• insanların binmek için istasyonlarda neredeyse birbirinin tepesine çıktığı trendir, içerisi o kadar kalabalıktır ki neyi koruyacağınızı şaşırırsınız! çünkü toplum terbiyesi almamış bir sürü maganda binmektedir, kapılar açılmakta, açılan kapılardan magandalar el kol uzatmakta, bozuk olmayıp açılmayan kapılar ise zorla açılmaktadır, tren istasyonlarda durduğu zaman normal gidiş güzergahını kullanmadan banliyöden atlayıp raylardan sekerek geçen başı örtülü, uzun pardesülü teyzeler dahi görebilirsiniz. trene yeni binmişsiniz gazetenizi okuyorsunuz veya dışarıya bakıyorsunuzdurki, birden küçük bir el sizi çekiştirmeye başlar
    - mendil al abla
    - ciklet al abla
    konuşsanız bir dert, başınızdan savamazsınız, konuşmasanız bir dert, bir veya iki tane mendil veya cikleti kucağınıza bırakıp gider, aynı hareketi bütün vagonun sonuna kadar devam ettirir, ve sonra yavaş yavaş toplamaya başlar.
    iki kişilik bir yere oturmuşsunuzdur, birden omuzunuzda bir el bana da yer verirmisin cinleriniz tepenize çıkar birden.
    seyahatinizin en güzel zamanı varacağınız yere yaklaştığınız zamandır, sabırsızlanırsınız kendinizi bir an önce dışarıya atmak için, zor iştir sirkeci halkalı banliyö treninde seyahat vesselam.
  • kapkaçcıların semtler arasında parselledikleri tehlike yuvası
  • efendim malumunuz yenimahalle-zeytinburnu arasinda bir haltlar oluyor bu trenlere. nedir: onlarca kilometrelik bir trenyoluna tek basina elektrik besleyecek trafo merkezi daha anasinin karnindan dogmamistir. bu yuzden elektrikli demiryolu hatlarinda birden fazla trafo merkezi bulunur ve bunlar hattin farkli kisimlarini beslerler. iki farkli trafo merkezinin besledigi elektrik hatti kisimlarini ise notr bolgeler ayirirlar. sozkonusu hatta olanlarin kaynagi da o notr bolgedir iste. notr bolge adi ustunde notr bolge, o hatta elektrik yok. o yuzden isiklar falan soner icerde. cotanak diye sesin kaynagi ise, basincli hava sistemiyle calisan, demiryolcularin disjonktor dedikleri ana devre kesicisinin acilmasina ait sestir, notr bolgelerde ana devre kesicinin acilmasi (trenin sistemlerinde kisa devreye yol acmamasi icin olsa gerek) bir gerekliliktir.

    bu trenlerin ilginc yanlari arasinda yaprak yayli suspansiyon sistemi ve tek faz alternatif akimli cer (cekis) motorlari gibi tarihi degerlere sahip olmalari da sayilabilir.

    bir de bu hatta trenin hareket edilebilecegini bildirmek uzere hareket memuru amcalar duduk otturmezler, onun yerine istasyonun merkezi yerinde bulunan bir dugmeye basarlar. bu dugme, cikis semaforunda ikinci bir yesil isik yakar ve makinist amca bunu gorup trenin dudugunu otturup hareket eder.

    edit : artık bu yeşil ışıklar çalışmıyor sanırım.
  • bu trenler oldukca yaslanmalarina ragmen hala hergun binlerce kisiyi ulasmak istedikleri yerlere imkani dahilinde * * ulastirmaya devam etmektedir. ve yine bu yasli trenler dis kisminda sarkarak seyahat etmeye istekli bir sekilde devam eden kisileri ezecek kadar kuvvetlidirler. istasyonlari halkali kanarya soguksu kucukcekmece menekse florya yesilkoy yesilyurt bakirkoy yenimahalle zeytinburnu kazlicesme yedikule koca mustafa pasa yenikapi kumkapi cankurtaran ve nihayetinde sirkeciden olusmaktadir.
    bazi bilinenlerin aksine bu banliyo hattinin en son duragi olan halkali, mekanin mudavimleri tarafindan kucuk halkali diye anilir. nihayetinde sefakoy civarindaki halkali buyuk halkali olarak nitelendirilir.
  • hafta sonları ve hafta içi mesai gidiş dönüş saatleri dışında bu trenlerle yolculuk yapmak keyiflidir. hele gündüzse ve hava hafif serin ve güneşliyse.
    bir de tren florya civarlarında yavaşlar. zira, bu bölgede yol yapım çalışması (alt geçit) devam etmektedir (bkz: büyükşehir çalışıyor) ve raylara 1 metreden daha yakın bir mesafede 5-6 metrelik bir uçurum yavrusu oluşmuştur. hızlı giden bir tren zeminin rahatını bozabilir.

    edit: florya'daki alt geçit çalışması tamamlandı, artık tren orada yavaşlamıyor.
  • bu hatta kullanilan tren setleri cok da yasli degildir aslinda. bakimsiz olduklari icin yasli gorunmektedirler ve fonksiyon gormekte zorlanmaktadirlar. lutfen buna gulmeyiniz, dogru soyluyoruz. 48 yil, elektrikli tren icin asiri buyuk bir yas degildir. bir suru demiryolu idaresi, iyi bakim, revizyon,modernizasyon gibi binbir maymunlukla birakiniz 48'i 60-70 yillik lokomotifleri ve trenleri halen basariyla kullanmaktadir.
  • yillarimi gecirdigim tren. kapidan sarkip kafaya nice dallar yemi$, kocamustafapa$ali balkon kizlarina laf atmi$ cok yigit tanirim.
    "ah ki vah ne zaman duzelecek, bu trenler curuyor." geyikleri kroniktir. bu geyik 56478. keresinde vagon icerisinde donerken son derece temiz giyimli bir istanbul beyefendisi, okudugu "gozcu" gazetesinden ba$ini kaldirip konu$anlardan tarafa donerek $oyle demi$ti: "naaaaah duzelir!"
  • son seferi yapan trenin vatmanının, menekse istasyonunu geçer geçmez, kucukcekmece golu kıyısını geçerken düdük çaldığı* hatta çalışan tren.
  • gazetelerin akşam baskısı yaptığı günlerde saat 17.30-18.00 sularında sirkeciden trene binmek pek güzel olurdu. zira tren kalkana kadar seyyar gazeteciler vagonları gezer ve milliyet tercüman yarınki diye bağırırlardı. meraklı bünyeler de akşam baskısı bir gazete alıp hemen spor sayfalarına dalardı. bir de eski koltuklardan sözetmek isterim. yıllardır binmiyorum ama edindiğim bilgilere göre bütün koltuklar plastik acayip bir şey olmuş. efendim bizim zamanımızda ( nick fury beyin de gayet şık bir şekilde tarihçesini verdiği gibi) deri koltuklar vardı. üstelik bu koltukların pencere ve koridora bakan kısımlarında kafa yaslamak için baş hizasında küçük bir çıkıntıları bile olurdu. şekerleme yapmak isteyen birey kafasını o çıkıntıya yaslar, hafiften horlardı. tabii bir de kadıköy karaköy vapurlarında gördüğümüz cinsten seyyar satıcılar da mebzul miktarda bulunurdu ki bunların sattikları şeyler eskiden halkımız için epey yenilikçi ürünler olurdu. bir limon sıkacağını filan kimi istanbullular ilk kez burada görmüştür. son olarak şunu söylemek isterim: pek güzel bir hattır. bilhassa sirkeci- zeytinburnu arasında yolculuk etmek zevkli olur, zira tren kumkapı'da yenikapı'da, kocamustafapaşa'da, yedikule'de eski tip ahşap türk evlerinin içinden salına salına ilerler, 1940'ların 50'lerin istanbul'u gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçer.
  • istasyonlarda beklerken, ozellikle sirt cantali genc kiz iseniz etrafiniz sarilir, daha sonra yaninizdaki erkek arkadasiniz* durumu farkedip sizi onune ceker ve sirt cantaniz erkek arkadasinizin gobegine gelir. boylece hirsizlik olayinin onune gecilir. bu koruma olayi gerceklesmezse muhtemelen cantanin on gozu falcata ile parcalanir.
hesabın var mı? giriş yap