• i'ma motherfuckin' beast ile açılış yapan film, sanki bu şarkıyla, temponun hiç düşmeyeceğini ve heyecanlı bir 123 dakika geçireceğimizi anlatmaya çalışıyor.
    başarıyor mu? kesinlikle evet.

    jake gyllenhaal'a donnie darko'dan beri duyduğum özel bir sevgim var ve şu ana kadar beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı diyebilirim. prisoners'daki tikli dedektif, enemy'de kafası karışık kişilik, nightcrawler'daki sosyopat derken, şimdi kendisini bambaşka bir rolde hem de baklava desenli bir vücut içinde görmenin haklı gururunu yaşadım.

    film, standart bir hikayeyi pek aşamıyor, konuyu okuduğumda beklentim direkt düştü diyebilirim. haklı olarak elimizde, rocky serisi varken, üzerine million dollar baby ve cinderella man gibi kültler çekilmişken ve en son 5 sene önce the fighter ile ihya olmuşken ne bekleriz ki? *tabii ki, bol bol kan ve drama*.

    --- spoiler ---

    hope'un karısının ölümünden sonra kafasını yatağa gömerek böğürmesi, mahkeme sahnesi, kızıyla olan ilişkisi, bilerek dayak yiyip milyon dolarlık dövüşü kaybettiğinde duşta tek başına yerde oturuşu ve yanında kimsenin olmayışı, son sahnede maureen ile konuşması vs. bol bol gözyaşı dökülebilecek sahneler. ancak bana göre film çok fazla konuya değinmiş; spordan ziyade, aile ilişkileri ve dramaya ağırlık vermiş. örneğin hoppy'nin ölümü üzerine tick ile olan sahne gereksizdi, çünkü hoppy'i yeterince içselleştirememiştik zaten. oradaki sahnenin altında başka bir neden olabilirdi, çok fazla konuya dağılmayabilirlerdi. hope'un çalışmalarını, tick ile sohbetlerini, boksa felsefi yaklaşımlarını daha çok görebilirdik. hope sanki birdenbire her şeyini kaybetmiş gibi oldu mesela, muhasebecisi ile bir oturumluk görüşme ile bunu açıklamayı tercih ettiler. aslında bir anlamda da film daha uzun olabilirdi (ilk defa bir filmin daha uzun olmasını istedim sanırım).

    --- spoiler ---

    filmin soundtrack'i eminem'in dokunuşuyla hayli gaz parçalardan oluşuyor ve müziklerini icra eden james horner çok kısa bir süre önce uçak kazasında vefat etmiş. training day ve the equalizer'ın yönetmeni antoine fuqua filmin kısıtlı bütçesi nedeniyle james horner'a para teklif edememiş ancak horner filmin konusunu sevdiği için işi bedavaya yapmış. rip horner.

    sıcaktan bayıldığımız sıkıcı yaz günlerine sıkı bir kroşe çakan, başarılı bir film.

    edit: imla
  • imdb puanına yaraşır film. ne çok efsane ne de itin götüne sokulabilecek orta şeker bir film.

    --- spoiler ---

    yalnız, bu amerikan filmlerindeki iki ayda sefile bağlama elde avuçta ne varsa kaptırma olayını hiç anlamıyorum. 40 küsür namağlup maça çıkmış, her maç ortalama bir kaç milyon cebe indiriyosun. kendi sikletinde bilmem kaç kere dünya şampiyonu adamsın ama ilk sözleşmesi elinde patlar patlamaz evine icra geliyor.

    karısı ölüyor daha kırkı çıkmadan 50 cent gelip hacı durumlar kötü haciz maciz sikecekler seni diyor. bu da napalım diyerek daha önce kabul etmediği sözleşmeyi imzalıyor. akabininde maça çıkıp sözleşme kurallarını ihlal eden bir hareket yapıyor. her neyse sonrasında bu adamın bütün banka hesaplarını, evini, eşyalarını, bütün arabalarını filan allah ne verdiyse haczediyorlar. sözleşmede eğer hakeme kafa atarsan donuna kadar alırız maddesi mi var amk? ayrıca nasıl bi olaysa hiç kenarda kuytuda sotelenmiş para pul, elmas, altın neyin yok. hacize geldikleri gibi sikindirik antreman çantasını sırtına vurup ışıklarda cam silmeye gidiyor. bi eppek parası abi, boksördüm ben karım öldü sokaklara düştüm abi allah rızası için. ne lan bu?

    yani realitesi nedir bu olayın? diğer filmlerde de görüyoruz. koca ceo şirketten kovulur kovulmaz kendine ara sokakta kartondan ev yapıyor, bali çekmeye başlıyor filan. nasıl bir klişeymiş lan o? yeminle koca film bu olaya takıldım kaldım.

    --- spoiler ---
  • klişeler; sağlam oyunculukla nasıl baştacı olabilir, sanki bunun ispatıydı bu film.

    --- spoiler ---

    sanırım finalde, küçük kızın; ringe son anda yaklaşıp,babasına gaz vereceğine emin olmayan yoktur izlerken, ama olmadı, ilginçti...

    --- spoiler ---
  • son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biriydi. kesinlikle gidip sinemada izlenmeli. şaşırtıcı olan ise cinemaximum gibi sinemalarda bile bazı noktalarda oynamıyor oluşu. sanırım fazla izlenmeyeceğini düşündüler, kesinlikle hata.

    --- spoiler ---

    aslında klasik bir boks filmi. karısının öleceğini, öldükten sonra ise yaşanacakları tahmin ediyoruz. filmin devamı da klişe, bu yüzden bazı ekşici sinema eleştirmenleri izlemeyin diyecektir, fakat filmin başarısı tam da burada. klişe ve tahmin edilebilinir olmasına rağmen oldukça etkiliyor ve heyecanlandırıyor.
    --- spoiler ---

    sonuç olara, izleyin izlettirin.
  • tüm entrylerde istisnasız klişe yazılmış fakat az bile söylemiş bence. maalesef senaryo klişenin alası. oyunculuklar ve görsellik tadında. 6/10

    --- spoiler ---

    hayır aga her şeyi geçtim kariyerinde 43 galibiyet 0 mağlubiyet olan bir şampiyon, yani bir nevi floyd mayweather, nasıl olur da 1 boks maçını kaybedince 10larca belki 100lerce milyon dolarlık serveti, saray yavrusu evi, 10larca süper spor arabasını kaybedip cebinde 10dolar parası kalmayıp tuvalet temizlemeye kadar düşüyor. bu seviyedeki boksörler unvan maçında kaybetse bile milyon dolar garanti para alıyorlar. 1 maç kaybetti sarayda yaşayan prenses kızına 2 gün sonra sosyal hizmetler el koydu yurda yerleştirdi falan.
    dramatize edicez, bak nereden nereye geldi adamcağız derdirticez diye senaryoyu vıcık vıcık etmişler
    --- spoiler ---
  • merakla beklediğimiz film. yalnız 50 cent hiç olmamış gibi görünüyor trailer'da. adamın suratında her sahnede kötü oyuncularda görülen "kamera beni çekiyor gülmemek için kendimi zor tutuyorum" ifadesi var. o rol için bir al haymon tiplemesi olarak clarke peters gibi bir abi daha gerçekçi olurmuş.
  • profesyonel dövüş filmi izlyecisi ve boks hayranı olarak (gayet güdük olan son yılları hariç) gayet beğenmediğim leş film.

    birincisi senaryo tamamen tırt. ana karakter billy hope gene fena değil, baba-kız ilişkisi muhabbeti hoş ama bunlar dışında hiçbir şey yok. mesela en basitinden villain olsun diye yerleştirilmiş olan kolombiyalı apaçi hiç olmamış. başka dövüş filmlerini incelersek:

    -apollo creed
    -clubber lang (rocky 3)
    -mavi ayı (million dollar baby)
    -mad dog (warrior)
    -ivan drago (rocky 4)

    gibi ana düşmanlar var. bu adamların illa sevilmez ve nefret edilmesi gereken karakterler olmasına gerek yok. misal ilk rocky filminde hatta ikinci filmde de apollo creed tüm o renkli kişiliği, esprileri, dövüş tarzı ne bilim maç öncesi saçını taramasıyla -ali taklidi olmasına rağmen- hem orjinal hem de çok sevilesi bir karakterdi. clubber lang tam anlamıyla dananın çocuğu, bizonun torunu halleriyle nefret edilesi evlat olsa eldivenle bile dokunulmayası tüylü küpelerinden tutulup çekilesi, kopan küpesi mabel matize hediye edilesi bir adamdı. veya ivan drago... sorsan belki yurdumda çoğu insan rocky iv'e dair pek bir şey hatırlamaz, belki seriyi hiç izlememiştir; ama ivan drago diyince herkes bilir. kötü karakter olabilir spoiler vermeyeyim ama çok sevdiğimiz bir karakterin canına kastetmiş olabilir; ama gene de bir sempati vardır veya sevmesen de filme heyecan katan bir karakterdir. million dollar baby'deki mavi ayı denen dangalak kesinlikle nefret edilesidir; ama maç sırasında insanı korkutur, ölümüne nefret ettirir ve maça çıkarken altına sıçtırtır. demem o ki kötü karakter veya ana rakip dediğin kişinin biraz hikayeye bir katkısı olur. tipi sönük, baldırında puro saran ve lakers oyuncusu gibi giyinen bu dayı ne final maçında bir heyecan uyandırıyor ne de bir sempati duyuyoruz kendisine. misal ben rocky ilk filmde maç öncesi hazırlıkları yaparken baya baya o heyecanı hissetmiştim.

    baba-kız olayı daha güzel işlense belki orjinal bir şey olurmuş. warrior'daki abi-kardeş ilişkisi hesabı bir şeyler olabilirmiş. girlfight filmindeki manita kavgası gibi orjinal bir şeyler ortaya koyabilirmiş. ama olmamış, olamamış.

    antrenör... bilen bilir bu tip filmlerde antrenör mevzuu önemlidir. misal:

    -micky (rocky)
    -duke (rocky 6'daki efsanevi konuşmasına dikkat çekerim)
    -frankie (million dollar baby)
    -warrior'daki baba karakteri

    bu filmde antrenör karakteri bence en iyi karakterdi. bana da iki yumruk göstersin isterdim. ama misal kolombiyalının ağzını burnunu kırmak istemedim. çünkü o tırt. o olmamış.

    bir diğer önemli dövüş filmi mevzuu da training montage'dir. burada antrenman maskesi reklamı yaparken ve hiç uymayan bir şarkı seçerken piç edilmiş. hiç ama hiç olmamış. adidas reklamı kıvamında olmuş. antrenman sahnesinden sonra benim yastık dövesim sokaklarda koşasım gelmiyosa sikeyim öyle sahneyii afedersiniz amk.

    dövüş sahneleri var bir de. raging bull izle, rocky 6 izle, million dollar baby izle gerçekten şiddet nasıl hissettirilir, gerçekçi kareografi nasıl olur görün birader. warrior'daki kobalı dövüş sahnesini izle heyecan nasıl geçirilir seyirciye gör. burada her şey fazla sahte kalmış. karakterin ağzını yüzünü kan içinde bırakınca güzel ve gerçekçi olmuyo amk.

    bir de kings never die güzel olmuş o iyi bak. güzel şarkı.

    filmin ne kadar tırt olduğunu şöyle anlatayım:

    fight night champion diye bir oyun var. bir boks oyununda olmayacak şekilde senaryo modu var. o senaryonun:

    -hikayesi
    -karakterleri (kötü karakter isaac frost, antrenör gus, baby brother, andre, hapisteki antrenör, mcqueen...)
    -antrenman sahnesi (valla var öyle sahne)

    her şeyiyle bu filmi üçle çarpar beşe böler ne bilim toplar çıkartır hem evdeki bebenize dört işlem de öğretmiş olursunuz. bir de saatleriniz daha heyecanlı geçer.

    sonuç olarak amk böyle filmin.
  • jake gyllenhaal'ın başrolünde olduğu, bir şeyi kaybetmenin ne kadar kolay, kazanmanın ise ne kadar zor olduğunu gösteren boks temalı bir film.

    konu biraz klişedir ancak film kesinlikle kendisini izletiyor.

    ayrıca işleniş olarak rocky 3 filmi ile de benzerlikler gösterdiğini düşünmekteyim.
  • trailerdan anlaşıldığı kadarıyla güzel olacağa benzeyen film. şuradan izlenebilir.
  • ağladım.
    türk filmi kıvamında duygu sömürüsü dolu bir film.
    güzeldi, kendini izletti.
hesabın var mı? giriş yap