• “kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.” sözünü sevdiğim rus yönetmen.

    (bkz: andrey tarkovsky)
  • insan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür.
    18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar.20 yaşına geldiğinde hiçbir şey değiştiremeyeceğini anlar
    25 yaşına geldiğinde ise dünyanın onu değiştirdiğini fark eder.
    ve insan 25 yaşında ölür,75 yaşında gömülür.
  • büyük hayranı olduğum, ölümsüz eserlerin sahibi olan yönetmen.

    tarkovski'nin ilham verici sözlerinden örnekleri paylaşmak isterim:

    "sanatın kimseye bir şey öğretmediği apaçık ortadadır. zira insanlık 4000 yıldır hiçbir şey öğrenememiştir.”

    “bin kişi tarafından okunan bir kitap, aslında bin farklı kitaptır.”

    “daima, hayata kolayca adapte olamayan insanları sevmişimdir.”

    “hedefim sinemayı müzik, şiir, resim gibi sanat dallarıyla aynı seviyeye çıkartmaktır.”

    “bir filmin başarılı olması için mutlaka filmdeki sahnelerin ve manzaraların belli hatıralarla ve şiirsel çağrışımlarla dolu olması gerektiğini düşünmüşümdür.”

    “düşüncelerinizi seyircilere aktarmaya çalışmayın. bu nankör ve bir o kadar beyhude bir çaba olur. bunun yerine, insanlara hayatı gösterin.”

    “insan işkence çektiği için, şüphe duyduğu için yazar. kişi, kendisini kendisine ve başkalarına kanıtlamaya ihtiyaç duyar. peki ya ben, dahi olduğumu biliyorsam? o zaman neden yazayım? yazmanın ne anlamı var ki o zaman?”

    “sadece iki kişinin düşünceleriyle ilgileniyorum: biri bresson, diğeri de bergman’dır.”
  • filmleri ımdb top 250 den çıkartılmış olan büyük rus yönetmen.
  • tüm zamanların en büyük yönetmenleri arasında gösterilir andrey tarkovski. ona böylesi büyük bir önem atfedilmesinin tek nedeni filmlerinde gördüğümüz uzun planlar ya da kusursuza yakın görüntüler yakalamaktaki ustalığı değil elbet. tarkovski deyince şiirsel ve felsefi yönü son derece baskın bir sinema akla gelir. bireyin anlam arayışını, aşk, metafizik, maddiyet, epistemoloji ve tabii inanç; tarkovski filmlerinin temelini oluşturan kavramlar.

    bazı klasik anlatı sineması örneklerini tanımlamak, nitelemek ya da sadece övmek için kullanılan ifadelerden biri, şiirsel ya da gündelik konuşma diline yansımış hâliyle “şiir gibi”dir. peki bu ifade tam olarak nasıl bir sinema filmini ifade eder ya da daha genel bir soruyla bir sinema filmi bambaşka bir sanat disiplini olan şiirle aynı kulvarda değerlendirilebilir mi? tarkovski de tüm kariyerinde bu sorunun cevabını aramıştır belki de.
  • zayıflık harika bir şeydir ve güç hiçbir şey değildir. bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir, öldüğü zamansa kaskatı ve duygusuzdur. bir ağaç büyürken körpe ve yumuşaktır, ama kuru ve sert hale geldiğinde ölüp gider. sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır.
  • dunya o kadar mukemmel olmadığı icin sanat vardir

    etrafini cizemedegim, sanata giris cumlem olan bu sözü bana hatirlatan sanat insani
  • "bir sanat eserinin duzeyi, ifade ettigi fikir ne kadar derinlere gomulmusse ve ne kadar iyi saklanmissa o kadar iyidir."
  • her bir film karesinin adeta bir tablo olduğu efsane yönetmen, nostalgia filmi sahnelerini al sergiye koy öyle
  • “ilkelerine bir kez olsun ihanet eden insan, hayat ile olan saf ilişkisini yitirir. bir insanın kendine karşı hile yapması, onun, filminden, hayatından, her şeyinden vazgeçmesi demektir.”
hesabın var mı? giriş yap