• gavurun blue mosque olarak bildiği altı minareli cami, minareleri hakkında anlatılan bir hikaye şöyledir; altı minareyi bizzat 1.ahmet istemiştir ancak islam dünyasında altı minareli tek yapı kabe'dir. cami bittikten sonra islam aleminde tartışmalar vuku bulur, 6 minareli bir başka yapının -haşa- kabe'yle boy ölçüşmek anlamına geldiğinden dem vurulur, minarelerden birini yıkması istenir, sultan 1. ahmet'in tepesi atar, kabe'ye 7. minareyi yaptırıverir.
  • 31 yıllık ömrümde ilk kez kovulduğum camii. bugün, annemle iftardan yarım saat önce sultanahmete gittik. annem alman, 30 yıldır türkiyede yaşıyor. adetleri, görenekleri iyi de bilir. saygı duyar benimsemediğine de. ezana on dakika kala camiiye girdik, girmeden ayakkabılarımızı çıkardık, getirdiğimiz şallarla üstümüzü örttük. 3 adım attık, bir güvenlik görevlisi geldi. ingilizce olarak "çıkmanız gerekiyor" dedi. biz de cevap vermeden, birbirimize baktık, anlamadık bu sefer daha yüksek bir sesle "yasak" dedi. ben de "türkçe biliyoruz, niye çıkmamız gerekiyor" dedim. "namaz vakti,ziyaret yasak" dedi. annem kapıya doğru yöneldi bu arada, ben de " namaz kılmadan camiide oturmak yasak mı" diye sordum. "çıkın dışarı" diye bağırdı bu sefer. millet de bakıyor. annem çok üzüldü. annem açısından durum daha trajik çünkü oraya gitmek isteyen kendisiydi, ramazanda hiç tarihi, büyük camii görmedim demişti. çıktık, kapıda ayakkabılarımızı çıkarırken güvenlik görevlisi olacak adam geldi, "buraya basamazsınız çekilin" dedi. ben anlamadım, meğer kapının dışında, dışında diyorum, orada bir mavimsi yer var oraya da basmamak gerekiyormuş, çekildim ama baktım güvenlik görevlisi de basıyor ayakkabıyla hem de aynı ayakkabıyla camiiye girdiği gibi, dışarı çıkıp merdivenlere de gidiyor. çıkıyor iniyor. ona ayakkabı yasağı yok yani. annem adama gidip "içeridekiler napıyor peki" dedi. gösterdikleri yerlere kadar tesettürlü arap hanımlar süslü, 8-9 kişi camiinin içinde geziniyorlar duvarlara bakarak. güvenlik görevlisi " sana ne, ne yaparlarsa yaparlar" dedi. sonra tekrarlamaya başladı bağırarak " namaz kılmayacaksanız ibadet vakti camide kalamazsınız." peki be herif, sen benim namaz kılıp kılmayacağımı nereden biliyorsun bu bir, ikincisi bundan sana ne, camiide ibadet vakti uygun bir yerde oturup dua edemez miyiz? ya da dinleyemez miyiz okunan kuranı? bunları söyleyince " çekin gidin ezan vakti ağzımı bozdurmayın" diye bizi iteledi. evet. istanbulun orta yerinde sultani camiide, namaz kılamayacak tipler olduğumuza karar veren bir tip tarafından camiiden kovulduk. annnem ağladı. ben sinirlendim. hem de çok. ha bir de, biz merdivenlerde adamla konuşurken bir kadın, giyimi herhalde güvenlik görevlisi tarafından kabul gördüğü için rahatça camiide dolaştıktan sonra bize "ayakkabıyla camiiye mi girilir, bunlar proveekörttr hep" diye bağırdı.
    sonra din, diyanet, muhafazakarlık, saygı , şu bu. yesinler sizi.

    edit: aşağıda annemin durumunu bilen arkadaş yazmış ben yazmayı unuttum. annem akciğer kanseri. sağlığı yerinde allahtan ama kanser ve ağır nefes sıkıntıları yaşıyor. durumla ilgisi yok gibi evet ama herhangi birinin itilip kakılmasından 3 kat daha tehlikeli bir şey.
  • nispeten kucuk kubbesini oturtmak icin kullanilan 5'er metre capindaki fil ayaklari (sütun, bildigimiz), mimar sinan sonrasi osmanli mimarisi'ndeki gerilemeyi orneklemek icin kullanilabilir...

    oyle ki, bu 4 sutun caminin ic mekanini daraltmis, sutun uzerindeki uzunlamasina ucgen payandalar ve cubuk seklindeki suslemeler dahi bu hantal gorunusu ortadan kaldiramamistir... ic mekan birbirine 19 metre araliklarla capi 5'er metre olan bu hantal fil ayaklari yuzunden hakettigi genisligi bir turlu saglayamaz...

    yine yaklasik 35 metre yukseklige tavan, sutunlarin gereginden cok fazla kalin olmasi yuzunden, oldugundan daha alcak gorunur. bu yuzden sultanahmet camii'nde kendisinden daha once yapilmis olan; selimiye, suleymaniye ve ayasofya'daki ferah ve genis ic mekan tasarimini gormek mumkun olamaz.

    ayrica icinde kullanilan ciniler yuzunden turk cini sanayiinin cok buyuk yara aldigini belirtmek dogru olur sanirim. bu camiye cini yetistirmek icin haddinden fazla zorlanan iznik cini esnafi, asiri calistirilmaktan kullanilmaz hale gelen firinlari yuzunden bir daha bu derece kaliteli ciniler uretememis, odemelerdeki gecikmeler yuzunden atolyelerini tekrar acamamis, bircogu borc batagina suruklenmistir.

    turk cini sanayii'nin son kirintilari da yeni cami'nin icini dosemis ve ardindan gunumuze kadar ayaga kalkamamistir. sonraki donemlerde yapilan yapilarin iclerinde cininin neredeyse hic kullanilmayisi ve yeni cami cinilerinin kendinden 50 sene onceki ornekleri yaninda cok sonuk (evet sönük, solgun) kalmasi, sultan ahmet'in "ayasofya'yi gececek bir mabed" yaptirmaktaki hirsini dizginleyemeyip, ölmeden once camisini gorme aceleciliginden kaynaklaniyor...

    evet, 5 metrelik fil ayaklari da, nispeten kötü taş işçiligi de, turk cini sanayiinin girdigi kriz de belki bu padisahin aceleciliginin sonucu... ama kim ölmeden once yaptirdigi gorkemli binayi gormek isteyen birinin bu istegini haksiz bulabilir ki? ustelik caminin acilisindan bir sure sonra vefat ettigini bilirsek...

    son soz olarak sunu diyebilirim; hakkinda; "mumkunse icini gormeyip disinin gorkemiyle yetinin" saptamasi bence cok dogru...
  • yaz aylarında feci derecede ayak kokuyor. her gün yüzlerce turistin dere tepe gezdikten sonra leş gibi çıplak ayakla halılara bastığı düşünüldüğünde yerlerin mikrop yuvası haline gelmesi kaçınılmaz. malesef camiye girince içerde duyulan o mide bulandırıcı kesif koku mantar kokusundan başka birşey değil. elbette bunda camiye girerken temizliğe özenmeyen, abdest aldıktan sonra ıslak ayakla halıya basan bir kısım cemaatin de payı var.
    bu kadar çok ziyaretçi alan bir camide galoş uygulamasına geçilmesinden başka yol yok gibi görünüyor, en kısa zamanda müftülüğün duruma el koyup halıların değiştirilmesi, sultanahmet camii'nin gerek turizm gerekse bir ibadet merkezi olarak hak ettiği değeri görmesi gerekiyor.
    sedefkar mehmet ağa'nın yattığı yerde burun kemiklerini sızlatmasınlar.
  • on dört yaşında tahta çıkan ve tam on dört yıl sonra * ölen birinci ahmet tarafından yaptırılan camidir. ilginç olan yanı ise, caminin devlet hazinesinden sağlanan parayla yaptırılmış olmasıdır. çünkü, daha önce yaptırılan camiler, cenk ederek elde edilen ganimetlerle yaptırılmıştır. birinci ahmet'in "savaşçı" bir kişiliğinin olmaması ve cami için hazine parasının kullanılmış olması, osmanlı halkı tarafından protesto edilmiş, uzunca bir süre camiye ibadet amacıyla girmemişlerdir.
  • hipodrom tarafındaki girişine standart özürlü rampası konduruluvermiş. plansız, projesiz, izinsiz, münasebetsiz bir şekilde...

    bir şeyi de sıvamayalım arkadaş! bu özürlü rampası işini bir türlü anlayamadık, anlayamıyoruz.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20204945.asp

    ed: katil nam yazarımız, yüksek çözünürlüklü bir fotoğrafını gönderdi, teşekkür edelim ve eklemiş olalım.

    http://i.imgur.com/6cgmi.jpg
  • osmanlıların selatin camileri isim standardizayonunu bozuyor bu bence. ahmediye camii olmalıymış bu. (bkz: selimiye camii)(bkz: süleymaniye camii)(bkz: büyük mecidiye camii)

    gerçi bayezit camii de biraz bozuyor gibi ama bayezidiye yazılsa inşa galat olurdu, yezidiye camii desen mana galat olacak. onun yerine standardizasyona kıymışlar. olur o kadar.
  • ibadet mekanlarinin hangi dine ait olursa olsun cok huzur verici yerler oldugu inancindayim..kaldi ki burasi asmis mimarisiyle zaten insani mesteder bi sekilde
  • müezzin mahfilinde hz. peygamber'in sancağı olduğu söylenen camii.

    sultanahmet cami'sine ilk gittiğimde önce bu sancağı aradım. evet, mahfilde sancak gibi bir şey asılıydı ve korumasızdı. önce korumasız olmasını yadırgadım. sonra inceleyince bunun sancak değil; kabe'nin örtüsünden bir parça olduğunu anladım.

    (bkz: şehir efsaneleri)
  • 1. ahmet onca parayı boşa harcamış, resmen israf etmiş.
    bizansın ayasofya'sına cevap olarak yaptırdı ama üzerinden yüzyıllar geçse de ayasofya'nın gölgesinden kurtulamadı. görünüşe göre bin yıl geçse gene de değişen bir şey olmayacak. değdi mi onca paraya? daha faydalı bir şey yaptırılabilirdi o paraya. zaten ayasofyanın yanı başına onun taklidini yapmanın kimseye bir faydası olmayacağını düşünebilmesini beklerdim.
hesabın var mı? giriş yap