• aamir khan'in yapimciligini, yonetmenligini ve oyunculugunu ustlendigi film. disleksik bir ogrencinin resim ogretmeni sayesinde 'normal' dunyaya uyum saglamasi gibi basit bir hikayesi var. ama cocuk cok seker, aamir khan o saca ragmen hep hos, sarkilar guzel, animasyonlar sahane. aglak seyirciye uyari: bol mendil lazim.
  • gittikçe bir bollywood ve aamir khan tutkunu olmama neden olan güzellik.
    (bkz: every child is special)
  • --- spoiler ---

    filmdeki herkesi etkileyen hiçbir şey beni etkilemedi sanırım. ne çocuğun beni göndermeyin diye beceriksizce ağlaması, ne sinirli çıkışları, ne annesinin çocuk için üzülüp kahrolup ağladığı sahneler, ne uyuz ve anlayışsız hocalar, ne de çocuğun hayal gücünün yansıtılış şekli.

    benim oturup ağladığım tek sahne o çok sevgili hocanın gelip herkesi eğlendirirken çocuğun bir köşede oturması oldu. çünkü o duyguyu çok iyi biliyorum.

    --- spoiler ---

    okulda diğerlerinin başarabildiği bir şeyi yapamamanın ne olduğunu o kadar biliyorum ki... herkesin eğlenmesine boş boş oturmasına izin verildiği saatlerde ben okumamı, yazmamı ya da matematik problemlerimi bitiremedim diye bir köşede tek başıma oturduğumu çok iyi hatırlıyorum. hocanın sürekli bu çocuk istemiyor, anlamıyor, başarısız, tembel, çok konuşuyor, yerinde durmuyor dediğini asla unutmadım.

    ah ne kadar nefret ederdi benden! diğer tembellerden de farklıydım; çünkü biraz destekle veya daha fazla zamanla yapabiliyordum. dinlediğim ya da çizilmiş şeyleri anlayabiliyordum. emek vermek gerekiyordu. ailemin ilgisi ve çabası yüzünden beni tamamen sürgüne de yollayamıyordu. tam bir baş belasıydım yani.

    duramazdım yerimde, hep konuşmak isterdim. hep soru sormak. matematik yapamazdım, yazıları da kopyalayamazdım. bir sürü işlem hatası ve imla hatasıyla doluydu yazılarım. hala öyle...

    o yüzden hoca herkesi ödüllendirirken ben o tembel ve azılı öğrencilerin de içine almadığı için başka bir köşede yalnız kalırdım.

    ne kadar istemiştim, ilkokul öğretmenim beni de sevsin diye, ailem de herkese bizim kızımız başarılı, her şeyi şıp diye anlayabiliyor desin diye.

    nefret ettiğim ve yapamadığım halde tiksine tiksine çalışırdım. ağlaya ağlaya o ödevleri yaptığımı asla unutmayacağım ben.

    hala dört işlem yapamıyorum. hala düzgün cümleler kuramıyorum. yabancı dil öğrenmek kabus gibi. yeni kelimeleri karıştırmadan yazmak için elim alışana kadar kaç kere yazdım bilmiyorum.

    üniversite bitiyor el yazım yeni yazmaya başlayan ilkokul çocuğununkinden farksız.

    insanlar o kadar duyarsız ki... hocalarım asla anlamadı. hep yaramaz, asi bir çocuk olduğumu ve kendini beğenmiş olduğumu söylediler. oysa oturup çalışsam profesör bile olurmuş benden.

    işittiğim azarlar, bu çocuktan bir şey olmazlar, haddi hesabı yok yani.

    matematiği anlamayacak kadar salak olduğuma ve iq'umun yetmediğine inandım yıllarca. sırf bu yüzden fen bile okumadım. yıllarca yabancı dil dersleri kabusum oldu, daha anadilini düzgün yazıp konuşamayan biri nasıl yabancı dil konuşsun ki?

    bir tek lise sonda bir matematik hocam benimle çalışmayı kabul etti, herkes sözelden girsen daha iyi diyordu. asla unutmayacağım o kadını; çünkü sen matematikte başarılısın; tek sorunun dört işlem yapamaman, dedi. anlamaman ve salak olmanla alakalı değil.

    ki ben şanslı insanlardanım, özel okula gittim ilkokuldan sonra; ona rağmen hiçbir danışmanım neyim olduğunu pek anlayamadı. düşünün dünyanın geriye kalanında şanssız çocukların ne acılar çektiğini. ve ne kadar kırıldıklarını.

    edit: şimdi bir de defterleri görünce aklıma geldi... benim de defterlerim, yazılarım, ödevlerim bana hep kıpkırmızı düzeltmelerle gelirdi. nefret ettim kırmızıdan. renkli kalem kullanırken bile hep farklı renkleri seçerdim. hala kırmızı renkli kalem kullanmam. ve kullanacağımı da sanmıyorum.
  • yıllık ağlatır insanı. net. zaten aamir khan ağlarken ağlamamak ne mümkün.
  • bollywood'un oscar'i sayilan filmfare odulleri'nde bu yil parlayan film;
    aamir khan en iyi yonetmen, filmin kendisi en iyi film, basroldeki kocaman disli sevimli ufaklik darsheel safary elestirmenlerin en iyi erkek oyuncu odulunu aldi..
    fena halde izlenesi bir atipik bollywood urunu.
  • mutlaka izleyin, izletin.

    benim gibi hint filmlerine, araya giren danslı şarkı sekanslarına karşı önyargılıysanız bile izleyin, sonunda pişman olmayacaksınız

    bizim durumumuz da hindistan'dan çok farklı değil. "aklın varsa" doktor, mühendis olman gerek. aklın yoksa diğer meslekleri düşünürsün. üniversite giriş sınavındaki puanına göre hayatını şekillendirirsin.

    bırakın çocuklar ne seviyorlarsa onu yapsınlar. sizin yapmanız gereken onlara arayışlarında rehberlik etmek, mümkün olan her branştan deneyimin tadına baktırmak, ve en sevdiğinde cesurca ilerleyebilmesi için yüreklendirmek. işini severek yapan insan işini iyi yapar. ve işini iyi yapan azimli bir insanın hiçbiryerde hiçbirzaman sırtı yere gelmez merak etmeyin

    filmdeki şarkıda dediği gibi :

    "sen güneşsin, sen nehirsin
    ak şimdi, yükseklere uç
    amacını bulacaksın
    mutlu olduğun yerde"
  • bir acayip güzel film. hint filmlerine olabildiğince mesafeli duran ben, ülen acaba yanlışlardamıymışım? diye düşünmekten kendimi uzun süre alamamıştım. öyle güzel bir film.
  • adamlar o kadar emek harcamış ronaldinho'yu oynatmışlar.

    şaka bir yana sınıf öğretmenlerine ders olarak izletilmesi gereken bir filmdir.
  • yine çok etkileyici bir aamir khan filmidir. 3 idiots ve fanaa'dan sonra izlediğim 3. khan filmi ve her biri birbirinden güzel. ufkumuz hollywood'da olduğu sürece bu tarz filmleri ıskalamamız kaçınılmaz.
  • bu filmi izlemeyen eğitim fakültesinden mezun edilmemelidir. öğretmen adayları için çok şey var bu filmde.
hesabın var mı? giriş yap