take no prisoners
-
dave mustaine'in vokalinin en iyi gittiği şarkılardan biridir, gaza getiren ritimler kadar sözleri de baya dikkat çekicidir, normandiya çıkarması(d day) üzerinden savaş ve askerliğe dair baya alaycı, sert göndermeler vardır, mesela "war is peace"(savaş barıştır) lafı orwel'ın 1984 romanından alıntıdır:
got one chance,infiltrate them
get it right,terminate them
the panzers will,permeate them
break their pride,denigrate them
and their people,retrograde them
typhus,detriate them
epidemic,devastate them
take no prisoners,cremate them
going to war,giveem hell
d-day,next stop normandie
beginning of the end
we know how to and sure as shit well win
war is peace sure man
a retreat for the damned
a playground for the demented
a heaven for those who walk this world
bereft of heart and soul
love and war they say all is fair
take his life
but wont take his hair
your body has parts your
country can spare
by the way son heres
your wheelchair
he once had to be all he could be
now hes nothing for no one nowhere to see
funny thing,hes like you & me
its a funny thing,a funny thing
tears streak his solemn stare
abandoned for wreckage nobody cares
no one knew what would happen there
no one spoke no one even dared
dont ask what you can do for your country
ask what your country can do for you
take no prisoners,take no shit
bonus olarak türkçesi için
tek bir şansın var; aralarına sız,
sakın unutma; hepsini yoket,
panzerler; üzerlerinden geçecek
hepsini aşağıla, gururları yerle bir olsun,
ve de halkları da; daha da sürünsünler,
tifüs; onları çürüt,
salgın; köklerini kurut,
esir alınmayacak; ölülerini yak!
savaş başlıyor, onlara cehennemi göster,
d günü, sonraki durak normandiya,
sonun başlangıcı.
nasıl yapacağımızı biliyoruz ve mutlaka kazanacağız.
emin ol savaş barıştır,
mahvolmuşlar içinse geri çekilme,
deliler içinse bir oyun tahtası,
kalbi ve ruhu olmayanlar içinse bu dünyadaki cennet.
savaşta ve aşkta her şey adildir derler,
düşmanı öldür,
ama kafa derisine dokunma.
bedenindeki organları ülken için bağışlayabilirsin,
bu arada işte tekerlekli sandalyen.
bir zamanlar olabileceği her şeyi olmak zorundaydı,
ama şimdi artık bir hiç, kimsenin farkında olmadığı,
o da artık senin ve benim gibi, ne kadar da komik,
ne kadar da komik, çok komik.
suskun gözlerinde gözyaşlarını tutamıyor,
yıkıntıların arasında terkedildi, kimse umursamadı.
orada neler yaşandığı hiç bilinmeyecekti,
ne merak eden ne de sormaya cesaret eden oldu.
ülkem için ne yapabilirim diye sorma,
ülkenin senin için yapabileceklerine bak:
esir alınmayacak, hepsini gebertin.. -
-
hayvan gibi bir megadeth parçası. bu kadar.
-
ingilizce tam karsiligi 'birseye ulasmak icin mumkun olan her yolu denemek bu sirada da diger insanlarin bundan zarar gorup gormeyecegini umursamamak' demektir.
-
ingilizce'de yok etmek anlamına gelen her kelimeyi öğretmesi bakımından bir eğitim misyonu da vardır bu şarkının. (bkz: asmak kesmek kelle uçurmak)
-
megadeth'in en başarılı albümlerinden rust in peace'de yer alan mükemmel bir speed metal örneği olan parça. zor olduğundan hakkını vererek çalamayacak gruplarca coverlanılmasından en fazla kaçınılan megadeth parçasıdır aynı zamanda.
-
blitzkrieg, d day gibi 2. dunya savasi referanslari barindiran bir sarkidir. savas karsitligi cok aleni olsa da, vahsete cagiran bir ofkeyi de icerir sozlerinde. sarkinin son bolumunun sarkinin butun sozlerine dayanaraktan tarihin en unlu demagogunu / canisini* cagristirdigi soylenebilir.
-
aslında albümde * bu şarkıdan sonra five magics değil holy wars gelecekti ki görecektik o zaman gaz neymiş, delirmek neymiş. şimdide görüyoruz ama bundan sonra five magics pek bi ilginç oluyor. sakinleştiriyor aslında daha da gaza gelmek isteyen bünyeyi.
-
" tas ustunde tas, omuz ustunde bas birakmayin yigitlerim" nidasinin gavir versiyonu.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap