• yumuşak güç. bir devletin, başka bir devletin davranışlarını ve çıkar tanımlamalarını kültürel ve ideolojik araçlarla dolaylı olarak etkilemesi. bu araçlar tarih, kültür,edebiyat,sinema,sanat ve uygulanan diplomasi olabilir. yani kısaca, ekonomik ya da askeri güç kullanmadan diğer ülkeyi kendine çekmek denilebilir.
  • joseph s. nye tarafından yazılan bound to lead*adlı makalesinde kavramsallaştırıldı. 2004 yılında çıkan soft power*kitabı hem the new york times tarafından irdelenip, hem de amerikan yönetimine getirilen eleştirilerde amerikalı karar vericilere sorulan sorularda kullanılınca popülerleşti. erdal şafakbile dilinden düşürmüyor, düşünün artık.

    aslına bakılacak olursa sentetik bir kavramdır. vurgusu kabaca bir ülkenin dış politika hedeflerinin ikinci taraflarca meşrû görülmesine dayanır. başka bir ifadeyle 'başarılı diplomasi' derken de soft power kavramı yokken dahi referansımız kavramın kapsamını içerecek niteliktedir.

    demektedir ki, demeye getirmektedir daha doğrusu, sn. nye "abd bosna'yı ıskaladıktan, rwanda'yı salladıktan, afganistan ve irak'a girdikten sonra kimse abd'nin dış politika hedeflerinin taraf ülkeler için de arzu edilebilir bir sürecin itici gücü olacaktır teranesine inanmaya hevesli değil. çinli öğrenciler tiennenman'de özgürlük heykeli'nin maketini taşıyorlardı on altı yıl önce, şimdi para verseniz taşımazlar..."

    wallerstein gibi, şimdilik "hard power" (askeri güç, ekonomik yaptırım, iktisadî azmanlık, uluslararası örgütlerdeki etkinliğin pazarlanması ..vs) ile işlerini yürütebilen abd bilmelidir ki bu hard'ın da bir tükeniş noktası olması kaçınılmazdır.

    soft power teriminin popülaritesi kavramın açıklayıcı gücünün olmasından değil abd'nin konjonktürel durumuna bir vurgu yapması yüzündendir kanımca. instant consept
  • bir ülkenin gücü; askeri, ekonomik, teknolojik, beşeri güçlerinden, coğrafi, tarihi, kültürel avantajlarından, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden, yani soft ve hard güçlerin bileşeninden oluşur. yumuşak gücün unsurları arasında tarihi, coğrafi avantajları, ekonomiyi, diplomasi kabiliyetini, kültürel zenginlikleri, dini ve kültürel ilişkiler ağını, stratejik davranabilmeyi sayabiliriz. silahlı kuvvetler ve fiziki güç kullanımı dışındaki diplomasi - politika araçları bir ülkenin soft power kabiliyetidir.
  • insanları ikna ederek, çekim merkezleri oluşturarak istediğiniz noktaya getirmeye denir. burada en önemli görev medyanındır.
  • kimi kose yazarlarinin yakin zamanda lugatina dusmus soz obegi. bugun ergun babahan ve emre akoz kullanmis. dun de ayni kampta sayilabilecek birinin dilindeydi, hatirlamiyorum simdi.

    boyle kose yazarlari bir soz obegini kullanmaya basladiginda korkarim ben. en son eksenimiz kayiyordu mesela, gene mahalle baskisi geyigi bunun gibiydi. bu laf nereden trend oldu bilemedim simdi.
  • bence meme..
  • konu hakkında terimi bulan kişi olan joseph nye'a ait ir makale:
    http://hbswk.hbs.edu/archive/4290.html
  • gelişmiş ülkelerin kalkınma yardımı kuruluşları bu anlamda baya etkili araçlardandır.

    türkiye'nin yumuşak güçlerine, türk hava yolları ve yurt dışındaki izleyici kitlesi artan dizileri örnek olarak verebiliriz.
  • en anlaşılır şekilde örneklemek gerekirse, kabile şeklinde yaşayan toplumlardaki şeflerin sahip olduğu söz söyleme hakkının literatürdeki adıdır soft power. hakimlik yapmanıza olanak tanımaz size verilen yumuşak güç; bir tür hakemsinizdir siz yalnızca. dolayısıyla esas olarak cebrin* c'sini barındırmaz uhdesinde. sebep olduğu ilüzyon nedeniyle çok defa bir tür iktidar alanı sağladığı zannedilse de, yapıp yapabildiği tek şey çeşitli iktidar sahipleri arasındaki sınırı çizmektir.

    benim bir süredir soft power üzerine düşünmemin nedeni, soft power'dan demir bir yumruk devşirmeye çalışan insanların varlığına şahit olmam. sadece finansal gücü olan burjuvazinin silahlı güç elde etmesi gibi, mümkün ama doğal olmayan bir şey, yumuşak gücün gerçek bir iktidar tokmağına dönüştürülme çabası.
  • soft power, amerikalı bir siyaset bilimci olan joseph nye tarafından, bir ulusun başkalarını kültürel, ideolojik ve diplomatik kanallar gibi zorlayıcı olmayan yollarla etkileme yeteneğini tanımlamak için ortaya atılan bir kavramdır. bir ülkenin diğer ulusların tercihlerini şekillendirme ve yalnızca güç veya ekonomik teşviklerden ziyade cazibe yoluyla istenen sonuçları elde etme becerisini ifade eder.

    soft power, genellikle hedeflere ulaşmak için askeri güç veya ekonomik baskı kullanımını içeren "sert güç" ile karşılaştırılır. sert güç, askeri güce veya ekonomik hakimiyete dayanırken, soft power, başkaları için çekici olan kültür, siyasi değerler ve dış politikalar gibi soyut varlıklara dayanır.

    soft power örnekleri şunları içerir:

    kültürel etki: bir ülkenin filmler, müzik, edebiyat ve sanat gibi kültürel ihracatı, algıları şekillendirmede ve değerlerine ve yaşam tarzına ilgi uyandırmada önemli bir etkiye sahip olabilir. örneğin, amerikan filmleri, müzikleri ve televizyon şovları, amerikan kültürünün etkisine katkıda bulunarak dünya çapında geniş çapta yayıldı.

    diplomasi ve kamu diplomasisi: bir ülke, ilişkiler kurmak, çatışmaları çözmek ve değerlerini desteklemek için diplomasi, uluslararası işbirliği ve diyalog kullanabilir. kamu diplomasisi, eğitim ve kültür alışverişi, uluslararası yayın ve insani yardım gibi girişimler yoluyla yabancı halklarla ilişki kurmayı, iyi niyet ve anlayışı geliştirmeyi içerir.

    ideolojik çekicilik: bir ülkenin siyasi sistemi, değerleri ve politikaları, ilham arayan veya belirli yönleri taklit etmek isteyen diğer kişileri cezbedebilir. örneğin, soğuk savaş sırasında abd ve sovyetler birliği, kendi demokrasi ve komünizm ideolojilerini savunarak nüfuz için rekabet ettiler.

    kalkınma yardımı: diğer ülkelere yardım ve yardım sağlamak, bir ulusun soft power'ını artırabilir. ülkeler, ekonomik kalkınmaya, altyapı projelerine ve insani çabalara katkıda bulunarak iyi niyet oluşturabilir ve küresel olarak itibarlarını güçlendirebilir.

    uluslararası kurumlar ve normlar: uluslararası kuruluşlara aktif katılım ve küresel konularda işbirliği bir ulusun etkisini artırabilir. uluslararası normların ve politikaların şekillendirilmesinde öncü bir rol oynamak, küresel işbirliğine bağlılığı gösterir ve bir ülkenin soft power'ını artırabilir.

    soft power'ın sert güçten karşılıklı olarak ayrı olmadığını ve ikisinin birbirini tamamlayabileceğini not etmek önemlidir. birçok ülke, uluslararası arenada çıkarlarını ilerletmek için yumuşak ve sert güç (soft power ve hard power) stratejilerinin bir kombinasyonunu kullanır.

    kaynak
hesabın var mı? giriş yap