• ibrahim tatlıses'in hülya isimli filminden uyarlanmış amerikan yapımı.
  • kanımca klişelerin insan ruhuna aslında ne kadar yakın olduğunun ve de her zaman yapmacıklık ve sahtelik içerdiği, içi boşaltılmış kavramlardan uzaklaşıp rahat soluk alınabilecek bir yer bulma arayışı içinde olan insan zihni tarafından inkar edildiğinin kanıtı olan filmdir bu.

    evet, yani ne kadar klişe, ucuz, asılsız bulsak da bu filmi -hoş bu entryde önce sadece bir kez kullanılmış klişe kelimesi-, sweet november, insanı, içindeki duygusallıklarla ve kırılganlık potansiyeliyle arsızca yüzleştiren bir filmdir. bunun da -yine kanımca- tek sebebi modern hayatta asla varolamayacağına inandığımız, içimizdeki melodramatik kahramanı hatırlatan bir film olmasıdır. böyle acılı bir kadın bu yüzden bu kadar güzeldir; ona aşık olmamak mümkün değildir. ama günümüzde böyle bir kadın aylarını bu şekilde harcamaktansa, patagonya'da da olsa tedavinin peşine düşer; arsızca hayatta kalmaya çalışır. olmadı intihar eder. bu güzel beden bunu hak etmemiştir, o elinden gelenin yetersiz kaldığını görene kadar direnir. böylesine bir metropol prensi adamın iş hayatındaki başarıları gerçekten de kör eder onu. muhtemelen fazla sallamadığı bir kadınla evlenip sosyal düzenin tamamiyle bir parçası olur ve başarısını bu düzeyin kurbanı ederek evcilleştirir. sonra karısını aldatmaya başlar, bu "suç"u işlemesine olanak veren, hayatına bir tür hediye olarak doğan sevgilisi için karısını terk eder. çünkü "suç"un karşı konamaz çekiciliği, "kötü" olmakla eşdeğer "cold heart breaker"cilik özelliği yeniden onanır adamın. adam kendini bulur, uğraşmaz hasta bir kadınla; en azından daha iyilerini ve daha ateşlilerini bulabileceğiin bildiğinden.

    ama içimizdeki melodramatik kahraman küvet içinde köpük banyosu yapmak, ıslak ıslak sevişmek ve bir şişe kırmızı şarap içmek ister, özellikle hayattaki başarılar arttığında. yalnızlık kesinleşip kendine beka tesis ettiğinde. yaşam sona erme sinyalleri verdiğinde.
  • kardesimin * reklam arasında "ben de onun * aralık'ı *olabilirim aslındaa" diyerek noktayı koydugu filmdir.
  • sokayım böyle aşk filmine afedersin.. sinirliyim... neresi aşk filmi bunun.. dingil karı hasta diye, sevdiği ve onu seven insanlara bu zulmü çektirmek zorunda mı lan.. bencil oruspu,.. neamiş ölecekmiş, herkes ölecek a.q, ilginç bi haber? böyle senaryonun ağzına ediim..neresi romantik lan.. bırak insanlar yanında olsunlar, yardım etmek için değil kalan günleri beraber geçirmek için... bırak baban , annen bacın sana sarılsın dingil.. bırak sevgilin yanında olsun elini tutsun sen passed away olurken.. dingil, öküz, bencil şırfıntı..neeamiş öyle hasta hasta görmelerini istemiyomuş.. mal.. öküz .. pis.. ha bi de hastaneye yatırcaklar diye kaçıyo ya ailesinden zorla yatırcaklar sanki.. git sarıl babişkona yahu.. pis.. yelloz.. sarı
  • bir ruhsuzu dahi duygulandırabilecek kapasitede, çarpıcı, vurucu, unutulmaz bir filmdi.

    sene 2001, yine her zamanki gibi aşk yok, arkadaş yok, dert yok, tasa yok. hayat keyifli, stabil, beklentisiz. gecenin bir vakti sinemaya gidiyorum. bakmaya doyamadığım keanu reeves izlemek sadece maksadım. kimseler yok. tek başına sinema kapatmışım. oh ne âlâ memleket. oturuyorum, hafif uykulu, hafif sersem, hafif sıkkın. film başlıyor, ışıklar sönüyor. bir masalın içinde buluyorum kendimi. film bitiyor, tutmaya çalıştığım gözyaşlarım bana isyan ediyorlar. bir daha hiç o filmi tekrar izlemiyorum. büyüsü kaçmasın diye. o geceyi unutmayayım diye.

    dönüp baktığımda aradan 8 yıl geçmiş. 20'li yaşlardan 30'lu yaşlara terfi etmişim. (talep etmediğim bir terfiyi hak kazanmış gibiyim.) film izleye izleye sinemalardaki romantik büyüyü kaçırır, sinema tekniklerini, sosyal içeriklerini inceler hale dönüşmüşüm. artık amerikan filmlerini sevmiyor, klişe buluyorum. romantizm ise şişirilmiş bir balon.
    somutlaşmışım besbelli.

    bugün facebook'da bir arkadaşım bu filmin sahnelerinden oluşan bir klip paylaşmış, o muhteşem müzik eşliğinde elbette. izliyorum. hatırlıyorum. izliyorum. küçülüyorum. izliyorum. yüreğim acıyor. izliyorum. içim titriyor. elimdeki film arşivini karıştırıyorum. yok, yok, yok. nasıl olmaz? olsun. panikliyorum.

    torrent tanrıları yetişin imdadıma! yetişiyorlar. cûz cûz iniyor şu an. bu gece 8 yıl önceme döneceğim. kırmızı saçlarıma...
  • "kanka gel bi ay da bizde kal, hem çakışırız" konulu film. yanlız türkçeye iyi yamadılar bunu.
  • adi gibi tatli birkeanu reeves ve charlize theron filmi,asiksaniz ya da sevgiliden yeni ayrilma durumu soz konusuysa gitmeyin lutfen...
    ayrica sountrackindaki enyanin only time adli sarkisi bagimlilik yapan cinsten
  • keanu reeves'in bir odunu canlandırdığı aşk filmi.
  • keanu reeves'in robotu oynadığı film, yazık olmuş charlize'e
  • gösterime girdiği yıl*, askerde, çarşı izninde izlemek gibi bir eşeklik yapmıştım, sinemada bir de. akşamında gerisin geri kışlaya, koğuşuma dönmüştüm. en boktan hatıramdır.
hesabın var mı? giriş yap