• filme isim babalığı yapan shakespeare dizeleri:

    yarayla alay eder yaralanmamış olan
    bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden
    sen ondan çok daha parlaksın çünki
    sen! tüm göklerin en güzel yıldızlarının ilki!
    sen! sen aydınlatırsın geceyi…
  • filmi beş kere izlemiş biri olarak sonunda fark ettim ki en sevdiğim sahnesi.. yok hadi en demiyim ayıramadım şimdi ama en sevdiklerimden biri şu diyaloğun geçtiği sahnedir:

    --- spoiler ---

    kitapçı kız*: yani "yıllar yılı dert yolunda ne ilk ne de sonuncuyum. kahrediyor hayat beni ben acılar çocuğuyum"

    cemal: sevmiyom ben orhan gencebay.

    kitapçı kız: orhan gencebay değil ki bu.

    cemal: biliyom da sevmiyom ben orhan gencebay. çok hesaplıyo ya şeyleri.. hesaplıyo derken tamam belki memlekette en iyi bağlamayı o çalıyo ama. ya da ne bileyim bazen bi şarkının sırf giriş kısmında 4 tane farklı makamı birbirine çok iyi şekilde bağlıyo falan ama... sen o gitarı niye sokuyon ki işin içine. duyduğu gibi davranmıyo bence. samimi gelmiyo bana. bak ferdi öyle değil misal. o bana böyle olduğu gibi daha içten geliyo. hesapsız, kitapsız, paldır küldür, ne gelirse. bilmediği şeylere hiç bulaşmıyo. belki üç tane şey biliyo ama o üç şeyi en iyi o biliyo. orhan ben de biliyom diye yırtıyo kendini, ferdi ben de özledim diyo da daha da bişe demiyo.

    kitapçı kız: sen naptın ya.. bunca lafı biliyordun da niye bunları karına söylemedin?

    cemal: dinlemiyo ki beni. hem bunları o da biliyo ki zaten bunları herkes bilir. hepimizin bildiği şeyler bunlar. bizim derdimiz daha büyük. böyle tanrıçayla manrıçayla geçicek gibi değil. değilmiş yani.

    kitapçı kız: aman iyi be sen de gencebay'ı beğenme şekspir'i beğenme.

    cemal: başka bişe lazım bize.. daha önce hiç bilmediğimiz bişe..

    --- spoiler ---

    film youtube'a yüklendiğine göre sahneyi de direk koyalım buraya: sevmiyom ben orhan gencebay!
  • --- spoiler ---

    sonu havada kalmıştır

    --- spoiler ---
  • onur ünlü nün sadece bağımsız sinemalarda gösterileceğini söylediği filmi.

    ayrıca;

    --- spoiler ---
    dünyanın en güzel evlenme teklifi bu filme geçer.
    --- spoiler ---

    ha bu arada filmden sonra yapılan söyleşide bir izleyicinin tüm oyunculara sorduğu "neden bu filmde oynamayı kabul ettiniz?" sorusuna en güzel cevabı bence tansu biçer vermiştir.

    "alışkanlıktan"
  • bu film bittip de ışıklar yandığında arka sıramda erdal beşikçioğlu oturuyordu. arka sırasında oturan can dündar'a dönüp o neydi la gibi bir işaret yapmıştı.
  • evet film bir "onur ünlü kafası" ürünü. zaten leyla ile mecnunu az çok bilen biri filmde neyle karşılacağını bilir. ben de güzel bir zeka ürünü ancak sinematografik açısından pek güçlü olmayan bir filmle karşılacağımı bekliyordum. ta ki o ana kadar.

    --- spoiler ---

    filmin başındaki duraganlık yanımdaki arkadaşımın sanat filmlerinden ürkmesinden mütevellit filmin gidişatı açısından beni biraz endişelendirdi. neyse ki filmin yeni yeni dönmeye başlayan tekerlek gibi yavaştan başlayıp sona doğru hızlanan bir tempoya sahipti. filmin yavaş yavaş bizi içine almasıyla birlikte kah kahkalara boğulduk, kah öfkelendik, kah hüzünlendik, kah düşündük.

    bi kere filmin siyah beyaz oluşu filmi zamansızlaştırarak bir derinlik katmış. ve fimdeki müziklerin ahengi tonu tınlaması birebir filmle uyum içinde. oyunculuklar muhteşem ki leyla ile mecnun kadrosu zaten "olmuş" bi kadro. demet evgar için diyebileceğim tek şey ise "leyla"nın nihayet bulunduğu gerçeği.

    filme cemalin dramıyla başlıyoruz. cemal annesi ve kardeşlerini bir yangında kaybetmiştir. filmin bir yerinde yangını izleyen bir delikanlı görüyoruz. psikiyatr olması muhtemel doktora rüyasına anlatırken cemal, yangına annesini kurtarmak için dalacağı sırada babasının onu durduğunu ve öpmeye başladığını söyler. cemali tahrik eden bu rüyanın mealine dair fikrim yok ancak cemalin yangına tanıklık ettiği aşikar ama yangında rolü olup olmadığına net bir ipucu yok. beri yandan cemal ölmeyi isteyecek kadar etkisi altındadır bu olayın.

    ve yaseminin dramıyla yön değiştiriyo film. yasemin anne babasını küçük yaşta kaybetmiş, kuzeni ve yatalak amcasıyla birlikte yaşayan fabrika işçisidir. yazık ki kuzeninin tecavüzüne maruz kalmış ve hamiledir. cemalle yolları kesişir ve birlikte daha büyük bir dram yumağına dönüşüverirler.

    ve son olarak kitapçı kız defnenin yasemine benzer bir dramıyla karşılaşırız. defne ise doktordan hamiledir ve o da yasemin gibi çıkış noktası olarak cemali görmektedir.

    hülasa cemal insanın ayaklarını yerden kesen asıl şeyin aşk olduğunu keşfeder, ancak umutlarının havada asılı kalmasıyla film son bulur.

    filmin hikayesi budur kısaca.

    filmde güzel ve enteresan olan şey ise mecazların hayat bulması. ilaçların etkisiyle kafayı bulan yasemin ve cemal "uçmuştur" mesela. ya da yasemin kadınlara atfedilen "parmağında oynatma" süper gücüne sahiptir. ve aşırı şüpheci cemalin özelliği ise duvarların ardını görmesi. yahut kitapçı defne kitapların zamanı durdurma gücünden aşırılmış bir özelliğe sahiptir filmde. "başımıza taş yağacak" vecizesi bile gerçeğe dönüşüvermiştir filmde.

    cemalin yasemini öldüresiye dövdüğü, sırf gücünden yaralanmak için defnenin kollarını kestiği sahneler şiddetin gücü nedeniyle ne kadar vurucu etkiye sahipse de cemalin özür dilemek için adeta bir tiyatro sahnesini gerçek hayata uyarlaması da naifliğin/duygusallığın sarsıcı etkisi nedeniyle farklı bir yönden aynı etkiyi yaratan önemli sahneleriydi.

    --- spoiler ---

    velhasıl mükemmel bir filmle yepyeni bir sinema diliyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
    film insanı büyülüyor adeta. leyla ile mecnunu nuri bilgenin kadrajından izlemiş gibiydim- ki ikisini de çok severim- her bir sahne fotoğraf karesi güzelliğinde.

    metaforsa metafor, benzetmeyse benzetme ve asıl sanatsa sanat. artık sadece "onur ünlü kafası" yoktur bana kalırsa "onur ünlü gözü" gerçekliği de doğmuştur bu filmle birlikte.

    türk sinema tarihine yepyeni bir tarz kazandıran onur ünlü'nün bol bol sinema yapması ve klasikleşmesi beklentisi ve dileğiyle.
  • cer modern'de yapılacak olan ankara galasının biletlerinin çıktığı anda tükendiği film. buradan o şanslılara seslenmek istiyorum : bir delinin hatıra defteri'nin tüm sezonunu da kapatan sizlersiniz değil mi?
  • bu film fantastik bir film değil, fantastik öğeler barındıran bir dram. bu fantastik öğeler olmasaydı filmde yine aynı filmi izleyecektik biz. zaman yine duracaktı, cemal yine yalnız kalacaktı bu dünyada. bu denli keskin bir çizgide yer alıo senaryo. abi neredeyse her sahnesi değerlendirmesi keyif veren, beyin yordurtan bir film ya.

    evet, özel güçleri var arkadaşların. ve hiç bir işe yaramıyor. çünkü insanız ve insan olmaya devam etmek zorundayız, onur ünlü böyle istiyor. ne kadar özel olursak olalım, anormal olan taraflarımıza yabancılaşarak giderek sıradanlaşmayı izletiyor film, anlatıyor.

    --- spoiler ---

    yasemin'i bi sikem dedim. aklımdan geçti. çok istedim ama vakıt olmadı.
    --- spoiler ---
  • elimde yönetmei tarafından imzalanmış senaryosu var.

    --- spoiler ---

    lakin senaryo ile izleyince senaryoda gözüken bir kaç önemli anın ekranda belirsiz olması canımı sıktı. senaryoda çok belirgin olan izler ekranda kaybolmuş.

    misal-1
    sahne 6: "bu sırada fark ederiz ki gökyüzünde iki tane güneş, kocamanda bir ay vardır."

    http://hizliresim.com/8n4gna

    burada bir değil iki ay var. parlaklıktan olsa gerek filmde bunu fark edemedim ben mesela.

    misal-2:

    sahne 12: "önümüzde bir kaç çiçek soy adlı mezar var...diğerlerinin ölüm günleri aynı. mesela 24 haziran...yani belli ki tuhaf bir durum var."

    http://hizliresim.com/oqdgy9

    lakin otlardan ve zoomdan dolayı bu trick de ilk anda anlaşılmıyor.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    süper gücü olan insanların bu güçlerini hollywoodvari kullanamaması ve sıradan insanlara dönüşmeleri fikrini çok sevdiğim film. süper güçler hakkında bu tarz bir yaklaşım dünya sinemasında daha önce kullanılmış mı tam bilmesem de bana gayet orijinal bir fikir gibi geldi.

    adam duvarların içinden geçebiliyor, duvarın ardını görebiliyor ama kasabada berber olarak çalışıyor. hayatın anlamını fazla sorguladığı için bileklerini kesip intihar etmek istiyor.

    kadın bir el hareketi ile maddenin yerin ve yönünü değiştirebiliyor ama kocasından dayak yiyince sesini çıkarmadan içeri geçip yemek hazırlıyor.

    dev adam anca kahvede tavla oynuyor.

    elinde silah olmamasına rağmen ateş edebilen bir adam bu özelliğini sadece keklik avlamada kullanabiliyor ve sonunda mafyanın oyuncağı oluyor.

    sadece aynalarda görünebilen görünmez öğretmen teyze bok yoluna vuruluyor.

    istediğinde zamanı durdurabilen kız geçinmek için korsan kitap satıyor, aşkına karşılık bulamıyor, kovuluyor vs...

    en sevdiğim sahnelerden biri ise son sahne oldu. süper gücün de olsa, uçabilsen de, zamanı da durdursan hayatta her istediğini yapamıyorsun. müdahalede bulunamadığın şeyler var. buna kimisi kader diyor, kimisi karma, kimisi sadece şans. sonuçta hepsi aynı kapıya çıkıyor. çok uğraşsan da en sonunda zamanı durduğunla kalıyorsun ve tekrar işler hale de getiremiyorsun. yaşıyorsun ama yaşarken arafa düşüyorsun.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap