• kendi kendini bitirmekle kalmayıp, avrupa futbolunu da ciddi şekilde etkilemiştir. bu ligden artık bayern, real madrid, barcelona, chelsea gibi takımlarla başa baş oynayacak takım 2-3 senedir çıkmıyor ve yıldız futbolcuları da çekemiyor. mesela 2000-2001 sezonunda büyük italyan takımların kadrolarını şimdiki kadrolarla karşılaştıralım:

    - inter milan: seedorf, zanetti, ronaldo, recoba, vieri oynuyordu şimdi adamlar icardi, hernanes, guarin'in eline bakıyor.

    - ac milan: dida, maldini, gattuso, bierhoff, shevchenko, boban. şimdi adamlar honda, essien, el shaarawy, torres'in eline bakıyor.

    - lazio roma: peruzzi, nesta, mihajloviç, nedved, stankoviç, veron, crespo, inzaghi. şimdi adamlar klose, biglia, ledesma, candreva'nın eline bakıyor.

    - as roma: samuel, cafu, emerson, nakata, totti, batistuta. şimdi totti dışında pjanic, gervinho, de rossi, cole'in eline bakıyor.

    - juventus: şu an zaten sağlam kadrosu var, yalnız 2000'lerle kıyaslarsak yine geride kalıyor, düşünün yani juve'nin o zamanki büyüklüğünü: van der sar, inzaghi, del piero, trezeguet, zidane, zambrotta, davids.

    daha napoli, parma, fiorentina'yı saymadım bile. kadro zenginliği gidince avrupa'da başarı da gitti ve ortalık malmö, zenith, sporting, schalke gibi takımların önünü açtı. bu takımlar da avrupa'nın diğer büyük takımlarıyla mücadele edecek güce sahip olmayınca şampiyonlar liginde afiş maçlar eksildi. ha ben bu gibi takımların şampiyonlar ligine katılmasın demiyorum. sadece italyan takımlarının düşüşüyle değil, onların da güçlenmesiyle olsaydı bunlar da daha çok iyi takım izleyebilseydik. önceden hangisini izlesek diye kafa yorarken, şimdi izlenilir maç biri geçmiyor zaten. bugün ve yarının maçlarına bakıyorum, yarısı 2000'lerde uefa maçları olurdu:

    juventus - olympiakos
    malmö ff - atletico madrid
    basel - pfc ludogorets razgrad
    real madrid - liverpool
    zenit st. petersburg - bayer leverkusen
    benfica - monaco
    arsenal - anderlecht
    borussia dortmund - galatasaray

    bayern münich - roma
    manchester city - cska moscow
    ajax - barcelona
    paris saint germain - apoel nicosia
    maribor - chelsea
    sporting cp - schalke 04
    athletic bilbao - fc porto
    shakhtar dönetsk - bate borisov

    kısacası, yukarda yazdığım italyan takımların eski gücünü kaybetmesi avrupa futbolunu da etkilemiştir.
  • bu sezon 20 gol üzerine çıkan 6 oyuncu var. italya'da en son 60 sezon önce, 1950/1951 sezonunda olmuş böyle bir şey. listedeki isimler: dzeko, mertens, belotti, higuain, icardi, immobile.

    geçenlerde evde oturmuş artemio franchi'deki fiorentina inter maçını izliyodum. skor 5-4, hakem bitiş düdüğünü çalmış, spiker yayına veda ediyor (yanlış bilmiyorsam o hafta 48 golle lig tarihinin en gollü haftası oldu). o sıra gözümde canlandı koskoca mazi. ya beyler kusura bakmayın ama sokarım böyle italya ligi'ne. kardeşim biz capello'nun milan'ının 34 maçta sadece 36 gol atarak şampiyon olduğu italya ligi'ni özledik. böyle 5-4'lük, 7-3'lük maçlar oynanan, alt oranı 1.95'ten açılan italya ligi'ne aşina değiliz. rakip forvetin ayağını kırdıktan sonra suratında "ne faulu amına koyim ya!?!" ifadesiyle hakeme koşan balta stoperlerin kol gezdiği italya ligi'ni özledim. catania maçının 10. dakikasında diz bağları kopmasına rağmen insan fizyolojisine tamamen aykırı şekilde 80 dakika daha oyunda kalıp maçı tamamlayan modern zaman gladyatörü, calabrialı mareşal, asi_ruh31 gattuso'yu özledim. önce bahisçilere bilgi sızdırdığı için 2 ay futboldan men edilen, döner dönmez de doping testinde kokain kullandığı anlaşıldığı için 16 ay men edilen, tekrar dönünce yine kokain kullandığı anlaşılan ve uefa'nın bu sefer 34 yaşındaki adamı 12 yıl, evet tam 12 yıl futboldan men ederek "e ananın amı birader sen de yani, bi siktir git artık amk" dediği sampdorialı efsane forvet francesco flachi'yi özledim. futboluna dair pek bir şey hatırlamadığım ama ne zaman adını duysam nedensizce güldüğüm amoroso'yu, hiçbir sike yaramayan serginho'yu, keyfe keder yönetimi ölümle tehdit eden tribün gruplarını özledim. doğal yaşam alanı ofsayt çizgisi olan, son derece yetenek fakiri gibi görünmesine rağmen gözlerini bağlasan sezonda 15 gol atan ve attığı her golden sonra sanki 30 yıldır hiç gol atmamış gibi gol sevinci yaşayan filippo inzaghi'yi özledim. tribünden aşağı motosiklet atarak* eşşeğin amına niagara şelalesini kaçıran tribünleri özledim. bir ara orduspor'a gelecek diye haberleri yapılan hernan crespo'yu, pavel nedved'e "avel nedved" dediğimiz günleri, christian "evliya çelebi" vieri'yi özledim. paso itlik serserilik peşinde koşup zerre top oynamayan ama sözleşmesinin biteceği sene dehşet top oynayan, her sene gönderilecek denilip 10 sene boyunca takımda kalan, massimo moratti'nin manevi oğlu, winning eleven'da çılgın atan alvaro recoba'yı; kanlı biten sicilya derbilerini özledim. milan'ın kazandığı şampiyonlar ligi şampiyonluğundan sonra milano'daki kutlamalar esnasında inter'in o sezonki lig şampiyonluğuna ithafen otobüsün tepesinde "şampiyonluğu götünüze sokun" yazılı pankart açan massimo ambrosini'yi, kariyerindeki en büyük başarısı winning eleven'da "top speed" ve "accelaration"ı 99 olması olan, lakin bu özelliğine rağmen tıpkı gerçekteki gibi oyunda bile bi sike yaramayan gerizekalı obafemi martins'i bile özledim amına koyim. iki ayağı da müthiş olduğu için çocuk yaşta hangi ayaklı olduğunu bi müddet çözemediğim, mahallede top koştururken adını kullandığım del piero'yu ve kaptan baresi'yi özledim. bir dönem eleştirilere tepki göstermek için maçlara gidip sadece susan, tezahurat yapanı da döven, kendi takımlarındaki sevmedikleri futbolculara top gelince alkışlayarak taşak geçen, sonra futbolcular şikayet edince "istediğiniz nezih tribün bu değil mi amk?" diyen fossa dei leoni'yi özledim...

    --------

    geyiği ve nostaljiyi bir kenara bırakalım. halihazırda zaten bundesliga'yla birlikte taktiksel olarak zirvedeki iki ligden biridir. avrupa liglerindeki seyirci ortalamaları sıralamasında bundesliga (41bin), premier league (35 bin) ve la liga'dan (27 bin) sonra 22 bin ortalamayla 4. sırada. tessera del tifoso hala yürürlükte, maçlar hala eski stadlarda oynanıyor, ultralar artık eskisi kadar aktif değil ve haliyle tribünler de eskisi kadar ateşli değil. tribün meselesine girersek catania palermo maçından sonra öldürülen polis, bunun birkaç ay sonra polis kurşunuyla ölen gabriele sandri, sonrasındaki ayaklanmalar, güvenlik amacıyla getirilen tessera del tifoso, bu uygulamaya gelen tepkiler, tribün grupları içerisinde uygulamaya riayet edenlerle etmeyenler arasındaki tartışmalar yüzünden tribün gruplarının parçalanması, fossa dei leoni'nin kendini feshetmesi, vesaire vesaire... bunların hepsini neden ve sonuçlarıyla anlatmak yazıyı epey uzatacağı için şu an girişmiyorum o konuya.

    italya ligi önümüzdeki birkaç sene içerisinde muhtemelen tekrar alevlenecek. monchi'nin roma'ya gitmesi, inter ve milan'ın yeni sahipleriyle yapacağı büyük yatırımlar, sarri'nin napoli'si, juventus'tan bahsetmeye gerek duymuyorum, gasperini'nin keyif veren atalanta'sı, simone inzaghi'yle yükselen lazio gibi çeşitli sebepler bana güzel şeyler hayal ettiriyor.

    not: diego simeone'nin inter'e gideceğinden bahsedicektim de geçen gün vicente calderon'a veda töreninde yaptığı konuşmada 1 sezon daha atleti'de kalacağını söyledi. aidiyet duygusu çok güçlü bir adam el cholo, elbet bir gün inter'i çalıştıracaktır. benim tahminime göre atleti'den ayrılınca 2018-2019 sezonunda gelir. italya basınında şu sıralar inter'in takımın başına spalletti'yi getireceği konuşuluyor.

    edit: imla

    edit 2: dünya'yı içinde bulunduğu bu berbat durumdan barış, sevgi ve serie a kurtaracak.
  • bu haftanın ziya doğan ve 7 ön liberolar haftası olduğu iddaacılar için alt ligi.
  • maalesef serie a artik bir nostalji. en azindan bir 10-15 sene, belki de ilelebed. (bkz: hey gidi gunler)

    serie a esasen 90larin sonu itibariyle inise gecti. ilk catlagi da daha 2000li yillarin baslarinda verdi. calciopoli skandalindan dort bes sene once, sanirim 2001'de, once lazio ve fiorentina ve ardindan parma ya iflas ettiler ya da eldeki kadrolari harac mezat satip kuculduler. o kadrolar milan, juve ve inter tarafindan kapisildi. hala hatirlarim parma'nin o efsane kadrosunu: buffon, cannavaro, thuram, crespo, veron. para suyunu cekince her biri bi yere dagildi...

    bu kuculme ile beraber ligin kalitesi de rekabet seviyesi de dustu. 90larda ligi domine eden 7 takim varken, 2000lerde bu sayi uce dorde dustu. buna ragmen 2000lerin serie a adina parlak bir yani varsa o da, milan'in basini cektigi, sampiyonlar ligi basarilaridir. 2002-03 sezonu serie a icin zirve idi bu anlamda. yari finale uc italyan takimi kalmis, finali de juventus ile milan oynamisti. o sene uefa.com'daki basliklardan birini hala hatirlarim: italian empire strikes back

    bi miktar striking back oldu olmasina amma kisa surdu. milan'in ruzgari birkac sene daha esmekle beraber italyan takimlarindaki dusus devam etti. sampiyonlar liginde pek bir varlik gosteremedikleri gibi, 90larda domine ettikleri uefa kupasinda da tel tel dokulduler. hafizam beni yaniltmiyorsa 2000 senesinden beri bir tek uefa kupasi kazanmisligi yok serie a'nin. bu turnuvaya nisbeten ufak kuluplerin katildigi gozonune alindiginda bu istatistik bile kucuk serie a kuluplerinin, ispanyol, ingiliz, alman ve hatta fransiz, portekiz ve rus rakiplerine gore ne halde oldugunu gostermeye yeter.

    edit: hafizam yaniltmiyormus. birak kupayi kazanmayi, 98-99 sezonundan beri italyanlar uefa kupasinda final yuzu bile gormemis. kaynak

    90larda turnuva takimi olarak bilinen ve rakiplerin eslesmek istemedigi italyan kulupler 2000lerin ikinci yarisi itibariyle artik nisbeten kolay lokma olarak gorulmeye baslandi: esas korkulu rakipler ispanyol ve ingilizdi artik..

    2010lara gelindiginde berlusconi'nin skandallari ile beraber milanin da para musluklari kesildi ve ayakta kalan son takim da yelkenleri indirmis oldu. kadroyu yenilemek soyle dursun, a kalite oyunculari (ibrahimovic, thiago silva) kel alaka takimlara (psg) satar oldular. ki benim gozumde serie a'nin bittgi gundur o transferler.

    bugun ne milan ne inter ne de juventus nazarimda a sinif takim degil artik. mediocre, orta sinif, izlenmeye degmeyecek kadrolardan mutesekkil kulupler. juventus nispeten akilli isler yapiyor ama serie a bazinda kisa vadede herhangi bir toparlanma gormuyorum.

    giriste dedigim gibi, maalesef serie a artik bir nostalji.
  • maclarini epl kadar siklikla olmasa da izlerim arada. daha once de ilgimi cekiyordu ama kismet buguneymis, bisey soylemek istiyorum bu lig hakkinda.

    balkanlarla olan duygusal bagimiza bakiyorum, bir de bu ligin balkan ulkelerinden gelen oyuncularina bakiyorum ve ciddi sasiriyorum. (gecmis 50-60 yilda bolgedeki italyan etkisinin bilincindeyim)

    lafi dolastirmadan sunu soyleyeyim, seria da toplamda 50 tane balkan ulkelerinden gelen futbolcu var. bizim futbol simsarlari zaten salak, bu net. ama ulan 1-2 tane elle tutulur oyuncu bile yok dogru duzgun son 10 senedir turkiyede. (balkanlardan yani)

    ulke ulke ayirirsak eger;

    bosnali 7 futbolcu,
    hirvat 18 futbolcu,
    sirp 15 futbolcu,
    karadagli 1 futbolcu,
    makedon 3 futbolcu,
    ve arnavut 6 futbolcu var kadrolarda.

    * *

    oyuncu / dakika oranlari da izledigim kadariyla hic de fena degil. 2-3 tane takim haric hemen hemen her takimda da var bu ulkelerden futbolcular.

    buna karsilik, koskoca turkiyeden 1950den beri serie a'ya transfer olan turk futbolculari yaziyorum, 12 kisi,

    - bülent esel – spal – 1951–54
    - bülent eken – palermo – 1951–52
    - can bartu – fiorentina, venezia, lazio – 1961–67
    - emre belözoğlu – ınter – 2001–05
    - hakan şükür – torino, ınter, parma – 1995–96, 2000–02
    - lefter küçükandonyadis – fiorentina – 1951–52
    - metin oktay – palermo – 1961–62
    - okan buruk – ınter – 2001–04
    - şükrü gülesin – palermo, lazio – 1950–53
    - salih uçan – roma – 2014-16
    - ümit davala – milan – 2001–02
    - caner erkin - inter - 2016

    not: copy paste degil alin teri.
  • fazla söze gerek yok. tüm zamanların en üst düzey ligi bu ligin 1998-2002 arasındaki halidir kesinlikle. juventus, milan, inter, roma, lazio, hatta parma'nın yıldızlar topluluğu olduğu, bu takımların yanına bile yanaşamayan fiorentina'da bile rui costa ve batistuta'nın olduğu bir ligdi. tam ağlamak istiyorumluk bir ligdi.

    ek: o zamanlar dünyanın en iyi oyuncusu denilen ronaldo luis nazario de lima'yı inter rekor ücretle alabiliyordu. yine o zamanlar lazio bile dunya rekoru kırıyordu crespo transferiyle. futbolcularım hedefi bu lige ve bu takımlara gitmekti o zamanlar. düşünsenize şimdi messi'yi juventus'un aldığını, alma ihtimalini...
  • kısır futbol denince akla gelen ilk liglerden olduğu için sonr birkaç sezonda gol ortalamasında premier league ve la liga'yı geride bırakan veya onlarla hemen hemen aynı oranda gole sahne olan ligdir. bu lig son 3-4 yıldır çok ciddi kabuk değiştirdi ama kimse farkında değil medya pohpohlamadığı için.

    sonuç olarak epey kısırdır yani. şöyle listeleyelim son üç sezonu.

    15/16
    epl: 2.70
    serie a: 2.58
    la liga: 2.74

    14/15
    epl: 2.57
    serie a: 2.69
    la liga: 2.66

    13/14
    epl: 2.77
    serie a: 2.73
    la liga: 2.75

    özellikle la liga'da real-barca-atletico üçlüsünün kendileri dışında gelene geçen beş attıkları, savunmanın en son planda tutulduğu rezil bir lig ortamından haz duyuyorsanız o sizin bileceğiniz iş.
  • karşılıklı gol oynayanları perişan ettiği için, serie alt olduğu için, "tüm maç özetleri yedi dakika sürüyor bu ligde şlkegjlkwhgkl" denecek kadar golsüz ve kısır bir lig olduğu için, altçıları sevindirdiği için, çok boktan ve sıkıcı bir lig olduğu için 8. haftasında oynanan henüz ilk üç maçta toplam 15 gol atılan lig.

    fiorentina 2-2 catania
    juventus 2-2 genoa
    lecce 3-4 milan

    hatta o kadar boktan ve mücadelenin sıfır olduğu bir ligdir, o kadar anası sikilesice bir futbol oluşumudur ki 3-0 olan lecce-milan maçı ikinci yarıda 3-4 bitmiştir

    hiç mücadele yoktur, keyif yoktur, bir halta benzemez bu ülkenin futbolu. bir siz haklısınız amına koyayım. bir siz haklısınız la liga izleyenler olarak. siktiğiminin yerinde iki takım ligi sırtlıyor, barca-real oynasın playoff ile kupayı verelim deseler tüm dünya oy birliğiyle kabul edecek. sirk benzeri la liga'ya sırf ülkede yayınlandı diye it gibi dilenip serie a'ya her fırsatrta çakın lafı. izlemiyorsunuz ya, futbolun kalitesinin avrupa ligleri arasında en kötü ihtimalle ilk üçe gireceğini, süper sandığınız ligleri keyif düzeyi olarak çatır çatır sikip atacağını bilmeden öter durursunuz.

    serie a kötü ligdir, gol falan da olmaz hiç, haklısınız amına koyayım. biz salak olduğumuz için izliyoruz bu ligi çünkü, her hafta nasıl izlerim diye internette deliye dönüp izleyebildiğim her maçı izlemeye çalışmam benim gol sevmeyen dangalak bir futbol izleyicisi olmamdan ileri geliyor.

    biz ne anlarız lan futboldan. la liga ve premier league izlesek gözümüz futbol görecek değil mi? italya'da futbol oynanmıyor, italya'daki futbol san marino ayarında, liechtenstein ayarında, belki en fazla malta ayarında falan.

    bilmiyorsanız, fikir sahibi değilseniz, tarihte ender görülebilecek bir olay yaşandı ve aynı gün beş maç golsüz bitti diye ergen gibi hemen ötmeyin buradaki futbol hakkında.
  • açık ara en sevdiğim futbol ligi. ingiliz futbolu daha güzel ama italya ligi daha ilgi çekici. özellikle pazar günü öğlen vakitleri sahanın bir kısmı güneş, bir kısmı gölge ise. çok eski çok sikindirik stadyumlar, sen 2013 beton oturma yerleri, üstü açık tribünler, saha kenarından tribün başlangıcına gereksiz uzunlukta boşluklar.

    kasap defanslar, benim çok sevdiğim savunma futbolu, tüm dünya'da silindi gitti ama italya'da maçın kaderini elinde tutan 10 numaralar, yavaş futbol, bol bol duran top golleri, maçı 0-0'a kitlemeyi çok seven kurt teknik direktörler.

    zaten sevmezdim ispanyol ligi'ni bir de ölümüne pas, no şut barça akımı yani eskilerin total futbol akımı bir kez daha popüler oldu hem de yenilenmiş haliyle. artık hiç izlemiyorum. aynı saatte 0-0 bitmesi yüksek ihtimal torino-seina maçını izlerim daha iyi aq:(

    ayrıca futbol eşittir gol mantığı ile maç mı izleneri amk. özet görüntüleri falan izlesen goller orada var zaten. futbol sertliktir,futbol italya'dır:(
  • eski günlerine dönmek istiyorsa öncelikle stadyumları komple yıktırması gereken lig oluşumu. zira stadlar anadolu'nun ücra köşelerindeki stadlardan farksızdır.

    (bkz: bundesliga)
hesabın var mı? giriş yap