• istanbul adliyesi'nin bu subesi hababam sinifi okulu binasi gibi. yuksek tavan ve yuksek pencereleri ferahlik katiyor. sisli ve beyoglu'na gore daha sakin.
  • kapanışı ile birlikte, "ben bi sultanahmet'e gidiyim" temalı, "ben bi çıkayım da adliye'deki işlerimi halledeyim, ordan bi okula* uğrarım, ya da salınarak eminönü'ne inerim, orda da bi yemek yer öyle ofise dönerim" amaçlı ziyaretlerimizin sona ermesine sebep olmuştur.

    gerçi son dönemde etrafındaki neredeyse her yolun kapatılması yüzünden araç ile ulaşmak imkansızlaşmıştı ama olsun. ben bi sultanahmet'e gidiyim, gitmem lazım ya.
  • okuldan mezun olup da bir hukuk bürosunda çalışmaya başlayınca beni ilk iş sultanahmet'e gönderdiler.

    sultanahmet adliyesi'nin nerede olduğunu bilmiyordum. daha önce sayısız kereler gezmek, görmek, takılmak amacıyla sultanahmet'e gelmiş olmama rağmen, nasıl olur da burada bir adliyenin varlığından bihaber yaşamış olduğuma şaşıyorum.

    kimse tarif etmedi yerini. ben de sormadım. stajın ilk günleri işte. insan pek bir ürkek ceylan oluyor.

    sultanahmet adliyesi, olsa olsa sultanahmet'tedir diye, müthiş zekamı kullanarak bir çıkarım yaptım.tramvayla sultanahmet'e gittim.

    indim durakta. etrafa bakındım. bu civarlarda nerede adliye var ki, diye düşündüm.

    sonra gözüme birşey çarptı. elinde evrak çantası olanlar hep belli bir yöne doğru gidiyor. bir baktım, aaa benim de elimde evrak çantası. o zaman ben de oraya gitmeliyim, diye düşünerek takipledim evrak çantalıları. ve böylece içgüdülerimle adliyeyi bulmuş oldum.

    bu adliyenin nerede olduğunu bilmeyenler de bu şekilde öğrenebilirler. zeytinburnu-kabataş tramvayı ile mesai saatleri içinde sultanahmet durağında inip etrafa bakın. evrak çantalıları takip edin. o yol sizi adliyeye götürecek.
  • çağlayan'da inşa edilen yeni istanbul adliyesi'nin faaliyete sokulmasının ardından tarihi görevi sona erecek olan, biz yaştakilerin hukuk okulu

    edit: imla
  • istanbul barosu üyeleri tarafından yeni adli yılın açılışının yapılacağı adliye. tüm dairelerinin çağlayan adliyesine taşınmış bulunması bu açılışa aslında bir veda niteliği kazandırdığından açılışın teması sultanahmet adliyesi'nde son duruşma olarak seçilmiş.
  • yıkılarak, altında bulunan lausos sarayı, hipodrom'un tribünleri, aya eufemia kilisesi ve trikdinyum yapısına ait arkeolojik kalıntıların açığa çıkarılacağı rivayet edilen yer. 1933 yılında çıkan büyük yangında eski adliye sarayı yanınca ve araya savaş girince adliyesiz kalan istanbul, 1949 yılında bir yarışma açar. dönemin ünlü mimarlarından sedad hakkı eldem ile emin onat’ın birlikte çizdiği proje bu yarışmayı kazanır. proje düşünüldüğünden hacimli çıkınca, ibrahim paşa sarayı'nın bir kısmının yıkılmasına ve inşaata devam edilmesine karar verilir. bu karar oldukça gürültü çıkarmış ama inşaata devam edilir. temel kazılırken ortaya çıkan kalıntılara rağmen bina yapılır. unesco tarafından "dünya kültür mirası merkezi" listesine alınan sultanahmet mevkiinde büyükşehir belediyesinin öncülüğünde hazırlanan "arkeolojik sit alanı rehabilitasyon projesi" , tarihi eserler üzerinde tazyik yapan ve sit özelliği taşımayan kamu binalarının yıkılmasını öngörüyormuş. adliye sarayı da bu binalardan biriymiş. geçtiğimiz aylarda ise, depremde büyük zarar gördüğü söylenen binanın 6 ay içinde boşaltılarak yerine turistik otel yapılacağı eminönü belediye başkanı tarafından ayrıca açıklandı. son olarak, 33 ayrı adliye binası bulunan kentimizdeki bütün adliyelerin bir çatı altında toplanacağı, anadolu yakası ve avrupa yakası olarak düzenleneceği ve vatandaşa verilen adli eziyetin de böylece son bulacağını açıklayan cumhuriyet başsavcısı, istanbul büyükşehir belediyesine ait çağlayan'daki 42 dönümlük bir arsayı, bayrampaşa cezaevine ait bir arsa ile takas ederek alma aşamasında olduklarını ve projenin inşaat çalışmalarına ocak 2005'te başlanacağını açıkladı. demek ki; ömrümüz olursa bu yıl "sultanahmet adliye sarayı" turistik otel mi olacak yoksa yıkılacak mı, hep birlikte göreceğiz.
  • 1946'da planlaması yapılan, 1950 civarı kazı vs. faaliyetlerine başlanan, o sırada bir çok tarihi eser, yapı bulunması sebebiyle yapımı iyice uzayan, projesinin bir kısmından (asıl ana bölüm, giriş ve ağır mahkemelerin bulunduğu bölümden) vazgeçilen ve 1955 yılında ancak faaliyete açılabilen ve daha o yıllarda yetersiz olduğu konuşulmaya başlanan, istanbul'un adalet sarayı idi.

    yapımıyla ilgili açılan yarışma ve neticelerini içeren arkitekt dergisinin ilgili bölümü şurada:
    http://dergi.mo.org.tr/dergiler/2/165/2068.pdf
  • 'istanbul adliye sarayı' yazar girişinde; canım sultanahmet'in göbeğinde estetikten yoksun, kocaman bir beton yığınıdır... ne zaman birisini sultanahmet'e götürsem ''şu sultanahmet camii, şu alman çeşmesi, şu hipodrom, şu ne idüğü belirsiz bina da adliye...'' dememi sağlayıp göz zevkimize limon sıkar... dışarı kustuğu ukala avukat tayfasıyla da sultanahmet'deki insan profilini çeşitlendirir: bir yanda şortlu, sırt çantalı turistler; diğer yanda küçük dağları ben yarattım havasında, takım elbiseli, bond çantalı, sürekli cep telefonuyla konuşan avukatlar... bu bina tez zamanda haritadan silinmeli ve orataya çıkan geniş alan kültür faliyetleri için değerlendirilmelidir*...
  • istanbul (merkez) adliyesi olarak geçer resmi olarak.
hesabın var mı? giriş yap