• 2. bölümden itibaren konuya adapte olmakta zorlananların olabileceği düşüncesiyle sizler için bu bölümde (s1e2) bulabildiğim bütün göndermeleri derledim, st evrenine hakim olmayan arkadaşlara ufak bir rehber olması amacıyla... buyrunuz:

    --- spoiler ---

    - bu bölüm, dizinin geçtiği tarihten (24. yüzyıl sonları) tam 15 yıl önce, sentetiklerin mars'a saldırdığı gün başlıyor. saldırdıkları gün, federasyon için en büyük tatil günü olan 'ilk temas günü'. yani zefram cochrane'in 21. yüzyılda warp motoruyla ilk defa ışık hızını aştığı ve insanlık için yeni bir çağ açtığı gün. bu olayı star trek first contact filminde görmüştük.

    - tersanedeki işçiler tatil gününde çalışmaktan şikayet ediyor (bunun için para da almıyorlar çünkü federasyonda para kullanılmıyor. yani gene roddenberry'nin hayal ettiği gelecekte, herkes karşılık almasa dahi kendi üzerine düşeni yapmaktan son derece mutlu.)

    - ilk bölümde (s1e1) ve short trek (children of mars) bölümünde saldırının nasıl gerçekleştiğini görmüştük. fakat bu bölümde ilk defa saldırının neden gerçekleştiğini görüyoruz. dikkat edersek bütün sentetiklerin gözleri sarı, yani hepsi yüzbaşı data örnek alınarak modellenmişler. tng'nin measure of man adlı bölümünde bruce maddox, data'yı parçalarına ayırarak binlerce sentetik yaratmak ve bunları asker/işçi olarak çalıştırmak istiyordu. bölümün sonunda duruşmayı kaybediyor olsa da, görünüşe göre daystrom enstitüsü (data'nın öncülü olan) b4'un vücudunu kullanarak data'nın temel tasarımını taklit etmiş. ve aynı data gibi bu sentetiklerin de espri anlayışı çok kötü*.

    - replikatör teknolojisi size saf hava moleküllerini kullanarak yiyecek, içecek ya da eşyalar (örneğin keman bile yapılabiliyordu) yapmayı sağlıyor. tersanedeki işçiler replikatörlerden şikayet ediyor.
    'keşke yeniden replikatörlerde tek aminoasitli matrisler (uno-amino matrix) kullanmaya başlasalar. ' gibi şeyler söylüyorlar.
    bu, short trek ('q & a')'te bahsi geçen bir konuydu. (şöyle bir diyalog geçiyordu: 'dorothy katzman glükoz matrisini mi kullanıyorsunuz?' - 'hayır, una matrisi kullanıyoruz')

    - ardından sentetik saldırısı başlıyor ve işler vahşileşiyor. burada saldırıyı kimin ve neden gerçekleştirdiğiyle ilgili çok önemli bir ipucu elde ediyoruz. picard'ın aynı şatoda yaşadığı romulan kankaları zhaban ve laris, eskiden romulan gizli polisi tal shiar için çalışmaktaydılar. star trek - picard* adlı çizgi romanda hikayeleri de anlatılıyordu. özetle, picard'ın gemisini çalmaları gerekirken bu ikili kaptanla tanıştıktan sonra ikna oluyor ve onun safına geçiyorlardı. romulan imparatorluğu'nda kaçak durumuna düştükleri için de ona fransa'daki üzüm bağlarında yardım etmeye başlıyorlardı.

    - burada öğreniyoruz ki tal shiar aslında federasyonun romulan'lara yardım edeceğine hiçbir zaman inanmamış ve her şeyin federasyon tarafından sergilenen bir oyun olduğunu düşünmüş. sentetiklerin saldırısını tekrar düşünelim. f8'in saldırı emrini vermesinden hemen önce yeniden programlandığını görüyoruz. bölümün ileriki kısımlarında laris 'gerçek romulan gizli polisinin' (bkz: zhat vash) binlerce yıldır sentetiklerden nefret ettiğini anlatıyor. fakat bunun nedenini henüz bilmiyoruz. hatırlarsak romulan'lar vulcan'larla aslında aynı halk olup binlerce yıl önce birbirinden ayrılmıştı. filozof surak'ın öğretisini benimseyip peşinden gidenler vulcan'lı olarak, öğretiyi reddedenler ise romulan olarak ikiye ayrılmıştı. sentetiklere olan nefretin bu ayrılıkla bir bağlantısı olabilir.

    - sentetiklerin saldırısının anlam veremediğimiz bir yönü de zamanlamasıydı. tam federasyon yardım etmeye çalışırken romulan'lar neden federasyona sabotaj yapsın ki, diye düşünmüştük. artık cevabını biliyoruz. tal shiar, kurtarma görevinin tüm romulan'ları yok etmek için kurulmuş bir tuzak olduğunu düşündü. onlar saldırmadan önce biz saldıralım, dediler. zhat vash bu iş için sentetikleri kullandı. çünkü iş bittikten sonra federasyonun yapay yaşam formlarını yasaklayacağını biliyordu.

    - tal shiar konusuna star trek tarihinde etraflıca değinilmişti. tng 6. sezon bölümlerinden face of the enemy'de...

    - zhaban ve laris'le olan diyaloglarda, romulan aleadlı içkinin adı geçiyor. bu içkiyi ilk olarak wrath of khan filminde duymuştuk. ayrıca nemesis filminin başında worf'a da bol baş ağrılı bir hangover yaşatan romulan ale'den başkası değildi.

    - laris aynı zamanda gorn'lardan bahsediyor. bunlar tos ve st:enterprise dizilerinde karşılaştığımız aşırı güçlü, timsahımsı yaratıklar.

    - ardından romulan ıslah alanı olarak ilan edilmiş borg kübüne gidiyoruz. borg'lar yayılmacı, istilacı bir ırk ve bir yerden diğerine gitmek için küp şeklinde çok büyük gemiler kullanıyor. bireysel düşünce gibi bir şeye asla izin vermiyorlar ve kollektif halinde hareket ediyorlar.

    - fakat borg, samanyolu galaksisinin en uzak ucu olan delta quadrant'ında ortaya çıkmış ve gelişmiş bir ırk. federasyonun, dünyanın, romulus'un ve diğer önemli ırkların olduğu ve picard dizisindeki bütün olayların geçtiği yer ise alpha quadrant'ı. dolayısıyla bu kübün buraya kadar nereden geldiğini pek bilmiyoruz. fakat içindeki borg'ların hala tehlikeli olabileceği düşünülüyor.

    narek: 'eğer bir küp, alt matris çöküntüsüne uğrarsa, borg kollektifi hemen etkilenen popülasyonla bağını koparır.' demek ki, star trek voyager'ın son sezon son bölümünde yaşananlara rağmen (borg'ların hatırı sayılır bir kısmı yok olmuştu) kollektif hala varlığını sürdürüyor. acaba (kaptan janeway'in sinir patojeni ile borg kraliçesine saldırısını hatırlayın) saldırı sonucunda galaksideki bütün borg gemileri ve drone'ları bir şekilde felç oldu ve küp bu sayede mi ele geçirildi ya da yenildi, diye düşünüyor insan.

    - küpte oluşan hasar, kısmen yeşil romulan güç alanıyla (bkz: force field) tamir edilmiş durumda. güzel bir ayrıntı.

    - soji bir trill ile arkadaş oluyor. trill'ler, deep space nine'da jadzia dax'ın mensubu olduğu ortakyaşar ırk.

    - yine birçok dizide karşılaştığımız (ve discovery'nin 3. sezonunda karşılaşacağımız) andorian ırkından da (mavi renkli, antenli arkadaşlar) küpte birkaç kişi var.

    - "burada 5843 gündür asimilasyon yaşanmadı" tabelası dikkati çekiyor. asimilasyon bildiğimiz gibi borg'ların uyguladığı işlemin adı. nasıl ki vampirler kurbanlarını öldürmeyip kendi ırkına katıyorlarsa borg'lar da aynı şeyi yapıyor. kurbanlarını öldürmeyip borg yapıyorlar. hangi ırktan olursa olsun bir canlının başına gelebilecek en kötü şeylerden biri asimilasyon. gelelim 5843'e. bu ilginç bir sayı çünkü tam 16 dünya yılına denk geliyor. (365,25 x 16 = 5844). romulanlar bu kübü, uss voyager'ın eve dönmesinden en az 5 yıl sonra ele geçiriyor. yani kübü bulduklarında, sistemleri çoktan kaptan janeway'in yaydığı sinir virüsü tarafından felç edilmiş bir halde, savunmasızca bekliyor olabilir.

    - yine belki, tal shiar bu kübün içinde sentetiklerin sistemlerine sızıp mars saldırısını düzenlemeleri emrini verebileceği bir borg teknolojisi bulmuş olabilir.

    - soji, borg kollektifinden koparılmış drone'lar üzerinde çalışıyor. picard'ın asimilasyonu ve hugh'dan (her ikisi de the next generation'da gerçekleşiyor) hatırlayacağımız gibi, bu 'bir borg'u eski haline döndürme işi' oldukça zor ve tehlikeli bir işlem. voyager'da ise seven of nine'ı insana benzetmeleri biraz daha kolay oluyordu. 20 yıl sonra ise görüyoruz ki bu prosedür artık olağan bir işlem haline gelmiş durumda.

    - picard, enterprise'tan önce kaptanı olduğu stargazer adlı gemide birlikte çalıştıkları doktor arkadaşı dr. benayoun tarafından ziyaret ediliyor. ikisi aynı zamanda merhum jack crusher'la (beverly crusher'ın kocası, wesley crusher'ın babası) birlikte çalışmış. doktor, picard'ın beyin yan loblarında bir sorun tespit etmiş. muhtemelen beyin hastalığı 'öromatik sendrom'dan bahsediyor. picard, böyle bir hastalığı olduğunu st:tng'in son bölümü all good things'te dr. crusher'dan öğreniyordu. dr. benayoun picard'a bir gezegenin ateş ormanlarında beraber başlarından geçen maceralardan da bahsediyor, fakat bunun bağlantısını henüz kuramadım (araştırdım da, kurabilen yok).

    - picard yıldız filosu merkezine (san francisco) geldiğinde st:tos filmlerinin theme müziği çalmaya başlıyor. giydiği ceket de tng'deki üniformaya benziyor. yakasına taktığı ziyaretçi rozeti de starfleet logolu, ama yana dönük. (bu, ziyaretçilerin yeryüzünde kalacağı anlamına gelir.) burada aynı zamanda orijinal atılgan 1701 (st:discovery'deki versiyon) ile 1701-d'nin hologramlarını görüyoruz.

    - yıldız filosu subaylarının giydiği üniformalara dikkat edilmiş olması da oldukça etkileyici. hatırlarsak önceki star trek dizilerinin gelecekte geçen bölümleri vardı. voyager:endgame, tng:all good things, ds9:the visitor gibi. üniformalar ve haberleşme rozetleri bunlarla tam uyumlu tasarlanmış.

    - star trek dizi ve filmleri yazılırken kullanılan dile çok dikkat edilirdi. amiral clancy, star trek discovery'den sonra defa 'fuck' kelimesini kullanıyor. discovery'deki kadar tepki almasa da rahatsız olan fanlar olmuş.

    - amiral aynı zamanda 14 gezegenin romulanlar kendi haline bırakılmazsa federasyondan ayrılmakla tehdit ettiğini söylüyor. discovery 3. sezon trailer'ında gördüğümüz federasyon bayrağında da sadece 6 yıldız vardı. yani 1000 yıl sonra birçok gezegen federasyondan ayrılmış.

    - picard hastalığını öğrendikten sonra odadaki saatte şömine ateşiyle birlikte yansımasını görüyoruz. star trek generations filminde soran: 'zaman içinde yandığımız ateştir' diyordu. güzel gönderme.

    - dr. pill, picard'ı beklerken asimov'un robot kısa hikayeleri'ni okuyor. asimov'dan st:tng bölümü datalore'da da (tasha yar tarafından) bahsediliyordu. ayrıca asimov ile gene roddenberry iyi arkadaştı.

    - dr. pill, dahj'ın eğitimini araştırdığını söylüyor. regulus kayıtlarına baktım, diyor. burası regulus ııı bilim akademisi. ds9'ın sadece bir bölümünde (fascination) bahsi geçiyordu. dizinin yazarları star trek'in geçmişini gerçekten çok iyi araştırmışlar.

    - enterprise-d'de görev yapan subayların adı geçiyor. riker, worf, laforge. st:picard countdown çizgi romanlarında, laforge'u utopia planitia tersanelerinde yeni gemiler tasarlarken görüyorduk. görünüşe göre saldırıdan kurtulmuş ve hala hayatta. sevindirici.

    - picard, riker'dan önceki 1 numarası raffi musiker'ı görmeye gidiyor. raffi'yi countdown çizgi romanlarında da ana karakter olarak görüyorduk. picard'ın getirdiği şarabı içebilmek için bardaktaki suyu döktüğünü görüyoruz. kendisi türk değil, suyu dökmesi de 'sular seller gibi git gel' demek değil elbette. sinematik anlatımda 'normal hayatımı geride bırakıyorum, yeniden maceraya atılıyorum' demenin güzel bir yolu.

    - bu sahnenin çekildiği yer oldukça güzel ve st tarihinde önemi olan bir yer. vasquez kayalıkları. birçok dizi ve filmde (voyager, enterprise vs) yabancı gezegen için set olarak kullanılmıştı. ama ilk kullanılışı kirk'ün gorn'larla dövüştüğü sahneydi.

    - vulcan sandığımız amiralin masasında, st:enterprise'ta gördüğümüz kir'shara'nın (s4xe9) bir kopyası var. bu artifact'ta vulcan filozof surak'ın öğretileri kayıtlı. yani zhat vash üyesi romulan'lar federasyona sızmış ve vücutlarını insana ve vulcan'a dönüştürmüş. bunun mümkün olduğunu daha önce de görmüştük. ds9'da kira cardassian oluyordu, tng'de troi romulan oluyordu ve discovery'de ash tyler insan oluyordu.

    - ayrıca bu yıldız filosu üniforması giymiş insan formundaki casusun narek'in kardeşi olabileceğini düşünenler var. hatırlarsak ilk bölümde narek, 'bir kardeşim vardı' diyordu. eğer ırkınızı değiştirebiliyorsanız cinsiyetinizi de değiştirebiliyor olmanız lazım.

    - narek ile yıldız filosundaki casusun konuşma sahnesi. bu sahnede çalan müzik, tos: balance of terror'da çalanla aynı, orkestrasyonu yeniden yapılmış hali.

    - all good things'te picard q'ya 'bu bir romulan oyunu mu, savaş başlatmak için yaptıkları bir hile mi?' diye soruyordu. bu dizi de başladığında picard yine bir romulan oyununu ortaya çıkarmaya çalışıyor.

    --- spoiler ---

    (aslında st kültürüne yeni arkadaşları ürkütmemek için çok detaya inmeyi düşünmüyordum, fakat trekkie kardeşim eldrun tarafından verilen bilgilere gelen olumlu tepkileri görünce biraz da ben yardımcı olayım dedim. umarım işinize yarar.)
  • star trek'e yeni başlamış veya the next generation dizisini izlememiş olanlar için şunları söylemek lazım.

    - doktor jurati, bruce maddox diye birinden bahsediyor. tng'nin 2.sezonunda androdimiz data'nın birey olup olmadığıyla ilgili the measure of a man adında bir bölüm var. bu bölümde federasyonun sibernetik üzerine çalışan isimlerinden bruce maddox, data'yı incelemek ve onun gibi androidler üretmek istiyor. bu bölümü izlemeniz lazım.

    - jurati picard'a b4 androidini göstermekte. bu android, data'yı yapan dr.noonien soong'un data'dan önce yaptığı bir android. görünüşü aynı. fakat data gibi gelişmiş bir pozitronik beyne sahip değil. data hafızasını b4'a aktarmıştı diye söylendi. bu olayların detayı için star trek nemesis filmini izlemeniz lazım.

    - noonien soong, data'dan önce b4'ü yapıyor, yani before'u.* aslında bu iki modelin arasında bir android daha var. lore. dizideki android olayını ve data'yı daha iyi anlamak için tng'nin 1x13 datalore ve 4x3 brothers'ını izlemeniz gerekiyor.

    - data'nın bir çocuk istediğinden bahsediyor picard. yine diziyle oldukça ilgili olan tng 3.sezon 16.bölümü the offspring'i izlemeniz lazım data'nın neden böyle düşündüğünü anlamanız için.

    - picard arşiv odasına girdiğinde görülen captain picard day ise 7x12 the pegasus bölümünden bir hatıra.

    - haa, picard şarapçılıkla uğraşıyor çünkü burası aile çiftliği. dizide the best of both worlds'deki olaylardan sonra picard 4x02 family bölümünde yine buraya, abisinin yanına gelmişti. tek başına izlenildiğinde yavaş bir bölüm olarak gelebilir tabi.

    izleme sırası

    1x13 datalore
    2x09 the measure of a man
    3x16 the offspring
    4x03 brothers
    star trek nemesis

    extra olarak şunlar izlenebilir

    2x15 pen pals
    3x02 the ensigns of command
    4x11 data's day
    7x10 ınheritance

    ileriki bölümlerde seven of nine picard'ın yanına gelecek. star trek voyager dizisi izlenmediyse, bu karakteri anlamak için şu bölümler izlenebilir.

    3x26 scorpion part 1
    4x01 scorpion part 2
    4x02 the gift
    4x06 the raven
    4x25 one
  • ilk bölümü genel anlamda oldukça başarılı buldum.. çok fazla aksiyon olacak herkes birbirine sıkacak güzelim star trek evreni john wick'e dönecek diye korkuyordum ama kararında bir aksiyon olmuş umarım bu ayarda devam eder. hatta yer yer felsefik ve bilim öğelerinide barındırırsa içinde tadından yenmez.

    --- spoiler ---

    konuyu sağlam temellere oturtmuşlar. romulanlar'ın kurtarılması sırasında androidlerin yaptığı hainliği ve devamında star fleet'in bütün androidleri yasaklamasını temel almışlar. en sonda bir borg cube gördük ki burda romulanların ne işi var? borg'lar sahip çıktı desem borg kültürüne aykırı böyle bir şey. nerede kaldı resistance is futile?

    zaten ikiz kız orda çalışıyor, yenileme tesisi gibi bir yer. bu ikize yanlayan eleman şu okinawa'da ki dr. agnes'in bahsettiği eleman olma ihtimali nedir?

    değinmek istediğim bir kaç yer daha var trekkieler oldukça sevmiştir bu kısımları.

    açılıştaki data ile poker oynanması, biliyorsunuz ki data'nın zamanında holodeck'te einstein, newton ve s.hawking ile poker oynamışlığı vardır.

    picard'ın aile yadigarı olan üzüm bağlarının başına geçmesi. köpeğinin adının number one olması. ki sonunda burda yaşamıyorum sadece ölmeyi bekliyorum demesi bile zamanında neden o bağlarda kalmadığı ve starfleet'e yazıldığını hatırlatmıştır herkese.

    earl grey çayını artık kafeinsiz ister olmuş picard. nerde kaldı ya tea earl hot?

    be the captain they remember cümlesinden sonra tüyler diken diken. en az benim olduğu kadar herkesi duygulandırmıştır bu sahne.

    have you ever been stranger to yourself? bunu locutus'a diyor ya cevaba bak many many times.

    picard'ın arşivde gördüğü bat'lethhatta yanındaki hançer yanlış hatırlamıyorsam bir bölümde hakim gibi bir şey olduğu için verilmişti.

    captain picard günü afişi zaten gözlerden kaçmamıştır.

    data her zaman bir kız çocuğu istemişti bu dizinin konusunu oraya bağlamalarıda ayrı bir güzel geldi bana.

    --- spoiler ---
  • şu sahneye sahip olmasına rağmen savunulan uzay yolu dizisi(?!).*

    öncelikle diziyi (henüz) izlemedim, bu yeni nesil bilimkurgu dizilerini eleştiri yorumlarını okumadan/dinlemeden izlemek istemiyorum zira o hatayı yıldızgeçidi evren* ile yaptım. yıldız geçidi ruhunu satmışlardı o dizide, toparlamaya çalışsalar da olmamıştı.

    bu sebeple aşağıdaki görüşümü izlediğim, okuduğum yorumlardan yola çıkarak yazmaktayım.

    uzay yolu (?) picard'da da yıldızgeçidi'ne benzer bir durum gözlemliyorum. uzay yolu, tekrar edeyim, uzay yolu! varlık amacı farklı yeni dünyaları* keşfetmek olan seri! kimsenin gitmediği yerlere cesurca gitmek olan seri!* onun yerinde elimizde ne var? ihtiyarlamış, kendisinin yaptıklarının yanına bile yaklaşamayacak kariyerde kişilerce kendisine küfredilen bir jean luc picard. uzay yolu serisinin en efsanevi, tabirimi maruz görün, en t***klı karakterlerinden birisi olan picard. diziye adını vermiş fakat ruhunu satmış gibi duruyor. buna ek olarak da picard'ın olduğu dizide q yok.

    uzay yolu voyager dizisinden hatırlayacağımız dokuzların yedisi*, o kadar sezon boyunca yaşadığı karakter gelişimi çöpe atılmış ve psikopat bir lezbiyene dönüşmüş (chakotay ile yürümedi galiba işler?), ne borg düşünüşü ne de insan merhametine sahip bir ucube olmuş.

    hayretler içerisindeyim, federasyon'un ve yıldız filosu'nun karanlık işlerle uğraşmasına sevinenler var ula! galaksinin keşfedilmesi, yeni medeniyetler bulmak, birincil yönerge* falan da boş beleş işler değil mi?

    uzay yolunun temeli insanlığın biraraya gelip kendisinden daha büyük oluşumlara katkıda bulunup uzayı keşfetmesidir, bilimdir, felsefedir, ütopyadır. boş beleş işleri*** bırakırsak hangi seviyelere çıkarız sorusuna bir yanıttır. gene roddenberry reyisin kemikleri epey bir süredir sızlıyordu da, herhalde bu tabutuna çakılan son çivi oldu.

    ben çok üzülüyorum arkadaşlar. bu uyanma* ayağına çok güzel işler mahvediliyor, kavramların içi boşaltılıyor, en sevdiğimiz karakterler yok ediliyor.
  • bu dizide anlamlandıramadığım tek şey şu;
    https://blog.trekcore.com/…s/2020/02/oh-glasses.jpg

    yav, yıl olmuş 2400 bu nedir amk?
  • --- spoiler ---

    soru: küpün olayı nedir?

    cevap:

    quadrant'ları, federasyonu, romulan imparatorluğunu, borg kollektifini daha iyi anlamak için haritayı inceleyebilirsiniz: https://i.pinimg.com/…cb49d2e1133da842615ce1188.jpg

    bu da sektörlerin haritası: https://vignette.wikia.nocookie.net/…path-prefix=en

    samanyolu'nu bir küre şeklinde düşünür ve dörde ayırırsak dünya'nın ve federasyonun büyük bir kısmının olduğu bölgeye alpha quadrant'ı (alfa çeyreği) deniyor. komşuları beta ve gamma çeyrekleri. en uzak kısmı ise delta çeyreği. borg ırkı ve bu küp delta çeyreğinden geliyor. böylesine uzun mesafeleri nasıl kat ettiklerini, kollektifin kendi içinde nasıl haberleştiğini, nasıl bir hiyerarşik yapıya sahip olduğunu voyager dizisinin son sezonunda öğreniyoruz.

    dizide gördüğümüz, bir şekilde alpha quadrant'ında sıkışıp kalmış, kollektif ile bağlantısı kopmuş, sistemleri çalışmayan bir borg kübü. galaksinin diğer ucundan buraya kadar muhtemelen voyager'ın son bölümünde yok edilen sistemi kullanarak geldi. fakat hangi sebeple geldiğini, nasıl bir arıza yaşadığını, neden felç olduğunu, ne derece hasarlı olduğunu, tamirattan sonra uçup uçamayacağını henüz bilmiyoruz. ileriki bölümlerde açıklığa kavuşacaktır.

    soru: bu romuluslular nasıl asimile oldular?

    cevap: soji bu sorunun cevabını veriyor. romulan imparatorluğu'nun küçük bir keşif gemisi olan shaenor, bundan tahminen 10-15 yıl önce, 26 kişilik mürettebatıyla yol alırken borg kübüyle karşılaştı. bütün mürettebat asimile edildi. ve shaenor bu küp tarafından asimile edilen son gemi. daha sonra küpte bilinmeyen bir problem oldu (bkz: alt matris çöküntüsü) ve barındırdığı borg'ların kollektifin geri kalanıyla bağlantısı kesildi, geminin bütün sistemleri çöktü. peki bu romulan'lar asimile olduysa neden borg gibi görünmüyorlar diye düşünülebilir, onu da henüz bilmiyoruz. 2 olasılık akla geliyor. ya asimilasyonları daha tam olarak tamamlanamadan çöküntü gerçekleşti. ya da picard'a, seven of nine'a yapılanın benzeri bir estetik operasyonla eski hallerine getirildiler.

    soru: bu devirde neden halen daha kasıntı kasıntı konuşan kötü karakter yazıyorlar?

    cevap: kasıntı ve güvensiz olmalarının sebebi 'kötü' olmaları değil. zhat vash olmaları. "neden nazi'ler filmlerde hep milliyetçi oluyor ve almanca konuşuyor?" gibi bir soru bu.

    bonus soru: picard'ın evinde 3 kişi 7-8 kişilik romulan suikast timini dövüyor. dahj da ilk bölümde tek başına bir tim dövmüştü. ne biçim dizi, ne biçim star trek bu?

    cevap: picard eski bir yıldız filosu subayı. yıldız filosu subayları yıllarca yakın, uzak dövüş eğitimi alır. amirallikten emekli biri için az bile dövüşüyor. zhaban ve laris de eski romulan gizli servis elemanları. hırkayla gezdiklerine bakmayın. üçü de istediklerinde son derece tehlikeli olabilir. aralarında savaşçı olmayan sadece agnes. o da elinde romulan disruptor'u (bkz: disruptor) ile odaya girdiğinde elleri titriyor zaten.
    kızlara gelince... dizide de bolca üzerinde duruldu ama hala anlamadıysanız dahj ve soji android. ikisi de data'nın / bruce maddox'un yarattığı sibernetik organizmalar. dolayısıyla 20 metre zıplamaları ve seri şekilde adam dövmeleri mümkün.

    --- spoiler ---
  • discovery'e çok sövdük ama hakkını vermek lazım. bir st dizisi çıkıp da 2020'li yıllarda da bilimkurgunun tutacağını göstermeseydi, star trek picard'ın da yapılması çok zordu.
  • hiç uzun uzadıya incelemek gelmiyor içimden. picard, data ve seven'ın göründüğü şu iki buçuk dakikada ufaktan çişimi tutamamış olabilirim. bunun dengi ewan mcgregor'lu bir kenobi filmidir. bunun dengi the evil dead'in geri dönüşüdür. bunun dengi mark hamill'ın joker'i canlı kanlı canlandırışıdır. üstümüze star trek atın, voyager'a, tng'ye boğun bizi. prime kullanmanın gerçekten bi faydasını görelim.

    ellerim titriyor yemin ediyorum.
  • 2. sezonu tam bir katarsis fırtınası yaratan dizi. distopya filan diyenlere bakmayın, 2. sezon özellikle noktasına virgülüne kadar star trek ruhunu taşır. tüm zorluklar karşısında umudunu yitirmemek, ne olursa olsun starfleet prensiplerinden kopmamak, iyiliği düstur haline getirmek, hata yapmanın ne kadar insanı bir şey olduğu, kendimizle barismamizin gerekliliği gibi konular ihtiva eden bir sezon daha ne kadar star trek olabilir? ben gayet de memnunum eski ekibi görmekten, çok özlemişiz, iyi ki toplandılarda bu efsaneleri hala dünya gözüyle izleyebiliyoruz. 3. sezon da geldi, hoş geldi. ilk bölüm itibariyle dr. crusher yardırıyor, bakalım neler olacak. beğenmeyen gitsin discovery izlesin.
  • bu dizi ornegin "star trek new frontiers" gibi bir isimle cikmis olsa the mandalorian ile kiyaslanmasini anlardim.

    the next generation ciktiginda mesela ne mal oldugu belliydi, yeni murettebat, eskisinden yana bir beklentiniz olmasin niyetine..

    ama dizinin isminde tng'nin ba$ karakterinin adi var. bas bas bagiriyor ne olacagini.

    picard'i oraya adamlar isim bulamadiklari icin mi koymuslar?

    geldigimiz bu donemde insanlara bir sey begendirmek artik gercekten cok cok zor.

    sen panda belgeseli acip izledikten sonra "ama gecen gun izledigim aslanli belgesele hic benzemiyordu" diyor musun?

    the mandalorian ile kiyaslanmasi iste bu panda-aslan benzetmesi kadar sacma.

    ote yandan...

    the mandalorian'in kolay anlasilabilir "o evreni" dediginiz evren, kulliyatinin ozetini bilmeyen birine oturup yarim saatte anlatabileceginiz komplekslikte bir "evren"

    iyinin ve kotunun mucadelesi ozunde.

    oysa ki star trek'in tek bolumu hakkinda saatlerce konusabilirsiniz.

    bu yuzden bir star trek dizisinin tek bolumde hicbir sey bilmeyen insana her seyi acik secik anlatabilecegini beklemeyin.

    yil olmus 2020, en azindan bir tng izlemediyseniz yeni star trek izlemenize gerek yok zaten. hele ki bu star trek'in isminde picard geciyorsa!

    ps:
    the mandalorian'da bir suru easter egg var. hepsini %100 anlayip izlemek isterseniz o kadar kolay anlasilabilir degil. sizin farketmemis olmaniz size "kolay anlasilabilir" geliyor olabilir.
hesabın var mı? giriş yap