• bilen de bilmeyen de dahil olacak sekilde, isigi gorenin gelip ovdugu ulke.. 6 aydir yasayan biri olarak ben de bildiklerimi yaziyim madem, sonra kafaniza gore ovmenize devam edersiniz.

    singapur nasil bir yer guzel mi?

    tabiki de.. mevzu singapurun guzelligi cirkinligi degil.. sıkıcılıgı ve tekduzeligi.. belki turist olarak gelip, 3-5 gun kalinca aman da ne sahane dersiniz, ama yasamak farkli.. bakin yermiyorum, sadece anlatiyorum..

    ----singapur guvenlik----
    guvenlilikten yikilacak durumda.. oyle boyle degil.. sokaga kaldirima cuzdanini biraksan, yarim saat sonra gel bulursun, bulamazsan biri cuzdani bulmus, seni ariyordur zaten, polise vermistir vs. (istisnalari operim) neden? cunku yasayan cogu kisi beyaz yaka calisan.. calmaz etmezler.. kalanlar da aman beni ulkeden atmasinlar diye gotu 3.5 atar.. cunku skerler afedersin, oyle singapurlu olmayip, calisma izniyle takilan fakir fukaranin tekiysen.. bu ulkede idam var, ve varolan cezalar da agir.. misal sarhos olup gidip atm ye iseyen bi amerikali bankaciyi, hapse atiyorlar, 6 ay mi ne, sonra da sinirdisi ediyorlar.. adami hapisten cikartmak icin amerikan senatosundan tanidigi vs giriyor araya, bush singapur baskanini ariyor, sonuc ayni.. herif 6 ay hapis.. :) e tamam atm ye isemesi ayilik onu demiyorum, sadece ornek babinda yani..

    ----singapur ve temizlik----
    sinir bozucu derecede temiz. hatta sokaklarda yabisik sakizlar olmasin diye ulkede sakız yasadisi.. asdadadas sigara izmaritini sokaga sallamanin cezasi 300 dolar (ya da hapis).. sokakta boyutuna gore yere cop atmanin cezasi 300 dolardan 1000 dolara kadar cikiyor. (ya da hapis) yayalar icin kirmizi isikta yurumek 20 dolar. tekrar yakalanirsan 1000 dolar ya da 3 ay hapis, gene yakalanirsan, 2000 dolar ve 6 ay hapis.. :) gerci bu temizlik konusundaki cezalar guzel, bize de lazim.. takdir ediyorum onu.. ulkeye disardan sigara sokmak yasak.. sadece girerken tek bir acik paketi sokmaniza izin var. ulkede satilan her sigarada bir logo var, ictiginiz sigarada o logo yoksa ceza alirsiniz.. sallamiyorlar gerci ama, diyelim baska bi konuda polislik oldunuz, o sigaralar da gotunuze girer.. uyusturucuyu filan saymiyorum zaten, direk idam..

    buna benzer bi dunya cezanin oldugu bir yer singapur.. e sonuc ske ske guzel oluyor..

    ----singapur ve egitim----
    egitim iyi diyorlar, ve cok agir.. cocuklarin bildigin ebesi skiliyor.. ve tum cocuklarda okul hayatlari boyunca inanilmaz bir baski, su okulu kazanamaz su notu almazsan bittin sen hayatin skildi, laflariyla buyuyorlar.. hepsi o yuzden hafif depresif. ben daha hic sokakta yaramaz cocuk gormedim amk, oraya buraya kosan, bagirip cagiran.. alayi mum gibi sadasdasdada. nette arastirabilirsiniz intihar eden singapurlu ogrencileri.. https://www.channelnewsasia.com/…ess-state--7754672

    ----singapur ve sanat----
    vasat.. yok sanatci yok degil, cok yetenekli muzisyenler sanatcilar vs var ama ozgun olan yok.. cunku ozgun olmak icin ortam yok.. sadece mukemmeliyetcilik var.. adamlarin cogu bilindik sanatcilari mefta.. eski donemden yani.. yeni donemden var bir suru yetenekli genco ama, ne solenirse onu yapmaktan oteye gidemeyen arkadaslar.. misal cok sasirdigim birseydi, geldigimin 2. haftasiydi, ulan boyle heryerde duralitin (dizlerine koyup cizim yaptigin hede) ustunde skec ve suluboya yapan tipler var.. yani cok sasirmistim, cunku bu kadar cok sokakta resim yapan insani gordugum ilk ulkeydi burasi, ben de guzel sanatlar mezunuyum, ilgimi cekti haliyle.. can sıkıcı olan su ki, hepsi ayni seyi ciziyordu.. yani baska baska binalar manzaralar ciziyorlardi, oturup baktiklari yere gore ama, 20 tane resmi yanyana koysan dersin ki bunlarin alayini ayni kisi cizmis.. sordum bi tanesine, hacim sizin olayiniz ne amk diye.. anlatti, unlu bi facebook grubu mu bi sey varmis, iste isteyen workshoplara katilip, ogrenip, sonra ciziormus sagda solda.. adamlar icin cizim yapmak bile gorev amk.. skerler ben gunesi mavi boyuycam diyen yok. asdasdasdsa valla ciddi soyluyoruym, ben burda dogmus olsam, kesin kafama sıkardim bak.. yok boyle bi manyaklik..

    ----singapur ve kultur----
    yok oyle birsey.. ortaya karisik ne idugu belirsiz bir kultur var. ingiliz kolonisi sonrasi bol bol ingiliz kulturunden nemalanilmis, sonra malayindan, hindusuna, cinlisinden bokuna kadar herkes bisiler katmis.. baskin, ozgun farkli bir kultur yok.. bunun guzel tarafi ne? dinler konusunda kimse kimseyi sallamiyor.. ne musluman hristiyana, ne budist ateiste, ne yahudi bilmemneye, hepsi beraber takiliyorlar.. bu kismi sanirim tek guzel yani bu kozmopolit kulturun.. ha tabi alttan alttan bir irkcilik, bir dinlerarasi ayrimcilik var mi? hem de nasil.. ama bunu ne duyarsiniz, ne sahit olursunuz.. cunku ozunde hepsi yarim agizla suratiniza guler bu konularda. ay olur mu insan olsun der.. ama icleri baska. cunku yasak.. sen umumi alanda birisinin dinine irkina sov, direk hapsi boylarsin.. fazlasi icin acin okuyun.. https://www.mha.gov.sg/…olving race or religion.pdf

    ------ozetle su-----
    singapur iyi taraflari bi yana dunyanin enn ama ennnn sıkıcı, ennn tekduze, zerre orjinalligi olmayan tek ulkesidir. sokakta bir tane bile, boyle hafif marjinal, kafasi boyali, punk vb tip goremezsiniz. herkes baya bildigin reklam filmlerinden firlamis aile anne baba cocuk modelindedir.. ben boyle siradan, boyle yapay bir insan toplulugu gormedim arkadas.. sosyal yasaminda sagda solda tanistigin insanlarla bile ettigin muhabbet bile ayni.. bi tane felsefeden farkliliktan konusan, kafasi farkli calisan, seni sasirtan, merak uyandiran, dikkat ceken karakter bulamazsin..

    anca belki yasayan yabanci expatlardan cikar, onlar da zaten kisa zamanda bu tekduze yasam bicimine ayak uydurup arada kaynarlar.. singapurdaki her yasam formunun ideali, 9-5 calisip para kazanan beyaz yaka olmak.. ama beyaz yaka derken, baya bildigin, oglen lattesini icip, ana akım medyanin dayattigi butun aliskanliklari eksiksiz yerine getiren standart, sig, davar, suursuz tuketici modeli cinsinden beyaz yaka.. offf ole bole sıkıcı degiller anlatamam yani.. adamlarin en buyuk eglencesi avm gezmek, gece bara gitmek ve spor yapmak. bu kadar.

    ve bu insanlarin alayi, ingilizler sagolsun, sosyal davranis tarzi olarak, politik olmayi, besikten ogrenir hale gelmisler.. ne dusundukleri zerre onemli degil.. suratiniza guler, evet derler.. 20 metre oteden hissedersiniz samimiyetsizliklerini, gozlerine bakmaniza bile gerek yok.. truman show gibi memleket amk. hani bi ulkeye bi insana bakip dersiniz ya, kendine has ozellikleri diye, iste burda oyle bisi yok.. cakma cig bir burjuvazinin, israrla prim yaptigi, farkindalgi sifir insanlar toplulugunun ulkesi..

    mavi yaka ve servis sektorunde calisan tipler, yani avam tabir ettiginiz insanlar, cok daha guzel insanlardir, icleri dislari birdir.. onlar da alenen her dusunduklerini soylemez ama, kendilerini kirip, egip bukmezler en azindan..

    ben 30 dan fazla ulke gezdim (gordum diyim).. boyle boktan bi yer gormedim yasamak icin.. sıkıcılıktan kastim gidip kuzey avrupada bi isvec kasabasinda yasamak gibi degil ha.. oyle sıkıcılık bildigin cennet.. bunlar baya zorla sekilli renkli eglenceli olmaya calisan bir nufus.. gordugun her insanin agzina kurekle vurmak istiyorsun bi saatten sonra.. cunku saygili ve medeni olmakla, tornadan cikmis standart karakter olmanin farki nedir bilen yok.. dogrular ve yanlislar var.. baska da bi sikim yok..

    yarrak gibi bi ulkedir. ama 3-5 gunlugune gelip gezip, sonra sagda solda ovmeyin, kalbinizi kirarim..
  • yolda adres tarifi sordugunuzda ilk olarak nereden geldiginizi ogrenmek isteyen sonra da "sizin oralarda 4 mevsim var di mi?" diye soran $irin insanlarin ya$adigi tertemiz ulke.
  • adamin beynini nemden curutur, eski baskabakanlari yuzyilin en buyuk icatlarindan biri olarak klimayi gostermistir. beyni curutur ve bazen soyle sayiklatir :

    "kışın akvaryumcuya girdiniz mi hiç? o buhar dolu ve hafif kokuşmuş dükkana girmişseniz neden bahsettiğimi anlarsınız. uçaktan çıkarken insanın yüzüne öyle bir nem ve sıcak vuruyor. yüzde doksanlara varan neme alışmam lazım. kısa sürüyor ilk şok, uçak ile terminal arasındaki tüneldeyim. yeni bir hayata başlangıç, doğum, göbek bağı, rahimden çıkış. hepsini özetliyor bu tünel. terminalin kendisi ışıklı, serin, kuru ve steril.

    changi havalimanının onlarca ödülü var, büyük, ferah. transit yolcular akılda tutularak yapılmış, büyük dinlenme salonları, restoranları ile bir şehir gibi. işim uzun değil içerde (siz isterseniz dolanın), gümrük kontrolü rahat, hemen 15 günlük vizemi alıyorum. kasarsanız 30 gün alabilirsiniz ya da singapur’da oturma izni olan birisinin yardımı ile 30 güne uzatabilirsiniz.

    turist olarak gelince bir kağıt doldurmanız isteniyor. kişisel bilgilerin yanı sıra büyük harflerle yazılmış: “uyuşturucu madde taşimanin ölüm cezasi getirdiğini kabul ediyorum.” ibaresi var, altını imzalamalısınız. çok sonraları bir kitapta yazarın singapur için “ölüm cezası olan bir disneyland” deyişi, aynı uyarıyı aklıma getiriyor. o hafta sonu filipinli bir adamı kokain getirmek suçundan astıklarını öğreniyorum. şakaları yok. güneydoğu asya’nın çoğu ülkesinde aynı uygulama var.

    her şey kuyruk ile işliyor. edeplice girip beklemelisiniz. insanlar piramit oluşturmuyor taksi/yemek/bilet/… beklerken. bir singapur’ludan şunu duyuyorum ; “çinliler bir yerde kuyruğa giriyorsa sende takıl, ya bedava yemek yada bedava başka bir şey veriyorlardır”. dizel bir toyota önüme yanaşıyor (sırası geldiği için). taksimetre kapayayım diyen yok, neredeyse hepsi aynı kokuyor taksilerin ve hepsinin arka cam kolları mevcut.

    mavi taksi tam bir gün önce terk ettiğim ölü evini ve bindiğim sarı taksiyi aklıma getiriyor. binlerce kilometre var şimdi arada. eğer bir yere temelli gitmek istiyorsanız, sizi göndermeye kimse gelmemeli belki de. arada altı saat var, evde saat sabah on.

    bir ada-devlet singapur, malaya yarımadasına bir köprü ile bağlı. adanın şekli baklava dilimini andırıyor. gelmeden önce ortaöğretim atlasından bakmaya kalktım, noktanın altında kaldığı için şeklini göremedim. bir ucundan diğerine otobandan 45 dakikada gitmek mümkün.havaalanını şehre bağlayan yol, yemyeşil ve çiçekli. zaten o kadar nemli ki kıpırdamadan dursanız, siz bile yeşerirsiniz. yolda ilk tropik yağmuruma denk geliyorum. öyle şairane, “tül perde gibi” bir yağmur değil. işini bilen ve kısa zamanda en çok suyu bırakan cinsten. bu adada kimsenin kaybedecek vakti yok.

    ağaçların arkasından birdenbire binalar fışkıracak, şaşırmayın. iş merkezleri şehir merkezini işaret ediyor. eski limanın olduğu yerde gökdelenlerin çoğu. bu liman kısacık bir nehre bağlı, eskiden yük mavnaları işliyormuş, şimdi hepsi turist taşıyor. nehir boyunca (bir nevi haliç) eski depoların hepsi bar ve restoran olmuş.

    aynı otoyol yeni ve dünyanın en büyük limanlarından birinin yanından geçiyor. konteynırlar tanrıların legoları gibi, renkli ve binlerce. her yerde sarı vinçler. sonradan gemiye indirme bindirme işlemlerinin bilgisayarla yapıldığını, çoğu kulenin içinde insan olmadığını öğreneceğim. gemici arkadaşlarım gelir bazen, görüşemeyiz bile, o kadar çabuk yüklerler gemileri. buranın daha hızlısını merak ediyorsanız, hong kong. orası da kesmezse tokyo.

    uçaktan indiğimden beri bir şey dikkatimi çekiyor, tabelaların uzunluğu. ülkenin 4 resmi dili var : ingilizce, mandarin (çince), malay ve tamil (hint). resmi din yok, laik. sansürün ve kontrolün ağır şekilde uygulandığı bu ülkede kavga edecek insan da yok.

    20 yıl öncesinde yağmur ormanı ile kaplı, şimdi ise dev bir sanayi sitesi görünümünde bir yer gittiğim. hepi topu 40 yıllık bir bağımsızlıkları var, balıkçı kasabasından dönme, afyon içicisinden olma insanların adası, yirmi bin dolar yıllık gelirli, düzenli idam cezası uygulanan, falaka cezasının geçerli olduğu bir asya isviçre’sine dönüşmüş. kırk yıldır da aynı parti başta. mecliste muhalefet temsili olarak bir sandalye işgal ediyor.

    taksi beni üstü kapalı (yağmur ve güneşe karşı korumak için) bir kaldırıma atıyor. paramın üstünü alıyorum. ertesi gün metal bozuklukların aslında çin yuan’ı olduğunu singapur dolarının farklı olduğunu öğreniyorum. burada yediğim ilk kazığım günümün ve hayatımın önemli bir virgülü oluveriyor.

    ilk akşamım ve ilk yemeğim hakkında sonra şunu yazacağım: (bkz: #3999956) "
  • calisanlara nazik sekilde sikayetinizi bildirerek gokdelen insaatini durdurabildiginiz sehir.

    oturudugum evin dibinde bir gokdelen insaati var, marina bay in orda. cumartesi sabah 10 da bunlar basladilar, su buldozer kilikli beton delen takataktaktakaakta die ses cikartan aletle.. dedim biter herhal malum haftasonu.. yok arkadas saat 12 oldu devam..

    gittim bunlarin yanina, buldum santiye sorumlusu hinti arkadasi, dedim yahu arkadas, bugun haftasonu..is makinasi calismaz. en azindan medeni ulkelerde bu boyledir. ben omrumde boyle sey gormedim dedim. alttan alttan, hani dedim illa desibeldir, saattir belli kurallar vardir, avukatimla getirtmeyin buraya lutfen tekrar beni. (adamlar turk oldugumu bilse hasktr len diyip kovalarlar o ayri.)

    neyse hinti abi nazik cikti, ya haklisiniz muteahhit arkadas bugun bitsin dedi o yuzden seyaptik, aman resmiyete dokmeyelim olayi dedi. ben muteahhit e telefon acar durumu bildiririm hemen dedi.. ben de yok arkadaslar sizinle alakasi yok durumun zaten, siz isteneni yapan emekcilersiniz. lakin ben de istemem isin ciddiyete binmesini dedim.. lutfen muteahhit arkadasa iletin bunu dedim..

    eve geleli 1.5 saat oldu.. ses kesildi.. adsdasdasda ulan guzel ulkeymis hakkaten. tr de olsa birak ciddiye alinmayi, ustune bi de dayak yerdim bu senaryoda.

    edit: yok arkadas geri aliyorum.. burda da ayni bok. 2 saat sonra gene basladi pezevenkler.. sevindiydim ilk kez avukat i cumle icinde tehdit olarak kullanip yedirdim die.. peeeh..
  • doğal gibi gözüken yapaylıklar ülkesi, alışveriş diyarı. sokakta yürürken bir tek polis göremezsiniz, "fırsattan istifade edip türklüğümü göstereyim bir balgam atayım, yere çöp atayım" diyerek bir dangalaklık yapmayınız. şöyle ki; yoldan geçen herhangi biri sizin kural dışı hareketinizi gördüğü taktirde polisi arayıp olanı biteni söylüyor ve anında basılıyorsunuz, cezaların astronomik rakamlara sahip olması nedeniyle de muhtemelen züğürt ağa olarak kalıyorsunuz yaban ellerde.
    ayrıca, milletvekili mağaşları bir sene öncesinde aylık 50.000 singapur doları civarındaydı; bunun yanı sıra bu milletvekilleri her hafta belli günlerde seçildikleri bölgede bulunan ofislerine gidiyor, orada oturup halkın sorunlarını, isteklerini not alıyor ve mümkün mertebe istekleri gerçekleştirmeye çalışıyorlarmış. bir türk olarak bünyeye dokunabilir böyle $eyler pek tabii..
  • bu sene okul ile proje için gittiğimiz şehir.

    singapur şehri üzerindeki araştırmalarımız sırasında little india'da gece vakti son model arabasını kenara çekip, duvara doğru yürüyüp, usulca eteğini kaldırıp çatır çutur sokağa sıçan bir adamı gördükten sonra "bu tip olaylar kişiseldir kurumlara ve şehirlere mal edilemez" dediysek de ilerleyen günlerde sokaklarda gördüğümüz fareler ve dev böceklerden sonra bu şehirde bir turistik amaçlarla bulunmadığımız için kısa sürede singapur'un gerçek yüzünü az çok keşfetme şansına vardık.

    benim gözlemdiğim kadarıyla singapur ne abartıldığı kadar temiz ve düzenli bir şehir ne de kirli denebilir. abartıldığı kadar temiz ve düzenli olan doğal olarak sadece onların göstermek istediği singapur'dur, yani turist olarak ziyaret ettiğinizde gördüğünüz singapur. açıkçası singapur'da diğer şehirlere kıyasla bir turist için çok bir numara da olmadığı için singapurlular biraz bu imajın üstüne yüklenmiş, kurallar şehri diye biraz abartmışlar gibi geldi bana. (turistik eşya standlarında merlion'un yanında sürekli "şu yasak", "bu yasak" formatında buzdolabı mıknatısları filan var dolusuyla, başka da birşey yok zaten)

    bir de "yu vant mışaajj? mışaaj?" diye size masaj yapmayı teklif eden teyzeler var merkezden uzaktaki sokaklarda... bir süre sonra yeter be mışajına da sana da demenize sebep oluyorlar.

    singapur adası'nın önemli bir bölümü insanlar tarafından inşa edilmiştir. şehir merkezinin yeni uzantısı olan marina bay bölgesi bir süre sonra raffles place benzeri yoğunlukta bir yerleşim yeri olacak. bir de ring metro yapılıyor, var olan üç hattın yanına.

    meşhur sim lim squarede bulabildiğimiz tek ucuz elektronik eşya fotoğraf makinesiydi, bunun dışındaki ipod ve iriver gibi popüler elektronik moda oyuncakları londra fiyatıyla satılıyor. buradaki satıcılar ve genel olarak singapurlu esnaf da sürekli komik olmak gibi bir çaba da yok değil yine de unutmamak lazım ki bütün genellemeler yanlıştır*.

    çok çeşitli meyve suları ve meyveleri de deneme şansınız oluyor singapur'da. yine de çin yemekleri avrupa'da görmeye alışık olduğumuz gibi değil, birkaç gün sonra mcdonalds ve burger king arasında yemek için ayırdığımız zamanı tüketmek zorunda kaldık.

    trafiğin akış yönleri gibi elektrik prizleri de ingiltere ile aynı. yuruyen merdivenlerde butun dunyanin aksine solda sabit kalma gibi ingilizlerin bile uygulamadigi bir sacma karar alinmis, dolayisiyla turistler sayesinde sagli sollu sabit duranlar oldugu icin yuruyen merdivenleri transit gecmek soz konusu degil!

    çok güzel deniz mahsüllerini yiyebileceğiniz bir restoran alanı var orchard road yakınlarında batıya kıyasla çok daha ucuza balık vs. tüketebileceğiniz. ancak bu güzel deniz canlılarını yiyebildiğiniz yer bostancıya oldukça benziyor, öyle giyinip süslenip gitmenin hiçbir alemi yok "burada güzel bir balık restoranları varmış sözlükte okudum" diyip.

    taksi fiyatları ise normal, şehrin kuzey sınırından ta güney sahili olan sentosa'ya gitmek 8 singapur doları oluyor. yine de yalnız geziyorsanız veya aynı bütçeyi kullanıyorsanız mrt kartınıza para yükleyip arada tren ve otobüs kullanmak daha mantıklı. kartiniza fazlaca para koyup, paranizi ulkeden ayrilirken herhangi bir metro icindeki giseden geri alabilirsiniz...

    uzaktan iki adet kirpi gibi gözüken marina kenarındaki esplanade theatres singapur'un akılda kalabilecek belki de tek binası olabilir. geceleri burada sürekli jazz konserleri veriliyor. bir turistin aradığı mutluğu esplanade theatres civarında ve sentosa plajında bulması mümkün.

    mrt diye adlandırılan metrolarında yemek ve içmek yasak, kanıma dokunan tek yasak bu olmuştur. bask bölgesinden gelen ispanyol bir çocuğun bütün uyarılarıma rağmen zart zurt sokağa tükürmesine rağmen bu arkadaşın herhangi bir ceza ile karşılaşmadığını belirtmek isterim.

    biz projemizde şehri daha kolay anlamak için singapur'u üçe böldük. 1-little india denen bölgedeki gibi ekonomik olarak daha az imkana sahip insanların oluşturduğu dar sokaklı kirli mahaleler 2-chinatown, ilk kategoriye göre çok daha iyi imkanlara sahip geniş yollara sahip insanların mahaleleri 3- turistler ve genelde çoğunluk tarafından bilinen singapur, o temiz, %98 üniversite mezunu, aşmış yarmış yasaklarla dolu sicak new york bozmasi yerler. bu üç kalitedeki yerleri neredeyse eşit olarak şehirde bulabiliyorsunuz, en zengin mahalelerde bile birkaç ipucu oluyor farklı oranlarda.

    bir de zaha hadid'in one north masterplanı gerçeğe dönüşüyor buena vistada mutlaka mimarların gidip görmesi lazım.

    detaylı güzel bir singapur haritası arayanlar http://www.can.com.sg/ adresine bakmalı.

    singapur'da hava sıcaklığı neredeyse tüm sene boyunca 26-32 arasında değişiyor. singapur'a gitmeden önce bavulunuzu kıyafetle doldurmanın pek bir alemi yok, kıyafetlerinizi ucuza singapur'dan da alabilirsiniz.

    grup olarak gidecek olanlar, otelinden çok birşey beklemeyenler ve en önemlisi gerçek singapur'u tanımak isteyenler madras hotele gidip kalabilir little indiada, ancak entry'nin başında bahsettiğim sahnelere hazırlıklı olmanız gerekiyor!
  • gecenin ucunde havaalaninin kapisindan disari adim attiginizda, aniden saunaya girmis hissi yasayabileceginiz kucuk ve ilginc ulke. ekonomisi politigi hakkinda birsuru bos sey soylenir. ama gordugum kadariyla singapurun en onemli ozelligi sudur; orada insan insandan korkmuyor... nufusun cogunlugu cinliler; analarinin karnindan uretmek ve yasamak icin dogmuslar. orada sokakta kaldigim bi hafta boyunca, sehri ikiye bolen kanalin yanindaki kucuk parkin kucuk bankinda ustume yorgan niyetine singapur sehrini orttum.
  • yukarida singapur'a giriste kendisine turkiye ile ilgili sorular sorulmasinin sebebini merak eden bir yazar var. bu sorgulamanin sebebi:

    (bkz: türkistan islam partisi)

    kisaca ozetlersek akp sagolsun, suriye ic savasi sirasinda bu cin'in uygur bolgesi kokenli cihatci terorist orgut uyelerine bol bol turk pasaportu dagitip asya uzerinden suriye'ye gonderdi. reina baskinini yapan terorist de bu orgut mensubu. su an bu orgutun suriye, idlib'te binin ustunde uyesi var. yani singapur, malezya, tayland gibi ulkelerde eger turk pasaportu sebebiyle yukaridaki yazar gibi sorgulara maruz kalirsaniz sebebinin akp ve akp'nin cihatci teroristlere olan aski oldugunu bilin.
  • 4 gün kadar kaldığım ülke, özellikle kazıklanmak istemeyenler için notlarım ve önerilerim şöyledir (tüm para birimleri singapur dolarıdır):

    - gitmeden önce kalacağınız yere hangi metro hatları ve istasyonları üzerinden ulaşacağınızı not edin.

    - havaalanı: ücretsiz wifi ve terminaller arasında shuttle servisi var. vaktiniz varsa varışta veya dönüş öncesi erken gidip havaalanının herkese açık bölümlerindeki atraksiyonları gezebilirsiniz yalnız giden yolcu terminallerine girişle ilgili kısıtlamalar var, biletinizin hangi terminale ve hatta hangi havayoluna ait olduğuna göre diğer terminalleri dolaşma hakkınız olabilir veya olmayabilir. bazı aktiviteler de paralı zaten. ama en azından jewel isimli şelaleyi görebilirsiniz.

    - havaalanı sorgusu: iki kez birkaç günlüğüne gittim. her ikisinde de pasaport kuyruğundan ayırıp ayrı bir görevliyle yönlendirdiler. ilkinde birkaç soruluk bir sorgu oldu. 2023'tekinde ise bir kez daha foto+parmak izi alıp bir şey demeden geçirdiler. türkler'e ayrıcalıklı muamele devam ediyor ya da bana özel bir durumdu belki bilemiyorum. ama bu ayrıcalığa nail olan olan benden başka kimse görmedim oradayken.

    - havaalanındaki acentelerden hiçbir şey satın almayın, yani sim kart, sınırsız ulaşım kartı vs. kesinlikle! hiçbir işinize yaramayacak premium özelliklere 2-3 katı para ödemek istiyorsanız siz bilirsiniz tabi.

    - garip gelecek ama havaalanında gönül rahatlığıyla bütçenize uygun yerlerden yemek yiyebilirsiniz. fiyatlar şehirdeki fiyatlarla aynı çünkü.

    - sim kart: en azından yolunuzu bulmak için internete ihtiyacınız olacak. turist tipi sim kartı havaalanındaki acenteleri dolaşarak alabilirsiniz yalnız aynı kart için verilen fiyatların çok değişken olduğu söyleniyor. özellikle gelen yolcu bölgesinde karşınıza çıkan ilk yerlerden alırsanız 2-3 katı fiyata gereksiz premium özellikli sim kartları itelerler. eğer birkaç günlüğüne gidiyorsanız mevcut sim kartınızı kullanıp roaming yapmayı da düşünebilirsiniz. roaming'in avantajı, universal studios gibi aşırı kalabalık yerlerde turist sim kartlarının interneti aşırı yavaşlayabiliyor ve siz telefonun ayarlarından istediğiniz başka bir operatörü seçebiliyorsunuz.

    - ulaşım: havaalanından metro istasyonuna (mrt) iniyorsunuz ve orada metronun kendi bürosundan dolumlu kart alıyorsunuz. 5 $ iadesiz kart bedeli (2023'te 10$), 7 $ da mevcut bakiye ile 12 $. eğer 3-4 gün kalacaksanız bunun üzerine 10$ da ek dolum yaptırmanızı tavsiye ederim. 10 $ dan küçük dolum yapılmıyor. 5 $ kart bedeli olarak zarar etseniz bile sınırsız ulaşım kartından açık ara daha ucuza geliyor. dönüşte yine havaalanı istasyonunda kartı iade edip bakiyeyi geri alabilirsiniz. kartın ömrü 5 yıl, tekrar gelme ihtimaliniz varsa saklamayı da düşünebilirsiniz. önemli nokta, iade işlemini yapan ofis ayrı ve mesai saatleri dışında kapalı. yani kartta çok bakiye kalırsa ve dönüş saatiniz geceyse iade yapamazsınız.
    eğer sadece 1-2 gün kalacaksanız dolumlu kart yerine her defasında daha pahalı olan tek binişlik kart almak daha mantıklı olabilir.

    - singapur pahalı da olsa metroyla hemen her yere ulaşım kolay ve diğer yöntemlere göre ucuz. metro içi aktarmalar ücretsiz, gideceğiniz yere ilk başlangıç - varış arası mesafeye göre 0.8-2 $ arası ödeyerek ulaşabiliyorsunuz. tipik turist güzergahları için genelde 1 $ civarı ödedim.

    - otobüs: dolumlu ulaşım kartı hem metro hem otobüs için geçerli. avantajı etrafı seyredebilirsiniz. yalnız nereden, hangi otobüse bineceğinizi bulmak metroda olduğu kadar kolay değil. inerken kartınızı basmayı unutmayın, singapur'da ceza yemek istemezsiniz.

    - konaklama: hostelde kalacaksanız yanınızda bildiğiniz termal içlik götürün ve yatağınızın klimadan uzak olmasına çok dikkat edin. benim kaldığım yer buzdolabı gibiydi ve insanlar baya hasta oldular. bunun dışında hostellere ayakkabıyla girilmiyor, terlik götürmeniz kolaylık olur.

    - yemek: 5$ ve altına ancak tavuk-pilav varyasyonları görebildim, eğer az yiyen bi insansanız poğaça türevi şeyler de ucuza gelebilir. makul fiyatla ve yediğinizden az biraz keyif almak istiyorsanız herhangi bir avm'nin foodhall bölümüne gidin (ya bodrum ya en üst katta olur), 7-10 $ civarı ödersiniz. mesela kallang bölgesindeyseniz city square mall gayet güzeldi, birçok farklı mutfak bir arada oluyor.

    - su: 7/11 bu ülkede dostunuz değil, suyu yerel bakkal-market tarzı yerlerden alın, ben 50cc lik 3 tanesi 1 $'a bulabilmiştim mesela.

    - gardens by the bay: burada asıl görmeye değer olanlar üstü kapalı 2 alan, cloud forest ve flower dome. giriş ücreti (28$) pahalı geliyorsa boşuna gitmeyin derim çünkü gerisi park, ama bence değer. supertree'ler dikkat çekiyor ama aslında demir ve betondan ibaret. dome'lar oldukça serin, kapalı ayakkabı ve ceketle daha rahat gezersiniz.
    giriş biletini park girişinden almanıza gerek yok, dome'ların yanına gidip dışarıdan kabaca neye benzediğini görüp hemen oradaki gişelerden alabilirsiniz. aynı şey supertree için de geçerli ki bence yanına gidince vazgeçeceksiniz.

    - sentosa: universal studio girişi oldukça pahalı (76$) ama çok başarılı ve eğlenceli aktiviteler var, gitmişken görülmeli, yalnız hafta sonuna denk getirmeyin, popüler oyunlarda çok uzun kuyruk olabiliyor. açılış saatine yakın gidip popüler olanlara öncelik verirseniz 10-20 dak'dan fazla beklemeden giriş yapabilirsiniz. vakit ilerledikçe kuyruklar uzuyor. içeride oyunlar için genel olarak para ödemiyorsunuz. waterworld stunt show'u öneririm, gösteri saatlerini not alın. eğer sabah gittiğiniz halde bir oyunda aşırı uzun kuyruk varsa, başkasına geçin, bazen günün ilerleyen saatlerinde kuyruk azalabiliyor (tersi de olabilir tabi).

    genel olarak sentosa aktiviteleri için indirim yok. yani erkenden online almanın bir faydası yok sadece hızlı geçiş opsiyonu alacaksanız veya talebi çok olan bir aktivite ise önceki günden almanın yararı olabilir. 2017'de kaldığım yer önceki günden %10 indirimli sattığını söylemişti, hala yapıyorlar mı bilmiyorum. aksi halde bileti gişeden de alabilirsiniz. birçok yer nakit kabul etmiyor. kartınızın usd ekstresi olmasına dikkat edin yoksa çifte kur dönüşümünden bankaya çarpılırsınız.

    - hatıra olarak saklamak istemiyorsanız bozuk paralarınızı ülkeyi terk etmeden önce bitirmeye bakın.
  • olur da endonezya'dan buraya gitmek isterseniz, ucakla batam adasina gidip oradan feribotla gecin derim. hem batam'i gormus olursunuz, hem feribotla seyahat daha zevkli (bence), hem de direk ucmaktan cok daha ekonomik.
hesabın var mı? giriş yap