• soda iki durumda kurtarır.

    birincisi, alkol kullanmayan ama alkollü mekanlardan da vazgeçmeyen kişi; kola, meyve suyu vs. isteyerek zaten yeteri kadar ezilir. garson ya da barmen adama öyle bir bakar ki, hani bi "süt var, verelim mi?" demediği kalır. öte yandan, seni tanısalar bile yanındaki insanlar ısrarla alkol almamanın nedenlerini merak ederler. millete bi dünya dert anlatmak durumunda kalırsın. ama, soda başkadır. soda isteyen adam ezilmez, soda isteyen adama laf söylenmez. (bkz: #3961382)

    ikincisi, mesela hasbel kader zengin bir mekana oturdun. şimdi, ne söylesen patlıycak farkındasın. olayı en az hasarla atlatmanın derdindesin. burda söylenecek en kötü şey "ben bir küçük çay alayım" olur. hani en iyi ihtimalle su istersin. ama yine, soda başkadır. hem en ucuzdur hem de "abi param yok, en ucuz neyse ondan getir" mesajından uzaktır.

    velhasılı kelam, soda kurtarır!
  • abartarak, içine bir yarım limon sıkılarak içilmesi durumunda, hararet mararet bırakmaz. çayın hararet aldığını söyleyenlerin de allah belasını versin bu arada!
  • bunun beypazarı olanı bana alışkanlıklarımı değiştirtti. günde 3 şişe içmeye başladım eskiden 1 şişe bitiremezken. çöpleri atarken şangur çungur cam sesleri geliyor komşular ayyaş zannedecek beni sonunda.
  • yemek borusu üzerinde lavabo aç etkisi yaratıyor.
  • son derece makul görünüşüne rağmen ayarsız bünyemin bu aralar en çok tükettiği sıvı. diş hekimi ne zaman yasakladı boyalı içecekleri, o oldu soda içiyorum. ama söyledim ayarım yok, bunun da bokunu -illa ki- çıkartıyorum. günde en az beş şişe. ben gibi kolaperest bir insan için artık kola sevmiyor olmak hayırlı bir gelişme gibi görünse de böbreklerin mineral yükünü artırarak o hayrı da yalan ediyorum.
    şimdi şuraya kadar yazdığım satırlardan size ne de diyeceğim o değil. eh bu kadar çok soda içince bir nevi degustator olma yolunda ilerliyor insan.
    ben de piyasada var olan bilimum soda markalarını tadarak, kendi kendime uygun bulduğum bu sıfatın hakkını vereyim dedim.
    bi defa soda markaları arasında en yaygını kızılay. ve yazık kı iyi değil. tamam berbat denemez ama asla iyi bir soda içicisini tatmin edemez. yine de söylediğim gibi ülke genelinde en sık rastlayacağınız marka bu.
    coğrafi bölgelere göre de -doğal olarak- değişiyor markaların yaygınlığı. yani kınık marka sodayı doğu akdeniz yahut güneydoğu'da bulmak pek mümkün değil. yeri gelmişken kınık fena sayılmaz. daha fışır fışır olduğu için gazoz hissi bile veriyor. ve fakat doğruluğu tartışılır bir internet bilgisine göre içinde nitrit ki bekleneni sıfır olması, mevcut. puanı kırdım buradan.aynı bilgi kaynağına göre kızılay da nitritten sınıfta kalıyor.
    bir nitritli soda da kızılcahamam. bunun nitrit dışındaki eksi tarafı sodyum içeriğinin yüksek olması. tadı da bayağı tuzlu zaten. ha sodayı tuzlu limonlu sevenlerdensiniz ne ala. böbrek, tansiyon, kalp problemi yaşayanlar dikkat etsinler ama.
    sırma'ya gelince vasat. hıfzısıhha'dan geçerli not alsa da olmamış. buna benzer şekilde sınıfı geçmiş ama vasat diğer iki marka da efe ve özkaynak.
    ama sarıkız öyle mi ya? mis. asiditesi, tadı tuzu yerinde. aferin.
    şifa, kula, çınar gibi markalar aklımda ya da damağımda -neyse işte- yer etmeyecek kadar silik kalmışlar. geçiyorum.
    gelelim alemin kralına. beypazarı, evet. her kriteri karşılıyor. hele şimdi büyük şişede de çıkmış ki nefis. soda piyasasının selpak, orkid gibi akılda kalan ismi olabilir ama işte dağıtımında sıkıntı var. her yerde bulunmuyor. şirketin pazarlamacısına buradan sesleniyorum, stratejiniz eksik kotarılmış efenim. tekrar gözden geçirilmesine..
    ha akmina? diyen çıkacaktır belki, onu soda kategorisine dahi almadığımı belirteyim. paşa dedemin abdest suyu olur ancak.
    işi gücü bırakıp soda markalarına methiye/eleştiri yazdığım için ben de müstehakkımı bulacağım. gerçi beypazarı beni reklam yüzü yaparsa artık çok sıkıldığım işimden istifa eder ve ömrümce yetecek soda karşılığında sektör değiştiririm belki. beypazarımerababenmine diyerek blog açsam, olma mı?
  • alkol kullanmayan kişilerin "içkili" mekanlardaki can dostu, kurtarıcısı, kişisel mesihidir*. farzedin ki bir bardasınız, alkol almamak gibi ilginç de bir huyunuz var. sipariş vakti gelince utanıp sıkılmaktansa, gayet mağrur ve güçlü bir şekilde garsona dönüp "soda alabilir miyim?" dersiniz. bu noktada elinizi midenize götürmeniz önemli bir ayrıntıdır. garsona ve etraftakilere "son yediğim yemek midemde kelebeklerin uçuşmasına, nurettin sözen'in tarlabaşındaki dozerli çalışmalarını midemde devam ettirmesine sebep oldu, ooof of" mesajı vermiş olur, sonrasında da muzaffer komutan edasıyla sodanızı beklersiniz.

    ikinci aşama daha güzeldir. alkol alanların kendi içlerindeki sınıf çakışması sürerken, siz onlara tepeden bakacak, sodanızı yudumlayarak "ben onlardan ayrıyım" imajına bürüneceksiniz. aralarındaki sınıf çatışması nasıl bir şey mi?

    eheh. düşünün şimdi, envai çeşit içeceğin var olduğu bir mekanda, üç beş tane tip, ellerinde biralarla duruyorlar. herkeste votka'ler, cin'ler, hatta safari'ler, campari'ler vesaire, ama bizim elemanlarımızda bira!!!... oldu mu şimdi? yakıştı mı? paşa paşa votka-vişne ya da votka-portakal içmek varken ucuz ve sidikvari bir içecekle uğraşmak niye? ah pardon, siz fakir ya da öğrenci olmalısınız. anlatabildim sanırım.

    neyse efendim. soda güzel bir içecektir. hele hele gecenin bir yarısı, sözlüğe girdiğiniz ilk entrylerin heyecanının da etkisi ile mide sorunları yaşıyorsanız, tek çözümünüz olabilir(hadi be spina, kap şurdan bi portakallı soda. hadi gözüm).
  • pankreas kanserini riskini %87 artırdığı söyleniyor. mideye iyi gelir diye sık içiliyor, ama haftada ikiden fazlası zararlı diyorlar.

    http://saglik.bugun.com.tr/…iyor-133571-haberi.aspx

    not: burada maden suyu ile soda ayrımını yapıp yanlış anlaşılmaya sebep olmayalım.
  • eğer ingilizce bir yazıda soda hakkında şöyle zararlıdır böyle zararlıdır gibi bilgiler görürseniz itibar etmeyiniz. gazozlu içecekleri(kola,fanta) kastediyordur o.
  • avrupada pek cok ulkede su yerine icilen,aha su buldum diye markette calkaladiktan sonra su olduguna kesin gozuyle bakilan ve her seferinde evde kufredilen icecek.
  • küçük çocuklara soda içirmek de yurdum milletinin, keni içinde geliştirdiği manasız bir gelenektir, maksat "midesi ferahlasın, kemikleri gelişsin, buyu uzasın, serpilsin-alsın yürüsün"dür aslında fakat işin ucu hiç öyle değildir.

    soda içerdiği asit ve diğer neşriyatlar nedeniyle, çocukların kemik gelişimini olumsuz etkiler, 8 yaşa kadar, çocuklarda tedavisi na mümkün problemlere yol açabilir ki, bunlardan bir tanesi de midenin delinmesidir, bir çok çocuk soda içmekten kelli ölüp gider ama halk bu, vazgeçmez, direnir "haydin devrime" desen kımıldamaz, yıkılrı her tanesi lakin.
hesabın var mı? giriş yap