• üretimi oldukça zahmetli olan, evlerimizde bileşik formatında nacl olarak yani "sofra tuzu" olarak bulundurduğumuz, oysa ki saf metal halinde nükleer tesislerin vazgeçilmesi olan bu elementin hikayesi ilginçtir. evet bir çoğu farkında olmasa da "sodyum" bir metaldir...

    peki sodyum üretimi neden zahmetlidir? sodyum (ve benzeri elementler diyerek genişletelim) doğada neden saf halde bulunmaz? hatta laboratuar ortamında oksijenin ve nemin olmadığı ortamda tutulmak zorundadır?

    sodyum, alkali metal sınıfında 1a grubunda su ve hava ile hızlı şekilde reaksiyona giren sünek bir elementtir. kimyada basit bir kural vardır, "kolay elektron verebilen metaller doğada saf halde bulunmaz." bu iyonlaşma enerjisiyle açıkanır, periyodik cetvelde sağdan sola, yukarıdan aşağıya inildikçe iyonalşma enerjisi azalır yani elementler kolay elektron verir. bu duruma en yatkın grup ise 1a'dır. (hatta 1a grubunda benzer yukarıdan aşağı inildikçe yeryüzünde bulunma ihtimallerinin de azaldığını görürüz. )

    konumuza geri dönelim. bu element oğada saf bulunmaz çünkü iyonlaşma enerjisi çok düşüktür. elektron alma isteği yüksek bir element gördüğü anda reaksiyon yapar. ne mutlu ki dünyada bunu gerçekleştirebilecek önemli bileşikler mevcut oksijen ve su molekülleri.

    --- spoiler ---
    bu zor metali nasıl üretiyoruz?
    --- spoiler ---
    bu metal genellikle tuz formatında (nacl) bileşik halinde yeryüzünde %2,8 oranında bulunur. üretimi elektroliz hücresinde gerçekleşir, popüler metaller gibi ergitilerek üretilemez çünkü kloru sodyum elementi bileşiğinden kopartabileceğiniz affinitesi daha yüksek bir element yok gibidir, olanlar da pratik değildir çünkü kendileri de doğada çok az miktarda bulunurlar.

    kısacası üretimi elektroliz ile kendi tuzunda gerçekleşir fakat tuzun ergime sıcaklığı 800°c olduğu için ve sodyum 882.9 °c kaynadığı için üretim esnasında ciddi bir sis yaratır. bu sebeple ergime sıcaklığı düşürülmelidir. bu amaçla cacl2 tuzu da sisteme eklenir ve ergime sıcaklığı 600°c düşürülür, böylece hem sisle sodyum kaybı engellenmiş hem de enerjiden kazanç yaratılmış olunur.

    sodyum her durumda kalsiyumdan daha kolay elektron verdiği için katotta toplanır. dışarıya ise cl2 gazı (klor gazı) verilir, bu gaz tehlikelidir ve bacadan toplanarak asit yapımı için değerlendirilebilir. toplanan sodyum sıvı haldedir ve oksitlenmemesi için hava ve nem ile teması olmamalıdır.

    --- spoiler ---
    nerede kullanılır?
    --- spoiler ---
    öğrendiklerimizden şu sonucu çıkartabiliriz. sodyum açık atmosferde hızlıca reaksiyona girerek yanar. demek ki günlük kullanımda bir yeri yoktur, hatta benzer özellikte lityum, potasyum vb. 1a ve 2a grubu elementlerin de aynı sebepten yok denecek kadar azdır.

    sodyumun en önemli kullanım alanı nükleer reaktörlerdir. "sodium-cooled fast reactor (sfr)", yani sodyum soğutmalı hızlı reaktörlerde soğutma elemanı olarak kullanır. tabii ki bunun yapılabilmesi için oksijen ve havadan uzak kapalı bir devrede olması gerekmektedir.

    geçmişte bu reaktörlerde su kullanılırdı fakat suyun bazı negatif tarafları mevcuttu. suyun 100 °c üstünde kaynadığını görüyoruz. aynı zamanda güçlü bir "nötron yavaşlatıcıdır." suyun kimyasal yapısındaki hidrojen hafif bir elementtir ve çarpışma esnasında nötronla etkileşime geçer. kısacası çarpışmaları yavaşlatır ve verimi düşürür. oysa ki sodyum'un böyle bir problemi yoktur. (fast reactor ismi buradan gelmektedir.)

    oysa ki sodyum metalinin özkütlesi sudan bile düşüktür (0.971 suyun üstünde yüzer), bu daha az hacim kaplamasını sağlar. ergime noktası 97,81°c, kaynama noktası 882,3 °c'dir ve ısıyı çok iyi iletir. çalışma aralığı suya göre geniştir. su, sodyuma göre yüksek ısıyı üstünde taşıyabilse de 100°c kaynar ve sodyumun ısı iletimi daha iyidir. su basınçlı kullanılması gerekirken sodyumda bu ihtiyaca gerek yoktur. sodyum, çelik reaktörü korozyona uğratmaz ve elektriksel olarak iletken olması sebebiyle elektromanyetik pompalar tarafından pompalanabilir.

    bu sebeplerle kolaylıkla suyada göre daha yüksek miktarda ısıyı kullanılabilir hale getirebilir. örneğin su soğutmalı sistemler de nükleer reaktör 100 mw/m3 güç üretilebilirken, sodyum soğutmalı sistemde 3 katına ulaşabilmektedir. şurada ısı değiştiricinin ısıyı ve buharı sistemden alarak nasıl elektrik enerjisine çevirdiği üstüne dair görsel bir gösterim mevcut:
    ref: http://large.stanford.edu/…/rojas1/images/f1big.jpg

    bazen bu ergiyiğe özellikleri benzer olan hemen atında bulunan potasyum da katılıp alaşım yapılabilmektedir. %22 civarı sodyum katıldığında oluşan ürün ötektik olur ve ergime sıcaklığı yaklaşık -15°c'lara düşer. amacımız zaten sıvı ürün elde etmek olduğu için işimize gelir.
    na-k faz diyagram

    sodyumun ısı değiştirici olarak kullanılmasında 2 temel problem vardır. 1.si nötronla nükleer karakter kazanabilir ve 15 sa yarılanma ömrüne sahip olur. hava ile temas ederse hali hazırda soğutmaya çalıştığımız reaktörde yanıcı bir reaksiyon verir ve bu da büyük bir tehlikedir.

    görüldüğü gibi sodyum dediğimiz metal kendi başına bir hikayeler bütünüdür.

    kaynaklar
    1] https://www.britannica.com/science/sodium
    2] http://www.dynamicscience.com.au/…dox/downscell.htm
    3] http://large.stanford.edu/…urses/2018/ph241/rojas1/
    4] https://en.wikipedia.org/…odium-cooled_fast_reactor
  • kızılay maden suyu'nda 840, uludağ maden suyu'nda 189 değer olarak yazılan element.
  • aslanlar gibi natrium iken adı sanı latincesiyle keskelalaka isimlendirme ekolünden bir elementtir türkçemizde. bir de (bkz: potasyum) var böyle aklıma gelen. fransızlar öyle dedi diye öyle kullanılır, sevmem. benzer şekilde stoff'a kilitlenmiş alman milletinin (bkz: stickstoff) (bkz: sauerstoff) (bkz: wasserstoff) şeklinde element isimlendirmeleri mevcuttur ki bence daha samimidir. sodyum, kavgada demez adam bunu.
  • su ile çok eylenceli tepkimeler veren ,yumuşak,soğuk odalarda saklanan metal dir.potasyum ile birlikte vücudun elektrik iletimi ve hücreler arası nakliyat işlerinden sorumludur.
    (bkz: sabun) (bkz: tuz)
  • üç beyaz'dan kasıt tuz, şeker, beyaz ekmek unu ise, yeni bir nane olmayan.
    sodyum = sodyum klorür = sofra tuzu
    yok sodyum = monosodyum glutamat ise yine sodyum demek kesmiyor.
  • simgesi, bulmaca çözen babaanneler tarafindan so zannedilen element.
    (bkz: babaanne ile diyaloglar)
  • cok kötülemişiz sodyumu ama az miktarda alindiginda veya gereginden fazla su icildiginde (2.5 litreden fazlası olarak tanımlanmış) yoklugunun olumcul etkilere bile yol acabilecegi element kendisi. haber diyor ki "kan sodyum düzeyindeki düşmeye bağlı gelişen beyin ödemi, bulantı, kusma, halsizlik, bilinç değişiklikleri, kasılma nöbetleri, koma ve hatta ölüme neden olabilir". o zaman ne yapıyoruz? günde en az 1 litre en fazla 2.5 litre su iciyoruz. sodyumu abartmıyoruz ama kesinlikle de tamamen kesmiyoruz.
    (bkz: http://www.ntvmsnbc.com/news/455285.asp)
  • efenim bilindiği üzere suda patlayan bir cisim olduğundan, eskiden benzincilerde benzinin içinde su varmı diye benzine atılıp denetim yapılırmış. sonra yeni teknoloji çıkmış, bu yöntemin de pabucu dama atılmış. zamanında sodyum'u eski yöntem için toptan almış bir kurum yeni sisteme geçince elindeki sodyum fazlasını` : 20 30 kilo` ne yapacağını bulamamış. sora ordan mühendislik okumuş bi denyo "e denize atalım bari" demiş. allahtan son anda bizim kimya hocamız hızır gibi yetişmiş.miş.
  • sodyum (na) doğada en fazla deniz suyunda bulunur. sodyum yumuşak ve kaygan bir metal olup alkali metaller grubuna aittir. doğal bile-şiklerin içinde bol miktarda bulunur. hücreden zengin karaciğer, kas ve böbrek gibi organlarda potasyum, hücreden fakir organlarda ise sodyum fazla bulunur. vücutta en fazla bulunan sodyumtuzu nacl’dir. sodyum vücudun su dengesinde, kan basıncının düzenlenmesinde, kas ve sinir hücrelerinin işleyişinde, vücuttaki asit-baz dengesini düzenlenmesinde önemli rol oynar. sodyumun kanda bulunan en önemli bileşiği nah- co3’tır. serum sodyum miktarı, dehidrasyon ve böbreküstü bezinin aşırı çalışması durumunda yükselir. aşırı terleme, ishal, kusma ve yanıklarda sodyum miktarı düşer.
  • öncelikler sofra tuzu olmak üzere paketli ve konserve gıdalarda, hazır çorba türevlerinde bolca bulunan bir besin içeriğidir. günlük potasyum alım miktarının 1500 mgdan (silme çay kaşığı tuz) fazla değilir. uzmanlar sodyum alımının üst seviyesinin 2400 mg olması gerektiğinde ısrar etmelidirler. ne var ki aynı uzmanlar ortalama avrupalı'nın günde 3500 mg'dan az olmayan miktarda günlük sodyum tüketimi olduğunu hesaplamaktadırlar. bu oran ortalama abd vatandaşı için 4-5000 mg düzeylerindedir.

    oysa aşırı alınımı yüksek tansiyon,kalp rahatsızlıkları,böbrek sorunları ve fazla su tutulumu gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. bu nedenle başta anılan sağlık sorunlarıyla mücadele edenler olmak üzere herkesin mümkün olduğunca fazla alımını engellemeye özen göstermesi gereklidir.
    http://www.cnn.com/…/02/11/salt.water.ap/index.html
    http://www.annecollins.com/sodium-diet-advice.htm
    ton balığı konservesi sodyum içeriği için:
    http://www.nutritiondata.com/…s-b00001-01c214s.html
hesabın var mı? giriş yap