• çukurovada sahip olduğu tarlaya, zarar verdiği için traktör sokmayan ve tarlanın her türlü işini müritlerine elleriyle yaptıran bir tanesini duymuştum zamanında. sevaba girme yarışındaki müritler bir kamyon dolusu boku elleriyle tarlaya boşaltmış ve allah yolunda bok taşıyarak huzur bulmuşlar. şeyh, traktör vs. girmeyen tarlasından yüksek verim aldığı zaman insanlar bu durumun, şeyhin mübarek kişiliğinin kanıtı olduğunu düşünmüşlerdir heralde.
  • şeyh fahişeye demiş ki: utanmaz kadın;
    her gün sarhoşsun, onun bunun kucağındasın.
    doğru, demiş fahişe, ben öyleyim; ya sen?
    sen bakalım şu göründüğün adam mısın?

    (bkz: ömer hayyam)
    (bkz: rubailer)

    hayyam, çok büyük adam. şu dörtlük, günümüzden tanıdık geliyor mu?
  • şeyh kime derler? ihtiyara, yani saçı sakalı ağarmış adama derler. fakat ey ümitsiz adam, bunun manasını bil. kara saç, kara sakal onun varlığıdır(benlik sahibi olmasıdır). varlığından tek bir kıl bile kalmamalı.

    birisinin varlığı kalmadı mı pir ona derler. ister saçı sakalı siyah olsun, ister kır. o kara saç, kara sakal beşeriyet sıfatıdır. söylediğimiz kıl, sakal, bıyık kılları söylediğimiz saç baştaki değildir. isa beşikte “ yetişkin olmadan şeyhiz, piriz” diye bağırır. oğul, insan beşeriyet sıfatlarının bir kısmından kurtuldu mu şeyh olmaz, fakat olgun bir insan olur.

    beşeriyet sıfatlarından tek bir kara kıl bile kalmadı mı şeyh olur. tanrıya makbul bir adam haline gelir. fakat bir adam yaşlansa da saçı sakalı ağarsa hakikatte ne pirdir, ne tanrı hası. varlığında beşeriyet sıfatlarından bir tek kıl bile kalsa mensub olamaz, alem halkından birisidir o!
    (mesnevi'den)

    not: varlığın yok olması, kişinin benliğinden geçmesi ve bilincinin evrensel bilinç içinde erimesi demektir. o noktadan sonra artık ilgili kimse evrensel bilincin doğrudan kullandığı bir alet konumuna dönüşmüştür.

    o kimsenin tüm sözleri, fiilleri evrensel bilincin tasarrufu ile ortaya çıkar. ancak bu tasarrufun derecesi zaman zaman değişir. “allah ile öyle bir zamanım olur ki; o anda araya ne melek-ül mukarreb(hakk’a yakın melekler), ne de diğer peygamberler girebilir.” hadisinde bu sır vurgulanmıştır.
  • kimisinin aklı şeyinde oluyor ve bu yoldan çok adam şey ediyor.
    sonra şey ettiği adamlar da ondan şikayetçi bile olmuyor.
    harbi akıllıca iş lan.
    şeyhini şey ettiğimin şeyhi...
  • korkarım bu allah'ı inkar eden şerefsizler, yakında şeyhi de inkar edecekler!
  • 2010 yılı olmuş, hala bunların dediklerini allahın hükmü sanıp uyanlar var, afrika'da ki gün görmemiş ilker kabilelerden ne farkları var bilmiyorum, yok herhalde. onlarda birini kutsal sayıp peşlerinden gidiyorlar. yıl 2010 olmuş ama o kadar da uzun bir zaman dilimi değil ,dünya kaç 2010 yıl yaşamıştır. zaten dünya açısından baktığında da insanlarda da bir farklılık yok, ilk insanlarla aynı düşünüyorlar.
    belki de sorun olarak gördüğümüz aslında sorun değil bir mizaçtır, yani düşünmeyi reddedip, o işi başkalarına bırakıp, sadece söylenilene uymak karakter meselesidir. "adamın karakteri bu" diyip geçmek lazım. hadi ben bir şey bilmediği kabul edip kenara çekilebilirim bu konuda da, ya yıllarını bu işi vermiş ilahiyat profesörleri.. onlarda bir şey bilmiyor sadece dişlerini bile fırçalamayı bilmeyen şeyhler biliyor. bir insanın yapacağı en iyi ibadet vucüduna iyi bakmaktır. yaratıldığını düşünürken, şeyhin dolgunun vs. iyi bir şey olmadığını söylediği için, kalkıp işe yarayan şeyi kaldırıp atabiliyorsan bir sorgula kendini derim, o yeti de bu insanlarda yok ve öyle bir duvar örüyorlar ki etraflarına istediğin kadar anlat hala başladığın yere dönüyorsun.. yani boş beleş ama etkili insanlar.
  • oncelikle asagıdaki linkten bir ornegini inceleyiniz efenm.

    http://www.youtube.com/…n8trdm&mode=related&search=

    simdi;
    bu video cok keskin bir ornek. bugün tarikat liderleri, şeyhler kesinlikle müslüman değildirler. cünkü bir insan hem müslüman olup da hem boylesine bir yalan soyleyemez bu mümkün değil. adam resmen peygamberle konustugunu ve ondan icazet aldıgını soyluyor. bu acık secik bir yalan. bu yalanla insanları kandırıp mallarını alıyorlar. rüyamda gordum kızını benimle evlendireceksin diyerek bir gecelik nikah kıyıyorlar. kızlarını boylece şeyhe sunan babalar bundan gurur duyuyorlar. koyleri gezip insanlara mallarını vereceksin seyhimiz seni ruyasında görmüş, peygamber oyle emretmiş diye yalan soyleyip neyi var neyi yoksa alıyorlar. yaslı yaslı insanları kurs, dergah insaatlarında çalıstırıyorlar. hep yalan soyleyerek.

    simdi boyle bir yalanı soyleyen insan eger müslümansa hele hele hocaysa birazcık sonsuza kadar cehennemde yanacagını cok iyi bilir. o halde bu adamlar ve bunların cevrelerindekiler kesinlikle müslüman değillerdir.

    seyhler sahtekardır bunu biliyoruz, ancak ilgili videonun altındaki yorumlardan da anlasılacagı üzere, bunlara inanan o kadar cok insan var ki. hatta bugün anadoluda ben müslümanım deyip de gezenler muhakkak kendilerini bir seyhe baglanmak zorunda hissediyorlar.

    seyhlerin kendilerini obur dünyada kurtaracagına inanıyorlar. herkes seyhinin allah'tan torpilli oldugunu sanıyor. seyhlerinin eteği altında sırat koprusunu geçerek direk cennete gideceklerini sanıyorlar. sırf bu yüzden bir kere seyhlerine gorunebilmek için turlar düzenleyip seyhlerini ziyarete gidiyorlar. dolustukları bir camide seyhleri kürsüye cıkıp soyle bir kafasını kaldırıp, bakınıyor. sonra asagı iniyor. boylece camideki herkesi gorup tanıyor ve obur dünyada kurtaracagını soyluyor.

    ahmaklıgın boylesi. gerizekalı insanlar topluluğu.

    buradaki en büyük yanılgı, insanların birer kurtarıcı beklemelerinden kaynaklanıyor. tarikat unsuru ise bir gelenek. islamiyetten once cok once cok tanrılı roma dinlerinden, budizmden, şamanizmden, mecusilikten, yahudilikten ve hristiyanlıktan gelen çok eski artık cok karmasıklasmıs kemiklesmiş bir gelenek.

    tanım : şeyh budur.
  • islam literatüründe "kurucu düşünür" anlamına gelir. yüzyıllardır islam coğrafyasında bulunmamaktadır.

    (bkz: şeyh-i ekber)
    (bkz: şeyh-i kebir)
  • şeyh beyimiz çok müslümanmış da bilmem neymiş de, bu kimseyi ilgilendirmez. müslümansa yaşasın müslümanlığını da ben niye gidip ona tabi olayım? delirdim mi? ayrıca o kadar müslüman olsaydı çevresine mürit toplamazdı. doğru yola kılavuzluyormuş kendileri güya.

    doğru yola sadece allah kılavuzlar. kitap istiyorsan da kuran allah kelamıdır. bitti gitti. şeyhler tarikatlar mezhepler hepsi çöp.
  • şeyh sevdalıları bir söz uydurmuşlar "şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır" diye. oh uydurun bakalım uydurun, o uydurduklarınız sizi kurtaracak mı?

    gerçek ise allah'ın kur'an'da bildirdiği gibidir.
    eğer siz kur'an'dan ve allah'ı anmaktan yüz çevirirseniz, sizin şeytanınız vardır.

    zuhruf 36.ayet: kim rahman'ın öğüdünden/kur'an'ından yüz çevirirse, ona bir şeytan salarız; o, onun yoldaşı olur.
    (ayette rahman'ın zikrinden yüz çevirmek diye geçiyor, kur'an'ı araştırınca zikir/rahman'ın zikri kelimelerinin kur'an vahyi için kullanıldığını görüyoruz ve allah'ı zikretmek o'nu anmak anlamında kullanılır, bu şeyhcilerin yaptığı tuhaf zikir işlerinin kur'an ile alakası yoktur.)

    eğer siz allah'a iman ederseniz, o'na güvenip dayanırsanız sizin üzerinize şeytanın hiçbir gücü işlemez. yani şeytandan korunmak için şeyhe meyhe ihtiyacınız yoktur.

    nahl 99.ayet: gerçekte o şeytanın rablerine güvenip/inananlar o'na dayananlar üzerinde, hiçbir gücü yoktur.

    şeytandan bir dürtü geldiği zaman iman edenlerin allah'a sığınması yeterlidir. *

    yani şimdi tüm bu kur'an gerçeklerine bakarsak, kendine bir şeyh bulmaya filan ne gerek var? gerekli olmamasını geçtim zaten şirktir bu. bir kişi şeyhliğe soyunuyorsa esas o kişiden kaç. esas o kişi şeytani işler peşinde demektir.
hesabın var mı? giriş yap