• bazen düşünüyorum, morrissey'in en iyi şiiri hangisidir diye; bulamıyorum. the smiths ile solo dönemlerini ayırayım, iki tane en bulayım diyorum; o da olmuyor. solo döneminden her albümün için bir en bulayım diyorum; işin içinden çıkamıyorum.
    gene de aklıma hep speedway geliyor; meylediyorum listenin başına yazmak için; diğerlerine haksızlık olur diye elim gitmiyor. ama başka işte speedway, rengi başka tadı başka. kalbimdeki yeri başka. (oh be, söyledim.)
    mart 1994 tarihli, vauxhall and i'ın (en iyi kapağa sahip solo albümü moz'un. en demeye alıştım) ve 1995 şubatı'ndaki iki ingiltere konserinden hazırlanan video albümü introducing morrissey'in kapanışı. herhalde görselliğin etkisiyle canlı kaydını daha çok seviyorum ama 1:42-43'teki havlamaların, "there's nothing left to break" derken dalgalanışın etkisi de yadsınamaz.
    tertemiz bir morrissey girişi ile açılır speedway; hemen ardından elektrikli testere (albümün basçısı jonny bridgwood matkap olduğunu söylemiş ama yapımcı steve lillywhite testere diye ısrarcı) çalışır, o an anlarsın bu şarkı bir yerlerini kesecek, kurtuluş yok, bir oyun oynayacak sana morrissey.
    sonra hakkında söylenenleri düşünürsün, sinir olduğun dedikodular gelir aklına, o kadar da uydurma değil bunlar dersin, ben sebep oldum çoğuna, zaten inkar etmiyorum.
    and you won't smile/until my loving mouth /is shut good and proper/forever dediğinde, moz'un istediğinde nasıl acımasız olabileceğini anlarsın. zaten canlı kaydı izliyorsan o anda ışıklar söner. anlık karanlıkta fark edersin, birazdan yalanların bahsi açılacak. ama yalan mı ki onlar, yalan mı denir şimdi onlara?
    en sonunda morrissey, onu neden bu kadar sevdiğini, ondan bahsetmeden, onun yazdıklarını ya da hakkında yazılanları okumadan bir gün geçiremediğini, çalışırken müzik dinleyemediğin için, işi gücü aksatıp gene de onu dinlediğini söyleyiverir sana: i've always been true to you/in my own strange way/i've always been true to you /in my own sick way/i'll always stay true to you.
  • oval toprak pistlerde yapılan bir motosiklet yarışı. enduro tipi motosikletler kullanılıyor. dönüşlerde ön teker gidilecek yönü çizerken arka tekerlek drift yapıyor. izlemesi de oldukça keyifli ama ne yazık ki spor kültürümüz çok gelişmiş olduğundan türkiye'de bilinen bir spor değil ve türk sporcu yok.
  • counting crows grubunun anormal şarkısı. çok eski şarkı ama ölümsüz amına kodumun şeyi.

    yıkama yağlama yeter linkleme zamanı.

    bir kere dinleyin sonra teşekkür edersiniz

    https://open.spotify.com/…s9fa&utm_source=copy-link

    https://youtu.be/iq8pbzog9w4
  • gözlerinizi kapadığınız ve bi sigara eşliğinde dinlediğinizde moz'un nefesini boynunuzda hissedeceğiniz şarkı. bittiği an gerçek dünyaya adapte olmak zordur, bi sigara daha yaktırıp ''jesus, buddha ya da her kimsen, benim ömrümden al şu adama ver'' dedirtir.

    (bkz: durduk yere adamın amına koyan şarkılar)
  • bir cesit motosiklet yarisi. suradan nasil bir sey oldugunu gorebilirsiniz. http://www.youtube.com/watch?v=_rnqd9rkyqw
  • gelmiş geçmiş en kötü pompalara sahip olan petrol dağıtım şirketi.
    her çeşit pompası ayrı bir bilmece gibi.
  • tek vitesli ve frensiz motorsikletlerin oval toprak pistte volta atmasını temel alan; kuralların basitliğinden ve etapların kısa süreli olmasından çekişmenin ve heyecanın daima yüksek olduğu bir spor dalı.
  • bir pazar sabahı beşiktaş- kadiköy vapurunda bir anda çalmaya başladığında özellikle in my own strange way / i've always been true to you/ in my own sick way/ i'll always stay true to you kısmıyla dört senedir dinlememiş olsam da aynı hissiyatı yaşatabilmektedir. teşekkürler moz.
  • grubun vokalisti jill jackson 2004den beri alex parksla beraberdir.
    (bkz: evet manyagım)
    (bkz: eksi sozluk haber ajansi)
hesabın var mı? giriş yap