• baleyle ilgili belgeselini izliyorum, rusya'da 280 yıllık vaganova bale okulunu ziyaret ettiler.

    okulu gezdiren kadın ufak bir odayı gösteriyor ve "savaş sırasında öğrenciler, bu odada uyuyor ve bu odada çalışıyorlardı. ısınma imkanı yoktu, aynı yerde kalmak zorundalardı."

    sonra tan sağtürk vaganova'nın ilk direktörünün portresini göstererek şunu anlatıyor:
    "ilk direktör, 1766-1779. türk balesi 80 yaşında, bir hayli olgunlaştı ama dünyadaki balenin yaşları bunlar."

    tan sağtürk, sen baleye, sanata gönül vermiş insan olsaydın, insanların 280 yıl önce yaptığı ve savaşta bile ayakta tuttuğu bir okulu anlamlandırabilirdin. çocuğumuzu senin okuluna vermek için, sana yaklaşık 10bin lira vermek zorundayız. çocuk haftada bir gün gelecek, 7880 lira vereceğiz. rusya'ya gidip balerinleri hayran hayran izleyip "bravo" diyerek alkışladın ve hiç "devlet yapmadı ama ben yaparım. daha ucuza eğitim veririm, daha az zengin yaşarım, halka baleyi sevdiririm, daha sade ve daha çok sayıda okul açarım" demedin.

    senin gibi insan sayısı oldukça fazla tan sağtürk. zorunda olmadığı şeyleri asla yapmaz, yaptığı şeyleri zenginlere sunar, sıradan vatandaşı hedeflemez ve sonra, yoklukta çırpınarak kimlik kazanmış insanları bize örnek gösterir. devlete rağmen, ülkeye rağmen bir şeyler yapmaz, çok para kazanır ama bize akıl verir.

    sanatı bana anlatacak insan sen değilsin. zengin muhitlerinde açtığın ve haftada bir günlük bale için yılda yaklaşık 10 bin lira talep ettiğin okulunla, hedeflediğin kitleyle evcilik oynarsın. trabzon'da okul açman eminim seni aşırı radikal hissettirmiştir. benim çocuğum, iyi bir parayı gözden çıkardığım halde senin okuluna giremiyorsa sen idealist değilsin, sanat aşığı değilsin, rusya'daki mantığa uzaksın; sen bir tüccarsın.
  • guzel adam filan, eskiden aşıktım buna ama şu yok böyle bir dans'taki yorumlarına, hareketlerine bakıyorum da... çok gıcığıma gidiyor. biz evli olsaydık ben bunun böyle kapı arkasında filan boğazını sıkardım, üç öğün döverdim. dövemezsem, hani balet ya sıvışır kıvrılır kaçar elimin altından, piskolojik olarak çökertir intiharın eşiğine getirirdim. ağlayarak anasının evine geri dönerdi.
    bilmiş bilmiş, hani var ya böyle tipler pişmiş kelle gibi sırıtıp ondan sonra da çatal diliyle yılan gibi sokan. keserim o dilini ha. tüm taytlarını da keserim delik deşik ederim*
  • nuran yıldız'ın hakkında yaptığı yorumu buraya aktarmasam rahat edemeyecektim...

    "bir osmanlı erkeği olarak tan sağtürk: insan terk edilince, üstüne bir de aldatıldığını öğrenince ateşi çıkıyor demek ki. ne dediğini düşünmeden konuşuyor. tan sağtürk’ten söz ediyorum. hani ülkemizin tek baletiymiş gibi muamele gören, gördüğü her kamera önünde parmak ucunda dönen tan sağtürk’ten. öyle bir laf etmiş ki okudukça güldüm, güldükçe okudum. osmanlı erkeğiyim, istediğimin yapılmasını isterim. sevgilim her sabah kalkıp kahvaltımı hazırlamalı' demiş. gözlerimi kapayıp tan sağtürk’ü osmanlı erkeği olarak düşündüm, beceremedim. sağtürk’ün osmanlı erkeği tanımındaki sığlığı bir yana 'çöpü ben atmak isterim' saplantısının osmanlı erkek tahayyülündeki yeri ne ola ki? "
  • tan sağtürk'ün çok ilginçliği yok. ilginç olan bizleriz.

    yıllar yılı bu adam acaba ibne mi diye içten içe kafa yorduk. yetmedi arkadaş ortamlarında konusunu açtık. o da yetmedi bu konuda aile toplantıları yaptık. aynı toplantıyı ailenin en kaotik günlerinde yapmaya üşenmişizdir fakat söz konusu tayt giyip, bale yapan efendi bir adam olunca ülkecek kırdık kafayı, hiç olmadığımız kadar ciddi olduk. hararetli tartışmalar yaşadık, yeri geldi bu tartışmalar esnasında ortam gerildi "sırf tayt giyip bale yapıyo diye ibne mi olucak lan amınakodumun çocuğu" girizgahıyla kafa göz dalanlar oldu yıllarca arkadaşlık yaptıkları insanlara. dostluklar zedelendi.
    bence en ilginç ülkeler sıralamasında biz kafaya oynuyoz. diğer ülkeleri ben tam bilmiyom ama bence biz kafaya oynuyoz. tarihe "tan sağtürk vakası" olarak geçen bu olaylar da bunun en büyük göstergesi.

    kendisi ekranlarımızdan kaybolunca ancak odaklanabildik kendi yaşantımıza işimize, eşimize. o dönemler okullar uzadı, toplumun çekirdeği aileler yıkıldı, işler aksatıldı, dolar fırladı türk lirası değer kaybetti filan amına koyayım.
  • tan sağtürk, huysuz virjin gibi had bildiricilerin olmadığı ortamda on rakun ukalalığındadır.
  • ne kadar cahilsiniz be.

    tan sağtürk bundan yıllar önce fransa devlet balesindeki baş dansçılık kadrosunu bırakarak türkiye'ye dönmüş ve ardından özel bale okulları açarak bu sanatın türkiye'de yaygınlaşmasına büyük katkı vermiştir.

    sığ herifler.
  • şişli belediyesi engelli hayvanlara dikkat çekmek ve onların da varlığını vurgulamak amacıyla bir proje- sergi hazırlamış. sergide engelli hayvanlarla beraber ünlü isimler poz vermiş, hayvansever taraflarını bize göstermişler, topluma örnek olmuşlar. ve bu örnek kişilerin arasında tan sağtürk de bulunmaktadır.

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=230512

    belli ki tan'a soramamışlar senin sevimli köpeğin kont nasıl diye? yada kont nasıl öldü diye?!

    kimse diyememiş masum hayvanlarla aynı kareye girdiğinizde temizlenmiyor yüzünüzün kiri!

    diyememişler ki bugün hayvansever maskesiyle karşımıza dikilmiş.

    http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/…&p=3&rid=2368
  • pascal nouma'ya yok böyle dans'ta 'pascal'ın uzuvları büyüyor' dediğinde lafın nasıl algılanacağını öngöremeyen milli balet.
  • ya tan sağtürk balet değil mi kardeşim? hayatı boyunca bacaklarını havada hızlıca biöylebiböylebiöylebiböyle yapa yapa zıplamamış mı? nasıl bütün danslar hakkında ful ahkam kesebiliyor anlamıyorum? o kadar yarışma izledim, baleden, lirik dans dedikleri balemsi şeyden başka bir şey yaptığını da izlemedim. bi metal grubunun çıkıp da pop albümünü eleştirdiği görülmüş mü, bi rapper'ın çıkıp türk halk müziği eleştirisi yaptığı görülmüş mü? ikisi de nota ama adamlar yine de yapmıyor, saçma çünkü alanı değil. ama sağtürk sürekli bişi diyor. çok sıkıcı. zaten önceden ne diceği belli olduğu halde bi toplayamıyor kelamları. oyunculuğu bez bebek'te bıraktığı noktada.
  • (bkz: #67364242)

    insanların tercih hakları vardır ve kutsaldır.
    ancak bazı tercihler sadece kimi desteklediğiniz ya da desteklemediğinizi değil, hangi anlayışı kendinize yakın ya da uzak gördüğünüzü de belirler.

    benzer şekilde insanların tercihlerini ifşa etmeme hakları da vardır ve beyan hakkı kadar kutsaldır.

    ancak birisi sizin adınıza ifşa etmişse susmak zımnen içeriği desteklemek anlamına gelir.

    bu noktada baleye müstehcen demiş bir kişiyi desteklemek, ve en önemlisi sanatın opera bale vb dalına hiç bir destekte bulunmamış, dansın her türüne fırsat buldukça çemkirmiş birisini destekleyen tarafta durmak düşündürücüdür.
hesabın var mı? giriş yap