• evlerine gelen 2 ısrarcı, sülük gibi yapışan pazarlamacıyla baş etmeye çalışan karı kocanın hikayesini anlatan ankara dt oyunu.bir sümsük ile bir dominat karakterin evlenmemesi gerektiğini, gayet yorucu bir şekilde anlatıyor.
    ortada bir emek var, onların da hakkını yemek istemem ama şahsen ben çok sıkıldım.
  • ekşiden bir yazarın tavsiyesiyle gidip, sinir harbiyle çıktığım oyun. oyun güzel, hele de 2. perdede o kadar kaptırdım ki kendimi, oyun bittiğinde bile mike karakterine sövmeye devam ediyordum.
  • inandırıcılığı üzerinden eleştirebilecek ve bu yüzden sıkabilen ankara dt oyunu, kısmen tekrarlar akıcılığı sekteye uğratıp sizi oyunun içine sokmaktan alıkoysa da psikolojik gerilimi ve kapitalist eleştirileri hoşuma gitti. aslen deniz gökçe koçman'ın harikulade performansı - kaldı ki kendisini grönholm metodu'nda da beğenmiştim, gayet sevimli bir insan ve iyi iş çıkartıyor - ve sahnede olcay akın kavuzlu görmek için izlenebilir.
    son sözüm de seyircilere: sonuç bölümünde ortada ağır bir trajedi ihtiva edilirken ve gözleri dolan stevie karakterinin dramına seyircinin gülmesi tuhaf idi.
  • bir kitaba, bir filme başlarsın ama öyle sıkıcı, öyle sarmayan bir konusu vardır ya hani sonunu dahi merak etmezsin.. işte bu oyun böyle bir şeydi benim için.. yarısında bıraktım..

    hakkında düşündüğüm tek şey;

    olcay kavuzlu, deniz gökçe koçman gibi başarılı isimlerin bu oyunla nefeslerinin ziyan olduğu..
  • reji, dekor, ışık ve müzik güzeldi fakat çok sıkıcı bir oyundu. sanatçıların emeği tabiki gözardı edilemez. ama neden bu oyun, neden bu metin? son 10 dakika oyunu kurtarmaya yetmiyor, o çatışmayı geçiremediklerini düşünüyorum seyirciye.

    dt benim için hayalkırıklığıyla başladı.
  • 2017-2018 sezonunda ankara dt'de sahnelenecek tiyatro oyunu.

    simon block'un yazdığı ve sinan pekinton'un yönettiği oyunun prömiyer tarihi 10 ekim.

    izledikten sonra gelen edit;

    oyun interaktif değil, kendi aralarında oynuyorlar. ama o kadar güzel oynuyorlar ki oyunu interaktif yapası geliyor insanın, sahneye çıkıp olaya müdahale edesi geliyor. 4 oyuncu var oyunda, olcay akın kavuzlu, esat tanrıverdi, deniz gökçe koçman, mehmet demiralp. dördünü de ayrı ayrı tebrik etmek lazım. buradan değil tabii, gidip sahnede izleyerek.
  • ankara devlet tiyatrosu'nun bu dönemki yeni oyunlarından bir tanesi. öncelikle dekor, ışık ve müziğin hakkını verelim. sonrasında oyunculuklar konusunda olcay kavuzlu'nun hakkını verelim. onun dışında ise oyun tam bir hayal kırıklığı. zaten konu olarak vs zorlama ilerliyor. 2 perde oyun ancak kısa kısa olmuş. çok fazla tekrar var ve bunlar da anlamsız tekrarlar. özellikle belirtmek istedikleri "benim" vs. "bizim" meselesi, aile içinde rollerin dağılımı konusunda mesajları itici bir şekilde veriyor oyun.

    (bkz: baş belası) tarzında ve seviyesinde bir oyun. tavsiyem izlemeyin.
  • oyuncuların seviye atlattığı, metin olarak orta yollu bir ankara devlet tiyatrosu oyunu.

    hani farklı bir şeyler olması gerekir ya sahnede (gerçekler sıkıcı), bunu aşırılıklara kaçarak halletmiş bir oyun bu. paraya tapan satıcı ve beş yaşındaki çocuk zekasına sahip ev erkeği. çıkıp tokatlayasım geldi vallahi.
  • sanat mahal'in yeni oyunu. 30 ocak'ta prömiyer yapacak. 8 şubat'ta bkm'ye gelecek.

    emel çölgeçen, erkan bektaş, kerem atabeyoğlu ve şenol önsel oynuyorlar.

    https://www.sanatmahal.com.tr/…inlik/68/sempanzeler

    bir aksilik çıkmazsa 8 şubat'ta izleyip yorum ekleyeceğim buraya. şansı bol olsun.

    izledikten sonra edit'i:

    sanat mahal'in bu ilk oyununda istanbul'daki ilk gösterim olmasından mütevellit salon ünlü sima doluydu. görüp ismini çıkartabildiklerim: haldun dormen, meral çetinkaya, bülent emin yarar, mert fırat, melisa sözen, sevinç erbulak, volkan yosunlu, didem balçın.

    açıkçası diğer oyunculara da aşinalığım olsa da özellikle emel çölgeçen'i tiyatro sahnesinde izlemek istediğim için merak etmiştim ama hem sahnedeki süresi görece azdı hem de oldukça sinir bozucu bir karakteri canlandırmış kendisi. stevie güçlü bir kadın ve bence sonuna kadar haklı ama sevgilisi mark'a karşı tavrı bir hayli sıkıntılı. bence yer yer şahit olduğumuz dilindeki sertlik de gereksiz abartılı (mark da bir noktada buna isyan edince bir katharsis olmuyor değil.) evet stevie can sıkıyor ama mark daha çok can sıkıyor. tamam 'erkekler hiç büyümeyen çocuklar' anladık da, bu arkadaş biraz abartmış. mark'ı canlandıran erkan bektaş zaten hiç ısınamadığım bir oyuncu, burdaki oyunculuk da vasat. maalesef bu çiftin diyalogları bir süre sonra kopartıyor seyirciyi oyundan. arkamda oturan gruptaki kulak misafiri olduğum kadınlardan biri oyun öncesi niye sevgilim yok diye yakınıyordu, oyundan sonra ilişkiden tiksindim iyi ki yalnızım dediğini duydum.

    'uzman'lar ve onları canlandıran kerem atabeyoğlu ile şenol önsel ise bizi uzun uzun tartışan çiftin kopardığı oyunun içine tekrar sokmayı başarıyor ve adeta nefes aldırıyorlar. komedi zamanlamaları ve performansları çok iyi. oyunun hemen başında diyebileceğimiz bir kısmında kendileriyle ilgili öğrendiğimiz sürpriz gerçeği çok başarılı bir şekilde yansıtıyorlar.

    lakin oyun genel olarak çok uzun. gereksiz bir uzunluk yani. bence yarım saat daha kısa tutulsa çok daha iyi olurmuş. sadede gelin diye beklemekten içim şişti.

    son olarak, oyun ne kadar çok tanıdık ilişkileri anlatsa ve belki de bu yüzden bir miktar iç daraltsa da, yalnızlıkla ilgili söylenen tek cümleyle aklımda kaldı. kelimeleri tam olarak hatırlayamıyorum ama "bir yaştan sonra yalnız kalmak dünyanın en kötü şeyi" manasında. düşündürdü.
  • oyunculuklar dışında tat vermeyen ankara dt temsili.

    dekor tasarım sahneye hiç uygun değil. üzerinde uğraşılmış olsa da şinasi sahnesi üstte seyirci altta kaldığı için ortalarda otursanız da göremediğiniz kısımlar mevcut.

    bir de kendimden bir şeyler bulamadığımdan mıdır pek bir şey hissettirmedi bana oyun.

    çıktığımda dediğim tek şey o adamın yerinde ben olsaydım bu oyun 15 saniyelik bir oyun olurdu.

    +merhaba, şöyle şöyle bir hizmetimiz var ilgilenir misiniz?
    -hayır, teşekkürler.
    +ısrarısrarısrarısrarısrar
    tebessüm edip, sessiz bir şekilde göz teması kurmadan ilerlemek...
    _son_
hesabın var mı? giriş yap