• bugünkü bölümünü safi absürt olmaya adamis bir dizi. söyle ki;

    1. nisan ayinda, herkes montla geziyor dizide(bu absürt degil bu sadece birazdan gelecekler için bir ipucu), çilek'in dogumgünü vardi, çilek'in arkadasi ne hediye alacagini düsünüyordu. "aaa onun burcu yengeç, yengeç resimli bardak alayim" dedi. evet biliyorsunuz ki yengeç yaz burcu. ayrica çocuk dogumgününe gelirken hediye mediye getirmedi. essek ya.

    2. perihan teyze eski askiyla bulustu. söylediklerine göre en son 200 yil önce görüsmüsler. sonra besame mucho ve unforgettable falan çalmaya basladi. "ah bak beraberken dinledigimiz melodiler" diye sevindiler. evet bu sarkilar biliyorsunuz 1800'lerden günümüze kadar gelebilen önemli parçalardan..

    oof of.
  • her bölümünü büyük bir heyecanla ve bir şişe viski eşliğinde izlediğim mükemmel dizi. vasat viskim mi kafa yapıyor yoksa bu dizi mi çözemedim yalnız yıllardır.
  • öyle bir saate koymuşlar ki bu diziyi, diğer kanallardaki alternatifler de en az sihirli annem kadar kötü. bugün izlerken(evet) babam birden odaya girdi "ooo benim dizim" dedi. çok korkuyorum.
  • kafamda saçma sapan bir mükemmel aile modelinin oluşmasına sebep olan tuhaf dizi. şu anda bile sihirli annem denince aklıma gelen ilk şey tüm ailenin sabahın köründe güle oynaya kahvaltı ettiği sahneler oluyor. işinde gücünde, hafiften ezik fakat sevgi dolu bir baba, her sorunu tık diye çözen anne, tüm yemekleri yapan hizmetçi, tuhaf saplantıları olsa da torunlarını seven bir anneanne, küçücük apartman dairelerinden ibaret olmayan evler, bir sürü oyuncağın bulunduğu çocuk odaları, düzenli olarak kutlanan doğumgünleri, beklenmedik harry potter referansları, o dönem çocuklar tarafından cidden sevilen inci türkay ve onu hala oturup izleyebileceğim tek türk dizisi yapan öteki detaylar... tüm kalitesizliğine ve garipliğine rağmen her zaman çocukluğumun bir parçası olacak.
  • 1990 - 1997 arasında doğmuş türk vatandaşlarının yayınlandığı vakitler kaçırmadan izledikleri bir diziydi. şimdi beğenmiyoruz, sahneleriyle dalga geçiyoruz, ama allah aşkına şimdiki çocukların izlediklerine, beğendiklerine bir bakın. okulda çocuklara şarkı söyleyin diyorum kırgın çiçekler'in jenerik müziğinin şarkısını söylüyorlar! psikopat gibi hastaneden çıkılmayan, vurmalı kırmalı, bol ağlamalı, feryat figanlı dizileri izliyorlar, bahsettiğim çocuklar 8 - 10 yaşlarında falan ha. biraz büyüyünce işte benim stilim, kısmetse olur kritiği yapıyorlar.

    sihirli annem şimdinin yapımlarının yanında adeta bir başyapıt. romantik aile komedisi tadında fantastik kurgu bir diziydi. evet mantık hataları çoktu, oyunculukların çoğu çok yapmacıktı, tipler karikatürden öteye gidemiyordu, efektler felaket ötesiydi falan ama 2003 koşullarına göre düşünüldüğünde 10 - 11 yaşlarındaki bir çocuğun hiç de umursamayacağı şeylerdi bunlar.

    sihir vardı, oradan oraya ışınlanıyorlardı, her birinin ışınlanmak için yaptığı el hareketi ve görsel - sessel efekti farklıydı. sadık saftı, ama iyi kalpli bir babaydı. betüş evi çekip çeviren sevgi dolu bir anneydi, üç çocuğu da kendi kanından değildi, ama öz anneleri gibi onlara saygı ve sevgiyle yaklaşıyordu. çilek evlatlıktı, ama öz çocuk gibi seviliyordu. yukarıda da biri yazmış, haftaiçi haftasonu fark etmeden her sabah geniş geniş yapılan düzenli kahvaltılar, çocukların kendilerine ait odalarının olması, her birinin özel yaşamı olması ve buna saygı duyulması, anne baba arasındaki örnek ve tutarlı ilişki, evde disiplin ve kural kavramlarının tatbik edilerek yaşanması, sözde kalmaması takdire şayandı. adeta türk toplumuna aile nasıl olunur, anne baba nasıl olunur; çocuklara nasıl davranmalıyız, evde okulda nelere dikkat etmeliyizi öğreten bir diziydi. öyle ki bunu hissettirmeden yapıyordu, diziyi izleyen her insan bahçeli iki katlı bir evi, birbirinden güzel pırıl pırıl çocukları, iyi bir işi, iyi bir eşi, çatlak ama iyi kalpli komşuları olsun diye hayaller kuruyordu.

    şimdi çocukların izledikleri, sabah akşam konuştukları hangi dizide, hangi programda bu naifliği yakalayabiliyorsunuz. sözde komik dizilerde bile sağdan soldan fırlayan mafyalar, birbirini kaçırıp kaçırıp duran manyaklar, her hafta hastanede yoğun bakımda can çekişen tipler var. sürekli feryat figan, sürekli dram, sürekli kriz, sürekli yasadışı işler. çocuklar bunları izleyeceğine varsın eda'nın eminem'le sevgili olduğu, en kötü karakterinin dudu peri, en sapık karakterinin dürbünlü avni olduğu sihirli annem'i izlesin daha iyi...
  • dünyanın en iğrenç perilerini barındıran dizi. sanırım gerçek iyilik melekleri filan da bunlara benziyorlar ki dünya bu kadar adaletsiz bir yer. koskoca perisin, sihir yapıp herkese yardım edebilirsin ama bunlar anca insanlara aşık olup tüm güçlerini gizlemeye çalışarak ömür geçiriyorlar. en büyük iyilikleri de eve gelen temizlikçiye sihirle yeni koltuk takımı yapmak. pastaları sihirle yaptığı için kalan bütün enerjisiyle pastaneye gelen müşteriye güler yüzlü davranmak. ne dandirik perilersiniz siz yav...

    (bkz: sen perisin büyük düşün)
  • yapımcı- yeni bölümün senaryosu bittimi?
    senarist- bitti abi.
    yapımcı- anlat.
    senarist- bir gün zeytin yaramazlık yapar.
    yapımcı- güzel. yönetmene söyleyin çeksin.
  • yeni bölümleriyle eski tombiş cem gitmiş, yerine pezevenk sakallı cem gelmiş.
  • sanirim cem, kucuklugunden beri asik oldugu o kizla, mutlu bir yolda yurumeye baslayacak artik. umarim haklarinda hayirlisi olur.
    gercekten cok seviniyorum boyle genc insanlar birbirine kavusunca. bir de avni cok tatli degil mi ya sizce de? insallah karisiyla arasi duzelir.

    *
  • 20 sn once izlerken 8 yasindaki cilek su cumleyi sarfetti... "biz kardesiz, disaridan birisi birimizi uzdugunde o kisiye karsi birlesiriz, voltran gibi yani" diyerek izleyenleri dumur deryasina sevk etti. keske 8 yasindakiler voltrani hatirlasalar, keske bilebilseler... ama burada voltrani bilenin cilek degil de senarist oldugu cok acik. (bkz: aptal yerine koymak)
hesabın var mı? giriş yap