• içine dahil olduğum gruptur. yukardaki arkadaşın dediği gibi de submissive'ler mevcuttur full slave gidenlerde. karşısındaki dominant ile mantıklı bir seviyede uyum sağlayabilirlerse kişinin nasıl submissive olduğu önemli değildir. sınırlar beraber koyulur.
    grinin elli tonunun en büyük sorunu dominant ve submissive'liği çekici bir şey gibi değil, sapkın bir şey gibi göstermesidir.

    bu bağlamda türkiyede de dünyada da esas sorun submissive'lerde değil, kendini sadist olarak tanımalaması gereken erkeklerin kendilerini dominant olarak tanımlamasıdır.

    ön edit: sadist olmakta da bir sorun yok karşında onay veren bir mazoşist varsa yanlış anlama olmasın. ama dominantlık sadece sadism üzerine kurulu değil.
  • bdsm iliskisindeki teslim olan tarafin kisilik ozelligi icin kullanılan ifadedir ayrıca.
  • bedensel ve ruhani olarak kendisini efendisine teslim eden anlamındadır.

    buradaki teslimiyet,
    sınırsızlık ile paralel orandadır.

    götü başı ayrı oynayan insanlar ve fifty shades of grey izleyip film ile gaza gelip "ben bdsm'ciyim yhaa" diye ortalıkta dolaşanların pek konuyla alakaları yoktur.
  • çekinik,sinik. bdsm de kadınlar için femsub erkekler için malesub deyimi kullanılır.
  • bir cinsel deyim olarak karşıtı için;
    (bkz: assertive)

    domination ise ikisine göre biraz daha farklı bi' noktadadır. nadir olsa da, submissive kişinin de cinsel ilişki sürecini domine ettiği görülebilir. domination sadece karşıdaki kişinin domine edilmesi olarak düşünülmemelidir. cinsel ilişki sürecinin domine edilmesi de domination'dır.

    örnek:
    submissive şahıs, submissive tavırları ile assertive tarafın idaresini manipüle edebilir ya da yol gösterici olabilir. bir analoji ile açıklamak gerekirse assertive kişi geminin kaptanıdır, dümenin başındadır, lakin submissive kişi rota belirleyen vazifesi görerek geminin yönünü ve kaptanın kararlarının yönünü değiştirebilir.
  • bu başlık altında baya gerizekalı var. kavramı yanlış anlamış, öküzlüğüne kılıf uydurmak için ben böyle kadın arıyorum diyenleri gördüm.. gözlerim kanıyor.

    sub olan kadınlar günlük hayatında kendilerini ezmene izin vermez gerizekalı. normal günlük bir yaşantısı vardır. ya da alışverişe gittiğinde ben bilmem beyim bilir kafalarına girmez. ne kadar aptalca düşünen insanlar var. birde gelmişler ''bu olacak işte amk, ben biliyom amk, ben yapıyom amk, ben ben ben ben ben ben ben...!!!!!

    çok fazla ben annecim. ''

    şimdi bu kadınlar gayet güçlü kadınlardır. (erkekler konusunda tecrübem yok) fakat bir yandan sub olduğunu sana ufaktan hissettirir. bu bir mimik olur, ufak bir dokunuş olur, bir olay örgüsünde ufaktan senin kararlarının geçerli olduğunu hissettirir sana. durum normal hayat akışından çıktığı an, iki odanın arasında yalnız kaldığınız an, sana tasmasını ağzında taşıyarak getirir. bu his aslında anlatması çok zor bir durum. yani bunu tam olarak başarabilen kadın seni nirvanaya taşır. anlatması zor, ama yaşaması çok güzel.
  • grinin 50 tonundan sonra herkes ya submissive oldu ya da efendi. tabi bu işeler öyle holywood şişirmesi saçma iki film seyretmekle olmuyor. efendi mevzuuna hiç girmeyeceğim ama ortalık çakma submissive doldu. kendini submissive olarak tanımlayıp sonra sürekli mızıldanmalar, şikayet etmeler, oyun bozanlıklar.
    tamam kabul ediyorum. bir itaatkarı itaatkar yapan, onu ele geçiren, onun ruhunu dönüştüren efendidir ama itaatkarın da içinde olması lazım.
    kıçına iki şaplak yiyen herkes submissive, iki küfür edip kıç şamarlayan herkes efendi oldu.
  • tr. edilgen
  • (bkz: secretary)
hesabın var mı? giriş yap