• bu film benim hayatımı değiştirdi.

    izledim ve oturdum düşündüm. hayatım bu kadar boktan gidiyorsa, yapmamam gereken şeyleri yapıyorsam bir orospu çocuğu beni kontrol ediyor dedim. hangi edebiyat türü olabileceğimi sorguladım ardından. su götürmez bir gerçek vardı ki ben olsam olsam yeraltı edebiyatına konu olabilirdim. bir yeraltı edebiyatçısı hayatımı sikiyordu günden güne, sonunda da sosyal mesaj verecekti illa ki. savaş açtım, kaldırdım kılıcımı. pazardan aldığım fularımı geçirdim boynuma entel entel takılmaya başladım. bir gün kafka, bir gün tolstoy okudum. beni o berduş hayata döndüremeyen ibnetor ise büyük ihtimalle yaşadığı yazar tıkanması sendromundan kurtulabilmek için götünü yırtmaya başladı. şimdi sen düşün amk.
  • --- spoiler ---

    izlerken "finalinin -çok iyi- olmamasını" dilediğiniz dünya üzerindeki tek film.

    --- spoiler ---
  • hayat hakkinda spoiler veren film..
  • lütfen beni öldürme adıyla türkiye'de vizyona girecek olan film..
    (bkz: yuh)
    (bkz: türkçe'ye saçma çevrilmiş film isimleri)
  • --- spoiler ---

    kitap başka sonla bitemez demiştir film bize:
    "hazırlanın; sevdiğiniz, sevimli harold'ınız ölecek".
    önce inanmak istemeyiz ama yavaş yavaş kandırırız kendimizi "bu işin başka türlü gerçekleşemeyeceğine" dair.
    deriz ki: "kahramanca bir son, nasip olmaz herkese..."

    takım elbisesini giyip öperken sevgilisini son kez.. içimiz burkulur.
    gözyaşlarımızı hazırlarız.. son ve büyük final için.

    ama birden bir şey olur!
    ölecek gözü ile baktığımız;
    heykelini dikeceğimiz;
    unutmayacağımız;
    uğruna ağıtlar yakmaya hazırlandığımız harold'ımız ölmez.

    yazarımız yapamamıştır.
    göz göre göre bir insanı ölüme yollayamamıştır.
    kitabı artık bir başyapıt değildir.
    "buna değdiğini" söyler film bize... ama biz ikna olamayız artık. film de bir başyapıt değildir gözümüzde.

    ikiyüzlülüğümüz meydana çıkmıştır.
    koşarak kaçmak karalamak isteriz filmi.
    "orijinal değil", "klişe,mutlu son işte..." deriz.
    oysa bilmemiz gereken şey şudur: "romantik komedilerin collateral'i dir izlediğimiz", başka bir şey değil.

    --- spoiler ---
  • kesinlikle kategorileştirildiği şekilde fantastik, drama, komedi.. çok etkileyici şekilde işlenmiş bir film.. film bittikten sonra, etkisi kolayca bitmiyor, izlediğim filmler arasında sağlam bir yeri var diyip, hakettiği değeri veriyorsunuz ve ancak öyle biraz hafifliyor aklınızdaki yeri.

    maggie gyllenhaal adlı mükemmel, tatlı hanımefendiyi izlemek ise ayrı bir keyif oluyor filmde. bir lokma kurabiye için yapabilecekleriniz değişiyor hatta.
  • romanın ve filmin kahramanının da dediği gibi "ben en çok gitarlarla*ilgili bölümü sevdim."
  • kurabiye güzeldir diyen film. trajediler etkileyicidir, ama bu yüzden onlara saplanmaya gerek yok; kurabiyelere, küçük, güzel, sevimli, huzurlu anlarımıza tutunabiliriz. daha az vurucu, ama güzel işte.
    belki de ilgisi yok. ama güzel film.
    bir de şey var. insan öleceğini gerçekten anlayınca, gerçekten yaşamaya başlıyor sanki.
  • penny escher: " i'm penny, i'm kay's assistant. "
    harold crick: " oh, i'm harold. her main character."
  • yönetmeninin oyuncu seçiminde etnik çeşitlilik gibi bir kaygısı olduğunu düşündüren film. bu kaygının filmin başarısına sezdirmeden katkıda bulunduğu hissine kapılıyor insan. queen latifah, diğer united colors of benetton tadında oyuncular derken, bu eğilimde perdeyi, filmin sonlarına doğru arz-ı endam eden hemşire kapatıyor: rengin altay isimli bir türk. "doktor bey bir ziyaretçi var ." benzeri kısa bir repliği var hatta.

    edit: film yanılmıyorsam chicago'da geçiyor. sözkonusu etnik çeşitlilik şehrin her milletten insan barındırma özelliğini yansıtmak amacıyla vurgulanmış olabilir.

    her nedense jenerikteki diğer (alışılmadık) isimleri okurken, "belki kameramanlar arasında falan bir türk çıkar dur bakalım" gibisinden tuhaf bir hisse kapılmıştım ki, rengin hanım'ın ismine rastlamak, yad ellerde, hele bu sıcak filmden sonra bir memleket özlemine yol açmıştır içimde.

    --- spoiler ---
    gitar gitar diye çocukluğundan beri deliren harold crick, eline gitar aldığı iki sahnede de turnayı gözünden vurmuştur.

    (bkz: fender stratocaster)
    (bkz: maggie gyllenhaal)
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap