• bu adam büyük adam be. geçenlerde iz tv de bir belgesel izliyorum, yeşilçam ile ilgili.. röportaj yapıyorlar yeşilçam'ın emektarlarıyla, tarık akan'a sıra geldi, ben hayatımda böyle mütevazı bir adam görmedim. konuşması şu şekildeydi;

    komedi oyuncusu olmak çok zor, ben hiçbir zaman bir komedi oyuncusu olamadım, etrafımdakiler, kadroda bulunan arkadaşlarım iyi birer komedi oyuncusuydu, kemal sunal, zeki alasya, metin akpınar, adile naşit, münir özkul. ben onların sayesinde bu kadrolarda parladım.
    yani adam demiyor ki ben olmasam bunlar hikaye, ben başrol oyuncusuyum, benim egom tavan vs. tarık akan'ın oynadığı yüzlerce başrol filmi vardır ama adamdaki saygıya bakarmısın, eski devrin filmleri bir başka olduğu gibi, oyuncuları da çok kıymetli ve çok efendi. tarık akan hala yaşıyor ve yaşıyorken bu adamın kıymetini bilelim.
  • turkiye'nin en yakisikli aktoruydu belki de yillarca. kendi deyimiyle 'derdi ve kavgasi olan' filmlerde yer almak istedi. bu yuzden ertem egilmez'e rest cekip arzu filmden ayrildi. bir daha is bulamamayi goze alarak. 80 darbesi sonrasi hapishanede iskence gordu.

    haksizliga karsi kavgasi hic bitmedi onun. iki gram tipiyle paraya para demeyen aktor bozmasi tiplerin oldugu alemde, o hic kendini bozmadi, adam gibi yasadi. susanlardan, isime zarar gelmesin diyenlerden olmadi hic. haberi alinca abimi kaybetmis gibi oldum sanki. seninle ayni topraklarda nefes almak onurdu tarik akan.
  • üniversitedeyim o zamanlar, annem beni ziyarete gelmiş. anne kız biraz kafa dağıtacağız, taksime çıktık. sevdiğim bir restorana götürüyorum, galata'ya doğru yürüyoruz. annem nerelerde sürttüğümü görmek istediği için ara sokaklara gire çıka gidiyoruz. tam bir sokağı dönerken karşından tarık akan belirdi.
    önce havaya bişey oldu galiba, sonra ışıklar yandı-söndü, hafifçe yer de sallanmış olabilir. annem donmuştu. ikimiz de yanımızdan geçmek üzere olan doğa üstü yaratığa bakarken ben ne yaptıysam artık, yere düştüm bir anda. annem beni görmedi bile. tarık akan gülümseyerek beni yerden kaldırmak için hamle yaptı. ben teşekkür ettim(inşallah etmişizdir) sonra yanımızdan geçti gitti. ben tam anneme "sen nasıl anasın be, yavrun yerlerde sürünüyor yardım bile etmiyorsun" diye çemkirecektim ki annem benden önce davrandı ve "keşke ben düşseydim, hiç aklıma gelmedi" dedi.

    biz tarık akan'ı çok severiz. o nedenle ölmesi imkansız. başka sözüm yok.
  • reklam tekliflerini reddeden, tuncel kurtiz'in ölümüne bir köşede ağlayan sanatçı.
    değerini pek bilemediğimiz, en sahicisinden.
  • yıl 1976...
    tıraş bıçağı firmasının (gilette) tüm dünyada yayınlanacak reklam teklifini reddeden tarık akan'ın kapısı bu kez otomobil reklamında oynaması için çalındı.
    yanıtı yine "hayır" oldu.
    daha sonra döneminde şampuan, diş macunu, banka ve bir çok önemli firmanın reklam tekliflerine de yanıtı her zamanki gibi "hayır" oldu.
    bu astronomik reklam tekliflerini hiç düşünmeden reddeden tarık akan, bunun sebebini o dönem şöyle açıklamıştı.
    "bu teklifler tarık akan olduğum için yapılıyor. bu adı ben kimden aldım? sinema seyircisinden aldım. onlar beni tarık akan yaptılar. şimdi bu tekliflere "evet" dersem onlardan aldığım bu adı onlara tekrar satmış olurum. dünyada her şey para değildir."
    (ses dergisi röportajı)

    tarık akan, zirvede olduğu 45 yıl boyunca, kendisine gelen reklam filmi tekliflerini geri çevirdi. hiçbir reklam filminde oynamadı. duruşundan ve çizgisinden asla taviz vermedi.

    senin gibi onurlu birisi bir daha gelmedi.. büyük usta.
  • yine yanlış uzun gitti.
  • yıl 1976...
    traş bıçağı firmasının (gilette) tüm dünyada yayınlanacak reklam teklifini reddeden tarık akan'ın kapısı bu kez otomobil reklamında oynaması için çalındı.
    yanıtı yine "hayır" oldu.
    daha sonra şampuan, diş macunu, banka ve bir çok önemli firmanın reklam tekliflerine de yanıtı her zamanki gibi "hayır" oldu.
    bu astronomik reklam tekliflerini hiç düşünmeden reddeden tarık akan, bunun sebebini o dönem şöyle açıklamıştı.
    "bu teklifler tarık akan olduğum için yapılıyor. bu adı ben kimden aldım? sinema seyircisinden aldım. onlar beni tarık akan yaptılar. şimdi bu tekliflere "evet" dersem onlardan aldığım bu adı onlara tekrar satmış olurum. dünyada her şey para değildir."
    tarık akan, zirvede olduğu 45 yıl boyunca, kendisine gelen reklam filmi tekliflerini geri çevirdi. hiçbir reklam filminde oynamadı. duruşundan ve çizgisinden asla taviz vermedi.
    senin gibi onurlu birisi bir daha gelmedi........
  • kendisine darbeci diyenlerin hocaları zamanında kenan evren'in götünü yalarken, o işkence görüyordu.

    ulan bu türkiye ne garip ülke. demokrasinin kelime anlamını dahi bilmeyen, trene benzeten adamlar ultra demokrat, darbe zamanında asker siki sıvazlayanlar anti-militarist, bıraksan kör testereyle ateist-agnostik doğrayacak adamlar anti-faşist, kadınları bırak okutmayı, sokağa çıkarmaktan imtina eden adamlarsa özgürlükten yana oluyor. çok doğru yoldasınız beyler aynen devam.
  • eski türkiye'den kalan bir değerdi. allah rahmet eylesin. cenazesine bir tane bile akp'li gitmeyecektir. o derece karakterli adamdı..
  • görevinin kutsallığını unutmayan fedakâr bir öğretmenin vefalı öğrencisi olarak karşımıza çıkıyor bu sefer. aradan o kadar sene geçmesine rağmen varlığına dair hiçbir işaretin bulunmadığı meçhul ilkokul öğretmenine vefa borcunu ödemek için "aliye" ismindeki tüm öğretmenleri arıyor.
    "hayatım boyunca unutamadığım tek insandı" dediği ilkokul öğretmenine olan vefasını bir televizyon kanalında şöyle anlatır:

    "ikinci sınıfta ben inanılmaz bir kekeme oldum. sanki hiç konuşamıyordum. benim bir aliye öğretmenim vardı. bu durumumdan dolayı öğretmenim tüm çocuklar gittikten sonra beni yanına alır ve kekemeliğimi yenmem için her gün benimle ilgilenirdi. beni konuşturmak için 1,5 yıl uğraştı. bana dedi ki peki tarık “senin en kolay söylediğin kelime nedir? bende “hele”dir dedim. o zaman bana dedi ki bu kelime (hele)’nin arkasına kelimeler ekleyerek konuş dedi. mesala hele be, hele sen gel, hele sen oraya gir, gibi beni eğiterek bana konuşmayı öğretti. o aliye öğretmenimin sayesinde 5. sınıfa geldiğimde okulun birincisi olmuştum ve beni bilgi yarışmalarına sokardı. o öğretmenim bana yarınımı kazandırdı.

    babam tayinci olduğu için yine bir tayin geldi ve oradan da ayrılmak zorunda kaldık. inanın dünya da birçok sevdiğim insan var. annem, babam, arkadaşlarım, 3 tane çocuğum var. ömrüm boyunca unutamadığım tek bir insan var. aradan 45 küsür yıl geçmesine rağmen unutamadığım tek insandır. bunu bana yaptıkları için değil. inanılmaz güzel bir öğretmendi. ben yıllar sonra onu bulmak, elini öpmek için bir gün kayseri’de telekom’u arayarak aliye isminde ne kadar insan varsa hepsisin numarasını aldım. kendimi tanıtmadan yaklaşık 20 kişiyi aradım. her aradığıma benim kayseri’de sümer ilkokulunda aliye isminde bir öğretmenim var onu arıyorum dedim. içlerinden birisi benim uzaktan bir akrabam var aynı isimde ama o kayseri’den gideli uzun yıllar oldu dedi. nerde olduğunu sorunca izmir karşıyaka’da dediler. orada da aramaya devam etim. yine birisini arayınca karşıda ki kişi dedi ki benim öğle bir akrabam vardı. tabi kendimi tanıtınca inanamadı. ama dedi hep senin adını söylerdi. ama şimdi istanbul üsküdar’da oturuyor ve soyadı da değişti dedi bana. daha sonra ağabeylerini daha sonrada öğretmenimi buldum. sonunda öğretmenimi buldum ve ağlayarak sevgili öğretmenimin öğretmenler gününü kutladım."
hesabın var mı? giriş yap