• sadece insanlarda görülmüş bir hastalıktır. hemen her hayvanda yapılan incelemelerde, iltihaba rastlanmamıştır. hatta bunu insanın doğaya aykırı olarak iki ayak üzerine kalkmasına da bağlayanlar yok değil.

    edit: 7 yıl önce iltihap yazmasını bilmiyormuşum meğer...

    edit2: 2004 ten 2008 çıkınca 7 kalmadığını da yeni öğrendim.

    edit3 : 2004 ten 2008 çıkmaz.
  • bu hastalığı farklı kılan esas özellik sinüzit olan insanın birden bire brütalleşmesi bence; hastalığı ilkellik ve vahşetle çözmek istiyor insan.

    başka hiçbir hastalıkta "burnumla alnım arasına el matkabıyla delik açsam, içeriyi de fırçayla temizlesem... en olmadı burnuma lavaç çeksem?" diye düşünmüyor insan. bu hastalıkta ise kafayı duvarlara vurmak suretiyle iltihabı patlatmak, metrelerce derine dalarak basınç farkıyla cerahati vücut dışına çıkarmayı arzuluyor.

    kazıyacaksın içeriyi spatulayla...
  • hakkaten tıp bilimine inancımı sıfırladı bu hastalık. zaten zayıf bir inançtı ama bitti gitti artık.
    binlerce yıldır milyarlarca dolar harcandı, yüzbinlerce insan bu alanda "uzman" oldu ama hala sinüzite bir çare bulamadılar. sikeyim böyle mesleği de bilimi de. bu işleri artık mühendislerin devralması lazım. yoksa çözüleceği yok.

    sinüzite dönecek olursak. amına koyayım senin gibi sinüsün de mikrobun da iltihabın da. matkapla girecem kafama, çok az kaldı.
  • engellenmesi için sinüsler ile burun boşluğu arasında hava dolaşımının saglanması gereken hastalıkmış. bunu yapmanın en iyi yollarından biri de agız kapalı şekilde şarkı mırıldanmakmış, hani gavurun humming dediği şekilde. bunu bana söyleyen arkadaşa 'la yürü git saçmasapan konuşma' dedim, ancak ve fakat web md olsun, pubmed olsun araştırınca gördüm ki hakikaten bunu destekler makaleler var ortada.

    bu entry'i yazarken mehter marşı mırıldanıyorum mesela, artık sinüzit benden korksun.

    ceddin babannnn, nnıı nııı nı nııııı.....
  • bu belayı tam 15 yıl çekmiş biri olarak, burna ebu cehil karpuzu damlatma işi dahil pek çok tedavi metoduna başvurmuşumdur. ama sinüzit belasının hayatımı sikmesine engel olamamışımdır. en tatlı anlarımı, gençliğimin en şen günlerini afiyetle sikmiştir bu mendebur hastalık.

    sıkıntılı olan arkadaşlara tavsiyem, beni iyi dinlesinler!

    tek bir tedavisi vardır, güneş ve deniz. senede en az bir hafta denize girip, biraz güneşlensinler. mustarip arkadaşlar denizi tedavi amacıyla düşünsünler, denize giriş kulaç atıp yüzmek şeklinde değil de batıp çıkma, dalma, takla atma gibi deniz suyunun mümkün olduğunda genizlere sert bir şekilde temasını sağlayacak hareketler şeklinde olması daha faydalı olacaktır.

    bu deniz ve güneş kürü bir hafta boyunca uygulandığı takdirde bünye gelecek kışa harika bir şekilde hazırlanmış olur, bir kaç yıl sürdüğü takdirde ise kronik sinüzitten eser kalmayacaktır inşallah. ama sinüzitlüymüşçesine korundukları takdirde şifa bulduklarını anlarlar... sinüzit hemen tekrar edecek hüviyette, habis götveren bir hastalıktır çünkü.

    lütfen tavsiyemi yabana atmasınlar, bilakis uygulasınlar.
  • "sinüzit ağrılarına dayanamayan genç, ıslak saçla motosiklet kullanarak intihar etti... " seagle bildirdi@zaytung.
  • arkadaşım, seninle medeniyet çerçevesinde nasıl konuşulur, inan bir fikrim yok. ama deneyeceğim. senin beni düşürdüğün tüm rezil durumlara rağmen hâlâ asaletimi ve zerafetimi korumak hususunda da son derece kararlıyım. 2 aydır beni normal ses tonum haricinde başka başka dublajlarla konuşturan da sensin. sebep sensin gönülde ihtilâle şarkısını sayende her perdeden söyledim, kendi has sesim hariç. patronun karşısına, marazlı yeşilçam karakterleri gibi sürekli mendille çıkmam asaletime gölge düşürmedi değil. elimden eksik etmediğim mendil yüzünden halayların aranan başı oldum. burnu devamlı akan, nefes alamayan, o yaşı çoktan geçirmiş olmasına rağmen başında kavak yelleri set ekibinin tümünü taşıyan birisi oldum çıktım.

    sinüzit, bir kere adında bile meymenet yok. zaten adaşın eğriyi de sevmezdim. hele o frankeştayn suratlı, ninja turtles tabiatlı açısal kabileni hiç hatırlatma bana. bir arkadaşım, ki kendisi sadece "biraz büyükçe yani karakterli burun sahibi insanlar" ekolünden başkasına mensup değildir, "sende de mi sinüzit var" sorusuna "bu burunda olmayacak da nerede olacak" diye cevap verdiydi de gevir gevir güldüydüm. güldüm komşuma, geldin başıma, yerleştin sinüs boşluklarıma. hoşgelmişsin, cefalar getirmişsin. lakin bizim buralarda bir laf vardır, misafirliğin makbulü kısa olur derler. 2 ay oldu, şurada kışın bitmesine bir şey kalmadı. antremanda sağ ön bağ çaprazları koparak sakatlanan, sezonu kapatıp, almanya'ya ailesinin yanına dönmüş futbolcu gibiyim. ama yeter artık. içim dışım ıhlamur oldu. portakal suyu sıkmaktan bileklerim yoruldu. sağdan soldan eş dost halime acıdı da, taa nerelerden bana çaylar, çorbalar gönderdiler. kış çayı adı altında bildiğin otu, kökü kaynatıp kaynatıp içiyorum. sırf senin emir komuta zincirinin altında daha fazla ezilmemek için bilimsel ya da değil bana her denileni yapıyorum. sana direneceğim diye kbb uzmanlarının ve zeliha teyzelerin buyruklarına itaat ediyorum.

    sen de ne inatçı çıktın arkadaş! tamam, yaptın yapacağını, âleme rezil rüsva ettin. bülbül sesimi aldın fakat ruhumu asla alamayacaksın! tüm derttaşlarımla birleşip bir gün seni yeneceğiz sinüzit. işte o gün kağıt mendiller elimizde, şenlik ateşimizin başında halaylar çekeceğiz. burnumuzun akmadığı, kafamızın kazlıçeşme olmadığı, güneşli, güzel günler göreceğiz.

    yoldaşlara selam direnişe devam!
  • ben de çok çektim bu illetten. ama sonunda sihirli formülü buldum efendim.

    (bkz: çörek otu)

    iki ayrı kişi tavsiye edince denedim. zaten çörek otu sonuçta. zararı yok yani..) her gün yarım çay kaşığı kadar çörek otunu atıverin ağzınıza. güzelce çiğneyin. bana iki ayda etki etti. süre sizin için değişebilir elbet.

    inanılmaz faydası oldu. umarım size de olur..
  • beyinin, burun ve genizden sümük şeklinde akmasına tıp ilminde verilen isim.
  • orospu çocuğu.
hesabın var mı? giriş yap