• türkiye'nin en iyi sushisi bu restoranda yapılır. her akşam mutfaktan çıkan tabak kadar, restoranın ortasındaki sushi mutfağından da tabak çıkar. hemen hemen herkes burada sushi yer. ortalama bir günü 300 kişiye aynı anda servis yapılır. yazın ise bazı akşamlar bu sayı 550'ye kadar çıkar. sabah kahvaltısı veya ikindi yemeği gibi şeyler olmaz. öğle yemeği ve akşam yemeği vardır sadece. öğle yemeği 11:30-13:30 idi galiba. bitiş saatini hatırlamıyorum ama o saatten sonra asla müşteri gelmez. akşam yemeği servisi ise saat 12:00'de biter, mekan 11:40 gibi toparlanmaya başlar ama 1'e kadar oturulabilir. parabok araplar genelde saat 12'de içeri dalarlar ve en pahalı yemekler ile masalarını donattırırlar. haliyle mekan saat 2'ye kadar açık kalır.

    sushi'leri takemura isminde nobu'dan gelme bir japon şef hazırlar. onun menüsü ayrıdır. onun dışında 4 tane de taylandlı şefi vardır. ağırlıklı olarak italyan mutfağı yemekleri vardır. ama deniz mahsülleri menüsü güzeldir. kalkan, ahtapot, alaska yengeci en çok gidenlerdendir. sıcak yemeklerde kaz ciğeri en meşhur yemekleridir. türk mutfağından yanlış hatırlamıyorsam sadece 4 tane yemek vardır. tas kebabı, incik, dana yanağı ve yoğurtlu kebap. bunların yanı sıra makarna menüleri de vardır. fakat makarna tabakları olması gerekenden zayıftır. zaten sunset popüler olsa da yemekleri o kadar da lezzetli değildir. tamam sunumu iyidir ama bu restorana yakışır bir lezzet yoktur. 10 üzerinden en azından 9,5 gibi bir lezzet beklerken 8,5 ile falan karşılaşırsınız. ama her malzeme en iyi malzemedir. asla taviz vermezler. yemeklerde kullandıkları her malzeme özenle ve taze olarak getirtilir.

    servis ve garsonları aslında iyidir. o garsonlar en az 5 dil bilir. 10 dil bileni de vardır. bahşişlerden de çok kazanır bu garsonlar. bazıları 4x4ler ile gelirler iş yerlerine. bir masada garsona 1000 tl bahşiş bırakanlar olur. artık hesap ne kadar geldi siz tahmin edin. istanbuldaki belki de en hızlı servis yapan mutfak buradadır. makarnalar siparişinizden 5 dakika sonra masanıza servis edilmiş olur. anında pişirilip servis edilir. mutfakta makarna fritözü gibi bir şey vardır. kaynar suda makarnalar hızlıca pişirilip süslenip servis edilir. et yemekleri de muadillerine göre hızlı pişirilir. tatlılarda ise sufle hakkaten a bout de souffle'dir. bambaşkadır.

    şarap konusunda kimse bu restoranın eline su dökemez. uzanların tmsf tarafından el koyulan şarap kavını 1,5 milyon tl'ye almalarına rağmen şu an bunun kat kat fazlasına şarapları servis ederek kar etmiş durumdalar.

    mekanın sahibi yaklaşık 20 yıl kadar önce şimdiki bulunduğu yerde bir büfe tarzı bir yer ile bu işe girişmiştir. zaman içinde işi bu derece büyütmüştür. buradan kazandığı paralar ile new york'ta iki tane otel almış yetmemiş, çanakkale'nin elektrik şebekesi dağıtım ihalesine falan girmiştir.

    mekanın bar kısmı da bulunmaktadır. burada fiyatlar restoran kısmına göre %10-%20 gibi daha ucuz sayılabilir. burada da kokteyller güzeldir.

    sosyeteden ve iş adamlarından bolca müşterisi vardır. koç, sabancı falan buraya sıkça gelir gider. hemen hemen her akşam (özellikle haftasonları) bir avuç ünlüyü burada görebilirsiniz.

    fiyatlardan da bahsedeyim biraz: makarnalar 42 tl'den başlar 95 tl'ye kadar çıkar. en ucuz makarna domatesli makarnadır. en pahalısı ise ıstakozlu makarna. çorbalar 20 tl'den başlar. şarapların kadehleri 50 tl'den başlar. petrus falan da vardır aşağıda kavda. onların fiyatlarına girmeyeyim bile. kola 12 tl'dir. kebaplar 80 tl civarıdır. bar bölümünde ise votka 45 tl, viski 110 tl falandır.

    velhasıl istanbul'un en lüks restoranlarından biridir. yemeklerin lezzeti 10 üzerinden 9'da olsa, geri kalan herşey 10 üzerinden 10'dur. ama öyle "ya maaşı alayım da kızı yemeğe götüreyim, havam olsun" tarzı gidilecek yer değildir. kolpa olduğunuzu bakışlarınızdan anlar garsonlar. bahşiş vermez diye tahmin ederek servisi a kalite yapmayabilirler. zaten bi gittin mi adam başı 250 tl'yi ödeyecek cüzdanla gitmelisin. bir de ilk kez gidiyorsanız yemeğin başında menünün arasında biraz bahşiş sıkııştırmanız iyi olabilir, garsonların servisindeki değişikliği farkedersiniz. gerçi bu olay bu mekana has bir durum değil, hayatın gerçeği de denebilir.

    not: buranın personeli, garsonu falan değilim. duyduklarım, gördüklerim.
  • manzara evet mi? evet
    ambiyans evet mi? bittabi
    yemekler evet mi? çok leziz
    ama çok pahalıdır, çok gereksiz pahalıdır, çevrede bir daire kirala otur seyret daha ucuz sanki bu ulus meşhuru restoranda.
    ayar yemeniz de cabası

    - evet buyrun siparişlerinizi alayım
    + öhöm ben...
    - hanımlardan başlasak daha uygun olacak sanırım
    + haa öyle diyorsunuz
    - evet
    + pekiii
  • ulus'ta bulunan, içeri girmeniz için paranızın olmasının ve rezervasyon yapmanızın yeterli oldugu, müsterilerinin cook büyük bölümünün sirket kartı ile ödeme yaptigi icin fiyatlara bile bakmadigi, onlarında bunu iyi bildikleri icin fiyatlara abandigi nadide mekan.
  • en son geçen sene gittiğim restoran. aklımda kalan şişesi 42.000 tl olan fransız şarabı. çok merak ediyorum amına koyim. cidden açtıran oluyor mudur?
  • jim morrison'a ait olan ve an american prayer albümünde de yine lizardking'imiz tarafından seslendirilmiş bird of prey isimli şiirin fatboy slim tarafından mixlenip şarkı yapılmış hali. güzeldir, her klibi gibi bununla da ses getirmiştir fetboyselim abimiz. klibin başında görünen papatyalı küçük kız ise 1963 abd seçimlerinde başkan adayı johnson'ın* kampanya sembolü olan daisy'dir.
    (bkz: daisy/@realsanto)
  • yillardir cizgisini bozmayan istikrarli restoran. soylenilenlere fazla takilmadan imkan varsa gitmek lazim, fazla buyutmeye/kucultmeye gerek yok. bu ve benzeri mekanlarda bazi kisilerin soylendigi gibi siparis esnasinda menuye bahsis sikistiranlarini gormus olmakla birlikte kendilerinin yuzlerine gulmekten cekinmiyorum. anladik oraya ait degilsin, bari rezillik yapma.. zaten musteriye servis yapan insan biraz tecrubeliyse kimin ne oldugunu iki dakikada anliyor, cok sik gittigin bir yer degilse kendisine duzgun ve dozunda sicak davranirsan karsiligini alirsin, menuye para sikistirarak degil.
  • gitmeden önce hakkındaki entryleri okuduğumda biraz gerildiğim, gidince hiç de öyle kasıntı bir yer olmadığını gördüğüm mükemmel manzaralı restorant. garsonların fakir olduğumu anlayıp :) yüzüme bile bakmayacaklarından endişe ediyordum, ne de olsa koçlar,sabancılar fink atarmış diye..hiç de öyle olmadı, gayet kibar ve yardımseverdiler.
  • the xxin bağımlılık yaratan şarkısı. jamie xx sapığı da boş durmayıp üzerine süper bir remix yapmıştır.

    jamie xx remixi için
  • endless summer albümünden the midnight şarkısı.

    son yılların en iyi synthwave şarkılarından birisidir fikrimce.
    80'lerin filmlerinden derleme muazzam bir hayran videosu var ki, o sahneleri hatırladıkça çocukluk/gençlik yıllarına dönüp duygulanmamak elde değil.
    zaten bu son 5-10 yılda yapılan synthwave şarkıları fena halde yakışıyor 80'li yılların filmlerine.

    1. video; a fantastic journey through the 80s movies
    2. video: career opportunities filminden derleme video da iyi. paylaşmadan geçemeyeceğim.

    sözleri;

    i could see, like, ı've been stuck here my whole life
    there must be something else out there, waiting, you know?
    just for us
    we could run away
    just leave...
    never look back
    i don't even care where we go
    just far away from here
    i'll come with you

    faked our deaths
    lit a match
    closed the door
    waited for the flash
    greyhound station
    we paid in cash
    miss lazarus, we’re coming back

    they say it’s darkest before the dawn
    we’ve been in this town for far too long
    they say it’s darkest before the dawn
    we’re moving on

    sunset
    no regrets
    first chance last dance
    stuck in the middle
    even bad girls know good love
    you taste so sweet it hurts a little

    make our home
    where we stand
    one suitcase
    and half a plan
    follow the wolves
    and sing along
    past the voices
    to the song
  • bir garip, güzel, ekstrem pahalı mekan... bence buranın ve burası benzeri mekanların beş tip müşterisi var efenim.
    1) babadan zengin altlarında son model arabayla gelen 20li yaslardakiler. erkeklerinin kolunda saat olmayanı içeri almazlar. kadınları muhtemelen siyah dekolteli, ip askılı elbise tercih ederler. ellerinde şarapları ile poz vermeyi severler.
    2) daddysgirl'ler. para sıcan daddyleri ile gelirler. bazen de diğer daddysgirl olan arkadaslari ile gelirler. bu numaraya internette, sosyal medya mecralarında kendini pazarlayan ve öyle para kazananları da ekleyebilirsiniz. bunlari babasi zengin olanlardan ayırmak biraz zordur cunku iki tipte de full-face estetik mevcuttur. ancak bu kizlarimizda ortama olan hakimiyet daha azdir. 1 numaradaki kizlar ortamı babasının evi gibi bilirken ve öyle hizmet görüyorken, bu kizimiz biraz daha alt sınıftır. ama umrunda da değildir. storysini atması yeterlidir.
    3)magazinlerde “evet x hanımefendiyi mekandan cikarken yakaladık” denilen mekan burasıdır. ünlüler de ara ara uğrar, paralarını saçarlar burada. ancak cogunlugun aksine sushi yedikleri pek görülmez.
    4) benim hanımı bi boğazda yemeğe cikarayim hehe diyen ya da arkadaslar yapalim bugün bi cilginlik şöylee güzel bi mekana gidelim diyenler. bunları hemen tanıyabilirsiniz zaten. o yüzden farklı bir muamele de görürler. cunku zaten bahsis birakmayacakları, biraksalar da bahsisin miktari duruşalrından, bakışalrından bellidir; zira boynu bükük ve hayatı sorgulayan o kimseler bunlardir, zoraki bir gülümsemeyi, aman gelmisiz bir kere tadını cıkaralım denilerek suratlarına oturtmaya çalışırlar ama içten içe üç gün sıçmayacağım o kadar para verdim amk derler. çiftler icin, büyük ihtimalle makarna yenilir ve hayatlarında içip içebilecekleri en güzel şarabı içip kalkarlar. arkadaş grubuna ise aman cok girmesin diye düsünmüs ve barda otururlarken rastlayabilirsiniz.
    5)yabancı uyruklular, özellike araplar. 3 aylık asgari maaslık yemek/icecek söylenir, bir aylık da bahsis birakilir.
hesabın var mı? giriş yap