• amansız bir beklentidir.
  • beklerken acıyı azalt(a)mayan.
  • "inan haluk, ezeli bir şifadır aldanmak."

    tevfik fikret
  • eskilerde sık kullanılan, bugün pek rastlanılmayan güzel bir isimdir.
    (bkz: şifa hatun)
  • şimdilerde "enerji uzmanları" ve gurular tarafından dağıtılan şey. özellikle modern tıbba direnen, hayatında manevi anlamlar arayan insanlar için nimet.
    tabi bu insanların ceplerinin de biraz dolu olması gerekiyor. özel seanslar veren şifacılar, gurular, enerji uzmanları kara kaşınız kara gözünüz için yapmıyor bu işi. bin dolarlar konuşuluyor.

    benim fikrim, bu işin düpedüz dolandırıcılık olduğu yönünde.

    inançla ilgili arayışlarda, insanın yalnız kalması gerektiğini düşünürüm, "kendisiyle baş başa"... araya birisi girmemeli. ister din olsun, ister kutsal atfedilen başka düşünceler, felsefeler olsun.
    (bkz: allah'la kul arasına girmek)

    bundan 5-6 sene önceyi hatırlayın, okan bayülgen, harun kolçak gibi saftirik ünlülere şifa dağıtacağım, negatif enerjisini pozitife çevireceğim diye yüz bin dolarlarını cukkalayan adamlar şimdilerde isimlerini değiştirmiş, yurt dışında dolaşıyorlar. neymiş efendim hindistan'da on yıl kalmış, sonra sibirya'ya gitmiş bi' beş yıl da orada master yapmış ve nihayet ermiş: hakikatin dibine vurmuş ve enerjinin kaynağını çözmüş...

    şimdi, sibirya diyorsun, enerji-hakikat diyorsun da adamlar hakikati, enerjiyi bilimsel olmayan yöntemlerle bulsaydı şu anda dünyanın süper gücüydü.

    bakınız bugün danimarka, rüzgar gücünü en verimli şekilde enerjiye çeviren ülke konumunda.
    keza, almanya güneş panellerini en yaygın ve verimli şekilde kullanan ülke.
    bu ülkeler gerçek enerjiyi üretiyorlar, pratik hayatımızda ihtiyacımız olan ve hayatımızı kolaylaştıran enerji.

    türkiye'de ise ancak boş laflar enerjiye çevriliyor... fos!

    ...bir de "healer/herbalist" karışımı aslında alşimist olan insanlar var. bunlar daha da tehlikeli, çünkü az da olsa biyo-kimya bilgileri var, hangi bitkiyi hangisiyle karıştırınca ne oluyor, neye iyi geliyor (ve tabi neye kötü geliyor), hangi karışımla hazırlanan tütsü beyni nasıl uyuşturuyor, hepsini biliyorlar. aynı, ilüzyonistlerin gösterilerinde kullandıkları yardımcı araçlar gibi, o ilüzyona kapılmanız için bitkiler ve kokular müthiş yardımcı oluyor. bunu her zaman iyi niyetle kullanmayan, avantaja çeviren şifacılar da var. beyni uyuşturup, bedeni kısmen paralize edip sizden faydalanan şifacılar, enerji uzmanları...

    ---sonuç yerine---
    ben "sakın ha şifacıya, enerji uzmanına gitmeyin" demiyorum, sadece gitmemenizden yanayım, hobi olarak yine gidebilirsiniz. yalnızca bir kaşınızı havaya kaldırın, "acaba" diye kendi kendinize sorun, az da olsa şüphelenin. bugün insanlar en yakınındaki kişiye güvenmiyor, o güveni gidip de şifacıda aramayın.

    http://www.looklocal.co.za/…sted-for-raping-patient
    http://www.culteducation.com/…ngh/mohan_singh2.html
    http://naijagists.com/…ifatade-elegbeleye-arrested/
  • olmazsa olmaz eczane ismi her semtte en az bi tane şifa eczanesi vardır
  • kuran, kendisinin insanlara şifa olarak geldiğini söyler. gerçekten de ben buna tanığım, yok böyle müthiş bir kitap.

    ey insanlar! işte size rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi. (yunus suresi, 57)

    biz kur'an'dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. ama bu, zalimlerin yıkımını artırmaktan başka katkı sağlamıyor. (isra suresi, 82)
  • bir kitap ismi. yazarı jo marchant. "zihnin iyileştirici gücüne dair bilimsel bir yolculuk" yaptırıyor gerçekten kitap. kraliyet akademisi bilim kitabı ödülü 2016 finalisti olmuş aynı zamanda. zihnin iyileşme sürecine olan katkısı gayet kapsamlı incelenmiş. bilimin alternatif tedavilere olan ön yargısını biraz da olsa kırmak adına yaşanmış örnekler paylaşılmış. batı tıbbının insanı ilaçlara bağımlı kılmasına inat, alternatif tedavilerin hatta plasebo çalışmaların bile ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. kitap tamamen alternatif tıbba da yönlendirmiyor, yanlış anlaşılmasın. ama farklı bir bakış açısı edinmeye katkısı büyük.
  • allah'a (celle celalühu) sığınmaktır.
  • kalp yoluna meyledip, haktan onun tasfiyesini sürekli dileyenler, nefse (beden) bulaşan, hücum eden tüm rahatsızlıklar karşısında üstün bir direncin kendi vücutlarında apaçık şahit edilmektedirler. bu sistemi eksiksiz ve tastamam planlayan yaratıcının kulları üzerindeki lütuflarıdır.

    bu ister fizyolojik ister psikolojik nefs ile bağlantılı olan maddi-manevi hangi damar yolu ile olursa olsun fark etmez. kişi kalbi ile sürekli diri bir irtibatı tesis ettiği ve bunu kaybetmediği sürece onun vücudu üzerindeki hüküm artık sadece allah'ındır. kişi bunları müşahede ettikçe artık tüm çözümü, sonucu, devayı, şifayı ondan bekler. bu yöneliş, vechini hakka çeviriş ve bekleyiş dil ile söylenen ''ya şafi'' lafzının hal ve yaşam olarak sabitlenmesidir. o artık ''ya şafi'' hükmünün himayesindeki bir kuldur. onun yeri artık mümkün bir kazanın başa gelmesi harici pek nadiren zahiri bir acildir. acil olan artık sürekli onda hükmünü tesis etmiştir.

    bundan perdeli olanların işleri ise kendi başlarına bırakılış ve çareyi kapı kapı, adres adres değişen çözüm, deva yığınlarıyla boğuşmalarıdır. onların şifası bir gün parasetamol iken diğer gün naproksen sodyum'dur. gelecek günlere kadar böyle uzar gider.

    oysa sabit bir tevhid hali tek başına bütün rahatsızlıkların tek adreste sunulan şifasıdır. kalp sahibine karşı sağlam bir nabzı tutturdumu kan sularında şifalar ürer. bu allah'ın dininin sırlarındandır. ona dayananlar vücudları üzerindeki sonsuz sırları idrak ederler. ama gel gör ki nefslerin ordusu tüm işi vehme, zanna, kocakarı işlerine döndürmüş.

    hurafe diye ortaya atılan yöntemler, iddialar ise dinden bir söz aldığını zannedip insanları bunlarla kandıran, kendisini aksi bir yönden vehime ve zanna yuvarlamış olanların işleridir.

    herkesin kendine yetecek olan şifası kalbinde bir bir gizlidir.
    hastaneye gitmeni söyleyende, sen dur ben hallederim diyen de o'dur.

    tevhid ehlinin ölümü:
    bu ölüm onlara sadece uzanıp tatlı tatlı uykuya dalış gibi olacaktır. onların tüm tüyleri yaşarken her gün rablerinin korkusundan diken diken olmuş, can pamuğunu nefs dikenlerinden önceden sıyırmışlardır.

    kbi adlı yazarın ifade ettiği, kılıcın kınından çıkması gibidir.
hesabın var mı? giriş yap