiz kadarıyla yüzden fazla torunu, torununun karesi, kübü oldu, yaşlılıklarında çok hürmet gördüler, pek rahat ettiler, olan bizim bağa bahçeye oldu. hayır, bir de o kadar efendi, hanım hanımcık, şirin mi şirin görünüyorlar ki sevişgen hebelekler, sanırsınız ki masumiyet timsalleri. tilkiler kovalasın bayır aşağı sizi ponpon kuyruklu sapıklar, dişlek pornocular.
  • yeryüzündeki en paranoyak, en septik, en tedirgin hayvanlardır. eve yeni birşey mi alındı, hemen gelir teftiş eder, memnun kalırsa çenesini sürterek işaretler. sahibine bile güveni sonsuz değildir, her zaman sorgular kafasında tartar sonra yaklaşır. telefon sesinden ölesiye korkar, saniyede 2 kez çarpan minicik kalpleri 3 kez çarpmaya başlar. anlayacağınız bu tavşan hayvanının hayatı endişe ve stres içinde geçer...
    ama bütün bunların yanında bu araştırmacı ve sorgulayıcı hayvanlar sanıldığından çok daha akıllıdır, söylediklerinizin çoğunu anlar ama canı istemediği sürece hiçbir komuta uymaz. keyfi yerinde olursa gösteriler yapar, balkon giderlerini klozet benimseyip kendi tuvalet eğitimini alabilir, balkondan sıkılınca içeri alınmak için kapıyı tıklatır, tıpkı kedi gibi sevilmek için kafasını kaldırır, çenesini sürter ve lolipop yiyen küçük veletlerden bin kat daha sevimli bir pozla ellerinizi kollarını yalar. yuvasının önünden her geçişinizde selamlar, yeri geldiğinde trip atar, yeri geldiğinde yalakalık yapar.
    bir bakmışsınız ki hayatınızın en büyük bağımlılığı olup çıkmış, uğruna kelimelerce methiye yazdırıyor...
  • 2010'un yılbaşında bana hediye olarak gelen minik dostum.
    bana geldiğinde tek avcumda durabilecek kadar minicikti.kulakları olmasa tam bi hamsterdı.rengi tam garfield'ın rengiydi ve burnunda alnına kadar beyaz çizgi sırtında da beyaz şeritiyle hayatımda gördüğüm en şirin varlıktı ve erkek olduğundan dolayı bir o kadar da yaramazdı.ilk olarak içine koyduğumuz ayakkabı kutusunu kemirip kaçtı ve banyonun her yerini ağır kokulu sidikle doldurdu.bokunda sorun yok kupkuru ama sidiğine dayanamazsınız. ardından köpek kafesine terfi etti onu da kemirdi,kemirilen tarafı duvara çevirdik bu sefer duvara burnunu dayayıp duvarı itiklemeye çalıştı ve kabı doğal olarak geri gidince aralıktan çıkmaya başladı.yetmedi her firarının sonunda kanepede uzanan babamın üstüne çıkıp işedi*. eve salıyorduk ön 2 patisini kaldırıp 2 ayağı üstünde durarak kanepeyi gözlüyor,babamın üstüne zıplıyor ve işiyordu. sonuç olarak tavşanları alıştıkları tuvalet yerlerinden asla vazgeçiremeyeceğimizi anladık. şimdi 1seneye yakındır bahçede yayıla yayıla huzurla yaşıyor. tabi bu bizim için çok rahat bir durum değil.kedilerden tırsıyorum *ama bizimki o avuç kadar tavşandan 1,5 senede kedi büyüklüğüne eriştiği için gözlemlerime göre kediler fazla yaklaşmıyorlar bizimkine.

    tabi bu sevimli varlığın tek derdi büyümesi, yaşama alanı olmuyor. dişi tavşanlar usludur bıraktığın yerde dururlar ve erkek tavşan için kudurmazlar.erkek tavşanlar öyle mi? en başta mercimek tanesi olan testisler zamanla bir bamya büyüklüğüne eriştiler.kola koklaya koklaya sarılmalar,eşofmanın dibini birşeye ulaşmak ister gibi tırmalamalar,ayakta duran birinin etrafında dönerken poposunu ani bir hamleyle kalça atar gibi yapıp işemeler gibi yeni alışkanlıklar doğdu. ve bizde playboy'un temsili resminin nerden geldiğini çok daha iyi anladık.tatile çıkarken tavşanı dişi tavşana sahip birine götürdük.döndüğümüzde tavşanı eve aldık ve tavşanım depresyona girdi, yemeden kesildi.40yılda bir su içen hayvan sadece su içmeye yemek yememeye başladı.bahçede ööyle oturuyordu.1,2güne bunu da atlattık.böyle de hassas ruhlu duygusal varlıklardır tavşanlar.
    -hiç sesi de çıkmaz tavşanların. sadece korktuklarında zoorla boğazdan boğuk bir şekilde "guurk" diye bir ses çıkartırlar ve 2 ayağını güçlü bir şekilde yere vururlar yeri göğü inletircesine.bazen 'buncacık hayvan nasıl bu kadar ses çıkartabilir?ayağı acımaz mı?' diye düşünmeden edemem.
    -bahçeye yani mıntıkasına yeni bir şey gelirse hemen çenesini sürer ve bizim alamayacağımız kokusunu bırakır kısacası onu işaretler.
    -eğer onu kızdırırsanız mesela bi çubuğu ona yaklaştırır ve koklamasına izin vermezseniz* sinirlenir çubuğu kaparsa kemirir,böler çubuğu, kurtulur ondan. ve ortalıktaki birçok şeyi ağzıyla alır ve bir yere fırlatır.dediğim gibi duyguları çok hassas.
    -bahçeye giden biri olursa daima onun yanında koşar(ki bahçeye gelen birinin sesini duyarsa kapıda karşılar zaten) onu sever mutlu ederseniz elinizi yalayıp teşekkür eder.
    burnunu elime değdirip elimin altına kafasını koyunca içim gider zaten benim,kendisini sevdirmeyi öyyyle güzel ister ki.bi de siz sevdikçe kafasını sevdiğiniz yöne getirir daha çok sevin diye.sevdikten sonra kalkıp hadi koşalım deyip bahçede 2tur attıktan sonra çok mutlu olursa zıplar 180derece dönüp yere iner,hoplaya hoplaya danslar eder.ve siz o an güle güle ölürsünüz.
    -bir dee onun o aslan gibi vücudunu gererek esnemesi yok muu. ağzında altlı üstlü 2dişi görünce onu yumuk yumuk ede ede yumaklayası gelir, ki içten severseniz yere iki seksen uzanır bacaklarını da uzatır vee sevmeniz için hazırdır.o kocaman popo,ponpon kuyruk sevilmezse olmaz zaten.
    -tavşan uykusuna gelmek gerekirse; dünyanın en hafif uykusudur. büyükbabam gibi gözler hafifçe kapanır,kafa sallanmaya yana düşmeye başlar ve ölü gibi sırtüstü yatar, duyduğu ilk seste hop diye uyanır.ilk gördüğümde öldü sanıp altıma doldurmuştum evet.
    -lahana ya da marul yerken ya ayağa kalkıp yemesini sağlarım,ya da o normal yerken kafamı yere koyup o çok sevimli alt çenesini izlerim. suyu da hiç sevmez ki,sulu birşey mesela 1 tane kiraz yediğinde o kadar çok su çıkartır ve ağzını şapırdatır ki ya biz buna su torbası değil kiraz vermiştik sanki dersiniz.
    kısacası benim tavşanım; işemesiyle, danslarıyla, onu sevmeyene bile samimi yaklaşımıyla, karşı cinse olan hassasiyetiyle, sevimliliğiyle, yemek yerkenki halleriyle dünyanın en en en en tatlı varlığıdır, yerim onu ben yerimmm.
    gün gelecek ağlayarak okuyacağım bunları biliyorum ama olsun.
    ne kadar sevildiğini hiç bilmeyecek dostum, seviyorum seni.

    edit:geçen yıl 22nisan'da sevgili dostumu kaybettim. okuyunca ağlarım diye bir türlü editleyemedim. şimdi bi cesaret yazayım dedim. özlüyorum seni be evlat.
  • (\_/)
    (^.^)
    o((")(")
  • yıllar yılı kardeşim gibi sevdiğim, fakat bir belgeselde yetişkin tavşanların sürü içindeki rakiplerinin çocuklarını nasıl öldürdüklerini izlediğim vakit gerçek yüzlerini gördüğüm, terbiyesiz, ahlaksız ve dolandırıcı hayvan türü..
    pezemenkgiller familyasındandır..
  • "yavruydu.. tek suçu çok sevimli olmasiydi.. satişa sunulduğu kafesin içinde onu gören biri ' ayyy çok şekeeer ' dedi ve aldi..bir kaç gün sonra hevesi geçti.. zaten o çok şeker şey de canli bir organizma olduğu için yemek yiyor kaka ve çiş yapiyordu..' ay çoook şekeer ' diyen insan onu yaşadiği apartman dairesinin balkonuna kapatti..

    tavşan beslenemedi, betonda yaşadi, uyuz oldu, strese girdi kendini yemeye başladi..

    sonra veterinerlik fakültesine uyutulmasi için getirildi.. ( insaflıymış yine alan kişi sokağa ya da çöpe de atabilirdi ) uyutulmasina gönlü razi gelmeyen bir veteriner hekim tedaviye aldi..

    fakülteye gittiğimde gördüm ve kahroldum...eğer iyileşirse çiftliğe alacağim..

    peki burada kissadan hisse nedir ?

    hayvanlar oyuncak değildir ! satin almayin ! hayvanlara doğalarina uygun yerlerde bakin.. !

    sizin sirf salak ve bilinçsiz olduğunuz için kendinize oyuncak eğlence olsun diye aldiğiniz ve türlü işkenceler yaptiktan sonra çöp gibi attiğiniz hayvanlari kurtarmaya çalişmaktan biktim usandim..

    ayni acilari her biri ile yeniden yeniden yaşamak hiç kolay bir şey değil.. !

    hayvanin ayaklarina bakin.. bu ayaklar sadece ve sadece siz salak, şimarik, bencil olduğunuz için bu durumda..."
  • evde gayet kedi gibi bakılabilen canlı. ecnebi bir arkadaşımın beslediğini duyana kadar açıkçası tavşan besleme konusunda bilgim yoktu ve çok şaşırdım. kediden farkı olarak tavşancıklar çok ürkek yaratıklar ve herkese kolay kolay güvenemiyorlar, bu yüzden kedi gibi evi turlasın oraya buraya zıplasın gibi bir durumu yok. ancak sahibine güvendiği zaman başını boynunuza koyup uyumak suretiyle size sevgi patlamaları yaşatabiliyor. bahsettiğim arkadaşın evinde altı insan, iki kedi, bir tavşan, bir kertenkele ve bir kaplumbağa mutlu mesut yaşıyorlardı. ne kadar gıpta ettiğimi anlatamam.
  • korkudan ölebilen bir yaratıktır... 30 sn'lik tek başınalığı sırasında on küsür tane kaka topu bırakabilen bir yaratıkmış o da takdire şayan. ayrıca arka ayaklarının üstüne kalktığında dünyanın en şirin şeyi olan yaratıkmış. dahası küsüp trip atan da bir yaratıkmış. ne acaip bir yaratıkmış hakikatten.
  • tavuşannnn! ne de sevimlidir pezemenkler!!!

    memeliler familyasindan tek toynakli bir kemirgendir.
  • bakımı hakkında şu hususlara dikkat edilmesi gereken hayvan türü;
    - tavşanlar kokarlar diye bilinirler. aslında tavşanlar kokmaz. tavşanın boku kokar. en temiz insanın bile boku kokmaz mı zaten? bazılarımız pembe sıçıyor olabilir. onlar müstesna. bu yüzden kaldıkları kafes, oda...artık her nerede yatıyorlarsa...günlük olarak temizlenmelidir. aksi takdirde hayvan huzursuz olacaktır.
    - tavşanınızı asla ve asla yıkamaya kalkmayın. yoksa hasta olur, ölür yavrucak. tavşanlar kendilerini zaten yalayarak temizleyebilen hayvanlardır. (bkz: #23952421)
    - gürültülü ortamlardan uzak tutmaya çalışın. çok sesli bir yerde tavşan, strese girip ölebilir.
    - altı aylık olmadan önce yaş sebze vermeyin. sindirim sistemleri o zamana kadar oturmadığı için ishal olup ölme tehlikesi var. kuru yemler tavsiye ediyorum. bu yemleri herhangi bir pet shop'tan edinebilirsiniz. ha ben onlara para vermeyeyim diyorsanız eğer, evde kendi imkanlarınızla hayvanınıza yem hazırlayabilirsiniz. bulgur, pirinç gibi şeyleri önüne koyduğunuzda tavşan biraz gönülsüz de olsa onları yiyecektir.
    - tavşanlar ihtiyaçları olan suyu, yedikleri şeylerden elde ederler diye biliriz, fakat bunun aslı astarı yoktur. mutlaka su vermeniz gerekmektedir. tavşan suluğu ise şöyle bir şeydir. tavşanın suyuna asla katkı maddesi karıştırmayın. (tuz, şeker..vb)
    - evin içerisinde, sizin gözetiminizde, her gün birkaç saat olmak üzere gezinmesine izin verin. aksi takdirde tavşanınız mutsuz olacaktır ve mutsuz bir tavşan da çok uzun yaşamaz.
    - evinizdeki eşyaları tavşanınıza göre yerleştirmeniz gerekebilir. bu, şu demektir; artık eskisi gibi kablolar her yerde olmayacak. evde tavşanınızın ulaşabileceği kabloları mutlaka gizleyin. kabloyu halının altından geçirmek gibi..
    - tavşanlar tuvalet alışkanlığı kazanabilen hayvanlardır. siz kazandırmasanız bile kakasını her zaman aynı yere yapmaya meyillidir. eğer sizin istemediğiniz bir yere kaka yapıyorsa, orayı iyice temizleyip, kokusunu geçirmelisiniz. aksi takdirde yine oraya yapacaktır hınzır şey.
    - bir tavşana tuvalet alışkanlığı kazandırmak için tavşanın çişini ve dolayısıyla çişinin kokusunu içeren (içeren olmadı buraya) bir bezi, çişini yapmasını istediğiniz yere koyun. burnu sürekli aktif halde olan tavşan onun kokusunu alıp oraya yapmaya başlayacaktır. fakat arada kaçaklar olabilir. yani başka yerlere de yapabilir. bu süreçte hayvana kızmamak gerekir. eğer ona bağırırsanız, korkacak ve olduğu yere yine yapacaktır. biraz sabırlı olmak gerek.
    - ev ortamında büyüyen bir tavşanın, dışarıdaki akranlarına göre tırnakları çok çabuk uzayacaktır. tavşanınızın tırnağını iki ayda bir kesmelisiniz. bunun için özel tırnak makasları bulunmaktadır. eğer onlardan edinemiyorsanız, insan için olanından da faydalanabilirsiniz. fakat tavşan, kendini size çok kolay teslim etmeyecektir tırnak kesimi esnasında. bu yüzden tavşanı tutması için birinden yardım istemelisiniz. tavşanın parmağının nereden bitip tırnağının nereden başladığını sadece bakarak anlayabilirsiniz. çünkü ikisi de sert bir dokudan oluşmaktadır. parmak kırmızı, tırnak ise beyazdır. çok fazla derine indiğiniz takdirde parmağını kesme olasılığı bulunmaktadır. bu işlemi yapabileceğinize inanmıyorsanız veterinerler bu işi beş liraya hallediyor.

    hımps, şimdilik aklıma gelen bunlar. sorusu olan varsa sorsun. yoksa haftaya görüşürüz. finalde de buradan itibaren sorumlusunuz. notları ben aşağıya bırakc...lan?
hesabın var mı? giriş yap