• bir saattir takıldım kaldım. videolarını izliyorum. keyifli sohbeti var. bir de bakayım dedim sözlükte ne yazmışlar diye.

    abi siz gerçekten ruh hastasısınız. adamın diline üslubuna takmışlar. hiç mi keyif almıyorsunuz siz bu hayattan? tamam izlemiyorum, kaçtı bütün neşem.
  • anılarıyla yarmış eski futbolcu.

    anelka kadar rahat bir adam görmedim. cumartesi maç var. ben adamı sadece perşembe günü görüyordum. adam paris’e tedavi olmak için gidiyordu. idmana çıkmıyordu ama cumartesi maça çıkıyordu.

    bir gün anelka geldi… miami’de evi varmış. evin değeri 25 milyon dolarmış 14 milyon dolara bırakıyormuş. satmaya çalışıyor. bizim bütün takımı toplasan 1 milyon dolar çıkartamazsın. 14 milyon ne! neymiş okyanusta yunusları görüyormuş.

    bizim uefa kupası’nda real zaragoza ile oynadığımız bir maç var. ligde 14. sıradalar ilk maçı 1-0 kaybettik. 90 dakika oynadım ayağıma bir kere top değmedi. adamlar nasıl pas yapıyor, böyle bir şey olamaz. 90 dakika topa değemedim. ligde 4. falan olsalar hayatımız kayacak.

    ikinci maç orada kazanmamız lazım. yine aynı senaryo, ayağım topa değmedi. iyi pas yapıyorlar, antrenman maçı gibi. devre arasında başkan girdi soyunma odasına. aziz yıldırım kaptan kim diye sordu. herkes birbirine bakıyor. ümit özat kaptan sesi çıkmıyor. başkan da bana bakıyor. sanki kaptan benim. saklanmaya çalıştım. bu maçı alacaksınız dedi. eğer kazanamazsanız istanbul’a nasıl dönersiniz siz düşünün. ben anelka’ya 3,7 milyon euro veriyorum. boşuna mı veriyorum? bundan sonra bütün topları anelka’ya atacaksınız. maça bir çıktık. tuncay kaleciyle karşı karşıya anelka sağ kanatta kenardaki anelka’ya pas atıyor. kalenin önünde vurmuyoruz herkes sahada anelka’yı arıyor. başkandan çok korkuyorduk.

    bir maç kazanmışız ertesi gün iznimiz var. ali güneş’le beraber kalıyorduk, bekar hayatı… playstation falan oynuyoruz. akşam karnımız acıktı. bostancı’da dürümcüler sabaha kadar açıktır. çıktık bir tane dürümcüye girdik. tam dürümü ısıracağım bir arabadan aziz yıldırım’ım sağ kolu çıktı. ne yapıyorsunuz siz burada falan dedi. ali ile ikimiz varız mekanda. maç kazandık, karnımız aç dışarı çıktık dedim. aziz yıldırım’a çöpçüden falan haber gidiyormuş. herkesten haberi oluyordu.

    rüştü reçber ile aynı odada kalıyorum. ogün temizkanoğlu kaptan. maçlar geç olduğu için bunlar geç yatıyor. ben de erken yatmak istedim. bunlar bir tavla oynuyor. öyle bir ses yapıyorlar ki uyuyamıyorum, havaya zıplıyorum. bir oldu, iki oldu. benim de yaş 21 yeni yeni palazlanıyorum. bunlara bir ayar çekeyim dedim. ışığı kapattım herkes odasına gidip yatsın dedim. sonra bunlar beni bir dövdü. maça bir çıktım her yer morarmış.

    kaynak
  • kariyeri batsa da, bitse de, öyle ya da böyle fenerbahçe'nin 2000'lerin ilk yarısındaki dönemine damgasını vurmuş topçularındandır.

    2000'de mustafa denizli ile birlikte geldiğinde henüz 19 yaşındaydı. kimsenin tanımadığı bu tıfıl genç hakkında yaygın fikir yedek kalıp sezon sonunda anadolu kulüplerinden birine kiralık gideceği yönündeydi. ama öyle olmadı. şansının da yardımıyla, andersson'un sakatlanmasıyla birlikte 2. yarının başında bulduğu şansı iyi değerlendirdi, şubat ayındaki gs(kupa) ve bjk maçında attığı gollerle de taraftara göz kırptı. sezon sonuna doğru saçmalamaya başlasa da artık herkes yeni bir yerli golcünün varlığını konuşuyordu. sezon başında sadece eski gol rekortmeni tanju çolak'ın dikkat çektiği bu yetenek, şimdi herkesin gözünün önündeydi.

    2001-2002'ye takım şampiyonluğun gazıyla başlasa da çok geçmeden işler çıkmaza girdi. sıfır çekmeydi, bjk ve diyarbakır mağlubiyetleriydi derken denizli gitti lorant geldi. tabi bu arada serhat gollerine devam ediyordu ama önceki sezona göre bariz form düşüklüğü vardı, gece hayatının ayyuka çıkması da cabası. yine de sezon sonuna doğru toparlandı, önceki sezondan da fazla gol atmayı başarırken inönü'de beşiktaş'ı 2 güzel kontra golüyle yıkan adam olmayı başardı.

    2002-2003, fenerbahçe'nin son 20 yıldaki en berbat sezonuydu. 6-0'ın bu kadar hatırlanmasının bir sebebi de sezonun kalanının unutulmak istenmesi, en azından benim açımdan. serhat için de aynı şekilde berbat bir sezon oldu, ki meşhur 6 kasım'da ancak ligdeki ilk golünü atabilmesinden anlayabilirsiniz bunu. zaten ikinci yarı da kadro dışı kalıp son 9 maç takımdan ayrı kaldı.

    2003-2004'e başlanırken, tıpkı serhat'ın ilk geldiği dönem gibi sıfırdan kadro kuruldu fenerbahçe'de. bu sırada serhat halen kadro dışı, bir yandan 2 senedir bitmek bilmeyen alemcilik dedikoduları, diğer yandan revivo gibi galatasaray'a gideceği söylentileri derken takımda almanca konuşacak adam arayan daum allem etti kallem etti serhat'ı aziz başkan'a affettirdi. serhat ta tıpkı lorant gibi aynı kültürden geldiği bu hocaya da olumlu reaksiyon verdi, ancak ligin ilk yarısı gol de atsa asist te yapsa hep bir eksiklik vardı. ya son vuruşlarda heyecan yapıyordu ya da başka şeyler. ne zaman ki ikinci yarı nobre geldi, o arada serhat saçları kestirip sağ kanada geçti, işte ondan sonra esaslı şekilde coşmaya başladı. akçaabat maçında attığı iki süper golle başladığı "zımba sağ açık" rolünde inönü'de bir kez daha beşiktaş'a finish him çeken oyuncu olarak zirve yaptı. o unutulmaz maçta 2 gol atması kadar, beşiktaş'ın sol kanadını otobana çevirmesiyle de halen daha akıllardadır. sezon bitip şampiyonluk geldiğinde ise gelecek planını çoktan açıklamıştı: "seneye de şampiyon olarak sözleşmemi bitirip, avrupa'ya gideceğim."

    2004-2005'e önceki sezondan kaldığı yerde başlamaya çalışsa da, ilk yarı mehmet yozgatlı'nın, ikinci yarı ise "dahi" daum'un icadıyla sağ açık oynamaya başlayan nicolas anelka'nın yedeği oldu. sezonu 26 maç, ortalama 52 dakika, 2 gol 4 asist ile tamamlarken akıllarda sakarya maçında son dakika öperek luciano'nun kafasına gönderdiği top ve kadıköy'deki manchester maçında atamadığı 4. gol ile yer etti. sezon bitiminde ise önceki sezon sonu verdiği sözden caymayıp, o dönemin fena olmayan kulüplerinden anderlecht'e geçti.

    kimileri bu adamın kariyerinin hatası olarak anderlecht'e gidişini görür. ancak o dönem cidden doğru bir adım atmıştı zira takımda yedek kalmaya başlaması bir yana 24 yaşındayken ve henüz piyasası varken avrupa'ya hem de kendi liginde o dönemin en büyük şampiyonluk favorisine gitmek gayet doğru bir seçimdi. özellikle de ekürisi tuncay'ın kariyer tercihine göre.

    serhat'ın kariyerinde en büyük transfer hatası ise hiç kuşkusuz avrupa'dan geri dönüşü kocaelispor'a yapmış olmasıydı. bunda avrupa'da (biraz da geçirdiği ağır sakatlıktan dolayı) miadını doldurmasının yanı sıra o dönemin kocaeli yönetiminin asla vermeyecekleri paraları teklif etmesi ve tabi ki istanbul'a yakınlığının da etkisi büyüktü. serhat gibi 5 senesini fenerbahçe'de önemli roller oynayarak geçirmiş, üstüne avrupa'da belçika ve almanya'nın önemli kulüplerinde oynamış bir futbolcu daha 27 yaşındayken gide gide o sezon lige yeni çıkmış kocaelispor'a gidip, üstüne takımla birlikte ilk yarı berbat bir performans sergileyince haliyle tüm kamuoyunda bitmiş okeye dönüyor intibası uyandırdı. tabi 4 ay para alamayınca da haklı olarak ayrıldı, fakat gittiği yer bir başka anadolu kulübü olan konyaspor oldu. konya'da da bir şey yapamayıp sezon sonunda takım küme düşünce, almanya'ya futbola başladığı takıma döndü. sonrası ise malumunuz, turgutlu senin, altay benim derken serbest düşüş dönemi.

    serhat'ın kariyerinde ibret alınacak çok fazla şey yok belki, sonuçta ilk döneminde yaptığı hatalara rağmen bir şekilde 4 ayak üstüne düşüyordu. ancak ne zaman ki yanlış tercihler yaptı, ondan sonra başladı düşüş. kendisi gibi genç yaşta isim yapmış topçular kesinlikle transferde paraya aldanıp nispeten ufak kulüplere gitmemeli, en küçük bir ters gidişte kariyer rotası dibe inebilir, tıpkı serhat'ınki gibi. bunda menajer de çok büyük etken, misal batuhan karadeniz şimdiye kadar serhat'ın yaptığının yarısını dahi yapmamış üstüne o'nun hatalarının kat kat fazlasını yapmışken halen daha bir şekilde süper lig'de tutunabiliyorsa bunda da bir başarı var demektir.
  • anderletch’te oynuyom o zaman, bi ben atıyom bi onlar atıyo bilader. berabere bitti maç, hani saten psikolojim bozuk anlıyon mu, çıkmıyom duştan. almanya’da felan anadan doğma giriyon duşa. benim dalga malga ortada, başkan geldi duşta sarılıyo ”helal olsun serhat” felan, abi ben şoktayım büyük bittim. bu arada demin johnson aradı, tam piç bilader.
  • acun'un salon turnuvası öncesinde otobüsteki herkese soruyorlar, "hagi mi alex mi?" diye. sıra serhat'a geliyor ve kendisi bu soruya şu minvalde enfes bir cevap veriyor:

    "alex tabi ya... adamın heykelini diktiler sonuçta. kadıköy'de sadece iki futbolcunun heykeli var; biri alex diğeri de ben. benimki de boğa heykeli zaten."

    galatasaraylıyım, sorunun cevabı bende zaten belli ama serhat akın'ın mizah anlayışını da cidden sevdim.
  • kompany ,ali koç ,rossi ,fenerbahçe ,davinçon sanchez ,ismail kartal ,biglia ,saten ,kerim demiray , aziz yıldırım ,livapool , alex ,otebis ,anderlect ,mert hakan ,rüştü abi ,ali güneş ,mourinho ,belçika , soruyorum ya
  • tuncay'la konuştuğu bir video var, adamın futbol hayatının özeti gibi. veteran maçı yapılacak anladığım kadarıyla, "göt göbek birbirine karıştı, kendimizi geriye atalım, ahmet fit, araya salalım koşsun ibne" diyor. :)
  • beşiktaşa transferi altı fenerbahçeli sınırına takılan oyuncu.
  • bir kadınla tartışırken, "adam mısın sen!" diye gider yapan, beyin nakline muhtaç bir futbolcu eskisi.
  • herkesin mahallesinde olan, salladığını bildiğiniz ama muhabbetine doyum olmayan abi
hesabın var mı? giriş yap