• iki dalganın birbirleri içlerinden geçerlerken yükseltgenmeleri ve sonumlenmeleri durumu.

    quantum fizigi'nde iki ayrı durumun bir parçacık için aynı anda geçerli olması hali. (bkz: schrodinger kedisi)
  • bir elektrik devresinde süperpozisyon yapacaksanız, biri dışında bütün akım kaynaklarını açık devre, gerilim kaynaklarını da kısa devre yapmanız, çıkan sonuçları da sonra vektörel olarak toplamalısınız...
  • dinamik ya da statik bi sisteme, farklı doğrultu yön ve şiddetlerde etkimekte olan birden fazla kuvvetin sistem üzerindeki etkilerinin ayrı ayrı belirlenip sonuçlarının toplamının alınması
  • kelime anlamı olarak 'üstüste binme' önerilebilir.
  • 2. mertebe etkilerin görmezden gelindiği, mühendisvari bi yakınsama/kolaylaştırma prensibi. örneğin statik yahut dinamik bi sisteme yükleme yapıldığında illaki sehimler meydana gelir, meydana gelen sehimler aynı zamanda moment koludur, bu da mevcut yükün yeni lakin göreli olarak oldukça küçük yeni momentler oluşturduğunu işaret eder, yeni momentler sehimi arttırır, artan sehim yeni momentler yaratır. alışılageldik paradokslar gibi; momentler, artımları azalarak sonsuza dek büyümeye devam ederler. lakin müyendızlar o kadar kuralcı değildir, onlar "yeterince yakın" dedikleri yerde durmayı bilirler, akıllı insanlardırlar, aferindir onlara.

    işte bu prensip daha birinci basamakta "boşver eklenik momentleri, statik durum korunuyor gibi hesap yap" yaklaşımındadır zira deformasyonlar göz önüne alınırsa her yükün deformasyonu farklı olacağı için ayrı yürütülen işlemlerin sonucu toplanamaz
  • superpoze etme diye de tabir edilebilir.
    fizik ve bundan doğan bütün bilimlerde kullanılır(mukavemet, yapı statiği, dinamik, elektromanyetik vb). iki veya daha fazla vektörün birleştirilerek bir vektör haline getirilmesi işlemidir. amaç vektörlerin fazla yer kaplamasını önlemektir.

    çünkü kapladıkları yere göre dönem sonunda kira ve vergi vereceklerdir onun için hepsini mümkün mertebe üst üste getirerek bir vektör halini alması sağlanmalıdır.
  • çift yarık deneyi'nde parçacıkların tek tek gönderilmesiyle bile "dalga deseni" oluşmasının açıklaması olan teori... bir parçacık, geçme ihtimali olan iki yarığın *ikisinden de* geçiyor. yani iki konumda da aynı anda bulunuyor... elbette bunu aklımız almayacaktır; parçacığın bunu nasıl yapabildiğini gözlemlemeye çalışırız. ve eğer gözlemlersek, parçacık böyle davranmaktan vazgeçiyor. (deneyi anlatan bir sayfa.)

    buradan şu sonuca varılabilir: maddeler "süperpozisyonda" gerçekten bulunabiliyor, ama ölçmeye/gözlemlemeye kalkarsak, belirli tek pozisyona indirgeniyorlar.
  • bir çok halin aynı anda birlikteliğidir.

    kanatları a,b ve c şeklinde adlandırılmış olan üç kanatlı sabit bir vantilatörün çalışmaya başladığını düşünelim.
    kanatların dönme hızı yavaş yavaş artacaktır.
    başlangıçta herhangi bir noktadan (bu, gözlem yaptığımız ve vantilatöre göre sabit bir referans noktası olabilir) her bir kanadın geçme hızını ve anını ölçebiliriz.
    bu sırada kanatların her biri münferit, ayrı birer parça olarak görülmektedir.
    fakat hızın maksimum olduğu anda artık tek tek kanatlardan değil, daire şeklini almış bir görüntüden söz edilebilir ve bu durumda belli bir anda söz konusu noktadan hangi kanadın geçtiğini bilemeyiz.
    her üç kanadın geçme ihtimali aynıdır. hatta yüksek dönme hızından dolayı, belli bir 't' anında bu nokta üzerinde her üç kanadın da (neredeyse aynı anda) bulunabileceğini düşünebiliriz.
  • fizikteki en etkileyici şey. bir elektronun aynı anda birçok yerde olması ve gözleme göre konumunun tekilliğe ulaşması beni büyülüyor. makro ve mikro boyutlardaki bu inanılmaz farklılığın sebebini oldukça merak ediyorum, umarım günün birinde bu gizemi çözebiliriz. gerçi şöyle de bir şey var, bize gizem gibi gelmesinin sebebi algılarımızın makro ölçeğe göre şekillenmiş olmasından. günün birinde gerçek anlamda mikro dünyayı anlayacaksak bu ancak bildiklerimizi bir kenara bırakmakla mümkün olabilir.
  • marcus chown'a göre bir nevi tabudur. paralel evrenlerde yolculuk yapan parçacıkların aynı anda farklı yerlerde farklı görevler üstlenebilmelerinin temelinde süperpozisyon yatar. ancak gerçekte parçacığın seyahati sırasında dış dünya tarafından yerinin saptanması mümkün değildir; günümüzde ancak bu parçacıkların bir araya gelerek doğurduğu sonuçlar gözlenebilir.

    (bkz: thomas young)
    (bkz: çift yarık deneyi)

    chown ise burada devreye giriyor. tek bir fotonun süperpozisyondan sekerek dış dünyaya bilgi taşımasının, süperpozisyonun yok olmasına yeteceğini savunuyor. bir diğer deyişle diyor ki süperpozisyon gizli bir şeydir; anlaşıldığı anda yok olacak bir giz. bu görüşünü de decoherence * kavramına dayandırıyor. ancak benim aklım bu sıçramaya yatmadı. detaylı açıklayabilecek bir cengaver varsa yeşilimi yakmasını temenni ediyorum.

    edit: sanırım olayı çaktım. mesela çift yarık deneyinde girişim gerçekleştiği zaman görüntüler kaydedilebiliyor (aydınlık bölge & karanlık bölge gibi). fotonların bağımsız hareketlerini değil sonuçlarını gözlemleyebiliyoruz. bu bağımsız hareketler süperpozisyonun dışa vurumu olduğuna göre, sır açığa çıktığında, yani girişim gerçekleşip konum tespiti yapıldığında süperpozisyon durumunun yani belirsizliğin yok olması da çok normal oluyor aslında. yanlış mıyım?
hesabın var mı? giriş yap